Dante Alighieri (1265, Floransa -1321, Ravenna) İtalyan ozan
* Dante Alighieri’ (ö.13/14 eylül 1321. ravenna) nin hayatı ile ilgili bilgilerin büyük bir bölümü onun ortaya koyduğu yapıtlardan çıkartılmaktadır. Dante Floransa’lı bir burjuva ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Ablası ve biri kız öbürü erkek iki üvey kardeşi ile birlikte büyüdü. 20 yaşındayken evlendi. Floransa üzerinde hakimiyet sağlamak isteyen imparatorluk yanlısı Ghilbelinolar ile papalık yanlısı Guelfolar arasındaki uzun savaşımda Dante’nin ailesi Guelfoların tarafında yer aldı; Guelfolar 1266 Benevento savaşıyla kentte yönetimi ele geçirdi. Bu tarihten sonrada şiddetli çatışmalara sahne olan Floransa’da yetişen Dante İlahi Komedya’da ayrılıkların asıl sorumlusu olarak feodal soyluları göstermiştir.
* Çocuk yaştaki dilbilgisi ve retorik çalışmalarıyla Latin yazarları tanıma fırsatını bulan Dante, değişik edebi akımların boy attığı floransa kültür çevresinin etkisiyle ilk gençlik döneminde şiir yazmaya başladı.Örnek aldığı Guido Cavalcanti’nin etkisiyle balad türüne yeni bir boyut, dramatik bir biçem kazandırdı. Ona esin veren Beatrice için şiirler yazmış bu şiirlerde geleneksel tarz aşk şiiri modelini geride bırakmış ve kendi üslubunu yaratmıştır. Beatrice’nin güzelliğini tanrısal bir belirti, metafizik bilginin aracı olarak gördüğü bu şiirlerde mistik bir kıyaslamaya yöneldi.
* Dante’nin 9 yaşından beri aşık olduğu Beatrice Portinari’nin 1290’da ölümü üzerine şair kendini yoğun bir çalışmaya verdi. 1283-93 arasında yazılmış 31 şiirin düz yazı bir çerçeve içine yerleştirildiği La vita nuova (1293, yeni yaşam) bu dönemin ilk ürünü olmuştur. Ayrıca bu yapıt Beatrice’ye duyduğu ilk gençlik aşkını anlattığı bir tür “anı kitabı” niteliği taşır.
Beatrice’nin ölümü Dante’nin yaşamında olduğu kadar şiirinde de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Klasik yazarların yapıtlarını okuduğu, dinsel ve felsefi tartışmalara katıldığı bu dönemde Dante’nin olgunluk dönemi başyapıtlarının temaları, üslup ve ölçü özellikleri belirmeye başladı. Aşk dışında felsefe ve öğreti temalarının işlendiği şiirler yazdı. 1296’da aşkına karşılık vermeyen Pietra adlı bir kadın için yazdığı dört rime petrose (duygulu şiir) ise hem ölçü, hem de üslup bakımından şairin olgunluk dönemini çağrıştırır. Provans trubaduru Arnaut Daniel örnek alınarak yazılan bu şiirler İlahi Komedya’daki üslubunda habercisidir.
* Siyasal yaşamında Guelfo komününün demokratik ülkülerine bağlı kalan Dante, 1289’da süvari olarak Ghibellinolara karşı Campaldino çarpışmasına ve Piza’nin Caprona Kalesi’ne düzenlenen sefere katılmıştır. 1295’te Giona dela Bella’nin devrilmesini izleyen günlerde Doktorlar ve Eczacılar Loncasın’na girdi ve etkin olarak politikaya atıldı. 1296’da Yüzler Konseyi’ne katılarak soylulara karşı çıkarılan yasaları destekledi. Dante'nin bu dönemdeki ahlaki ve demokratik eğilimleri ahlaki soyluluğu ve güzelliği öven kanzonalarına da yansımıştır. Politik tavrının eserlerinde ortaya çıkmasını F.Engels şöyle ortaya kor: “tragedyanın babası Aiskhlos ve komedyanın babası Aristophanes, ikiside çok partizan şairlerdi. Dante ve Cervantes’de partizanlıkta onlardan geri kalmamışlardır.”
