Çocuğun doğumdan itibaren anne baba ile kurduğu ilişki, daha sonra diğer bireylere, nesnelere ve tüm yaşama karşı alacağı tavırların, benimsediği tutum ve davranışların temelini oluşturur. Özellikle okul öncesi dönemde çocuğun yaşamındaki en etkili sosyalleştirme kurumunun da aile olduğunu ve çocuğun bu dönem içinde ağırlıklı olarak anne babayı taklit ederek ya da model alarak öğrendiğini düşünürsek; anne babanın çocuğun duygusal, bilişsel ve sosyal gelişimindeki ya da kişilik gelişimindeki önemi tekrar gözümüzde canlanır. Başka bir deyişle anne babanın çocuğun küçük yaşından itibaren özgüven ya da temel güven duygusunun gelişiminde etkisi çok büyüktür.
Güven-Güvensizlik ilk ne zaman oluşur?
Gelişimsel olarak baktığımızda bebeğin 0-12 ay sonuna kadar olan dönem içinde güven ya da güvensizlik diye adlandırılan bir evreden geçtiği bilinir. Bu dönemde eğitim biçimi, çocuğun yetiştirilme şekli ve onunla kurulan duygusal iletişim çocukta güven ya da güvensizlik duygularının oluşumuna neden olur.
1-3 Yaş Arası
1-3 yaş arasındaki dönemde duygusal ve kişilik gelişimi belirgin olarak görülür. Özerklik evresi olarak tanımlanan bu dönem, çocuğun anne bağımlılığından uzaklaşıp ayaklar üzerinde durabildiği ve her şeyi keşfetmeye çalıştığı bir dönemdir. Bu dönemde eğer çocuk sürekli cezalandırılır ya da kızgınlık ifadeleri altında kalırsa ya da aşırı koruyucu bir ebeveyn tarafından bağımsızlaşmasına ya da keşfetmesine izin verilmezse eziklik hisseder ve utanç yaşar. Anne baba bu yıllarda çocuğun kendi kendine kontrol etme isteğini olumlu yönde etkilerse, izin verirse ve destekleyici olursa, çocuk özerklik içinde güven duygusu kazanabilir.
3-5 Yaş Arası:
Beş yaş sonuna kadar çocuk etrafındaki her şeyi bilmek ve incelemek ister. Merak ettiği konulardan biri de cinselliktir. Çocuğun bu amaçla yaptığı girişimlerin desteklenmesi, gerekli bilgilerin yaşına uygun olarak anlatılarak beslenmesi önemlidir. Diğer koşulda çocuk suçluluk duygusunu hissederek kaygı duymaya başlar.
6-11 Yaş Arası:
Daha sonraki 6-11 yaş evresinde çocuğun okula başladığı, anneden yoğun olarak ayrılarak yalnız kalmayı becermesinin gerektiği ayrıca bilişsel becerilerinin hayatındaki yeni önemli yetişkin yani öğretmeni tarafından da değerlendirildiği bir dönemdir. Bu dönemde sosyal başarı ve başarısızlıklarla karşılaşabilir. Akranlar tarafından kabul edilmek, akademik ve sosyal alanda iyi performans göstermek özgüveni artıran etkenlerdir.
ANNE BABALARIN ÇOCUĞUN ÖZGÜVENİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN YAPABİLECEKLERİ:
Küçük başarılar yakalaması için ona fırsat verin.
Kendi kararlarını vermesi için cesaretlendirin.
Fikirlerine saygı duyun.
Yaratıcılıklarını destekleyin ve cesaretlendirin.
Risk almalarını sağlayın.
Hata yapmalarına ve hatalarından ders almalarına izin verin.
Çocuğunuz ile davranışı arasındaki farkı ayıt edin. Davranışının hatalı olduğunu söyleyin, kendinin değil.
Çocuğunuzu diğer çocuklarla karşılaştırmayın. Çocukların kendilerine ait geçmiş başarılı performanslarını kullanarak karşılaştırma yapılmalı. ”Her geçen gün daha iyisin.” ya da “Her gün bir öncekine göre daha iyi zıplıyorsun.”
Olumsuz yerine olumluyu vurgulayın. Her zaman çocuğa yapmaması gerekeni değil, yapması gerekeni söyleyin. Bu alışkanlık biraz pratikle kazanılabilir. ”Gürültü yapma” yerine, ”Biraz daha alçak sesle konuş” diyerek olumlu ifade kullanmış olursunuz. Böylece yalnızca olumsuz eleştiriyi azaltmış olmazsınız, aynı zamanda çocuğunuz kabul edilir bir davranışa yönelmiş olur.
