Migren çocukluk çağında en sık görülen, tekrarlayıcı baş ağrılarından birisidir.
Erken çocukluk çağında daha az iken ergenliğe doğru görülme sıklığı artar.
Özellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde görülen migren atakları, yetişkinlerden farklı olarak tekrar eden karın ağrıları, kusma atakları, baş dönmesi gibi belirtilerle ortaya çıkabilir.
Bu belirtilerin baş ağrısının önüne geçmesi ve daha belirgin olması migren tanısı konulmasını güç hale getirebilir. Ergenliğe doğru migren erişkinlerdeki belirtilerini daha net göstermeye başlar ve tanı koyulması kolaylaşır. Bu özellikleri nedeniyle çocukluk çağında migren tanısı koyulması güç olduğundan, çocukluk çağında tekrarlayan karın ağrıları, kusmalar, baş dönmeleri hatta boyunda tutulma (tortikollis) gibi durumlar ve baş ağrısı iyi sorgulanmalıdır. Baş ağrısı yoksa bile migren olasılığı her zaman akılda bulundurulmalıdır. Ayrıca böyle durumlara taşıt tutması ile uyurgezerlik, diş gıcırdatma, gece terörü, huzursuz bacaklar sendromu gibi uyku bozuklukları da eşlik edebilir. Eğer migren tanınamaz ve tedavi edilmezse çocuğun okul yaşamını (migrenli çocuklarda okul günü kaybı migrensiz çocuklara göre 2 kat fazladır) ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Ayrıca doğru tanı konulamayan ve doğru tedavi edilemeyen migren kronik hale gelerek çocuk ve ergende depresyona, duygudurumu bozukluklarına, madde kullanımına ve intihar riskinin artmasına neden olabileceğini bildiren pek çok bilimsel veri bulunmaktadır. Bu nedenle, çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkan migren baş ağrılarına doğru tanı koymak, bu baş ağrılarını zamanında ve uygun bir biçimde tedavi etmek oldukça önemlidir.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA MİGREN BAŞ AĞRISININ ÖZELİKLERİ
Çocukluk çağı migrenlerinde, baş ağrısı atağı belirtileri, aura belirtileri ve baş ağrısı atağı sırasındaki belirtiler erişkin migrenlilere göre bazı farklılıklar gösterebilir.
-ÖNCÜ BELİRTİLER
Hastaların bazılarında neredeyse bir gün öncesinden başlayan aşırı aktivite ya da aktivite azalması, içe kapanma, depresif duygu durumu, uyku bozuklukları, esneme, susama hissi, iştah değişiklikleri gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
-AURA
Aura belirtileri ise yetişkin migrenlerinde olduğundan çok renkli ve çeşitli olarak ortaya çıkabilir. En çok görme ile ilgili auralar ortaya çıkar. Cisimleri olduğundan daha büyük, daha küçük, daha renkli ya da daha farklı şekillerde görebilirler. Hatta bu durum için ‘Alice Harikalar Diyarında Sendromu’ tanımlaması bile yapılmıştır. Aura, ağrı atağından 10 ila 30 dakika önce başlayıp 5-10 dakika sürer. Çocukluk çağı migrenlerinde, algılama güçlüğü, anlama güçlüğü, unutkanlık, konuşmada durma, denge bozukluğu, baş dönmesi, duyu kayıpları ve felç gibi endişe verici, ciddi aura belirtilerinin olabileceği de unutulmamalıdır.
-BAŞ AĞRISI FAZI
Çocuklarda migren baş ağrısı erişkinlerin migren baş ağrısından farklı özellikler taşımaktadır. Ağrı atakları genellikle 4 saatten kısadır. Ancak iki güne kadar da uzayabilir. Ağrı şiddeti erişkinden daha azdır. Ağrı atağı sırasında koku hassasiyeti oldukça belirgin olabilir. Baş ağrısı sırasında aşırı terleme, ellerde ayaklarda soğukluk, bulantı hissi, kusma, ishal, idrar çıkışında artış, sersemlik hissi, baş dönmesi, dengesizlik, uyuşmalar, ışıktan ve sesten rahatsız olma gibi bir çok eşlikçi belirti de bulunabilir. Yetişkinden farklı olarak, başın bir yarısını tutan, tek taraflı baş ağrılarından çok, başın her iki tarafında alın ve şakak bölgesini tutan baş ağrıları şeklinde karşımıza çıkar. Baş ağrıları sıklıkla öğleden sonra ve akşama doğru ortaya çıkar. Yaş ilerledikçe migren baş ağrısı özellikleri erişkindeki gibi olmaya başlar. Çocukluk çağı migrenlerinde baş ağrısını durduran en etkili davranış uyumaktır. Migren baş ağrısı atağı çeken çocukların neredeyse %80’inde uyku ile baş ağrısı atağı kısa sürede ortadan kalkar.