* 1297’de Papa VIII. Bonifatius kendisine karşı olan Romalı Colonna ailesine karşı bir sefer düzenledi. Kardinal Matteo d’Acquasparta’yı da yardım toplaması için Floransa’ya gönderdi. Olayla ilgili kesin tutumu bilinmemekle birlikte Dante “inferno” da (cehennem) papanın iktidar hırsından açıkça söz eder. Guelfoların siyah ve beyaz Guelfolar diye ikiye ayrılmasının bir nedeni de Bonifatius’un bu hırsıdır. Papanın görünürde iki tarafı uzlaştırmak ama gerçekte siyaları desteklemek için Mateo d’Acquasparta’yı 1300’de ikinci kez Floransa’ya göndermesinden sonra Dante Guelfo birliğini güçlendirmesi için 7 Mayıs’ta Son Gimignano’ya gönderildi. 15 Haziran-14 Ağustos 1300 arasında 6 Lonca başkanından biri sıfatıyla kent yönetimine seçildi. Dante ve öteki yöneticiler taraf tutmayarak hem siyah, hem beyaz Guelfoalrın ileri gelenlerini sürgüne gönderdiler. Sürgün edilenler arasında Dante’nin eski dostu Guido Cavalcanti’de vardı. Dante Lonca yönetiminden ayrıldıktan sonra Beyaz Guelfolar sürgündeki yandaşlarını geri çağırdılar. Siyahlar ise yönetimi ele geçirmek amacıyla 1301’de Sta Trinita Kilisesi’nde toplandılar. Günümüze kalan belgelerden Dante’nin beyaz Guelfolardan oluşan büyük bir grubun önderliğini yaptığı, Floransa’daki 1300-1301 olaylarında da önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.
* Kenti tehdit eden tehlikeler karşısında Dante 1301’de üç kez bütün iktidarın Lonca yönetimine verilmesi çağrısında bulundu. Ama papayla anlaşan Fransa kralının kardeşi Charles de Valais, Floransa sınırında ki Siyah Guelfo karargahına varmıştı. Bir uzlaşma girişiminde daha bulunan beyazlar, aralarında Dante'nin de bulunduğu üç kişilik bir kurulu, papaya elçi olarak gönderdiler. Böylece Dante Floransa’dan bir daha bu kente dönmemek üzere ayrıldı. 1301’de kente giren Charles kısa sürede radikal siyah yandaşlarının desteğini kazandı. Sürgünde ki siyahlar Floransa’ ya dönünce beyazlar yargılanmaya başlandı. Kamu fonlarını kötüye kullanmakla suçlanan Dante’nin 14 arkadaşıyla birlikte yakılarak idamına karar verildi. Dante karara şiddetle karşı çıktı ve Ghibellino yanlısı ailelerin askeri yardımıyla Floransa’ya zorla girmek için sürgündeki öteki Beyazlar ve Ghibellinolarla birleşti. 1303’ te XI. Beneditus’un papa olmasıyla sürgündekilerin barış umutları arttıysa da siyahlar görüşmeleri çıkmaza soktular. Dante Arezzo’da bulunan sürgünleri savunan I.Mektup’u bu görüşmeler öncesinde yazdı. 1304’te Benedicutus’un ölümünden sonra beyazlarla Ghibellinolar yeniden silaha sarıldılar, ama La Lastra’da uğradıkları yenilgiden sonra bütün umutları söndü. Floransa’ya karşı silahlanmayı reddeden Dante bu çatışmayı onaylamamış ve uzlaşma politikası önermişti. Bu tutumun kanıtı o dönemde yazdığı De Vulgari elaquentia (halk dilindeki belagat üzerine) ve II.Canvivio (ziyafet) adlı yapıtlarında görülebilir.
