DenizliDenizli, Türkiye'nin Ege Bölgesi'nin güneybatısında bulununan, turizm ve sanatı açısında gelişmiş bir ildir. Plaka numarası 20'dir.
Coğrafi Konumu
Anadolu Yarımadası'nın güneybatı, Ege Bölgesi'nin güneydoğusunda yer almaktadır. Ege, ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit durumundadır. Denizli İli'nin her iki bölge üzerinde de toprakları vardır. Denizli ili 28o38' - 30o05' doğu meridyenleri (doğu uç noktası; Çivril ilçesi Gümüşsu - Gökgöl Koyu Dinar sınırında Efekli Tepe, batı uç noktası; Buldan ilçesi Alandız Koyu, Manisa - Sarıgöl sınırında Tezek tepe) 38o29' - 38o52' kuzey paralelleri (Kuzey uç noktası; Çivril Çapak Koyu, Afyon sınırında Avgan Damları mezarlığı, güney uç noktası; Çameli - Muğla sınırında Karabayır Koyu) arasında yer alır. Denizli ili doğuda Burdur, Afyon; batıda Aydın, Manisa; güneyde Muğla; kuzeydoğuda Uşak illeri ile komşudur. Yüzölçümü 11.868km2, denizden yükseltisi ise 428m'dir.
İklimi
İli Ege Bölgesinde olmasına rağmen, Ege Bölgesinin iklimi tamamen görülmez. Kıyı kesimlerinden iç bölgelere geçit yerinde olduğundan az da olsa iç bölgelerin iklimi hissedilir. Ege Bölgesi ikliminden sıcaklık olarak biraz düşük farklılıklar görülebilir. Denizli'de dağlar genel olarak denize doğru dik olduğundan, denizden gelen rüzgarlara açık bulunmaktadır. Kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir.
Nüfus
İlin 2000 yılı nüfus sayımı sonucuna toplam nüfusu 850.029'dir. İl merkezi nüfusu 275.480, ilçe ve beldeler nüfusu toplamı 410.796, köyler nüfusu 432.346'dür. Nüfus yoğunluğu % 73'dür. Merkez hariç 18 ilçe, 100 Belediye, 372 köyü vardır. İçişleri Bakanlığı'nca sürdürülen MERNİS Projesi çalışmaları neticesinde ilde de tüm vatandaşların % 97'sine vatandaşlık numarası verilerek nüfus işlemlerinde gerekli serilik sağlanmış ve işlemler sorunsuz olarak sürdürülmektedir.
Tarihçe
Denizli'nin Adı ve Yeri
Denizli şehri, ilk defa bugün şehrin 6 km. kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Bu şehir M.Ö. 261 - 245 yılları arasında, Suriye Kralı II. Antiokhos tarafından kurulmuştur. II. Antiokhos kente karısı Laodike'nin adını vermiştir. Laodike'nin kenti anlamına gelen "Laodikeia" adını alan kent, M. S. 7. yüzyılda büyük bir depremle yıkılınca, kent bugünkü Kaleiçi mevkiine taşınmıştır. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, kenti "Ladik" adıyla anmışlardır.
Denizli adına, tarihi kaynaklarda başka başka isimler olarak rastlamaktayız. Selçuklu kayıtları ve Denizli mahkemesi seciye sicilleri Ladik ismini vermektedir. İbni Batuta'nın seyahatnamesinde Tunguzlu denilmektedir. Mesalikullebsar'da da Tunguzlu olarak kaydedilmiştir.
Timurlenk'in zafernamesini yazan, Serafettin Zemdi Tenguzlug ve Tonguzlug gibi iki isimden bahsetmektedir. Tensiz kelimesi eski Türkçe'de Deniz demektir. Tunguzlu ise bugünkü imlasıyla Denizli demektir. Netice olarak Denizli adi, Tunguzlu ve Tunguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan agıza, Denizli kelimesi haline gelmesinden bugünkü şeklini almıştır.
İlk Fetihler
Denizli ve havalisinde Türkler ilk defa 1070 yılında görüldüler. Afşin Bey bütün Anadolu'yu kastettikten sonra Laodikya'yı yağma ederek, Honaz'ı zaptetmiştir. 1071 yılından sonra Denizli ve çevresi Kutalmışoglu Süleyman Bey'in mahiyetindeki beyler tarafından fethedilmiştir.
1097 yılında Bizans İmparatoru Aleksis Komnenos, Yuannis Dukas'ı Batı Anadolu'nun fethi için görevlendirdikten sonra bu yöre Bizanslılar'ın eline geçti. Bu sırada Türk kuvvetleri Orta Anadolu'da bulunuyordu. Bizanslıların elinde kısa bir süre kalan bu güzel beldemiz 1102 yılında yeniden Kılıçarslan tarafından zapt edilmiştir. Bu tarihten sonra Türk kuvvetleri Alparslan'ın komutasında Bizans topraklarına sürekli akınlar yapıyordu. 1119 yılında Bizanslılar, büyük bir ordu ile Denizli ve havalisine saldırdılar. Az sayıda Türk kuvvetlerine sahip olan Alplara bu yöreyi terketmek zorunda kalmıştır. Ertesi yıl tekrar gelen Bizanslılar Uluborlu taraflarına kadar istila ettiler. 1147 yılında II.Haçlı Ordusu Fransız Kralı VII.Lui'nin komutasında, Ege Bölgesi'nden güneye doğru hareket ederek, Denizli civarını işgal etmiştir. Buradan Antalya istikametine hareket eden Haçlı Ordusu'nun oncu birlikleri Acıpayam Ovası'nı geçtikten sonra, ordusunun ağırlıkları ve artçı birlikleri ayni yolu takip ederek, Kazıkbeli'nden geçmek için hareket etmişlerdi. Fakat orada yapılan çetin gerilla savaşlarında Haçlı Ordusu çok büyük kayıp vermiştir.
1177 yılında Bizans İmparatoru Manuel Komnenos, Selçuklu topraklarına yeni bir sefer düzenleyerek Laodikya ve civarını yağma ederek İstanbul'a donmuştur. Ertesi yıl Türkler Laodikya'ya gelerek şehri zaptetmislerdir. Manuel Komnenos 1176 yılında büyük bir ordu ile Laodikya ve Honaz civarını geri almışsa da Selçuklular'la yaptığı savaşta yenilmiştir. II.Kılıçarslan bundan sonra sınırlarını genişleterek Bizans topraklarına akınlar düzenlemiştir. Atabey komutasında yapılan bu akınlardan Selçuklular büyük ganimetler elde ediyordu. Bizanslılar Atabey komutasındaki bu orduyu Sarayköy yakınlarında pusu kurarak mağlup ettiler. Bu savaşta Atabey şehit oldu.
