zeberus1234
Yeni Üye
Değerli İslam Alimi: Sultan Baba
Merhameti, yardımseverliği, adaleti dolayısıyla çok sevildiği için çevresindekiler tarafından Baba ismiyle anılan, İslam ahlakına uygun yaşamı ve Kurana bağlılığı nedeniyle taşıdığı manevi kudretinden ötürü ise Sultan Baba lakabını alan H. İhsan Tamgüney Hoca Efendi, 1904 yılında Artvinin Arhavi ilçesinde dünyaya gelmiştir. 2 yaşında babasını, 6 yaşında ise annesini kaybetmiştir. 1954 yılında İstanbulda yerleşen Sultan Baba, Dağıstanlı Şeyh Şerafeddin-i Veli (R.A.) Hazretlerinin nazarında yetişmiş, Şeyhin vefatının ardından ise halkı irşad ederek mürşitlik vazifesi ile yüzlerce talebe yetiştirmeye başlamıştır.
Bakkal Dükkanında Manevi Okul
Hoca Efendi, Zeytinburnunda ikamet etmeye başladıktan sonra, burada kendisine bir bakkal dükkanı açmıştır. Herkesin derdini dinleyen, sıkıntısı olan kimselerin dertlerinin çözümüne vesile olmak için gayret eden Hoca Efendinin bakkalı bir süre sonra manevi dersler okutulan bir akademiye dönüşmüş, evi ise her gün gelen onlarca misafire yemekler pişirilen, iftar sofraları kurulan bir dergah haline gelmiştir. Hoca Efendi bir süre sonra ise binanın üst ve alt katlarında Kuran Kursu vererek hafız yetiştirmeye başlamıştır.
Sultan Babanın talebelerinden o günlere dair bir anı: Adnan Oktar bizdendir evladım!
Biz Adnan Oktarı bilmiyoruz ama Sultan Babamın bakkal dükkanına geldiğimizde, bize ilk verdiği kitap Harun Yahya kitabıydı. Biz tabii tarikat, fıkıh kitapları okuyoruz, tasavvuf kitapları okuyoruz. Siz bunları bırakın bunu okuyacaksınız dedi Onu okuduktan sonra bizim hakikaten bakışımız değişti. Nasıl o; hayatınızı değiştirecek ifadesi var ya, aynen öyle. Şahsımda bunu yaşadım. Kitabı okuduktan sonra İslama ve topluma bakışım değişti Bu nasıl olacak? Bu medyada tanıtılan kişi ile bu kitabı yazan o aslan mücahit nasıl çakışacak bunu en iyi Sultanıma sorarak öğrenebilirdim, çünkü Sultanım verdi kitabı. Dedim ki; Sultanım Harun Yahya, Adnan Oktarmış öyle diyorlar, Adnan Hoca nasıl birisidir? diye sordum kendisine, 1987 yılıydı, şöyle döndü ve tek kelime dedi: Bizdendir evladım!
Sultan Babadan Türk-İslam Birliğine Destek:
Sultan Baba hayatı boyunca İslam Birliğini savunmuş, bu birliğin kurulması için elinden gelen çabayı harcamıştır. Müslü-manlar arasında nifak çıkaranları kınayan, ihanet edenlerin çok büyük bir azaba düşeceklerini dile getiren Sultan Baba Allaha niyazda bulunurken dahi hiçbir zaman kendi nefsi için dua etmemiş, dualarında, ümmet-i Muhammedin esaretten, sıkıntılardan ve baskılardan kurtuluşu için yalvarmıştır. Tüm yaşamı süresince Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmetinin tevhid sancağı altında toplanmasını, Allah yoluna dönmesi, ümmet-i Muhammedin başına adil, imanlı, Hakka riayet eden amirlerin, hükümetlerin gelmesi için dua etmiştir.
İhsan Hoca Efendinin ağzından; Tarikatların Uyması Gereken Kurallar:
İslâmda milliyetçilik olsaydı, Kuran-ı Kerim Arapça indiğine göre Arapları methetmesi gerekirdi. Oysa Cahil Arapların yeryüzünde fesat çıkardıklarını söylüyor Cenab-ı Allah.
İkincisi renk ayrımı yapmayın, siyah, beyaz, sarı diye.
Üçüncüsü mezhep ayrımı yapmayın, Şafi, Hanefi, Maliki. Mezhepler amelidir, herkes kendi amelinden sorumludur. Bunu bir dava haline getirmeyin.
