AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam etmesi için lütfen devre dışı bırakın.

cumhuriyet yonetimiyle kazandığımız hak ve hurriyetler ozgurlukler

SoruCevap

Üye
Çözümler
1
Tepkime
62
Yaş
36
Coin
256,935
cumhuriyet yonetimiyle kazandığımız hak ve hurriyetler ozgurlukler

ATATURK ’UN BİZE KAZANDIRDIĞI HAK VE OZGURLUKLER

Cumhuriyet
Cumhuriyet Nedir?
Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak uzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen secimlerle goreve getirildiği bir “yonetim bicimidir

Cumhuriyet adı verilen yonetim bicimlerinde halk, yonetimini beğenmediği yoneticileri, belli aralıklarla yinelenen secimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptirBu nedenle yoneticiler, toplumu k eyfi bicimde yonetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gozonunde tutmak zorunda kalırlar Bir başka deyişle, yoneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır

Aslında cumhuriyet bir yonetim bicimidirTurk insanı icin cumhuriyet, bir rejim ama Ataturkcu duşunce sistemine dayanan bir rejimi ifade etmektedirBugun her Turk'un sorumluluğu, Turkiye Cumhuriyetinin niteliklerini iyi bilerek onu korumak ve geliştirmek olmalıdırEskiden ulkeleri tek kişi yonetirdi Ulkelerini diledikleri gibi yoneten bu kişilere padişah, şah, kral, hakan, sultan denirdi Yonetim coğu zaman babadan oğula gecerdiCumhuriyet yonetiminde soz ulusundur Cumhuriyet; yurttaşların secme ve secilme hakkının olduğu bir yonetimdir Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ulkenin yonetilmesidirAtaturk kurulan Turkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olduCumhuriyet'i korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın odevidir

Turkiye'de Cumhuriyet Nasıl İlan Edildi?
Turkiye'de Cumhuriyet yonetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde gecilmiştir; ancak 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yonetiminin de fiili başlangıcı olduğunu soylemek gerekir23 Nisan 1920'de “egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu ilan edilmiş; ulusun sectiği TBMM'nin denetimindeki hukumet, ulusun kaderini belirlemek uzere calışmaya başlamıştırBu gelişmelere karşın, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması icin 1922 yılına kadar beklemek gerekmiştirTBMM, 1 Kasım 1922 gecesi verilen bir kararla, “Halifelikle “Saltanatı birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır

B)KAZANDIRDIĞI HAKLAR
Yapmış Olduğu İnkilaplar ’ı Ornek Verebiliriz

ISiyasi alanda yapılan inkılaplar:

1 Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)

2 Cumhuriyet ’in ilanı (29 Ekim 1923)

3 Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

IIToplumsal yaşayışın duzenlenmesi:

1 Şapka İktisası (giyilmesi) Hakkında Kanun (25 Kasım 1925)

2 Tekke ve Zaviyelerle Turbelerin Seddine (kapatılmasına) ve Turbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun (30 Kasım 1925)

3 Beynelmilel Saat ve Takvim Hakkındaki Kanunların Kabulu (26 Aralık 1925) Kabul edilen bu kanunlarla Hicri ve Rumi Takvim uygulaması kaldırılarak yerine Miladi Takvim, alaturka saat yerine de milletlerarası saat sistemi uygulaması benimsenmiştir

4 Olculer Kanunu (1 Nisan 1931) Bu kanunla olcu birimi olarak medeni milletlerin kullandıkları metre, kilogram ve litre kabul edilmiştir

5 Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun (26 Kasım 1934)

6 Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (3 Aralık 1934) Bu kanunla din adamlarının, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, mabet ve ayinler dışında ruhani kisve (giysi) taşımaları yasaklanmıştır

7 Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)

