Değirmendere Köyü Merkez Mersin

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
Merkez Değirmendere Köyü - Değirmendere Köyü Hakkında - Değirmendere Köyü Tanıtımı - Değirmendere Köyü Resimleri



İlçe: MERKEZ - İl: MERSİN


Köy Muhtarı: GIYASETTİN KARA


Muhtarlık Erişim Bilgileri:

Cep Telefonu:


0 (533) 424 11 52

GENEL BİLGİLER

Değirmendere Köyü, Mersin İliToroslar İlçesi'ne Bağlı Mersin'e yaklaşık 40 km. uzaklıkta şirin ve yemyeşil bir yayla köyüdür.

Değirmendere Köyü'nde her eve içme suyu, elektrik ve telefon ağı hizmeti getirilmiştir. Altyapı hizmeti büyük oranda halledilmiştir.

Köyümüzde ikamet edenlerin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Şeftali ve kiraz en önemli ve en yaygın tarım ürünüdür. Bunun yanında elma, üzüm, incir, hurma(cennet meyvası olarak bilinir), sebze vb. ürünlerde yetiştirilir. Köyümüzün toprağı verimli olup, 1990'lı yıllarda yapılan gölet vasıtasıyla sulama suyu sıkıntısı az da olsa giderilmiştir.

Değirmendere Köyü'nde 1 ilkokul, 1 Sağlık Ocağı, 2 Fırın, 3 Bakkal, 3 kahvehane, 1 züccaciye ve mefruşatçı, 2 berber, 1 kasap, 1 Muhtarlık Binası, 1 Cami, 1 toplantı salonu ve kütüphane binası bulunmaktadır. Köyde yaşayanlar istedikleri her türlü ihtiyaçlarını (giyim, gıda vb.) köyden karşılayabilmektedir.

1980-1981 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda köyümüze ve köylümüze ait ata yadigarı birçok ekilebilir arazi hazineye kaydedilmiş ve köylülerimiz mağdur edilmiş olup bu konuda devlet yetkililerimizden yardım beklemekteyiz.

COĞRAFİ KONUM VE İKLİM

Köyümüz Mersin'in kuzeyinde yer alır. Doğusunda Çapar, Böğrüeğri ve Boztepe köyleri, Batısında Evcili Köyü, Kuzeyinde Kızılkaya ve Alanyalı Köyleri, Güneydoğusunda Ayvagediği Beldesi, Güneybatısında ise Güzelyayla (Kızılbağ) Beldesi bulunur. Şehre uzak oluşu, çevresinin dağlar ve tepelerle çevrili oluşu, kuzey kısmında İç Anadolu Bölgesi ile Akdeniz Bölgesini birbirinden ayıran ve Toros Dağlarının uzantısı olan Bolkar Dağlarına yakın oluşu nedeniyle iklimi tipik Akdeniz İklimi ile Karasal İklimin bir karışımıdır. Köyümüz yazları sahil şeridinde bulunan illerden daha serin kışları da daha soğuk olup sahil şeridine yağmadığı halde köyümüze bol bol kar yağar. Köyümüz en çok yağışı genellikle kış ve ilkbahar ayında alır.

NÜFUS

Köyümüzün şu an itibariyle nüfusu 1500 civarında olup, seçmen sayısı ise 554'dür. Bu sayıya başka yerlerde ikamet edenler dahil olmayıp sadece konut bildirimi köyde olanlar dahildir. Köyümüzde 450 hane mevcuttur. Yazın bu hanelerin hepsi dolmakla beraber yaz bitiminde yarıya yakını boşalır. Başka köy, kasaba veya şehirlerde ikamet eden köyülülerimizle beraber toplam nüfusun 2500-3000 civarı olduğu tahmin edilmektedir.

Değirmendere Köyü'nde kışlık veya yazlık olarak ikamet edenler tamamen köyümüz sakinleri olup yabancı yerleşimci bulunmamaktadır.

DEĞİRMENDERE İSMİ NEREDEN GELDİ ?

Köyümüz; "Değirmendere Köyü" ismini, Köy önünde bulunan Deliçay üzerinde kurulu eski su değirmenlerinden almıştır.

Elektrik enerjisinin olmadığı eski zamanlarda köyümüz insanları su gücüyle çalışan değirmenlerden faydalanırlarmış. Bugün deliçay üzerinde su değirmeni olmamakla birlikte değirmenin kurulu olduğu göl aynı yerinde durmakta ve "Değirmen Gölü" ismiyle anılmaktadır.

Su değirmenini çalıştırmak için bugün Kocapınar (Gocamaar) denilen mevkide ve değirmenin bulunduğu yerden yaklaşık 100 m. yukarıda bir havuz varmış, bu havuza kanallar vasıtasıyla su doldurulur ve bu havuzdan akan suyun kuvvetiyle değirmen çalışır ve gelen tahılları öğütürmüş. Havuz şu anda kullanılmamakla birlikte halen kalıntısı durmaktadır.