Kayıtsız şartsız pozitif saygı: Çocuğunuzu sadece yaptıkları yüzünden değil var olduğu için sevdiğinizin ifadesini verin. Sıklıkla duymaya ihtiyaç duydukları mesaj: ”İyi ki varsın. Seni olduğun gibi seviyorum” dur.
Güven-Güvensizlik ilk ne zaman oluşur?
Gelişimsel olarak baktığımızda bebeğin 0-12 ay sonuna kadar olan dönem içinde güven ya da güvensizlik diye adlandırılan bir evreden geçtiği bilinir. Bu dönemde eğitim biçimi, çocuğun yetiştirilme şekli ve onunla kurulan duygusal iletişim çocukta güven ya da güvensizlik duygularının oluşumuna neden olur.
1-3 Yaş Arası
1-3 yaş arasındaki dönemde duygusal ve kişilik gelişimi belirgin olarak görülür. Özerklik evresi olarak tanımlanan bu dönem, çocuğun anne bağımlılığından uzaklaşıp ayaklar üzerinde durabildiği ve her şeyi keşfetmeye çalıştığı bir dönemdir. Bu dönemde eğer çocuk sürekli cezalandırılır ya da kızgınlık ifadeleri altında kalırsa ya da aşırı koruyucu bir ebeveyn tarafından bağımsızlaşmasına ya da keşfetmesine izin verilmezse eziklik hisseder ve utanç yaşar. Anne baba bu yıllarda çocuğun kendi kendine kontrol etme isteğini olumlu yönde etkilerse, izin verirse ve destekleyici olursa, çocuk özerklik içinde güven duygusu kazanabilir.
3-5 Yaş Arası:
Beş yaş sonuna kadar çocuk etrafındaki her şeyi bilmek ve incelemek ister. Merak ettiği konulardan biri de cinselliktir. Çocuğun bu amaçla yaptığı girişimlerin desteklenmesi, gerekli bilgilerin yaşına uygun olarak anlatılarak beslenmesi önemlidir. Diğer koşulda çocuk suçluluk duygusunu hissederek kaygı duymaya başlar.
6-11 Yaş Arası:
Daha sonraki 6-11 yaş evresinde çocuğun okula başladığı, anneden yoğun olarak ayrılarak yalnız kalmayı becermesinin gerektiği ayrıca bilişsel becerilerinin hayatındaki yeni önemli yetişkin yani öğretmeni tarafından da değerlendirildiği bir dönemdir. Bu dönemde sosyal başarı ve başarısızlıklarla karşılaşabilir. Akranlar tarafından kabul edilmek, akademik ve sosyal alanda iyi performans göstermek özgüveni artıran etkenlerdir.
ANNE BABALARIN ÇOCUĞUN ÖZGÜVENİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN YAPABİLECEKLERİ:
Küçük başarılar yakalaması için ona fırsat verin.
Kendi kararlarını vermesi için cesaretlendirin.
Fikirlerine saygı duyun.
Yaratıcılıklarını destekleyin ve cesaretlendirin.
Risk almalarını sağlayın.
Hata yapmalarına ve hatalarından ders almalarına izin verin.
Çocuğunuz ile davranışı arasındaki farkı ayıt edin. Davranışının hatalı olduğunu söyleyin, kendinin değil.
Çocuğunuzu diğer çocuklarla karşılaştırmayın. Çocukların kendilerine ait geçmiş başarılı performanslarını kullanarak karşılaştırma yapılmalı. ”Her geçen gün daha iyisin.” ya da “Her gün bir öncekine göre daha iyi zıplıyorsun.”
Olumsuz yerine olumluyu vurgulayın. Her zaman çocuğa yapmaması gerekeni değil, yapması gerekeni söyleyin. Bu alışkanlık biraz pratikle kazanılabilir. ”Gürültü yapma” yerine, ”Biraz daha alçak sesle konuş” diyerek olumlu ifade kullanmış olursunuz. Böylece yalnızca olumsuz eleştiriyi azaltmış olmazsınız, aynı zamanda çocuğunuz kabul edilir bir davranışa yönelmiş olur.
Kayıtsız şartsız pozitif saygı: Çocuğunuzu sadece yaptıkları yüzünden değil var olduğu için sevdiğinizin ifadesini verin. Sıklıkla duymaya ihtiyaç duydukları mesaj: ”İyi ki varsın. Seni olduğun gibi seviyorum” dur.