Bu tarihlerden yavaş yavaş sonra Denizli ilinin doğu kısımlarına Türkler yerleşmeye başladı. Böylece Türk akıncıları, Küçük Menderes Vadisi'ne kadar ilerleme fırsatını bulmuşlardır. 1190 yılında II.Haçlı Ordusu Laodikya'ya gelmiştir. Haçlı Ordusu Komutanı Frederik Barbaros, Bizanslılar tarafından sevinçle karşılanmıştır. Buraya yerleşmiş olan Türk boyları, çadırlarını bırakarak dağlara çekilmişler ve devamlı Haçlı ordusuna düzenlemişlerdir. Denizli ve havalisi takriben 13. asrın ilk yıllarında Gıyasettin Keyhüsrev tarafından 4 defa fethedilmiştir. Diğer bir rivayete göre Laodikyalılar tarafından bir Türk kervanının soyulması üzerine, Selçuklu beylerinden Mehmet ve Servet beylerin komutasında bir Selçuklu Ordusu Laodikya Ordusu'nu yenmiş ve haraç olarak bu bölgeyi antlaşma ile almıştır.
Diğer bir rivayet ise şudur: 12.yüzyıl sonlarında Bizanslıların Burdur'a kadar ilerlemeleri üzerine Konya Sultanı Osman ve Hüsamettin beyleri bu bölgeye göndermiştir. Osman Bey, Acıpayam Ovası'nı, Hüsamettin Bey de Çal taraflarını zaptetmişlerdir. Denizli ve havalisinin Selçuklulara bağlı bir beylik halinde teşekkülü Selçuklu kükümdarı Kiyasettin Keyhusrev zamanında, 1207 yılında olmuştur. 1209 yılında İznik'i başkent yapan Teodor Laskaris ile Selçuklular'ın arası açılmıştır. Kiyasettin Keyhusrev, Laskaris'e Aleksios'us tahtına iadesini isteyince, İznik Devleti ile Selçuklular, Denizli'nin batısında Alaşehir ile Antiokya arasında savaşa tutuştular. İlk seferde savası kazanan Türkler yağmaya dalınca hücuma gecen Rum askerleri Kıyasettin Keyhüsrev'i şehit ettiler. Böylece savasın sonunda galip gelen Bizanslılar, Bati Anadolu'ya bir sure sahip oldular. Selçuklular ile Bizanslılar arasında Denizli ve yöresi sinir olarak kaldı. Bugünkü Denizli şehri bu sıralarda kurulmaya başlamıştır.
İlk olarak Denizli Kalesi Abdullah oğlu Karasundur tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca bu devrede birçok camii, han ve çeşme de inşa edilmiştir. 13.yüzyıl baslarında Denizli ve havalisi yeni göçlerle "Uç Bölgesi" olarak önceden gelenlerle birlikte yoğun bir Türk Topluluğu meydana getirdiler. Buradaki Türkmenler Rum diyarını fetheden Türk soyundan çokluk bir kavimdir. Bunlar muhtemelen Menderes Nehrinden deniz kıyısına kadar olan yerlerdeki yasayanları yağma ederek çocuklarını Müslümanlar arasında satmayı adet edinmişlerdi. Bu sırada Topurlu - Toguzlıdağı eteklerinde 200 bin Müslüman çadırı bulunduğu söylenir. Bu Türkmenler uç bolgesinde kona göce yasarlar ve bati sınırlarını muhafaza ederlerdi.
1257 yılında Denizli'ye gelen Bizans garnizonu, şehirdeki Türklerin çoğunluğu karsısında uzun sure kalamadı. Böylece 1259 yılında Denizli tekrar Türkmenlerin eline geçmiş oldu. Bu tarihlerde Denizli etrafında kümelenen Türkmenler, Hulagu Han'a müracaat ederek bu bölge için kumandan istediler. Bu konuda ilhanlı Hükümdarı Hulagu de bir ferman çıkararak Kulsak isimli bir zati bu bölgeye göndermiştir. Bölgenin merkezi "Asi Karaağaç" diye bilinen Acıpayam yöresidir.
Bu Türkmenlerin manevi Türk Lideri "Yatağanbaba " olması muhtemeldir. 1261 yılında bu yöredeki Türkmenler, Selçuklular'a bas kaldırınca Selçuklu Sultani Ruknettin ile Moğollar anlaşarak Türkmenleri mağlup ettiler. Bu sırada birçok Türkmen Bizans sınırını geçerek yerleşmişlerdir. Konya'daki "Cimri İsyanı'nın" bastırılmasından sonra II.Kiyasettin Keyhusrev kendisine yardim etmeyen Karaağaç Bölgesi Komutanı Ali Bey'i oldurtmuştur. Bundan sonra Denizli germiyanogulları'nın eline geçer. Bir sure sonra Konya'ya karsı hareket yapılınca Denizli havalisindeki Türkmenler Karaman, Eşref ve Menteşe Türkmenleriyle birlikte isyan çıkardılar. Bunun üzerine ilhanlı Sultani Keyhaku 31 Ağustos 1291 de Türklerin üzerine yürüdü. Böylece İlhanlı hakimiyeti bu bölgede başlamış oldu.
Bu tarihlerde Germiyanlılar, Alsıroglu'nun kumandasında bugünkü Buldan olan Tripolisi zaptettiler(1306). Böylece Denizli'nin Türkleştirilmesi tamamlanmış oldu. 14.yüzyılın ilk yıllarında Denizli arazisinin düzlük kısımlarına İnançoğulları yerleşmişti. Kuzey doğusunda Germi yan Beyliği bulunuyordu. Sucaeddin Bey bir ara istiklal için hareket edince öteden beri Anadolu'da kuvvetli bir birliğin kurulmasını istemeyen İlhanlı Hükümdarı Timur tas 1327 yılında Denizli'ye geldi.Suca ettin Bey ona itaat etti. Denizli 1366'da bir deprem ile harap olduğu sırada şehir Germiyan hakimiyetine geçmiştir.
1391 yılında Yıldırım Bayezit, Denizli topraklarını Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402 yılında Timur, Ankara Savaşı'nı kazandıktan sonra Denizli'ye gelmiş, burada bir sure kaldıktan sonra İzmir yöresini fethe gitmiş. 1403 yılının ilk aylarında tekrar Denizli'ye dönerek çadır kurmuştur. Timur bu bölgeyi Germiyanlılara bırakarak ayrılmıştır. 1411 yılında bir ara bu bölge Karamanogulları'nın eline geçmişse de 1429 yılında tekrar Osmanlılar'a bağlanmıştır.
Türkmenler'e ait beylikler ve kapladıkları sahalar
14. yüzyılın ilk yarısında Türkmenler parçalanmış bir halde bulunuyorlardı. Tokça köyündede türkmenler beylikleri kalmışdır ve halen torunları var. Türkmenler´den şaban dede türbeside(1074) Tokça köyünde bulunmaktadır.