ÇOCUK VE ERGENDE MİGREN TEDAVİSİ
1.TETİKLEYİCİLERİN BELİRLENMESİ VE İLAÇ DIŞI ÖNLEMLER
Migren tanısı konulan bir çocuğa ve ebeveynlerine hastalık hakkında bilgi vermek, durumu açıklamak gerekir. İlaç tedavisi gereksin ya da gerekmesin, migreni tetikleyen etmenlerin belirlenmesi, tetikleyicilerden uzak durulması ve yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklikler ile migren atakların oldukça azaltılabileceği çocuğa ve ailesine anlatılmalıdır. Çocuk ve ergen baş ağrılarında hemen ilaç kullanmak yerine önce tetikleyici etmenleri belirlemek ve bu etmenlere karşı önlem almak bile baş ağrılarının sıklığını, atak sayısını ve şiddetini önemli ölçüde azaltabilir. Düzenli bir baş ağrısı günlüğü tutma alışkanlığı ile ağrıların şiddeti, ortaya çıkış zamanları (hafta içi, hafta sonu, tatil günleri, vd. gibi) hatta tetikleyiciler konusunda önemli ipuçları elde edilip önlemler alınabilir. Aç kalmamak, öğün atlamamak, migreni tetikleyebilecek gıdalardan uzak durmak gibi beslenme alışkanlıklarına yönelik düzenlemeler yapılması pek çok migren atağının ortaya çıkmasını engelleyebilir. Az uyumak ya da çok uyumak migren ataklarını arttırabileceği için, özellikle okul çağındaki migrenlilerde düzenli uyku alışkanlığını geliştirmek, uyku hijyeni kuralları konusunda çocuğun ve ailenin bilgilendirilmesi de oldukça önemlidir. Ayrıca migrenli çocuğun ailesi ile hatta öğretmeni ile görüşülerek, varsa stres faktörlerinin belirlenmesi, bu faktörlerin önüne geçilmesi ve çocuğa ilaç dışı yöntemlerle gevşeme tekniklerinin öğretilmesi de pek çok baş ağrısı atağını engellemekte oldukça yararlı olacaktır. Bütün bunların dışında düzenli sıvı alımı, düzenli ılımlı egzersiz yapmak gibi alışkanlıkların kazandırılması baş ağrısı ataklarının önüne geçilmesinde etkili olabilir.
Migren tetikleyicileri nelerdir ?
Okul ve aile sorunları, stres, hava değişimi (lodoslu havalar, ısı değişikliği), uykusuz kalmak ya da aşırı uyumak, gürültü, parlak ışık, kötü koku, parfüm, aşırı spor, ağır egzersiz, öğün atlama, aç kalmak, çerez, çikolata, nitrit ve nitrat içeren salam, sosis, tütsülenmiş balık, eski peynirler, pizza, monosodyumglutamat (MSG) içeren bazı gıdalar olarak sayılabilir. Ancak her tetikleyici her migrenlide baş ağrısını tetiklemeyebilir. Bu nedenle migrenliler tetikleyicileri genel olarak bilmeliler ve hangi tetikleyicinin kendi migrenlerini tetiklediğini saptayarak, o tetikleyiciden sakınmalıdırılar.