8 Kemal Oz Adlı Cumhurreisimize Ataturk Soyadı Verilmesi Hakkında Kanun (24 Kasım 1934)

9 Kadınların medeni ve siyasi haklara kavuşması:
a Medeni Kanun ’la sağlanan haklar
b Belediye secimlerinde kadınlara secme ve secilme hakkı tanıyan kanunun kabulu (3 Nisan 1930)
c Anayasa ’da yapılan değişiklerle kadınlara milletvekili secme ve secilme hakkının tanınması (5 Aralık 1934)

III Hukuk alanında yapılan inkılaplar:

1 Şeriye Mahkemelerinin kaldırılması ve Yeni Mahkemeler Teşkilatının Kurulması Kanunu (8 Nisan 1934)

2 Turk Medeni Kanunu (17 Şubat 1926)Dini hukuk sisteminden ayrılarak laik cağdaş hukuk sisteminin uygulanmasına başlanmıştır

Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Turkiye Buyuk Millet Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yonetiminin yanında, halkın icinden secilen temsilcileriyle halk iradesinin gercek temsilcisi olmuş, iyice eskimiş ve yıpranmış kişisel saltanatsa, TBMM'yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması'nı imzalamış, duşmanla işbirliği yapıp, cıkarttığı ayaklanmalarla Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı engellemeye calışmıştı 23 Nisan 1920'den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla kişisel saltanata kalkmış gozuyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri'nin Lozan Barış Konferansı'na Ankara Hukumetinin yanı sıra Osmanlı Hukumeti temsilcilerini de cağırmaları ustune, 1 Kasım 1922'de TBMM'de yaptığı konuşmada ulusa, akla aykırı olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Ataturk'u desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul'un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık Sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım gunu İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul'dan ayrıldı

Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Barış Anlaşması'nın ardından TBMM'de en cok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu Kendisi bir hukumet olan TBMM'nin ayrı bir hukumeti ve bu hukumeti yonetecek bir başbakanı bulunmaması, meclis icinden bakanların seciminde adayların gerekli oyu sağlamakta gucluk cekmeleri, surekli sorunlara yol acmaktaydı 27 Ekim 1923'te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hukumetin istifası ve Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yeni hukumet listesi ustunde anlaşmaya varmaması ustune, Ataturk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun gercek cozumuyle ilgili duşuncesini acıkladı ve İsmet İnonu'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı Ertesi gun TBMM, yapılan işin coktan doğmuş olan cocuğun adını koymakolduğunun milletvekillerine acıklanmasından sonra, saat 2030'da Anayasa değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti ilan etti ve oybirliğiyle alınan bu karardan sonra cumhurbaşkanı secimine gecerek, gene oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Turkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı secti



Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife secmiş olduğu Abdulmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş, bundan guc alan Abdulmecit Efendi de, yeniden torenler duzenlemeye, demecler vermeye bazı İslam ulkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri ustune, İslam dunyasının onderi tavrı takınmaya başlamıştı Bu durumun yeni kurulmuş cumhuriyet yonetimi icin tehlikeli olabileceğini kavrayan Ataturk, İzmir'deki ordu tatbikatları sırasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda duşuncesini acıklayıp, yasanın meclis gundemine getirilmesini kararlaştırdı 1 Mart 1924'teki butce goruşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek odenek konusunun gundeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924'te kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları icin Osmanlı hanedanı uyelerinin de yurt dışına cıkarılmaları kabul edildi

Şeriye ve Evkaf Vekaleti'nin kaldırılması
(3 Mart 1924)
Şeriat hukumlerine dayalı Osmanlı hukuk duzeninin yeni Turk toplumuna uyarlanamayacağının anlaşılması sonucunda, TBMM'nin hilafetin kaldırıldığı gun Şeriye ve Evkaf Vekaletini'ni de kaldırmasıyla (3 Mart 1924), Turk hukuk sisteminde yeni duzenlemeler yapılması gereği de acıkca ortaya konmuş oldu 20 Nisan 1924 tarihli ikinci Anayasa'yla birlikte, hukuka ilişkin bir dizi yasa yururluğe girdi