* Parasız, korumasız, dostsuz olarak İtalya'da dolaşan Dante huzuru okumakta ve şiir yazmakta buldu. 1303’te Farlive Verona’ya gitti. 1304-06 arasında felsefe, hukuk, retorik çalışmaları için uygun bir ortam olan Bologna’da kaldı. De Vulgari Eloquentia ile II. Canvivio’yada burada başladı. Hem avunmak hem de doğduğu kentin sınırlarını artık çok aşmış bir düşünür ve sanatçı olduğunu göstermek için ortaya koyduğu bu yapıtlar Floransa’ya duyduğu özlemi yansıtır. İkisi de olgun bir coşku ve özlü, zorlamasız bir ritimle yazılmış, ikisi de tamamlanmamıştır. Dante bu iki yapıtta halkın anlayabileceği bir dil peşindedir. Özellikle II. Calvivio’da kendi ana dilini kullanan Dante İtalyan edebi düzyasının temellerini attı.
* Bologna’dan sürülen Dante 1306’da Sarzona’da Luni piskoposu ile marki Franceshino Malaspina arasında barışı sağladı. Dante’ye göre, süre giden huzursuzlukların nedeni bir Kutsal Roma-Germen imparatoru olmamasıydı. Bu yüzden 1309’da papanın imparatorluk tacını giydirmek için Roma’ya çağırdığı Heinrich’i bir kurtarıcı olarak gördü. Prenslere ve İtalya halkına “universis et singulis (birlikte tek olarak) başlıklı V. Mektup’u yazarak (1310) imparatorun gelişini selamlamalarını istedi. 13011’de Heinrich’e yazdığı VII. Mektup’ta ise, kendisine karşı çıkan Floransa üzerine yürümesini önerdi. Bu yüzden Floransa’nın sürgünler için çıkardığı affın dışında bırakıldı. Ama imparatorun kenti kuşatan birliklerine katılmadı.
* Dante’nin Latince yazdığı De monarchia (1313; monarşi üzerine) üç kitaptan oluşur. İlk iki kitapta canvivio’daki görüşler yinelenerek imparatorluğun gerekli olduğu savunulur. “şimdi bütün insanlığa tek bir sonun alın yazısı kılındığı kabul edilmektedir. Şu halde, tek bir yönetici yada hükmedici güç olmalıdır. Hükümdar yada imparator demekle bunu söylemek istemekteyiz. Böylece, dünyanın refahı için monarşi yada imparatorluk olması gerektiği anlaşılmaktadır” üçüncü kitapta imparatorluğun gücünün doğrudan Tanrıya mı, yoksa onun vekili papaya mı bağlı olduğu sorusuna imparatorluğun gücünün doğrudan Tanrıdan geldiği cevabını verir. Dante Roma imparatorluğunun dünyayı hükmü altına almakta haklı olduğunu, bu hakkın “İsa’nın Roma yönetimi altında doğmayı ve Augustus’un ülkesinde Tanrının oğlunun insan olarak kaydolmayı seçmesi yüzünden” ispat edilebileceğini söylemektedir. “Şu halde, İsa eylemiyle Augustus’un fermanının haklılığını onaylamıştır....” ve böylece Romalılar da Tanrının onayıyla hüküm sürmeye başlamışlardır. Papa aracı değildir. İmparatorun otoritesi doğrudan doğruya Tanrıdan gelir. Kilisenin dünya işleriyle doğrudan ilgilenmesi öngörülmemiştir. De monarchia’da Tanrının insanlığa yüklediği iki amaç gösterilir; bunlardan birine zaman içinde, öbürüne sonsuzluk içinde ulaşılabilir. Dünyadaki mutluluğa imparatorun yol göstericiliğinde; ilahi mutluluğa papanın yol göstericiliğinde varılabilir. Bu olgunun Rönesans giden yola bir katkı olarak ele alabiliriz.
* Henrich ile papa V. Clemans’ın arasının açılması ve imparatorun ansızın ölmesi Dante’yi düş kırıklığına uğrattı. Bir süre Toscana’da kaldıktan sonra 1316’da Verana’ya, 1318’de de şair Guida da Palenta’nın konuğu olarak Rovenna’ya gitti. Guida da Palenta tarafından elçi olarak gönderildiği Venedik’ten Rovenna’ya dönerken sıtmaya yakalandı.1321’de öldüğünde İlahi Komedya’yı yeni bitirmiştir.