Tokça köyüne türkmenler,imanoğulları,avsarlar, ve horzum beylikleri yerleşmiş. Tokça köyü Çivrilden çok daha önçe kurulmuşdur.Pamukkale Üniversitesinin, 2000 yılındaki araştırmaları sonucunda tokca köyünün 1531 yıllarında kütahya beyligine baglı oldugu belirlenmiş ve o zamana ait haritası bulunmuştur.haritayı o dönemde icine alan cevre köylerinden bazıları isıklı kasabasının oldugu yer ŞEHLU karayahşilerin oldugu bölge AHMETLİ ve yine cevrede bulunan YAMANLAR GÖKÇEK bulunmaktadır ve aynı zamanda şu andaki baklan ovasının cok büyük bir bölümünün bataklık oldugu (istiklal şavaşındada tokcaya bataklık yüzünden yunan askerinin gecemedigi rivayet edilir)ve şu anda halen tokca köyünde su sarnıclarının oldugu görülmektedir bu sarnıclarla yavuscada ve daha ilerisinde ismine şu anda ulaşamadıgımız demiryoluna kadar uzanmaktadır bazı bölümlerinin de mezar üstü mevkisinde bulunmaktadır.
ÇİVRİLİN İŞGALİ
18 Ocak 1921 Çivril’in Yunan işgaline ugraması sonucunda civril 526 gün işgal altında kalmıştır. Çivrilin işgali Uşak istikametinden gelip bulkazı ve ardından 8 Ocak 1921 tarihinde civrili işgal ederler bu işgal ilk etabtaki amacı bölgeyi tanımak ve yunan ordusunun padişah adıyla geldiginin propaganda amaclı kullanıp cevre halkını sindirmektir ama cevre halkının yunanlıların istekleri dogrultusunda olamadıgının anlaşılması sonucunda yunanlıların bu işgali 9 gün sürmüştur. yunanlıların tekrar civrile saldırıya gecmeleri yunan 4 alayı ile başlamıştır1 nisan 1921 sabahı Bulkaz istikametinden Çivrile yönelir Türk birlikleriyle ilk catışmaları cabar köyü mevkinde başlar catışmalarda 4 yunan askerinin köylüler tarafından öldürülmesiyle yunan kuvetlerinin 2 yunan suvarisini GÖKBAŞLI mevkisindeki damlarda hayvancılıkla gecinen 6 kişi yunan askerleri tarafında katledilir ve böylece civrilde ilk sehitlerini verir ve olaylar bununlada kalmaz yunan tobcu birliklerinin ateşi eşliginde alatebeden civrile inerler bu catışmalarda cok dramatik olaylar olur 6 türk askeri şehit olurken 20 erde yaralanmıştır acılar bununlada kalmaz o gece cabar köyünü basan yunan işgal kuvetleri 83 mazlum kölüyü yakarak öldürmüşlerdir CİVRİLİN İŞGALİNDE VERMİŞ OLDUGU İLK ŞEHİTLERİ cabar olaylarında 83 gökbaşlı damlarında 6 alatebe icpınar mevkinde 1 asker sanayi bölgesi icinde kalan arazide 1 asker sögutcük mevkide 3 asker catlı yolunda 2 asker şehit eilmiştir şehitlerin cenazelerinin alınmasına izin verilmedigi icin 3 gün bekldikten sonra oldukları yerlere halk tarafında devnedilir bu olaylar civril halkının gözleri önünde gercekleştigi icin uzun zaman hafızalardan silinmemiştir.çivril kaymakamlıgı 1984 yılında bu şehit mezarlarının 3 tanesinin yerini belirler şehit mezarları olarak tesçil edilmiştir ama kalan şehit mezarlarının şu anda kesin yerleri bilinmekle berabar tarım alanı oldugu icin yok oluştur
Germiyanoğulları Beyliği
Honaz'dan Buldan taraflarına kadar uzanan bir alanda kurulmuştur.
Hamitoğulları Beyliği
Yören dağı-Bozdoğan'ın doğusundaki saha Karaağaç mıntıkasına sahiptir.
Tavas Beyliği
Babadağ'ın güneyindeki araziyi, şimdiki Tavas ve Kale ilçelerinin sahalarını kaplamaktadır. Denizli şehri Osmanlıların hakimiyetine girdikten sonra, yaşantısına sakin bir şekilde devam etmiştir. 1702 - 170 yıllarında vuku bulunan depremlerde 12.000 kişi olmuş, o zamanki Kale civarında bulunan şehir oturulamayacak hale gelmiştir. Bundan sonra şehir daha yukarıya, şimdiki merkezine doğru çekilmiştir.
Ladik Beyliği (İnançoğulları)
Laodikya şehrinin sürekli harpler depremlerle yıkılması üzerine halk Laodikya'nın bağ ve bahçelerinin bulunduğu, bugünkü Denizli'ye gelip yerleşmişlerdir. Türkler Laodikya adini kısaltarak Ladik arasında Ladik'te eser bırakmış olan Seyfettin Karasungur'dur. 30 yıllık valilik ve komutanlığı sırasında Denizli Kalesi'ni, Akman Kervansaray'ını, birçok çeşme, camii, han ve hamamlar yaptırmıştır. Karasungur'un San Kuvvetlerine esir düşmesi üzerine yerine Ladik ve Honaz emimi olarak Sahip Ataoğulları'ndan Tabettin Hasan Nasreddin Ali gönderilmiş. Bunların da Cimri İsyanı'nda öldürülmeleri üzerine Ladik emirliğine Ali Bey gönderilmiştir. Böylece Sahip Ataogullarının 1277 tarihine kadar Ladik ve Honaz emirliğinde kaldıkları anlaşılmaktadır. Sahip Ataoğulları’ndan Ladik Germiyanogulları'na geçmiştir. Fakat halkın Germiyanogulları'ndan Ali Bey'i, Giyaseddin II.Keyhusrev'e şikayeti üzerine Ladik tekrar sahip Ataogulları'na geçmiştir.
Sahip Ata'nın vezirlikten azledilmesi üzerine(1288) Germiyanogulları Ladik'i tekrar ele geçirmiştir. Ali Sirkin kızının oğlu Bedrettin Murad'ı Ladik emirliğine tayin etmiştir. Mollaya sinirlenen Selçuklu Sultani Ladik'e kuvvetli bir ordu göndermiş ve burası tekrar geri alınmıştır. BU tarihten sonra Sucaettin İnanç Ladik'te 50 yıla yakın beylik yapmış ve adaletli ve iyi idaresi sayesinde halk tarafından sevilmiştir.
Ölümünden sonra yerine gecen oğlu Murat Aslan Bey de memleketi iyi idare etmiş, zamanında Türkçe fatiha tefsiri yazılmış, 3 çeşit para basılmıştır. Bu paraların biri üzerinde Murat Bey'in adi geçmektedir. Ibni Batıda Murat bey;i Denizli'ye gelişinde bugünkü Devlet Hastanesi'nin bulunduğu tepedeki sarayında ziyaret etmiştir. Seyahatnamesinde bundan bahsetmektedir. Murat Bey'in iktidara geçiş ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmiyor. Hatta Murat Bey'in mezarına bile rastlanmamıştır. Fakat Hastane yakınındaki Murat dede mezarı, halk tarafından Murat Bey'e addedilmekte ve ziyaret edilmektedir. Buğun Denizli'de Murat Dede adıyla bir mahalle bulunduğundan, bazı kaynaklara göre bu mezar Ladik Beyliği ile ilgi derecesi tespit edilemeyen ve Hisar Savası'nda ölen Murat Bey'e aittir.