Medeni Kanun'un kabulu (17 Şubat 1926)
Osmanlı İmparatorluğu doneminde hukuk işleri din kurallarına gore yonetilmekte olduğundan, cağdaş toplumlar duzeyine erişmek isteyen Turk toplumunun temel gereksinmelerinin, soz konusu hukuk yapısıyla karşılanamayacağı anlaşılmıştı Tanzimat Donemi'nde hazırlanan Mecelle, bazı yenilikler getirmekle birlikte, kişilerin hak ve borcları, aile kurumu, işleyişi ve sona ermesi, mulkiyet ilişkileri, miras sorunları, kiralama, satın alma, odunc verme vb ilişkiler acısından, gercek bir Medeni Kanun sayılamazdı Bu nedenle İsvicre Medeni Kanunu ornek alınarak hazırlanan Medeni Kanun, 17 Şubat 1926'da TBMM'de kabul edilerek, yururluğe kondu Bunu, obur temel yasalar ile, ceza hukuku alanındaki boşlukları gideren Ceza Kanunu'nun kabul edilip (1 Mart 1926) yururluğe konması izledi



Tarikatların kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
Başlangıcta yalnızca din konularıyla ilgilenen, farklı duşunce sistemleri geliştirerek taraftarlarını coğaltmaya calışan tarikatlar, zaman icinde siyasal olaylarda etkili rol oynamaya, cıkarılan tehlike ye duştukce halkı ayaklandırmaya koyulmuşlardı Bu etkinliklerini cumhuriyetin ilanından sonra da surdurmeye kalkışmaları ve Menemen Olayı, Şeyh Sait Ayaklanması gibi şeriattan yana ayaklanmalara yol acmaları ustune Turkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, muritler memleketi olamaz Turkiye Cumhuriyeti her alanda doğru yolu gosterecek, uyaracak guctedir Biz uygarlığın bilim ve fenninden guc alıyoruz ve ona gore yuruyoruz Başka bir şey tanımayızdiyen Ataturk'un sozleri ışığında harekete gecilerek, 30 Kasım 1925'te cıkarılan yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatıldı

Laikliğin kabulu (19281937)
Saltanatın kaldırılması, hilafetin kaldırılması, Şeriye ve Evkaf Vekaleti'nin kaldırılarak yalnızca din işleriyle uğraşacak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması, tarikat ve zaviyelerin kapatılması aşamalarından gecen laikliğin tam anlamıyla yasal tabana oturtulması icin, 1924 Anayasası'nda yeralan Turkiye devletinin dini İslam'dırdeyimini tartışmaya koyulan TBMM, 10 Nisan 1928'de Anayasa'nın ikinci maddesini değiştirip, 16 ve 38 maddeler gereğince milletvekilleri ile cumhurbaşkanının ant icerken soylemek zorunda oldukları vallahisozcuğunu maddelerden cıkardı Ayrıca, 26 maddedeki ahkamı şeriyenin tenfizi(şeriat hukumlerinin yurutulmesi) sozcukleri de Anayasa'dan cıkarıldı İnananların ibadetlerini kendi dilleriyle yapmalarını doğal bir hak olarak goren Mustafa Kemal'in, aydın din adamlarıyla yaptığı goruşmelerden sonra, 3 Şubat 1928'de hutbelerin Turkce okunmasının kabul edilmesini, dualar ve ezanın Turkceye cevrilmesi alışmaları izledi 5 Şubat 1937'de Anayasa'nın ikinci maddesinde laiklik ilkesine yer verilmesi ve Turkiye Cumhuriyeti'nin laik bir devlet olduğunun yazılmasıyla, laiklik devrimi tamamlanmış oldu