Dördüncüsü, Nakşiymiş, Kadiriymiş... Benim şeyhim, senin şeyhin, gibi ayırımlar ümmeti parçalayan unsurlardır.
Çizgisi Hakka dayanan ve Hak nizamın devlet nizamı olmasını arzulayan her tarikat sağlayanın temel şartı bu dört unsura riayet etmektir.
İman Yolunda Mücadele Etmek Güzel Sözle Allaha Çağırmaktır
Sultan Babanın derslerinde en çok dikkat çeken konulardan biri ise iman mücadelesi Allah yolunda çaba harcamaktır. Hoca Efendi, Allahın sadece takva ve ibadet yönünü rehber edinmeyip, aynı zamanda Kuran ahlakının bütünüyle uygulanmasının gerekliliğini vurgulamıştır. Daima yapıcı ve toparlayıcı olmayı tavsiye etmiş, en güzel ve en tatlı bir üslupla konuşulmasını istemiştir. Kendisi, basın yayın organlarının ümmeti parçalamak için zaman zaman birer menfi propaganda aracı olarak kullanıldığını onun için önce bu organların sahiplenilmesi gerektiğini söylemiştir.
Sultan Babanın Oğlu Ahmet Tamgüneyin ağzından; Allah Yolunda Mücadele Edenler Koruma Altındadır
Sultan Baba Allah yolunda mücadele edenlerin koruma altında olduklarını, hiçbir zaman kimsenin onların gayretlerini, azmini kesemeyeceğini söylemiştir. Ve hakikaten de öyle, mesela bakın, o kadar hakaret gördüğü halde, işkenceler gördüğü halde, kendisine akla hayale gelmeyecek iftiralar atıldığı halde Adnan Oktar davasından bir milim bile şaşmadı, Allah yolundan ayrılmadı, ilmi mücadelesine devam etti ve hala da devam ediyor. Biz de kendisine dua ediyoruz.
Hz. Mehdi (a.s.)ın Alametleri Zahiridir
Sultan Babamız 1985, 1990 yılları arasında bir konuşmasında Hz. Mehdi (a.s.)ın şu anda vazifesine devam ettiğini ve emanet-i Resullullah burada olduğu için iman mücadelesinin de İstanbuldan başlayacağını bize bildirmişti. Hatta dedi ki, burada makamı vardı kendisinin, Hz. Mehdi (a.s.)ın alametleri vardır. Zahiridir, onun için siz ne vazife verildiyse vazifenize devam edin, o sizi muhakkak bulacak. dedi. Hz. Mehdi (a.s.)ın askerleri (talebeleri) denen kimselerin, kendisini mutlaka bulacağını söylerdi. Hatta elini vururdu koltuğa, Bu koltuğa gelecek, buraya gelecek, ondan sonra ilmi mücadelesine devam edecek derdi.
Merhameti, yardımseverliği, adaleti ve Kuranın emrettiği vasıfları üzerinde taşıma gayretiyle hayatını Allaha adayan Sultan Baba, İslam`a olan bağlılığıyla örnek olmuştur. Bu mübarek insan 24 Kasım 1991 yılında vefat etmiş, binlerce seveni tarafından tekbirler eşliğinde önce Zeytinburnundan Yalovanın Güneyköyüne götürülmüştür. Sultan Babanın naşı, Güneyköy Camiinden sevenleri tarafından omuzlarda taşınarak şeyhi Şerafeddin Bingölün türbesine yakın bir yerde toprağa verilmiştir.
--------------
Sayın Adnan Oktar`ın 31 Ekim 2010 tarihli Samsun Aks Tv ve Tv Kayseri röportajından:
ADNAN OKTAR: Şimdi yukarıda Sultan Babanın talebelerinden gelmişlerdi de, onlarla konuştuk. Çok acayip sevimliler, maşaAllah. Sultan Baba Hocamız O bizdendir demiş o zamanlar benim için. Oradan dolayı müthiş sevgileri var. Hz. Mehdi (a.s.)ın geleceğini müjdelemiş, Hz. Mehdi (a.s.) gelip benim bu koltuğuma oturacak demiş. Koltuğunu muhafaza ediyorlarmış kardeşlerimiz.
İnşaAllah, bir gün ziyaretinize geliriz dedik, konuştuk. Bayağı şevkliler maşaAllah. Çok vefalılar, tertemiz, Anadolu insanları...