Murat Aslan Bey'den sonra oğlu Issak Bey yerine geçmiş kendi adına para bastırmış fakat 1402'de Timur Anadolu'yu istila edince Denizli'nin idaresi Germiyanoglu Y akıp Bey'e geri verilmiştir. Ankara Savası'ndan sonra bütün Anadolu'yu ele geçiren Timur, bir müddet sonra Kütahya ve Altıntaş'tan geçip, Ladik'e gelmiş mevsimin sonbahar olması sebebiyle karargahını Denizli'de kurarak askerlerini kışlaklara göndermiştir.
O vakitler Tonguzlu denen Denizli'de askerlerin hastalanması sebebiyle, Timur karargahını havası ve suyu daha iyi olan Karcı ve Hisar Koyu sırtlarına çekmiş, Menteşeoglu Mehmet Bey ile İsfendiyer Bey Timur'u burada ziyaret ederek ona 1000 at hediye etmişlerdir. Timur bir sure Denizli'de kaldıktan sonra, Serinhisar yoluyla Denizli'den ayrılmıştır. Timur'un Denizli'deki kalış günlerinde Germiyanoglu Yakup Bey kendisini ziyaret etmiş, Kütahya ve Denizli'nin idaresini üzerine almak için onu ikna etmiştir.
Ladik'in Osmanlılar'a Geçişi
Ladik Germiyanoglu Süleyman Şah idaresinde iken, Osmanlı Devleti günden güne kuvvetlenip sınırlarını genişletiyorlardı. Süleyman Sah ergen Osmanlılar tarafından gelecek tehlikeyi sezerek, kendini emniyete almak için kızı Devlet hatunu, I.Murat'ın oğlu Şehzade Beyazıt'a vererek akrabalık kurmuştu (1381).
Kızına çeyiz olarak verdiği yerler arasında Ladik de vardı. Beyazıt Han Denizli'de hamam ve bahçe satın almıştır. Ladik Ankara Savası'na kadar (1402) Osmanlılar'da kalmış, savaştan sonra Germiyanogullarının yeniden hakimiyetine giren Ladik, nihayet yerine geçecek kimsesi bulunmayan Germiyan Hükümdarı Yakup tarafından, II.Murat'a bir vasiyetname ve bütün Germeyen ülkesiyle birlikte verilmiştir (1428). Böylece Ladik kesin olarak Osm ali Devleti'ne bağlanmıştır.
Ünlü gezgin Evliya Celebi Denizli'ye uğramış ve 300 yıl öncesinin Denizli'sini söyle dile getirmiştir. "Şehrin çevresinde pek çok akarsular ve goller bulunduğu için bu isim verilmiştir. Yoksa denizden 4 merhale uzaktadır. Kalesi düz yerde dörtgen seklindedir. Hendeği yoktur. Çevresi 470 adimdir, 4 kapısı vardır.Kuzeyinde boyacılar, doğusunda semerciler, güneyinde Yeni Camii, batısında bağlar kapısı bulunur. Kalede 50 kadar silahlı bekçi vardır ki dükkanları bekler. Asil şehir kalenin dışında 44 mahalle ve 3600 evlidir. Büyüklü küçüklü 57 camii ve mahalle mescidi, 7 çocuk mektebi, 6 hamamı, 17 tekkesi vardır.
Herkes bağlarda oturduğundan ehil ve ayalleri birbirinden kaçmaz. Birbirleriyle akraba gibi olmuştur. halkı beyaz ve mavi feraceler giyer. Pamuğu, pamuk ipliği, beyaz ince sade bezli olup, Anadolu'ya sevk edilir. Halkın kazancı "Beyaz Denizli Bezi" dir.
Kronoloji
M.Ö.4000’ler Kalkolitik Dönem
M.Ö.3000-2000 İlk Tunç Çağı
M.Ö.2000-1200/1100 Orta Tunç Çağı ve Son Tunç Çağları
M.Ö.1800 Denizli’nin Arzava Siyasal Birliği içinde yer alması
M.Ö.1200’ler Deniz kavimleri göçü
M.Ö.1100’ler Deniz kavimleri göçüyle Hitit Devleti’nin yıkılması
M.Ö.546 Ahameniş Kralı II. Kiros’un Lidya Krallığını ortadan kaldırılması
M.Ö.360 Hellespontos, Misya, Lidya ve Karya satraplarının Pers Merkezi Yetkesi’ne baş kaldırışı
M.Ö.334 Büyük ıskender’in Anadolu seferi ile Denizli yöresindeki Pers etkinliğine son verilmesi.
M.Ö.246 II.Antiokos’un karısı Laodikeia’yı ziyareti sırasında Laodikeia kentinin kurulması.
M.Ö.188 Roma, Bergama, Selevkoslar arasında barış antlaşmasının yapılması.