________________________________________________________________________
İLAHİ KOMEDYA
* Dante, Verona’lı Cangrane’ye yazmış olduğu mektupta bu eserine neden komedya adını verdiğini anlatır. Mektupta komedya ile tragedya arasındaki farklara değinir. Komedyanın özelliklerini sıralar ve bulguladığı özelliklerin bu eserinde de mevcut olması nedeniyle kitaba komedya adını verdiğini anlatır. Yapıtın ismine ilahi kelimesinin eklenmesi Dante’nin ilahi şair olarak anılması nedeniyle kitabın 1555 yılında yapılan Venedik baskısında ilk kez kullanılmıştır.
* Dante II. Canvivio ve De Vulgari Elequentra’yı yarım bırakarak 1308 sıralarında yazmaya başladığı İlahi Komedya’da acılarını, umutlarını, nefretlerini ve her şeyden üstün tuttuğu inancını uçsuz bucaksız bir freskte yansıttı; ahlaki ve siyasal dünya görüşünü, insanın ödev ve amaçları konusundaki görüşlerini manzum biçimde anlattı. Dante her şeyden önce bir şairdi. Bu nedenle de insanlığın ruhani olarak ve uygarca yenilenmesine ilişkin düşlerini ancak şiir diliyle anlatabilirdi. Ortaçağın alegorik şiir geleneğine yakından bağlı olan İlahi Komedya’yı yazarken Vergilus’un Aeneis’ini örnek aldı. Kitabı mukaddes’in şiirsel dilinden ve kutsal nedenlerden etkilendi. Alegorik bir dil kullanması hem şiir dilinden hem de bundan da öte Hıristiyanlık dininin sembolik yapısından kaynaklanıyordu.
* İlahi Komedya “inferno” (cehennem), “purgatorio” (araf) ve “paradisa” (cennet) başlıklı üç bölümden yada cantica’dan (ilahi) oluşur. İtalyan halk dilinde yazılan yapıtın uyak düzeni terza rimadır (aba bcb cdc...). Yapıtta yüz kanto yer alır, her cantica’’da 33 kanto vardır; cehennem bölümündeki bir kanto ise önsöz olarak yazılmıştır. Böylece Hıristiyanlıktaki üçlemeyi (teslis) simgeleyen 3 sayısı yapıtın bütün bölümlerini belirler.
* Dante Alighieri’ (ö.13/14 eylül 1321. ravenna) nin hayatı ile ilgili bilgilerin büyük bir bölümü onun ortaya koyduğu yapıtlardan çıkartılmaktadır. Dante Floransa’lı bir burjuva ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Ablası ve biri kız öbürü erkek iki üvey kardeşi ile birlikte büyüdü. 20 yaşındayken evlendi. Floransa üzerinde hakimiyet sağlamak isteyen imparatorluk yanlısı Ghilbelinolar ile papalık yanlısı Guelfolar arasındaki uzun savaşımda Dante’nin ailesi Guelfoların tarafında yer aldı; Guelfolar 1266 Benevento savaşıyla kentte yönetimi ele geçirdi. Bu tarihten sonrada şiddetli çatışmalara sahne olan Floransa’da yetişen Dante İlahi Komedya’da ayrılıkların asıl sorumlusu olarak feodal soyluları göstermiştir.
* Çocuk yaştaki dilbilgisi ve retorik çalışmalarıyla Latin yazarları tanıma fırsatını bulan Dante, değişik edebi akımların boy attığı floransa kültür çevresinin etkisiyle ilk gençlik döneminde şiir yazmaya başladı.Örnek aldığı Guido Cavalcanti’nin etkisiyle balad türüne yeni bir boyut, dramatik bir biçem kazandırdı. Ona esin veren Beatrice için şiirler yazmış bu şiirlerde geleneksel tarz aşk şiiri modelini geride bırakmış ve kendi üslubunu yaratmıştır. Beatrice’nin güzelliğini tanrısal bir belirti, metafizik bilginin aracı olarak gördüğü bu şiirlerde mistik bir kıyaslamaya yöneldi.
* Dante’nin 9 yaşından beri aşık olduğu Beatrice Portinari’nin 1290’da ölümü üzerine şair kendini yoğun bir çalışmaya verdi. 1283-93 arasında yazılmış 31 şiirin düz yazı bir çerçeve içine yerleştirildiği La vita nuova (1293, yeni yaşam) bu dönemin ilk ürünü olmuştur. Ayrıca bu yapıt Beatrice’ye duyduğu ilk gençlik aşkını anlattığı bir tür “anı kitabı” niteliği taşır.