2.BAŞ AĞRISI ATAKLARININ TEDAVİSİ AKUT ATAKLARIN TEDAVİSİ
Çocukluk çağı migrenlerinde, tüm bu önlemlere rağmen yine de migren baş ağrısı atakları olabilir. Özellikle hafif şiddette ve sık olmayan ataklarda, hemen ağrı kesici almak yerine önce ilaç dışı bazı yöntemleri uygulamak ilaç almadan baş ağrısı ataklarını atlatmakta sanıldığından çok daha fazla işe yarayabilir. Çocuğun soğuk, sessiz, karanlık bir odaya alınması, gevşeme tekniklerinin uygulanması ya da ağrının etkilediği bölgeye soğuk ya da basınç uygulanması bu yöntemlere örnek olarak verilebilir. Buna rağmen durdurulamayan daha şiddetli ataklarda basit ağrı kesiciler ya da ’triptanlar’ olarak adlandırılan migrene özgü ağrı kesiciler kullanılabilir. Ancak ağrı kesici kullanımında dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar olduğunu unutmamak gerekir. Basit ağrı kesicilerin ya da triptanların seçiminde çocuğun yaşının, kilosunun ve ek hastalığının olup olmaması oldukça belirleyicidir. Ayrıca, baş ağrısı için gelişigüzel ve sık ağrı kesici kullanımının ‘ağrı kesici aşırı kullanımına’ neden olrak baş ağrısını ‘kronik günlük baş ağrısı’ haline getirebileceğini unutmamak gerekir! Bu nedenle basit bir ağrı kesici de olsa, çocukluk çağı baş ağrılarının atakları için verilecek ağrı kesiciler konusunda mutlaka hekime danışmak gereklidir !
KORUYUCU TEDAVİ
Sıklaşan ve şiddeti artan baş ağrısı atakları, çocuğun okul yaşamını ve sosyal yaşamını olumsuz etkilemeye başlar. Ayrıca sık yaşanan ve zamanında müdahale edilmeyip kontrol altına alınmayan migren atakları kronik ve tedavisi daha zor hale gelebilir. Böyle durumlarda koruyucu tedavi gerekir. Koruyucu tedavilerde kalp ritim ilaçları (beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri), antidepresanlar, antiepileptikler, riboflavin (B2 vitamini), asetilsalisilik asit gibi ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçların hangisinin, hangi migrenli çocuğa, ne dozda ve ne sürede verileceği çocuğun yaşına, kilosuna, ek hastalığı olup olmaması gibi bir çok faktöre göre değişecektir. Bu nedenle, çocukluk çağı migrenlerinde koruyucu tedavi kararı, titiz bir değerlendirme sonrası mutlaka uzman bir hekim tarafından verilmelidir.
Erken çocukluk çağında daha az iken ergenliğe doğru görülme sıklığı artar.
Özellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde görülen migren atakları, yetişkinlerden farklı olarak tekrar eden karın ağrıları, kusma atakları, baş dönmesi gibi belirtilerle ortaya çıkabilir.
Bu belirtilerin baş ağrısının önüne geçmesi ve daha belirgin olması migren tanısı konulmasını güç hale getirebilir. Ergenliğe doğru migren erişkinlerdeki belirtilerini daha net göstermeye başlar ve tanı koyulması kolaylaşır. Bu özellikleri nedeniyle çocukluk çağında migren tanısı koyulması güç olduğundan, çocukluk çağında tekrarlayan karın ağrıları, kusmalar, baş dönmeleri hatta boyunda tutulma (tortikollis) gibi durumlar ve baş ağrısı iyi sorgulanmalıdır. Baş ağrısı yoksa bile migren olasılığı her zaman akılda bulundurulmalıdır. Ayrıca böyle durumlara taşıt tutması ile uyurgezerlik, diş gıcırdatma, gece terörü, huzursuz bacaklar sendromu gibi uyku bozuklukları da eşlik edebilir. Eğer migren tanınamaz ve tedavi edilmezse çocuğun okul yaşamını (migrenli çocuklarda okul günü kaybı migrensiz çocuklara göre 2 kat fazladır) ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Ayrıca doğru tanı konulamayan ve doğru tedavi edilemeyen migren kronik hale gelerek çocuk ve ergende depresyona, duygudurumu bozukluklarına, madde kullanımına ve intihar riskinin artmasına neden olabileceğini bildiren pek çok bilimsel veri bulunmaktadır. Bu nedenle, çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkan migren baş ağrılarına doğru tanı koymak, bu baş ağrılarını zamanında ve uygun bir biçimde tedavi etmek oldukça önemlidir.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA MİGREN BAŞ AĞRISININ ÖZELİKLERİ
Çocukluk çağı migrenlerinde, baş ağrısı atağı belirtileri, aura belirtileri ve baş ağrısı atağı sırasındaki belirtiler erişkin migrenlilere göre bazı farklılıklar gösterebilir.