649 Muaviye’nin Kıbrıs seferi
1070 Türkler’in Denizli’de ilk kez görülmeleri.
1077 Denizli’nin Türkler tarafından fethi
1097 Denizli’nin Bizans’ın eline geçmesi
1102 I. Kılıç Aslan’ın Denizli’yi fethi
1119 Denizli’nin yeniden Bizans’ın eline geçmesi
1148 Haçlıların Denizli’den geçmeleri
1190 Frederik Barbaros komutasındaki bir Haçlı ordusunun Denizli’den geçmesi
1207 Denizli’nin yeniden Türklerin eline geçmesi
1259 Türkmenlerin, Denizli’nin yönetimini ele geçirmeleri
1288 Denizli’nin Germiyanoğulları egemenliğine girmesi
1300-1368 Denizli’de ınançoğulları egemenliği
1368 Denizli’nin yeniden Germiyanoğulları egemenliğine girmesi
1391 Denizli’nin Osmanlıların eline geçmesi
1403 Timur’un Denizli’yi Germiyanoğulları’na geri vermesi
1429 Denizli’nin kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmesi
1874 Denizli’de ilk rüştiye mektebinin (ortaokul) açılması
1876 Denizli’de ilk belediyenin kurulması
1879 İzmir-Aydın Demiryolu’nun Sarayköy’e dek uzatılmasına ilişkin bir antlaşmanın yapılması
1883 Yapılan yönetim değişikliği ile Denizli’nin Sarayköy, Buldan ve Tavas kazalarının bağlandığı bir sancak haline getirilmesi
1884 Çal kazasının Denizli sancağına bağlanması
1888 Acıpayam Kazası’nın, Denizli sancağına bağlanması, Sarayköy demiryolu hattının Dinar’a dek uzatılmasının kararlaştırılması
1910 Denizli’nin ‘Bağımsız Mutasarrıflık’ haline getirilmesi
22 Mart 1919 İzmir’de toplanan Redd-i ılhak Kongresi’ne Denizli’den bir kurulun katılması
25 Nisan 1919 İstanbul Hükümeti’nin şehzade Abdürrahim Efendi başkanlığındaki bir öğüt kurulunu Denizli’ye göndermesi
15 Mayıs 1919 İzmir’in Yunanlılarca işgali üzerine, Denizli’de bir protesto mitingi düzenlenmesi
16 Mayıs 1919 Yunan işgalinin protesto edilmesi amacıyla Tavas’ta da bir miting düzenlenmesi
17 Mayıs 1919 İşgale karşı Çal’da bir miting düzenlenmesi
29 Mayıs 1919 Denizli Redd-i ılhak Cemiyeti’nin kurulması
8 Haziran 1919 Sarayköy’de bir Kuva-yi Milliye Cephesi’nin oluşturulması
10 Haziran 1919 Denizli’de Heyet-i Milliye’nin ve Sarayköy cephesinin Oluşturulması
3 Ağustos 1919 İstanbul Hükümetinin Denizli’de incelemelerde bulunmak üzere Jandarma Genel Komutanı Ali Kemal Paşa’yı göndermesi
7 Ağustos 1919 Denizli Mutasarrıfı Faik Bey’in Dahiliye Nezareti’ne bir telgraf çekerek , Kuva-yi Milliye’nin dağıtılmasıbuyruğunu geri çevirmesi
18 Ağustos 1919 Denizli delegelerinin Sivas Kongresi’ne katılmak üzere kentten ayrılması
12 Ocak 1920 Emin Efendi ve Faik Bey’in ıstanbul’da toplanan Meclisi Mebusan’a Denizli milletvekili olarak katılması
21 Haziran 1920 Çopur Musa çetesinin Çivril’i basması
5 Temmuz 1920 Yunanlıların Buldan’a ve Çal’ın bazı köylerine girmesi
8 Temmuz 1920 Demirci Mehmet Efe’nin adamlarından Sökeli Ali Efe’nin Denizli’de öldürülmesi
9 Temmuz 1920 Denizli’ye giren Demirci Mehmet Efe’nin, Sökeli Ali Efe nin ölümünden sorumlu tuttuğu 60 kişiyi öldürtmesi
29 Temmuz 1920 Yarbay Nazmi Bey’in 57. Tümen Komutanı ve Mutasarrıf vekili olarak Denizli’ye gelmesi
18 Ocak 1921 Çivril’in Yunan işgaline uğraması
1 Nisan 1921 Çivril’in ikinci kez bir işgale uğraması
30 Ağustos 1922 Çivril’in Büyük Taarruz neticesinde Yunan işgalinden kurtarılması
4 Eylül 1922 Buldan’ın işgalden kurtarılması Denizli Bursanın kardeş şehiri dir.
Denizli'nin ünlü evlatları
Özay Gönlüm - Türk Halk Müziği sanatçısı;
İbrahim Çallı - ressam
Behçet Uz - İzmir'in efsane belediye başkanı ve 2 dönem Sağlık Bakanı
Coğrafi Konumu
Anadolu Yarımadası'nın güneybatı, Ege Bölgesi'nin güneydoğusunda yer almaktadır. Ege, ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit durumundadır. Denizli İli'nin her iki bölge üzerinde de toprakları vardır. Denizli ili 28o38' - 30o05' doğu meridyenleri (doğu uç noktası; Çivril ilçesi Gümüşsu - Gökgöl Koyu Dinar sınırında Efekli Tepe, batı uç noktası; Buldan ilçesi Alandız Koyu, Manisa - Sarıgöl sınırında Tezek tepe) 38o29' - 38o52' kuzey paralelleri (Kuzey uç noktası; Çivril Çapak Koyu, Afyon sınırında Avgan Damları mezarlığı, güney uç noktası; Çameli - Muğla sınırında Karabayır Koyu) arasında yer alır. Denizli ili doğuda Burdur, Afyon; batıda Aydın, Manisa; güneyde Muğla; kuzeydoğuda Uşak illeri ile komşudur. Yüzölçümü 11.868km2, denizden yükseltisi ise 428m'dir.
İklimi
İli Ege Bölgesinde olmasına rağmen, Ege Bölgesinin iklimi tamamen görülmez. Kıyı kesimlerinden iç bölgelere geçit yerinde olduğundan az da olsa iç bölgelerin iklimi hissedilir. Ege Bölgesi ikliminden sıcaklık olarak biraz düşük farklılıklar görülebilir. Denizli'de dağlar genel olarak denize doğru dik olduğundan, denizden gelen rüzgarlara açık bulunmaktadır. Kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir.
Nüfus
İlin 2000 yılı nüfus sayımı sonucuna toplam nüfusu 850.029'dir. İl merkezi nüfusu 275.480, ilçe ve beldeler nüfusu toplamı 410.796, köyler nüfusu 432.346'dür. Nüfus yoğunluğu % 73'dür. Merkez hariç 18 ilçe, 100 Belediye, 372 köyü vardır. İçişleri Bakanlığı'nca sürdürülen MERNİS Projesi çalışmaları neticesinde ilde de tüm vatandaşların % 97'sine vatandaşlık numarası verilerek nüfus işlemlerinde gerekli serilik sağlanmış ve işlemler sorunsuz olarak sürdürülmektedir.
Tarihçe
Denizli'nin Adı ve Yeri
Denizli şehri, ilk defa bugün şehrin 6 km. kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Bu şehir M.Ö. 261 - 245 yılları arasında, Suriye Kralı II. Antiokhos tarafından kurulmuştur. II. Antiokhos kente karısı Laodike'nin adını vermiştir. Laodike'nin kenti anlamına gelen "Laodikeia" adını alan kent, M. S. 7. yüzyılda büyük bir depremle yıkılınca, kent bugünkü Kaleiçi mevkiine taşınmıştır. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, kenti "Ladik" adıyla anmışlardır.
Denizli adına, tarihi kaynaklarda başka başka isimler olarak rastlamaktayız. Selçuklu kayıtları ve Denizli mahkemesi seciye sicilleri Ladik ismini vermektedir. İbni Batuta'nın seyahatnamesinde Tunguzlu denilmektedir. Mesalikullebsar'da da Tunguzlu olarak kaydedilmiştir.
Timurlenk'in zafernamesini yazan, Serafettin Zemdi Tenguzlug ve Tonguzlug gibi iki isimden bahsetmektedir. Tensiz kelimesi eski Türkçe'de Deniz demektir. Tunguzlu ise bugünkü imlasıyla Denizli demektir. Netice olarak Denizli adi, Tunguzlu ve Tunguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan agıza, Denizli kelimesi haline gelmesinden bugünkü şeklini almıştır.