Beatrice’nin ölümü Dante’nin yaşamında olduğu kadar şiirinde de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Klasik yazarların yapıtlarını okuduğu, dinsel ve felsefi tartışmalara katıldığı bu dönemde Dante’nin olgunluk dönemi başyapıtlarının temaları, üslup ve ölçü özellikleri belirmeye başladı. Aşk dışında felsefe ve öğreti temalarının işlendiği şiirler yazdı. 1296’da aşkına karşılık vermeyen Pietra adlı bir kadın için yazdığı dört rime petrose (duygulu şiir) ise hem ölçü, hem de üslup bakımından şairin olgunluk dönemini çağrıştırır. Provans trubaduru Arnaut Daniel örnek alınarak yazılan bu şiirler İlahi Komedya’daki üslubunda habercisidir.
* Siyasal yaşamında Guelfo komününün demokratik ülkülerine bağlı kalan Dante, 1289’da süvari olarak Ghibellinolara karşı Campaldino çarpışmasına ve Piza’nin Caprona Kalesi’ne düzenlenen sefere katılmıştır. 1295’te Giona dela Bella’nin devrilmesini izleyen günlerde Doktorlar ve Eczacılar Loncasın’na girdi ve etkin olarak politikaya atıldı. 1296’da Yüzler Konseyi’ne katılarak soylulara karşı çıkarılan yasaları destekledi. Dante'nin bu dönemdeki ahlaki ve demokratik eğilimleri ahlaki soyluluğu ve güzelliği öven kanzonalarına da yansımıştır. Politik tavrının eserlerinde ortaya çıkmasını F.Engels şöyle ortaya kor: “tragedyanın babası Aiskhlos ve komedyanın babası Aristophanes, ikiside çok partizan şairlerdi. Dante ve Cervantes’de partizanlıkta onlardan geri kalmamışlardır.”
* 1297’de Papa VIII. Bonifatius kendisine karşı olan Romalı Colonna ailesine karşı bir sefer düzenledi. Kardinal Matteo d’Acquasparta’yı da yardım toplaması için Floransa’ya gönderdi. Olayla ilgili kesin tutumu bilinmemekle birlikte Dante “inferno” da (cehennem) papanın iktidar hırsından açıkça söz eder. Guelfoların siyah ve beyaz Guelfolar diye ikiye ayrılmasının bir nedeni de Bonifatius’un bu hırsıdır. Papanın görünürde iki tarafı uzlaştırmak ama gerçekte siyaları desteklemek için Mateo d’Acquasparta’yı 1300’de ikinci kez Floransa’ya göndermesinden sonra Dante Guelfo birliğini güçlendirmesi için 7 Mayıs’ta Son Gimignano’ya gönderildi. 15 Haziran-14 Ağustos 1300 arasında 6 Lonca başkanından biri sıfatıyla kent yönetimine seçildi. Dante ve öteki yöneticiler taraf tutmayarak hem siyah, hem beyaz Guelfoalrın ileri gelenlerini sürgüne gönderdiler. Sürgün edilenler arasında Dante’nin eski dostu Guido Cavalcanti’de vardı. Dante Lonca yönetiminden ayrıldıktan sonra Beyaz Guelfolar sürgündeki yandaşlarını geri çağırdılar. Siyahlar ise yönetimi ele geçirmek amacıyla 1301’de Sta Trinita Kilisesi’nde toplandılar. Günümüze kalan belgelerden Dante’nin beyaz Guelfolardan oluşan büyük bir grubun önderliğini yaptığı, Floransa’daki 1300-1301 olaylarında da önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.
