Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkanına girmiş. Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş. Bakkalda Napolyonu müsait bir yere saklayıp, biraz sonra gelen düşman askerlerini de “ az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı” diye savuşturmuş. Bir süre sonra Napolyon’un muhafızları yetişmişler. Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon’a sormuş: “ efendim ,af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?” Napolyon birden öfkelenmiş. “ Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?” diye bağırmış. Hemen askerlerine, adamı kurşuna dizmelerini emretmiş. Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık “ateş” emri verilecek. Bakkal içinden “ ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin” diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış. Karşısında Napolyon varmış. Tek cümleyle cevaplamış Napolyon:” İşte böyle bir duygu! “
Hikayede anlatıldığı gibi deneyime dayalı öğrenmenin bazen çok ağır bedelleri olabilir.
Bazı insanlar anlatılanları dinleyerek ,bazı insanlar araştırarak bazi insanlar önceki tecrübeleri rehber olarak yapacağı davranış veya eylemi planlayabilir.
Yaşayarak öğrenme biçimi bedeli en yüksek öğrenme biçimi olsa da insanın kendisini en iyi şekilde olgunlaştırabildiği ve içsel olarak en iyi anlayabildiği bir yol olarak da düşünülebilir.
Bir grup insan vardır ki deneyime dayalı öğrenmenin sonucunda ki bedeli öder hataların ve yanlışlarını görür, bunlardan ders çıkarır. Bu öğrenme süreci olumsuz olsa bile kişinin öğrendiği ve kendine kattığı en olumlu şey “ büyümek “ tir .
Hayatımda bir çok şeyi en iyi deneyime dayalı olarak öğrendim. Bu benim için bir seçim değildi. İstemsiz bir şekilde hayatımda vereceğim önemli bir kararı bu öğrenme yöntemi ile şekillendirdiğimi yine böyle bir deneyimim sonucu fark ettim.
Kayıplarım oldu, üzüldüm, kırdım, kırıldım belki, ama ANLADIM- FARKETTİM ...
Bu farkındalığın, deneyime dayalı öğrenmenin maliyetini görmemi ve kararlar alırken daha çok mantık süzgecini kullanmayı , duygularımı daha şeffaf görebilmeyi ve ayırt edebilmeyi öğretti.
Bu bağlamda yaşadığın olumsuz bir olaya , daha yakından baktığında belki sana bir mesaj iletiyor olabilir. Öğren , olgunlaş, eksilerini gör ve artıya çevir...Böyle bir durum belki de hayatın verdiği doğal bir terapidir senin için ...
Farkındalıklarla dolu deneyimlere...
Hikayede anlatıldığı gibi deneyime dayalı öğrenmenin bazen çok ağır bedelleri olabilir.
Bazı insanlar anlatılanları dinleyerek ,bazı insanlar araştırarak bazi insanlar önceki tecrübeleri rehber olarak yapacağı davranış veya eylemi planlayabilir.
Yaşayarak öğrenme biçimi bedeli en yüksek öğrenme biçimi olsa da insanın kendisini en iyi şekilde olgunlaştırabildiği ve içsel olarak en iyi anlayabildiği bir yol olarak da düşünülebilir.
Bir grup insan vardır ki deneyime dayalı öğrenmenin sonucunda ki bedeli öder hataların ve yanlışlarını görür, bunlardan ders çıkarır. Bu öğrenme süreci olumsuz olsa bile kişinin öğrendiği ve kendine kattığı en olumlu şey “ büyümek “ tir .
Hayatımda bir çok şeyi en iyi deneyime dayalı olarak öğrendim. Bu benim için bir seçim değildi. İstemsiz bir şekilde hayatımda vereceğim önemli bir kararı bu öğrenme yöntemi ile şekillendirdiğimi yine böyle bir deneyimim sonucu fark ettim.
Kayıplarım oldu, üzüldüm, kırdım, kırıldım belki, ama ANLADIM- FARKETTİM ...
Bu farkındalığın, deneyime dayalı öğrenmenin maliyetini görmemi ve kararlar alırken daha çok mantık süzgecini kullanmayı , duygularımı daha şeffaf görebilmeyi ve ayırt edebilmeyi öğretti.
Bu bağlamda yaşadığın olumsuz bir olaya , daha yakından baktığında belki sana bir mesaj iletiyor olabilir. Öğren , olgunlaş, eksilerini gör ve artıya çevir...Böyle bir durum belki de hayatın verdiği doğal bir terapidir senin için ...
Farkındalıklarla dolu deneyimlere...