KÖYÜN TARİHİ

Tarihi çok eskilere uzanan Köyün ilk yerleşimcilerinin Mersin ilinin Mut ilçesine bağlı Güme kasabasından geldiği söylenir. Aslımız yörüktür. Yapılan araştırmalara göre Değirmendere Köyü'nde şu anda yaşayan köylülerimizin atası "Tat İbrahim" adında bir zattır.

Tat İbrahim bir kardeşi ile birlikte Mersin'in Mut İlçesine bağlı Güme Kasabasının Güzeller Köyü'nden gelerek köyümüzün eski yerleşim yeri olan ve Ören Yeri denilen mevkiye yerleşir. Kardeşi de Çapar Köyü'ne yerleşir. Tat İbrahim burada Hatice isimli bir hanımla evlenir; 3 kızı ve 2 oğlu olur. Oğullarını (Hasan KAHYA ile Ali KAHYA) Çapar Köyü'nde bulunan kardeşinin kızlarıyla, 2 kızını da yine kardeşinin oğullarıyla evlendirir.

O devirlerde adına "göz ağrısı" denilen salgın bir hastalık (halk arasında "ölet" de denilir) yayılır ve ören yerindeki herkes ölür. Tat İbrahim ve ailesi de bugünkü Köyümüzün bulunduğu mevkiye gelerek yerleşir. Tarih kesin olmamakla birlikte Tat İbrahim'in kızlarından biri olan Emine'nin "ben 8 yaşındayken Ören yerinden buraya taşındık" dediği söylenir.

Tat İbrahim tek kızını da Bugünkü Kelleli'lerin dedesi olan Kelleli Memiş'e verir. Kelleli Memiş ve kardeşi Hacı Gaves Tek Kabak Mehmet'in oğullarıdır. Hacı Gaves'in oğlu Hacı Hüseyin ise 1983 yılında kaybettiğimiz İsmail GÜL (İsmail ÇAVUŞ)'ün dedesidir. Köyümüzde GÜL soyadını taşıyanlara "Hacılar denmesinin sebebi Hacı Gaves ve Hacı Hüseyin'in torunları olmalarındandır. Ali KAHYA'nın 3 oğlu olur. 1.si Bugünkü Çavuşoğullarının dedesi Ahmet Çavuş, 2.si bugün "Barut" soyismini taşıyan Köylülerimizin dedesi Barutçu Mustafa, 3. sü bugün "Yıldırım" Soyismini taşıyan Köylülerimizin dedesi Yıldırım Halil. Köyümüzde "Ay" Soyismini taşıyanlar da Tat İbrahim'in oğlu Hasan KAHYA'nın torunlarıdır.

Köyümüz sakinlerinden olan "Karalar" Konya'nın Karaman İlçesinden 1865 yılında gelip köyümüze yerleşen Karamemiş oğlu Molla Hasan'ın torunlarıdır. Bundan dolayı da "Mollalar" diye isimlendirilirler. "Çoban" ların da Mersin'in Anamur İlçesinden geldiği söylenmektedir.

Köy Ekonomisi

Değirmendere Köyü'nün başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Yetiştirilen ve ticareti yapılan başlıca ürün ŞEFTALİdir. Köyümüzde şeftali meyvesinin her çeşidi yetişir. Köylülerimiz tarafından gözü gibi bakılan meyvelerimiz renkli, iri ve çok lezzetlidir. Bunun da başlıca nedeni Toprağımızın çok verimli olması, havanın bu tür ürünleri yetiştirmeye çok müsait oluşu, suyunun yeterli oluşu ve en önemlisi köylülerimizin bu işe sevgilerini katmalarıdır. Şeftali üretimini sırasıyla kiraz, üzüm, elma ve sebze yetiştiriciliği izlemektedir. Hemen herkes kışlık yiyeceğini (reçel, turşu, salça, kak, erik ekşisi, pekmez, sebze ve meyve konservesi, dövme vb.) yazdan hazır eder, bunlar için kış aylarında ekstradan masraf yapılmaz.

Kiraz, Değirmendere Köyü'nde şeftaliden sonra üretimi ve ticareti yapılan en önemli ikinci üründür. Köyümüz havasının serin oluşu, kirazın da bu havayı sevmesi ve toprağımızın çok verimli olması yetiştirdiğimiz ürünün kalitesini artırmaktadır. En yaygın kiraz Napolyon cinsi kirazdır. Bunun yanı sıra erken olan ve köyümüzde "Demirindi" adı verilen kiraz çeşidi, Cıncık diye tabir edilen siyah renkli ve çok lezzetli kiraz çeşitleri de yetiştirilmektedir. Kirazın toplanması biraz külfetli olmakla birlikte köyümüzde çok yaygın olarak yapılan imece usulü çalışma sistemi sayesinde bu işler çok kolay bir şekilde halledilmektedir.