Kadın haklarının tanınması (19301933 ve 1934)
Osmanlı toplumunda hemen hicbir toplumsal ve siyasal hakkı bulunmaya kadınlara Medeni Kanun'la bazı haklar tanınmış olmakla birlikte, siyasal haklar acısından bir değişiklik yapılmamıştı Ataturk'un girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yonunde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye secimlerinde secme, 1933'te cıkarılan Koy Kanunu'yla muhtar secme ve koy heyetine secilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili secme ve secilme haklarının tanınmasıyla, Turk kadını o yıllarda Avrupa devletlerinin coğundaki kadınlardan daha ileri haklar elde etti ve cok gecmeden toplumda erkeklerin calıştığı her alanda yerini aldı



Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
Ulke halkını her alanda cağdaş ve uygar duzeye cıkarabilmek icin değişiklikler tasarlarken, dış gorunuşuyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanan Mustafa Kemal'in, 25 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, Buna şapka derlerdiye halkı şapka giymeye ozendirmesinden sonra, 25 Kasım 1925'te Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun cıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklandı



Takvim, saat ve olculerde değişiklik (1925 ve 1931)
Cumhuriyet doneminden once Batı uluslarından ayrı takvim, saat, sayı ve olculerin kullanılması, hafta tatillerinin cuma gunu olması, takvimin başlangıcı olarak Hazreti Muhammet'in Mekke'den Medine'ye goc ettiği tarih olan 622 yılının alınması (hicri takvim), sayı olarak eski sayıları, olcu olarak da okka, dirhem, arşın, endaze vb olculerin kullanılması, Turk toplumu ile Batı toplumları arasındaki ilişkilerde buyuk karışıklık ve gucluklere yol acmaktaydı 26 Aralık 1925'te miladi takvimin kabul edilip, alaturka saat yerine Batı'da kullanılan alafranga saatin kabul edilmesiyle, 23 Mart 1931'de cıkarılan yasayla da gram, kilogram, ton, metre, kilometre gibi olculerin benimsenmesiyle, bir yandan Batı ulkeleriyle ilişkiler kolaylaştırılırken, bir yandan da yurdun her yerinde tutarlı bir olcu ve ağırlık duzeni kurulmuş oldu


Soyadı yasasının kabulu (21 Haziran 1934)
Soyadı bulunmamasının gunluk yaşamda yarattığı gucluk ve karışıklıkların onune gecmek amacıyla 21 Haziran 1934'te cıkarılan yasayla, her Turk kendine uygun bir soyadı almakla yukumlu kılındı 24 Kasım 1934'te cıkarılan bir yasayla da TBMM Mustafa Kemal'e Ataturk soyadını verdi Aynı yıl cıkarılan bir başka yasayla ayrıcalıkları belirten eski unvanların yasaklanmasıyla, yasalar onunde eşitlik ilkesinin gercekleştirilmesinde onemli bir adım atılmış oldu


Eğitim ve oğretim devrimi (3 Mart 1924)
Osmanlı toplumundaki medreseler ile iptidai, ruştiye, idadi turunde okulların toplumun gereksinme duyduğu elemanları yetiştirme acısından ozellikle sayı bakımından yetersiz kaldığını gozleyen, eğitimin onemini yaptığı konuşmalarda sık sık vurgulayan Ataturk'un yol gostericiliği altında TBMM, eğitim ve oğretim işlerini Milli Eğitim Bakanlığı'na verip, 3 Mart 1924'te cıkardığı Oğretimin Birleştirilmesi yasasıyla, mahalle mektepleri ve medreseleri kaldırdı Anadolu'nun ceşitli kentlerinde meslek okulları, teknik okullar, oğretmen okulları, ortaokul ve liseler acılırken, cıkarılan Universiteler Kanunu'yla Darulfunun kaldırılıp, yerine İstanbul Universitesi kuruldu