İlk Fetihler
Denizli ve havalisinde Türkler ilk defa 1070 yılında görüldüler. Afşin Bey bütün Anadolu'yu kastettikten sonra Laodikya'yı yağma ederek, Honaz'ı zaptetmiştir. 1071 yılından sonra Denizli ve çevresi Kutalmışoglu Süleyman Bey'in mahiyetindeki beyler tarafından fethedilmiştir.
1097 yılında Bizans İmparatoru Aleksis Komnenos, Yuannis Dukas'ı Batı Anadolu'nun fethi için görevlendirdikten sonra bu yöre Bizanslılar'ın eline geçti. Bu sırada Türk kuvvetleri Orta Anadolu'da bulunuyordu. Bizanslıların elinde kısa bir süre kalan bu güzel beldemiz 1102 yılında yeniden Kılıçarslan tarafından zapt edilmiştir. Bu tarihten sonra Türk kuvvetleri Alparslan'ın komutasında Bizans topraklarına sürekli akınlar yapıyordu. 1119 yılında Bizanslılar, büyük bir ordu ile Denizli ve havalisine saldırdılar. Az sayıda Türk kuvvetlerine sahip olan Alplara bu yöreyi terketmek zorunda kalmıştır. Ertesi yıl tekrar gelen Bizanslılar Uluborlu taraflarına kadar istila ettiler. 1147 yılında II.Haçlı Ordusu Fransız Kralı VII.Lui'nin komutasında, Ege Bölgesi'nden güneye doğru hareket ederek, Denizli civarını işgal etmiştir. Buradan Antalya istikametine hareket eden Haçlı Ordusu'nun oncu birlikleri Acıpayam Ovası'nı geçtikten sonra, ordusunun ağırlıkları ve artçı birlikleri ayni yolu takip ederek, Kazıkbeli'nden geçmek için hareket etmişlerdi. Fakat orada yapılan çetin gerilla savaşlarında Haçlı Ordusu çok büyük kayıp vermiştir.
1177 yılında Bizans İmparatoru Manuel Komnenos, Selçuklu topraklarına yeni bir sefer düzenleyerek Laodikya ve civarını yağma ederek İstanbul'a donmuştur. Ertesi yıl Türkler Laodikya'ya gelerek şehri zaptetmislerdir. Manuel Komnenos 1176 yılında büyük bir ordu ile Laodikya ve Honaz civarını geri almışsa da Selçuklular'la yaptığı savaşta yenilmiştir. II.Kılıçarslan bundan sonra sınırlarını genişleterek Bizans topraklarına akınlar düzenlemiştir. Atabey komutasında yapılan bu akınlardan Selçuklular büyük ganimetler elde ediyordu. Bizanslılar Atabey komutasındaki bu orduyu Sarayköy yakınlarında pusu kurarak mağlup ettiler. Bu savaşta Atabey şehit oldu.
Bu tarihlerden yavaş yavaş sonra Denizli ilinin doğu kısımlarına Türkler yerleşmeye başladı. Böylece Türk akıncıları, Küçük Menderes Vadisi'ne kadar ilerleme fırsatını bulmuşlardır. 1190 yılında II.Haçlı Ordusu Laodikya'ya gelmiştir. Haçlı Ordusu Komutanı Frederik Barbaros, Bizanslılar tarafından sevinçle karşılanmıştır. Buraya yerleşmiş olan Türk boyları, çadırlarını bırakarak dağlara çekilmişler ve devamlı Haçlı ordusuna düzenlemişlerdir. Denizli ve havalisi takriben 13. asrın ilk yıllarında Gıyasettin Keyhüsrev tarafından 4 defa fethedilmiştir. Diğer bir rivayete göre Laodikyalılar tarafından bir Türk kervanının soyulması üzerine, Selçuklu beylerinden Mehmet ve Servet beylerin komutasında bir Selçuklu Ordusu Laodikya Ordusu'nu yenmiş ve haraç olarak bu bölgeyi antlaşma ile almıştır.
Diğer bir rivayet ise şudur: 12.yüzyıl sonlarında Bizanslıların Burdur'a kadar ilerlemeleri üzerine Konya Sultanı Osman ve Hüsamettin beyleri bu bölgeye göndermiştir. Osman Bey, Acıpayam Ovası'nı, Hüsamettin Bey de Çal taraflarını zaptetmişlerdir. Denizli ve havalisinin Selçuklulara bağlı bir beylik halinde teşekkülü Selçuklu kükümdarı Kiyasettin Keyhusrev zamanında, 1207 yılında olmuştur. 1209 yılında İznik'i başkent yapan Teodor Laskaris ile Selçuklular'ın arası açılmıştır. Kiyasettin Keyhusrev, Laskaris'e Aleksios'us tahtına iadesini isteyince, İznik Devleti ile Selçuklular, Denizli'nin batısında Alaşehir ile Antiokya arasında savaşa tutuştular. İlk seferde savası kazanan Türkler yağmaya dalınca hücuma gecen Rum askerleri Kıyasettin Keyhüsrev'i şehit ettiler. Böylece savasın sonunda galip gelen Bizanslılar, Bati Anadolu'ya bir sure sahip oldular. Selçuklular ile Bizanslılar arasında Denizli ve yöresi sinir olarak kaldı. Bugünkü Denizli şehri bu sıralarda kurulmaya başlamıştır.
İlk olarak Denizli Kalesi Abdullah oğlu Karasundur tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca bu devrede birçok camii, han ve çeşme de inşa edilmiştir. 13.yüzyıl baslarında Denizli ve havalisi yeni göçlerle "Uç Bölgesi" olarak önceden gelenlerle birlikte yoğun bir Türk Topluluğu meydana getirdiler. Buradaki Türkmenler Rum diyarını fetheden Türk soyundan çokluk bir kavimdir. Bunlar muhtemelen Menderes Nehrinden deniz kıyısına kadar olan yerlerdeki yasayanları yağma ederek çocuklarını Müslümanlar arasında satmayı adet edinmişlerdi. Bu sırada Topurlu - Toguzlıdağı eteklerinde 200 bin Müslüman çadırı bulunduğu söylenir. Bu Türkmenler uç bolgesinde kona göce yasarlar ve bati sınırlarını muhafaza ederlerdi.
1257 yılında Denizli'ye gelen Bizans garnizonu, şehirdeki Türklerin çoğunluğu karsısında uzun sure kalamadı. Böylece 1259 yılında Denizli tekrar Türkmenlerin eline geçmiş oldu. Bu tarihlerde Denizli etrafında kümelenen Türkmenler, Hulagu Han'a müracaat ederek bu bölge için kumandan istediler. Bu konuda ilhanlı Hükümdarı Hulagu de bir ferman çıkararak Kulsak isimli bir zati bu bölgeye göndermiştir. Bölgenin merkezi "Asi Karaağaç" diye bilinen Acıpayam yöresidir.