Üzüm köyümüzde şeftali ve kirazdan sonra en yaygın yetiştirilen üründür. Yetiştirilen üzümler yemelik meyve olarak satılmakla birlikte köylülerimiz tarafından hiçbir katkı maddesi kullanılmadan tamamen doğal yöntemlerle şırası çıkarılarak pekmez yapılmaktadır. Yapılan pekmezler de köyümüz içinde ve dışında alıcılarına ulaşarak az da olsa bütçemize destek olmaktadır. Bunun yanında yine tamamen doğal yömtemlerle, faydaları tüm dünyada kabul görmüş ve yöremize has "andız" ağacının meyvelerinden yapılan andız pekmezi, dut pekmezi ve keçiboynuzu (harnup) pekmezi de köyümüzde üretimi yapılan ürünlerdendir.


altKöyümüzde çok önemli gelir getirmemekle birlikte incir, armut, dut, kızılcık kirazı gibi ürünler de çok yaygındır. Bu ürünler herkesin evinin önünde veya bahçesinde bulunur. İncirler toplanıp kak olarak yenildiği gibi kurutulmuş kaklar kaynatılarak veya incir tam olgunlaşmadan yeşil olarak toplanarak köyümüzde "incirli" denilen, incir reçeli yapılır. Dut meyvesinden yapılan pekmezin faydaları da yine herkesçe malumdur. Kızılcık kirazı hem aşılı hem de aşısız olarak yetiştirilir. Aşılı kirazlar genelde satılır, aşısız olanlar da kaynatılarak şurup yapılır ve kış boyunca hem misafirlere ikram edilir hem de aile boyu tüketilir. Kızılcık Kirazının şurubu şeker hastaları için çok faydalıdır.


Köyümüzde ayva yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Fazla yaygın olmamakla birlikte herkesin bahçesinde en az bir adet ayva ağacı bulunur. Çünkü ayva reçeli köyümüzde çok sevilir. Ayrıca ayva kakı ve bu kaktan yapılan komposta çok lezzetlidir. Komposto sadece ayvadan yapılmaz tabi ki. Şeftali, erik, elma, armut, üzüm vb. ürünlerden de çok lezzetli kompostolar yapılır.


Köyümüzde yetişen ürünlerin bir kısmı yurt dışına ihraç edilirken geriye kalan kısım yurt içinde tüketilmektedir. Son yıllarda yetiştirdikleri ürünlerden bekledikleri maddi karşılığı alamayan köylülerimizin büyük bir kısmı ek işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır.


Köyümüzde özellikle sulama göletinin yapımıyla vahşi sulama sisteminden boru ve damlama sistemine geçildikten sonra hemen hemen boş arazi kalmamış, her yer şeftali bahçesiyle dolmuştur. Boş kalan tarlalar ekin (arpa,buğday) ekilerek veya mevsimlik sebze yetiştirlerek değerlendirilmektedir.

Köyümüzün ve köylümüzün büyük özverileriyle yapılan sulama göletimiz maalesef kuraklık nedeniyle yeterli suyu depolayamamakta ve iki köyü birden idare edememektedir. Bu sorunu aşmak için damlama metodu özendirilmekte, ayrıca saatli sulama sistemi kullanılmakta ve yine kurulan Tarım Sulama Kooperatifi ile su israfının önlenmesi noktasında etkin denetim yapılmaktadır. Köyde ayrıca kuyu suyu kullanımı da mevcut olup suyun yetersiz olduğu zamanlarda bu kuyulardan yararlanılmaktadır.


Türk insanının yoklukta, kıtlıkta ve her türlü zorlukta onun üstesinden gelecek bir buluşu muhakkak vardır. İşte köyümüz insanın son yıllarda geliştirdiği ve çok faydalandığı doğal gölet. Bo göletler kepçe marifetiyle toprak zemine açılmakta, içerisine su geçirmez naylon branda serilmekte, kışın yağmur suyu ile veya su kaynaklarından doldurularak yaz ayında kıtlık zamanlarında kullanılmaktadır.

Köyümüzde özellikle büyükbaş besi hayvancılığı oldukça yaygın olmakla beraber bunun yanında kıl keçisi ve koyun besiciliği de yapılmaktadır. Bu hayvanların kılından, etinden ve sütünden azami ölçüde fayda sağlanmaktadır. Son yıllarda tarım alanlarının genişlemesi ve yapılaşmanın artması nedeniyle hayvan otlatılacak alanlar daralmasına rağmen hayvancılık halen popülaritesini korumaktadır.





Kaynak : Yerel Net


Köyünüze Ait Bilgi ve Resimleri Bu Konu Altında Paylaşabilirsiniz
 
Üst Alt