-ÖNCÜ BELİRTİLER
Hastaların bazılarında neredeyse bir gün öncesinden başlayan aşırı aktivite ya da aktivite azalması, içe kapanma, depresif duygu durumu, uyku bozuklukları, esneme, susama hissi, iştah değişiklikleri gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
-AURA
Aura belirtileri ise yetişkin migrenlerinde olduğundan çok renkli ve çeşitli olarak ortaya çıkabilir. En çok görme ile ilgili auralar ortaya çıkar. Cisimleri olduğundan daha büyük, daha küçük, daha renkli ya da daha farklı şekillerde görebilirler. Hatta bu durum için ‘Alice Harikalar Diyarında Sendromu’ tanımlaması bile yapılmıştır. Aura, ağrı atağından 10 ila 30 dakika önce başlayıp 5-10 dakika sürer. Çocukluk çağı migrenlerinde, algılama güçlüğü, anlama güçlüğü, unutkanlık, konuşmada durma, denge bozukluğu, baş dönmesi, duyu kayıpları ve felç gibi endişe verici, ciddi aura belirtilerinin olabileceği de unutulmamalıdır.
-BAŞ AĞRISI FAZI
Çocuklarda migren baş ağrısı erişkinlerin migren baş ağrısından farklı özellikler taşımaktadır. Ağrı atakları genellikle 4 saatten kısadır. Ancak iki güne kadar da uzayabilir. Ağrı şiddeti erişkinden daha azdır. Ağrı atağı sırasında koku hassasiyeti oldukça belirgin olabilir. Baş ağrısı sırasında aşırı terleme, ellerde ayaklarda soğukluk, bulantı hissi, kusma, ishal, idrar çıkışında artış, sersemlik hissi, baş dönmesi, dengesizlik, uyuşmalar, ışıktan ve sesten rahatsız olma gibi bir çok eşlikçi belirti de bulunabilir. Yetişkinden farklı olarak, başın bir yarısını tutan, tek taraflı baş ağrılarından çok, başın her iki tarafında alın ve şakak bölgesini tutan baş ağrıları şeklinde karşımıza çıkar. Baş ağrıları sıklıkla öğleden sonra ve akşama doğru ortaya çıkar. Yaş ilerledikçe migren baş ağrısı özellikleri erişkindeki gibi olmaya başlar. Çocukluk çağı migrenlerinde baş ağrısını durduran en etkili davranış uyumaktır. Migren baş ağrısı atağı çeken çocukların neredeyse %80’inde uyku ile baş ağrısı atağı kısa sürede ortadan kalkar.
ÇOCUK VE ERGENDE MİGREN TEDAVİSİ
1.TETİKLEYİCİLERİN BELİRLENMESİ VE İLAÇ DIŞI ÖNLEMLER
Migren tanısı konulan bir çocuğa ve ebeveynlerine hastalık hakkında bilgi vermek, durumu açıklamak gerekir. İlaç tedavisi gereksin ya da gerekmesin, migreni tetikleyen etmenlerin belirlenmesi, tetikleyicilerden uzak durulması ve yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklikler ile migren atakların oldukça azaltılabileceği çocuğa ve ailesine anlatılmalıdır. Çocuk ve ergen baş ağrılarında hemen ilaç kullanmak yerine önce tetikleyici etmenleri belirlemek ve bu etmenlere karşı önlem almak bile baş ağrılarının sıklığını, atak sayısını ve şiddetini önemli ölçüde azaltabilir. Düzenli bir baş ağrısı günlüğü tutma alışkanlığı ile ağrıların şiddeti, ortaya çıkış zamanları (hafta içi, hafta sonu, tatil günleri, vd. gibi) hatta tetikleyiciler konusunda önemli ipuçları elde edilip önlemler alınabilir. Aç kalmamak, öğün atlamamak, migreni tetikleyebilecek gıdalardan uzak durmak gibi beslenme alışkanlıklarına yönelik düzenlemeler yapılması pek çok migren atağının ortaya çıkmasını engelleyebilir. Az uyumak ya da çok uyumak migren ataklarını arttırabileceği için, özellikle okul çağındaki migrenlilerde düzenli uyku alışkanlığını geliştirmek, uyku hijyeni kuralları konusunda çocuğun ve ailenin bilgilendirilmesi de oldukça önemlidir. Ayrıca migrenli çocuğun ailesi ile hatta öğretmeni ile görüşülerek, varsa stres faktörlerinin belirlenmesi, bu faktörlerin önüne geçilmesi ve çocuğa ilaç dışı yöntemlerle gevşeme tekniklerinin öğretilmesi de pek çok baş ağrısı atağını engellemekte oldukça yararlı olacaktır. Bütün bunların dışında düzenli sıvı alımı, düzenli ılımlı egzersiz yapmak gibi alışkanlıkların kazandırılması baş ağrısı ataklarının önüne geçilmesinde etkili olabilir.