Bu Türkmenlerin manevi Türk Lideri "Yatağanbaba " olması muhtemeldir. 1261 yılında bu yöredeki Türkmenler, Selçuklular'a bas kaldırınca Selçuklu Sultani Ruknettin ile Moğollar anlaşarak Türkmenleri mağlup ettiler. Bu sırada birçok Türkmen Bizans sınırını geçerek yerleşmişlerdir. Konya'daki "Cimri İsyanı'nın" bastırılmasından sonra II.Kiyasettin Keyhusrev kendisine yardim etmeyen Karaağaç Bölgesi Komutanı Ali Bey'i oldurtmuştur. Bundan sonra Denizli germiyanogulları'nın eline geçer. Bir sure sonra Konya'ya karsı hareket yapılınca Denizli havalisindeki Türkmenler Karaman, Eşref ve Menteşe Türkmenleriyle birlikte isyan çıkardılar. Bunun üzerine ilhanlı Sultani Keyhaku 31 Ağustos 1291 de Türklerin üzerine yürüdü. Böylece İlhanlı hakimiyeti bu bölgede başlamış oldu.
Bu tarihlerde Germiyanlılar, Alsıroglu'nun kumandasında bugünkü Buldan olan Tripolisi zaptettiler(1306). Böylece Denizli'nin Türkleştirilmesi tamamlanmış oldu. 14.yüzyılın ilk yıllarında Denizli arazisinin düzlük kısımlarına İnançoğulları yerleşmişti. Kuzey doğusunda Germi yan Beyliği bulunuyordu. Sucaeddin Bey bir ara istiklal için hareket edince öteden beri Anadolu'da kuvvetli bir birliğin kurulmasını istemeyen İlhanlı Hükümdarı Timur tas 1327 yılında Denizli'ye geldi.Suca ettin Bey ona itaat etti. Denizli 1366'da bir deprem ile harap olduğu sırada şehir Germiyan hakimiyetine geçmiştir.
1391 yılında Yıldırım Bayezit, Denizli topraklarını Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402 yılında Timur, Ankara Savaşı'nı kazandıktan sonra Denizli'ye gelmiş, burada bir sure kaldıktan sonra İzmir yöresini fethe gitmiş. 1403 yılının ilk aylarında tekrar Denizli'ye dönerek çadır kurmuştur. Timur bu bölgeyi Germiyanlılara bırakarak ayrılmıştır. 1411 yılında bir ara bu bölge Karamanogulları'nın eline geçmişse de 1429 yılında tekrar Osmanlılar'a bağlanmıştır.
Türkmenler'e ait beylikler ve kapladıkları sahalar
14. yüzyılın ilk yarısında Türkmenler parçalanmış bir halde bulunuyorlardı. Tokça köyündede türkmenler beylikleri kalmışdır ve halen torunları var. Türkmenler´den şaban dede türbeside(1074) Tokça köyünde bulunmaktadır.
Tokça köyüne türkmenler,imanoğulları,avsarlar, ve horzum beylikleri yerleşmiş. Tokça köyü Çivrilden çok daha önçe kurulmuşdur.Pamukkale Üniversitesinin, 2000 yılındaki araştırmaları sonucunda tokca köyünün 1531 yıllarında kütahya beyligine baglı oldugu belirlenmiş ve o zamana ait haritası bulunmuştur.haritayı o dönemde icine alan cevre köylerinden bazıları isıklı kasabasının oldugu yer ŞEHLU karayahşilerin oldugu bölge AHMETLİ ve yine cevrede bulunan YAMANLAR GÖKÇEK bulunmaktadır ve aynı zamanda şu andaki baklan ovasının cok büyük bir bölümünün bataklık oldugu (istiklal şavaşındada tokcaya bataklık yüzünden yunan askerinin gecemedigi rivayet edilir)ve şu anda halen tokca köyünde su sarnıclarının oldugu görülmektedir bu sarnıclarla yavuscada ve daha ilerisinde ismine şu anda ulaşamadıgımız demiryoluna kadar uzanmaktadır bazı bölümlerinin de mezar üstü mevkisinde bulunmaktadır.
ÇİVRİLİN İŞGALİ
18 Ocak 1921 Çivril’in Yunan işgaline ugraması sonucunda civril 526 gün işgal altında kalmıştır. Çivrilin işgali Uşak istikametinden gelip bulkazı ve ardından 8 Ocak 1921 tarihinde civrili işgal ederler bu işgal ilk etabtaki amacı bölgeyi tanımak ve yunan ordusunun padişah adıyla geldiginin propaganda amaclı kullanıp cevre halkını sindirmektir ama cevre halkının yunanlıların istekleri dogrultusunda olamadıgının anlaşılması sonucunda yunanlıların bu işgali 9 gün sürmüştur. yunanlıların tekrar civrile saldırıya gecmeleri yunan 4 alayı ile başlamıştır1 nisan 1921 sabahı Bulkaz istikametinden Çivrile yönelir Türk birlikleriyle ilk catışmaları cabar köyü mevkinde başlar catışmalarda 4 yunan askerinin köylüler tarafından öldürülmesiyle yunan kuvetlerinin 2 yunan suvarisini GÖKBAŞLI mevkisindeki damlarda hayvancılıkla gecinen 6 kişi yunan askerleri tarafında katledilir ve böylece civrilde ilk sehitlerini verir ve olaylar bununlada kalmaz yunan tobcu birliklerinin ateşi eşliginde alatebeden civrile inerler bu catışmalarda cok dramatik olaylar olur 6 türk askeri şehit olurken 20 erde yaralanmıştır acılar bununlada kalmaz o gece cabar köyünü basan yunan işgal kuvetleri 83 mazlum kölüyü yakarak öldürmüşlerdir CİVRİLİN İŞGALİNDE VERMİŞ OLDUGU İLK ŞEHİTLERİ cabar olaylarında 83 gökbaşlı damlarında 6 alatebe icpınar mevkinde 1 asker sanayi bölgesi icinde kalan arazide 1 asker sögutcük mevkide 3 asker catlı yolunda 2 asker şehit eilmiştir şehitlerin cenazelerinin alınmasına izin verilmedigi icin 3 gün bekldikten sonra oldukları yerlere halk tarafında devnedilir bu olaylar civril halkının gözleri önünde gercekleştigi icin uzun zaman hafızalardan silinmemiştir.çivril kaymakamlıgı 1984 yılında bu şehit mezarlarının 3 tanesinin yerini belirler şehit mezarları olarak tesçil edilmiştir ama kalan şehit mezarlarının şu anda kesin yerleri bilinmekle berabar tarım alanı oldugu icin yok oluştur
Germiyanoğulları Beyliği
Honaz'dan Buldan taraflarına kadar uzanan bir alanda kurulmuştur.
Hamitoğulları Beyliği
Yören dağı-Bozdoğan'ın doğusundaki saha Karaağaç mıntıkasına sahiptir.
Tavas Beyliği
Babadağ'ın güneyindeki araziyi, şimdiki Tavas ve Kale ilçelerinin sahalarını kaplamaktadır. Denizli şehri Osmanlıların hakimiyetine girdikten sonra, yaşantısına sakin bir şekilde devam etmiştir. 1702 - 170 yıllarında vuku bulunan depremlerde 12.000 kişi olmuş, o zamanki Kale civarında bulunan şehir oturulamayacak hale gelmiştir. Bundan sonra şehir daha yukarıya, şimdiki merkezine doğru çekilmiştir.