Harf yada yazı devrimi (1 Kasım 1928)
Oğrenilmesi son derece guc olan Arap abecesinin okuryazar sayısının artmasını engellediğini, ayrıca Turkce sesleri dile getirmede gucsuz kaldığını anlayan Ataturk'un, 1926'dan başlayarak yaptırdığı araştırmalar sonucunda, Turkce'nin yapısına en uygun abece olduğuna karar verilen Latin abecesi alınıp, yeniden duzenlenerek, 1 Kasım 1928'de cıkarılan Turk Harfleri Hakkında Kanun'la yururluğe kondu ve Ataturk'un kendisinin de katıldığı yaygınlaştırma calışmaları sonucunda, kısa sure icinde benimsendi



Tarih anlayışında gerceğe donuş (12 Nisan 1931)
Osmanlı doneminde tarihcilerin aşağı yukarı yalnızca yaşadıkları donemin olaylarını yazıya gecirmekle yukumlu olmalarından oturu, Turklerin eski tarihlerine ilişkin calışmalar yok denecek kadar azdı Turkiye Cumhuriyeti'nin onceki butun Turk devletleriyle tarihsel bağıolduğu, dunya uygarlığının oluşma ve gelişmesinde Turk uygarlığının onemli payı bulunduğugoruşunden yola cıkan Ataturk'un onculuğunde yapılan calışmalar, 12 Nisan 1931'de, sonradan Turk Tarih Kurumu adını alan Turk Tarihi Tetkik Cemiyeti'nin kurulmasıyla sonuclandı


Dil devrimi (12 Temmuz 1932)
Osmanlılar doneminde aydınların buyuk olcude farsca ve arapca sozcuk ve dilbilgisi kuralı iceren Osmanlıca'yı kullanmalarından oturu, aydınlar ile halkın dil bakımından birbirlerinden kopmuş olmaları, cumhuriyetoncesindeki donemde de bazı aydınları rahatsız etmiş, Selanik'te cıkarılan (1911) Genc Kalemler dergisinde Yeni Dilhareketi başlatılmış, ama dilde yabancı sozluklerden yeterli bir arınma sağlanamamıştı Turkce'nin ozleştirilerek yeni Turk abecesiyle dunyanın en zengin dillerinden biri haline getirilmesini amac alan Ataturk, 12 Temmuz 1932'de, sonradan Turk Dil Kurumu adını alan Turk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdurarak, Turkce'nin gercek bir bilim, edebiyat ve sanat diline donuşmesi calışmalarını hızlandırdı



Ataturk'un Bize Kazandırdığı Hak ve Ozgurluklerle İlgili Sozleri


Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir

Turk Milleti yeni bir iman ve kesin bir milli azim ile yeni bir devlet kurmuştur bu devletin dayandığı esaslar Tam Bağımsızlıkve Kayıtsız Şartsız Milli Egemenlikten ibarettir Yeni Turkiye devletinin yapısının ruhu Milli Egemenliktir Milletin Kayıtsız Şartsız Egemenliğidir

Ey yukselen yeni nesil, istikbal sizindir Cumhuriyet'i biz kurduk, O'nu yukseltecek ve surdurecek sizlersiniz

Biz buyuk bir inkılap yaptık Memleketi bir cağdan alıp yeni bir cağa goturduk

Milli egemenlik oyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, tac ve tahtlar batar, mahvolur Milletlerin esirliği uzerine kurulmuş muesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar

Turk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir

Hurriyet olmayan bir memlekette olum ve cokuş vardır Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hurriyettir

Toplumdaki başarısızlığın sebebi, kadınlarımıza karşı gosterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır

Ey kahraman Turk kadını, sen yerde surunmeye değil, omuzlar uzerinde goklere yukselmeye layıksın

Biz Turkler, butun tarihimiz boyunca hurriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz
 

Create an account or login to comment

You must be a member in order to leave a comment

Create account

Create an account on our community. It's easy!

Log in

Already have an account? Log in here.

Üst Alt