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 82. sayı (Nisan 2011) 62. sayfada yayınlanmıştır.
Merhameti, yardımseverliği, adaleti dolayısıyla çok sevildiği için çevresindekiler tarafından Baba ismiyle anılan, İslam ahlakına uygun yaşamı ve Kurana bağlılığı nedeniyle taşıdığı manevi kudretinden ötürü ise Sultan Baba lakabını alan H. İhsan Tamgüney Hoca Efendi, 1904 yılında Artvinin Arhavi ilçesinde dünyaya gelmiştir. 2 yaşında babasını, 6 yaşında ise annesini kaybetmiştir. 1954 yılında İstanbulda yerleşen Sultan Baba, Dağıstanlı Şeyh Şerafeddin-i Veli (R.A.) Hazretlerinin nazarında yetişmiş, Şeyhin vefatının ardından ise halkı irşad ederek mürşitlik vazifesi ile yüzlerce talebe yetiştirmeye başlamıştır.
Bakkal Dükkanında Manevi Okul
Hoca Efendi, Zeytinburnunda ikamet etmeye başladıktan sonra, burada kendisine bir bakkal dükkanı açmıştır. Herkesin derdini dinleyen, sıkıntısı olan kimselerin dertlerinin çözümüne vesile olmak için gayret eden Hoca Efendinin bakkalı bir süre sonra manevi dersler okutulan bir akademiye dönüşmüş, evi ise her gün gelen onlarca misafire yemekler pişirilen, iftar sofraları kurulan bir dergah haline gelmiştir. Hoca Efendi bir süre sonra ise binanın üst ve alt katlarında Kuran Kursu vererek hafız yetiştirmeye başlamıştır.
Sultan Babanın talebelerinden o günlere dair bir anı: Adnan Oktar bizdendir evladım!
Biz Adnan Oktarı bilmiyoruz ama Sultan Babamın bakkal dükkanına geldiğimizde, bize ilk verdiği kitap Harun Yahya kitabıydı. Biz tabii tarikat, fıkıh kitapları okuyoruz, tasavvuf kitapları okuyoruz. Siz bunları bırakın bunu okuyacaksınız dedi Onu okuduktan sonra bizim hakikaten bakışımız değişti. Nasıl o; hayatınızı değiştirecek ifadesi var ya, aynen öyle. Şahsımda bunu yaşadım. Kitabı okuduktan sonra İslama ve topluma bakışım değişti Bu nasıl olacak? Bu medyada tanıtılan kişi ile bu kitabı yazan o aslan mücahit nasıl çakışacak bunu en iyi Sultanıma sorarak öğrenebilirdim, çünkü Sultanım verdi kitabı. Dedim ki; Sultanım Harun Yahya, Adnan Oktarmış öyle diyorlar, Adnan Hoca nasıl birisidir? diye sordum kendisine, 1987 yılıydı, şöyle döndü ve tek kelime dedi: Bizdendir evladım!
Sultan Babadan Türk-İslam Birliğine Destek:
Sultan Baba hayatı boyunca İslam Birliğini savunmuş, bu birliğin kurulması için elinden gelen çabayı harcamıştır. Müslü-manlar arasında nifak çıkaranları kınayan, ihanet edenlerin çok büyük bir azaba düşeceklerini dile getiren Sultan Baba Allaha niyazda bulunurken dahi hiçbir zaman kendi nefsi için dua etmemiş, dualarında, ümmet-i Muhammedin esaretten, sıkıntılardan ve baskılardan kurtuluşu için yalvarmıştır. Tüm yaşamı süresince Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmetinin tevhid sancağı altında toplanmasını, Allah yoluna dönmesi, ümmet-i Muhammedin başına adil, imanlı, Hakka riayet eden amirlerin, hükümetlerin gelmesi için dua etmiştir.
İhsan Hoca Efendinin ağzından; Tarikatların Uyması Gereken Kurallar:
İslâmda milliyetçilik olsaydı, Kuran-ı Kerim Arapça indiğine göre Arapları methetmesi gerekirdi. Oysa Cahil Arapların yeryüzünde fesat çıkardıklarını söylüyor Cenab-ı Allah.
İkincisi renk ayrımı yapmayın, siyah, beyaz, sarı diye.
Üçüncüsü mezhep ayrımı yapmayın, Şafi, Hanefi, Maliki. Mezhepler amelidir, herkes kendi amelinden sorumludur. Bunu bir dava haline getirmeyin.