* Kenti tehdit eden tehlikeler karşısında Dante 1301’de üç kez bütün iktidarın Lonca yönetimine verilmesi çağrısında bulundu. Ama papayla anlaşan Fransa kralının kardeşi Charles de Valais, Floransa sınırında ki Siyah Guelfo karargahına varmıştı. Bir uzlaşma girişiminde daha bulunan beyazlar, aralarında Dante'nin de bulunduğu üç kişilik bir kurulu, papaya elçi olarak gönderdiler. Böylece Dante Floransa’dan bir daha bu kente dönmemek üzere ayrıldı. 1301’de kente giren Charles kısa sürede radikal siyah yandaşlarının desteğini kazandı. Sürgünde ki siyahlar Floransa’ ya dönünce beyazlar yargılanmaya başlandı. Kamu fonlarını kötüye kullanmakla suçlanan Dante’nin 14 arkadaşıyla birlikte yakılarak idamına karar verildi. Dante karara şiddetle karşı çıktı ve Ghibellino yanlısı ailelerin askeri yardımıyla Floransa’ya zorla girmek için sürgündeki öteki Beyazlar ve Ghibellinolarla birleşti. 1303’ te XI. Beneditus’un papa olmasıyla sürgündekilerin barış umutları arttıysa da siyahlar görüşmeleri çıkmaza soktular. Dante Arezzo’da bulunan sürgünleri savunan I.Mektup’u bu görüşmeler öncesinde yazdı. 1304’te Benedicutus’un ölümünden sonra beyazlarla Ghibellinolar yeniden silaha sarıldılar, ama La Lastra’da uğradıkları yenilgiden sonra bütün umutları söndü. Floransa’ya karşı silahlanmayı reddeden Dante bu çatışmayı onaylamamış ve uzlaşma politikası önermişti. Bu tutumun kanıtı o dönemde yazdığı De Vulgari elaquentia (halk dilindeki belagat üzerine) ve II.Canvivio (ziyafet) adlı yapıtlarında görülebilir.
* Parasız, korumasız, dostsuz olarak İtalya'da dolaşan Dante huzuru okumakta ve şiir yazmakta buldu. 1303’te Farlive Verona’ya gitti. 1304-06 arasında felsefe, hukuk, retorik çalışmaları için uygun bir ortam olan Bologna’da kaldı. De Vulgari Eloquentia ile II. Canvivio’yada burada başladı. Hem avunmak hem de doğduğu kentin sınırlarını artık çok aşmış bir düşünür ve sanatçı olduğunu göstermek için ortaya koyduğu bu yapıtlar Floransa’ya duyduğu özlemi yansıtır. İkisi de olgun bir coşku ve özlü, zorlamasız bir ritimle yazılmış, ikisi de tamamlanmamıştır. Dante bu iki yapıtta halkın anlayabileceği bir dil peşindedir. Özellikle II. Calvivio’da kendi ana dilini kullanan Dante İtalyan edebi düzyasının temellerini attı.
* Bologna’dan sürülen Dante 1306’da Sarzona’da Luni piskoposu ile marki Franceshino Malaspina arasında barışı sağladı. Dante’ye göre, süre giden huzursuzlukların nedeni bir Kutsal Roma-Germen imparatoru olmamasıydı. Bu yüzden 1309’da papanın imparatorluk tacını giydirmek için Roma’ya çağırdığı Heinrich’i bir kurtarıcı olarak gördü. Prenslere ve İtalya halkına “universis et singulis (birlikte tek olarak) başlıklı V. Mektup’u yazarak (1310) imparatorun gelişini selamlamalarını istedi. 13011’de Heinrich’e yazdığı VII. Mektup’ta ise, kendisine karşı çıkan Floransa üzerine yürümesini önerdi. Bu yüzden Floransa’nın sürgünler için çıkardığı affın dışında bırakıldı. Ama imparatorun kenti kuşatan birliklerine katılmadı.
