Cumhuriyetten Önce Alfabe
Cumhuriyetten Önce Alfabemiz
Türkler 10. yüzyıldan itibaren İslam dini ile birlikte Arap alfabesini de Türkçe ses sistemine uyarlayarak benimsemişlerdi. Bunu izleyen 900 yıl boyunca Türkçe'nin gerek Batı (Osmanlı) gerek Doğu lehçeleri, Arap alfabesinin Türkçeye uyarlanmış bir biçimi ile yazıldı.
Alfabe konusu, Cumhuriyet döneminde ilk defa İzmir İktisat Kongresi'nde gündeme gelmiş, maarifi ilgilendirdiği için reddedilmiştir. Daha sonra 1924 yılında Şükrü Saraçoğlu tarafından TBMM'de gündeme getirilmiş, ancak sonuçsuz kalmıştır. Bu sıra kültür alanındaki gelişmeler de peş peşe devam etmektedir. 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğretimde birliğin sağlanabilmesi için dil birliğinin kurulması, bunun için de Latin harflerinin kabulü gerekliliği düşünülmeye başlanmıştır. Uygulanan kültür programı doğrultusunda yavaş yavaş Latin harflerine doğru gidiş başlamıştır. 26 Aralık 1925 tarihinde uluslar arası takvim ve saatin kullanılması kabul edilmiş, Hicri Takvim yerine miladi Takvim alınmıştır. Daha sonra 1926 yılında çıkarılan bir kanunla ticaret alanında Türkçe kullanılması öngörülmüştür. Ticaret alanında aksamaların önüne geçmek gerekçesiyle Cuma günleri olan tatil Pazar gününe alınmıştır. 1927 yılında çıkarılan bir kanunla da sokak adları Türkçeleştirilmiştir. Arkasından 20 Mayıs 1928 tarihinde Arap rakamları bırakılarak Latin rakamları kabul edilmiştir.
alıntı
Cumhuriyetten Önce Alfabemiz
Türkler 10. yüzyıldan itibaren İslam dini ile birlikte Arap alfabesini de Türkçe ses sistemine uyarlayarak benimsemişlerdi. Bunu izleyen 900 yıl boyunca Türkçe'nin gerek Batı (Osmanlı) gerek Doğu lehçeleri, Arap alfabesinin Türkçeye uyarlanmış bir biçimi ile yazıldı.
Alfabe konusu, Cumhuriyet döneminde ilk defa İzmir İktisat Kongresi'nde gündeme gelmiş, maarifi ilgilendirdiği için reddedilmiştir. Daha sonra 1924 yılında Şükrü Saraçoğlu tarafından TBMM'de gündeme getirilmiş, ancak sonuçsuz kalmıştır. Bu sıra kültür alanındaki gelişmeler de peş peşe devam etmektedir. 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğretimde birliğin sağlanabilmesi için dil birliğinin kurulması, bunun için de Latin harflerinin kabulü gerekliliği düşünülmeye başlanmıştır. Uygulanan kültür programı doğrultusunda yavaş yavaş Latin harflerine doğru gidiş başlamıştır. 26 Aralık 1925 tarihinde uluslar arası takvim ve saatin kullanılması kabul edilmiş, Hicri Takvim yerine miladi Takvim alınmıştır. Daha sonra 1926 yılında çıkarılan bir kanunla ticaret alanında Türkçe kullanılması öngörülmüştür. Ticaret alanında aksamaların önüne geçmek gerekçesiyle Cuma günleri olan tatil Pazar gününe alınmıştır. 1927 yılında çıkarılan bir kanunla da sokak adları Türkçeleştirilmiştir. Arkasından 20 Mayıs 1928 tarihinde Arap rakamları bırakılarak Latin rakamları kabul edilmiştir.
alıntı