Migren tetikleyicileri nelerdir ?
Okul ve aile sorunları, stres, hava değişimi (lodoslu havalar, ısı değişikliği), uykusuz kalmak ya da aşırı uyumak, gürültü, parlak ışık, kötü koku, parfüm, aşırı spor, ağır egzersiz, öğün atlama, aç kalmak, çerez, çikolata, nitrit ve nitrat içeren salam, sosis, tütsülenmiş balık, eski peynirler, pizza, monosodyumglutamat (MSG) içeren bazı gıdalar olarak sayılabilir. Ancak her tetikleyici her migrenlide baş ağrısını tetiklemeyebilir. Bu nedenle migrenliler tetikleyicileri genel olarak bilmeliler ve hangi tetikleyicinin kendi migrenlerini tetiklediğini saptayarak, o tetikleyiciden sakınmalıdırılar.
2.BAŞ AĞRISI ATAKLARININ TEDAVİSİ AKUT ATAKLARIN TEDAVİSİ
Çocukluk çağı migrenlerinde, tüm bu önlemlere rağmen yine de migren baş ağrısı atakları olabilir. Özellikle hafif şiddette ve sık olmayan ataklarda, hemen ağrı kesici almak yerine önce ilaç dışı bazı yöntemleri uygulamak ilaç almadan baş ağrısı ataklarını atlatmakta sanıldığından çok daha fazla işe yarayabilir. Çocuğun soğuk, sessiz, karanlık bir odaya alınması, gevşeme tekniklerinin uygulanması ya da ağrının etkilediği bölgeye soğuk ya da basınç uygulanması bu yöntemlere örnek olarak verilebilir. Buna rağmen durdurulamayan daha şiddetli ataklarda basit ağrı kesiciler ya da ’triptanlar’ olarak adlandırılan migrene özgü ağrı kesiciler kullanılabilir. Ancak ağrı kesici kullanımında dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar olduğunu unutmamak gerekir. Basit ağrı kesicilerin ya da triptanların seçiminde çocuğun yaşının, kilosunun ve ek hastalığının olup olmaması oldukça belirleyicidir. Ayrıca, baş ağrısı için gelişigüzel ve sık ağrı kesici kullanımının ‘ağrı kesici aşırı kullanımına’ neden olrak baş ağrısını ‘kronik günlük baş ağrısı’ haline getirebileceğini unutmamak gerekir! Bu nedenle basit bir ağrı kesici de olsa, çocukluk çağı baş ağrılarının atakları için verilecek ağrı kesiciler konusunda mutlaka hekime danışmak gereklidir !
KORUYUCU TEDAVİ
Sıklaşan ve şiddeti artan baş ağrısı atakları, çocuğun okul yaşamını ve sosyal yaşamını olumsuz etkilemeye başlar. Ayrıca sık yaşanan ve zamanında müdahale edilmeyip kontrol altına alınmayan migren atakları kronik ve tedavisi daha zor hale gelebilir. Böyle durumlarda koruyucu tedavi gerekir. Koruyucu tedavilerde kalp ritim ilaçları (beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri), antidepresanlar, antiepileptikler, riboflavin (B2 vitamini), asetilsalisilik asit gibi ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçların hangisinin, hangi migrenli çocuğa, ne dozda ve ne sürede verileceği çocuğun yaşına, kilosuna, ek hastalığı olup olmaması gibi bir çok faktöre göre değişecektir. Bu nedenle, çocukluk çağı migrenlerinde koruyucu tedavi kararı, titiz bir değerlendirme sonrası mutlaka uzman bir hekim tarafından verilmelidir.