* Dante’nin Latince yazdığı De monarchia (1313; monarşi üzerine) üç kitaptan oluşur. İlk iki kitapta canvivio’daki görüşler yinelenerek imparatorluğun gerekli olduğu savunulur. “şimdi bütün insanlığa tek bir sonun alın yazısı kılındığı kabul edilmektedir. Şu halde, tek bir yönetici yada hükmedici güç olmalıdır. Hükümdar yada imparator demekle bunu söylemek istemekteyiz. Böylece, dünyanın refahı için monarşi yada imparatorluk olması gerektiği anlaşılmaktadır” üçüncü kitapta imparatorluğun gücünün doğrudan Tanrıya mı, yoksa onun vekili papaya mı bağlı olduğu sorusuna imparatorluğun gücünün doğrudan Tanrıdan geldiği cevabını verir. Dante Roma imparatorluğunun dünyayı hükmü altına almakta haklı olduğunu, bu hakkın “İsa’nın Roma yönetimi altında doğmayı ve Augustus’un ülkesinde Tanrının oğlunun insan olarak kaydolmayı seçmesi yüzünden” ispat edilebileceğini söylemektedir. “Şu halde, İsa eylemiyle Augustus’un fermanının haklılığını onaylamıştır....” ve böylece Romalılar da Tanrının onayıyla hüküm sürmeye başlamışlardır. Papa aracı değildir. İmparatorun otoritesi doğrudan doğruya Tanrıdan gelir. Kilisenin dünya işleriyle doğrudan ilgilenmesi öngörülmemiştir. De monarchia’da Tanrının insanlığa yüklediği iki amaç gösterilir; bunlardan birine zaman içinde, öbürüne sonsuzluk içinde ulaşılabilir. Dünyadaki mutluluğa imparatorun yol göstericiliğinde; ilahi mutluluğa papanın yol göstericiliğinde varılabilir. Bu olgunun Rönesans giden yola bir katkı olarak ele alabiliriz.
* Henrich ile papa V. Clemans’ın arasının açılması ve imparatorun ansızın ölmesi Dante’yi düş kırıklığına uğrattı. Bir süre Toscana’da kaldıktan sonra 1316’da Verana’ya, 1318’de de şair Guida da Palenta’nın konuğu olarak Rovenna’ya gitti. Guida da Palenta tarafından elçi olarak gönderildiği Venedik’ten Rovenna’ya dönerken sıtmaya yakalandı.1321’de öldüğünde İlahi Komedya’yı yeni bitirmiştir.
________________________________________________________________________
İLAHİ KOMEDYA
* Dante, Verona’lı Cangrane’ye yazmış olduğu mektupta bu eserine neden komedya adını verdiğini anlatır. Mektupta komedya ile tragedya arasındaki farklara değinir. Komedyanın özelliklerini sıralar ve bulguladığı özelliklerin bu eserinde de mevcut olması nedeniyle kitaba komedya adını verdiğini anlatır. Yapıtın ismine ilahi kelimesinin eklenmesi Dante’nin ilahi şair olarak anılması nedeniyle kitabın 1555 yılında yapılan Venedik baskısında ilk kez kullanılmıştır.
* Dante II. Canvivio ve De Vulgari Elequentra’yı yarım bırakarak 1308 sıralarında yazmaya başladığı İlahi Komedya’da acılarını, umutlarını, nefretlerini ve her şeyden üstün tuttuğu inancını uçsuz bucaksız bir freskte yansıttı; ahlaki ve siyasal dünya görüşünü, insanın ödev ve amaçları konusundaki görüşlerini manzum biçimde anlattı. Dante her şeyden önce bir şairdi. Bu nedenle de insanlığın ruhani olarak ve uygarca yenilenmesine ilişkin düşlerini ancak şiir diliyle anlatabilirdi. Ortaçağın alegorik şiir geleneğine yakından bağlı olan İlahi Komedya’yı yazarken Vergilus’un Aeneis’ini örnek aldı. Kitabı mukaddes’in şiirsel dilinden ve kutsal nedenlerden etkilendi. Alegorik bir dil kullanması hem şiir dilinden hem de bundan da öte Hıristiyanlık dininin sembolik yapısından kaynaklanıyordu.
* İlahi Komedya “inferno” (cehennem), “purgatorio” (araf) ve “paradisa” (cennet) başlıklı üç bölümden yada cantica’dan (ilahi) oluşur. İtalyan halk dilinde yazılan yapıtın uyak düzeni terza rimadır (aba bcb cdc...). Yapıtta yüz kanto yer alır, her cantica’’da 33 kanto vardır; cehennem bölümündeki bir kanto ise önsöz olarak yazılmıştır. Böylece Hıristiyanlıktaki üçlemeyi (teslis) simgeleyen 3 sayısı yapıtın bütün bölümlerini belirler.