Dördüncüsü, Nakşiymiş, Kadiriymiş... Benim şeyhim, senin şeyhin, gibi ayırımlar ümmeti parçalayan unsurlardır.
Çizgisi Hakka dayanan ve Hak nizamın devlet nizamı olmasını arzulayan her tarikat sağlayanın temel şartı bu dört unsura riayet etmektir.
İman Yolunda Mücadele Etmek Güzel Sözle Allaha Çağırmaktır
Sultan Babanın derslerinde en çok dikkat çeken konulardan biri ise iman mücadelesi Allah yolunda çaba harcamaktır. Hoca Efendi, Allahın sadece takva ve ibadet yönünü rehber edinmeyip, aynı zamanda Kuran ahlakının bütünüyle uygulanmasının gerekliliğini vurgulamıştır. Daima yapıcı ve toparlayıcı olmayı tavsiye etmiş, en güzel ve en tatlı bir üslupla konuşulmasını istemiştir. Kendisi, basın yayın organlarının ümmeti parçalamak için zaman zaman birer menfi propaganda aracı olarak kullanıldığını onun için önce bu organların sahiplenilmesi gerektiğini söylemiştir.
Sultan Babanın Oğlu Ahmet Tamgüneyin ağzından; Allah Yolunda Mücadele Edenler Koruma Altındadır
Sultan Baba Allah yolunda mücadele edenlerin koruma altında olduklarını, hiçbir zaman kimsenin onların gayretlerini, azmini kesemeyeceğini söylemiştir. Ve hakikaten de öyle, mesela bakın, o kadar hakaret gördüğü halde, işkenceler gördüğü halde, kendisine akla hayale gelmeyecek iftiralar atıldığı halde Adnan Oktar davasından bir milim bile şaşmadı, Allah yolundan ayrılmadı, ilmi mücadelesine devam etti ve hala da devam ediyor. Biz de kendisine dua ediyoruz.
Hz. Mehdi (a.s.)ın Alametleri Zahiridir
Sultan Babamız 1985, 1990 yılları arasında bir konuşmasında Hz. Mehdi (a.s.)ın şu anda vazifesine devam ettiğini ve emanet-i Resullullah burada olduğu için iman mücadelesinin de İstanbuldan başlayacağını bize bildirmişti. Hatta dedi ki, burada makamı vardı kendisinin, Hz. Mehdi (a.s.)ın alametleri vardır. Zahiridir, onun için siz ne vazife verildiyse vazifenize devam edin, o sizi muhakkak bulacak. dedi. Hz. Mehdi (a.s.)ın askerleri (talebeleri) denen kimselerin, kendisini mutlaka bulacağını söylerdi. Hatta elini vururdu koltuğa, Bu koltuğa gelecek, buraya gelecek, ondan sonra ilmi mücadelesine devam edecek derdi.
Merhameti, yardımseverliği, adaleti ve Kuranın emrettiği vasıfları üzerinde taşıma gayretiyle hayatını Allaha adayan Sultan Baba, İslam`a olan bağlılığıyla örnek olmuştur. Bu mübarek insan 24 Kasım 1991 yılında vefat etmiş, binlerce seveni tarafından tekbirler eşliğinde önce Zeytinburnundan Yalovanın Güneyköyüne götürülmüştür. Sultan Babanın naşı, Güneyköy Camiinden sevenleri tarafından omuzlarda taşınarak şeyhi Şerafeddin Bingölün türbesine yakın bir yerde toprağa verilmiştir.
--------------
Sayın Adnan Oktar`ın 31 Ekim 2010 tarihli Samsun Aks Tv ve Tv Kayseri röportajından:
ADNAN OKTAR: Şimdi yukarıda Sultan Babanın talebelerinden gelmişlerdi de, onlarla konuştuk. Çok acayip sevimliler, maşaAllah. Sultan Baba Hocamız O bizdendir demiş o zamanlar benim için. Oradan dolayı müthiş sevgileri var. Hz. Mehdi (a.s.)ın geleceğini müjdelemiş, Hz. Mehdi (a.s.) gelip benim bu koltuğuma oturacak demiş. Koltuğunu muhafaza ediyorlarmış kardeşlerimiz.
İnşaAllah, bir gün ziyaretinize geliriz dedik, konuştuk. Bayağı şevkliler maşaAllah. Çok vefalılar, tertemiz, Anadolu insanları...
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 82. sayı (Nisan 2011) 62. sayfada yayınlanmıştır.