Ladik Beyliği (İnançoğulları)
Laodikya şehrinin sürekli harpler depremlerle yıkılması üzerine halk Laodikya'nın bağ ve bahçelerinin bulunduğu, bugünkü Denizli'ye gelip yerleşmişlerdir. Türkler Laodikya adini kısaltarak Ladik arasında Ladik'te eser bırakmış olan Seyfettin Karasungur'dur. 30 yıllık valilik ve komutanlığı sırasında Denizli Kalesi'ni, Akman Kervansaray'ını, birçok çeşme, camii, han ve hamamlar yaptırmıştır. Karasungur'un San Kuvvetlerine esir düşmesi üzerine yerine Ladik ve Honaz emimi olarak Sahip Ataoğulları'ndan Tabettin Hasan Nasreddin Ali gönderilmiş. Bunların da Cimri İsyanı'nda öldürülmeleri üzerine Ladik emirliğine Ali Bey gönderilmiştir. Böylece Sahip Ataogullarının 1277 tarihine kadar Ladik ve Honaz emirliğinde kaldıkları anlaşılmaktadır. Sahip Ataoğulları’ndan Ladik Germiyanogulları'na geçmiştir. Fakat halkın Germiyanogulları'ndan Ali Bey'i, Giyaseddin II.Keyhusrev'e şikayeti üzerine Ladik tekrar sahip Ataogulları'na geçmiştir.
Sahip Ata'nın vezirlikten azledilmesi üzerine(1288) Germiyanogulları Ladik'i tekrar ele geçirmiştir. Ali Sirkin kızının oğlu Bedrettin Murad'ı Ladik emirliğine tayin etmiştir. Mollaya sinirlenen Selçuklu Sultani Ladik'e kuvvetli bir ordu göndermiş ve burası tekrar geri alınmıştır. BU tarihten sonra Sucaettin İnanç Ladik'te 50 yıla yakın beylik yapmış ve adaletli ve iyi idaresi sayesinde halk tarafından sevilmiştir.
Ölümünden sonra yerine gecen oğlu Murat Aslan Bey de memleketi iyi idare etmiş, zamanında Türkçe fatiha tefsiri yazılmış, 3 çeşit para basılmıştır. Bu paraların biri üzerinde Murat Bey'in adi geçmektedir. Ibni Batıda Murat bey;i Denizli'ye gelişinde bugünkü Devlet Hastanesi'nin bulunduğu tepedeki sarayında ziyaret etmiştir. Seyahatnamesinde bundan bahsetmektedir. Murat Bey'in iktidara geçiş ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmiyor. Hatta Murat Bey'in mezarına bile rastlanmamıştır. Fakat Hastane yakınındaki Murat dede mezarı, halk tarafından Murat Bey'e addedilmekte ve ziyaret edilmektedir. Buğun Denizli'de Murat Dede adıyla bir mahalle bulunduğundan, bazı kaynaklara göre bu mezar Ladik Beyliği ile ilgi derecesi tespit edilemeyen ve Hisar Savası'nda ölen Murat Bey'e aittir.
Murat Aslan Bey'den sonra oğlu Issak Bey yerine geçmiş kendi adına para bastırmış fakat 1402'de Timur Anadolu'yu istila edince Denizli'nin idaresi Germiyanoglu Y akıp Bey'e geri verilmiştir. Ankara Savası'ndan sonra bütün Anadolu'yu ele geçiren Timur, bir müddet sonra Kütahya ve Altıntaş'tan geçip, Ladik'e gelmiş mevsimin sonbahar olması sebebiyle karargahını Denizli'de kurarak askerlerini kışlaklara göndermiştir.
O vakitler Tonguzlu denen Denizli'de askerlerin hastalanması sebebiyle, Timur karargahını havası ve suyu daha iyi olan Karcı ve Hisar Koyu sırtlarına çekmiş, Menteşeoglu Mehmet Bey ile İsfendiyer Bey Timur'u burada ziyaret ederek ona 1000 at hediye etmişlerdir. Timur bir sure Denizli'de kaldıktan sonra, Serinhisar yoluyla Denizli'den ayrılmıştır. Timur'un Denizli'deki kalış günlerinde Germiyanoglu Yakup Bey kendisini ziyaret etmiş, Kütahya ve Denizli'nin idaresini üzerine almak için onu ikna etmiştir.
Ladik'in Osmanlılar'a Geçişi
Ladik Germiyanoglu Süleyman Şah idaresinde iken, Osmanlı Devleti günden güne kuvvetlenip sınırlarını genişletiyorlardı. Süleyman Sah ergen Osmanlılar tarafından gelecek tehlikeyi sezerek, kendini emniyete almak için kızı Devlet hatunu, I.Murat'ın oğlu Şehzade Beyazıt'a vererek akrabalık kurmuştu (1381).
Kızına çeyiz olarak verdiği yerler arasında Ladik de vardı. Beyazıt Han Denizli'de hamam ve bahçe satın almıştır. Ladik Ankara Savası'na kadar (1402) Osmanlılar'da kalmış, savaştan sonra Germiyanogullarının yeniden hakimiyetine giren Ladik, nihayet yerine geçecek kimsesi bulunmayan Germiyan Hükümdarı Yakup tarafından, II.Murat'a bir vasiyetname ve bütün Germeyen ülkesiyle birlikte verilmiştir (1428). Böylece Ladik kesin olarak Osm ali Devleti'ne bağlanmıştır.
Ünlü gezgin Evliya Celebi Denizli'ye uğramış ve 300 yıl öncesinin Denizli'sini söyle dile getirmiştir. "Şehrin çevresinde pek çok akarsular ve goller bulunduğu için bu isim verilmiştir. Yoksa denizden 4 merhale uzaktadır. Kalesi düz yerde dörtgen seklindedir. Hendeği yoktur. Çevresi 470 adimdir, 4 kapısı vardır.Kuzeyinde boyacılar, doğusunda semerciler, güneyinde Yeni Camii, batısında bağlar kapısı bulunur. Kalede 50 kadar silahlı bekçi vardır ki dükkanları bekler. Asil şehir kalenin dışında 44 mahalle ve 3600 evlidir. Büyüklü küçüklü 57 camii ve mahalle mescidi, 7 çocuk mektebi, 6 hamamı, 17 tekkesi vardır.
Herkes bağlarda oturduğundan ehil ve ayalleri birbirinden kaçmaz. Birbirleriyle akraba gibi olmuştur. halkı beyaz ve mavi feraceler giyer. Pamuğu, pamuk ipliği, beyaz ince sade bezli olup, Anadolu'ya sevk edilir. Halkın kazancı "Beyaz Denizli Bezi" dir.
Kronoloji
M.Ö.4000’ler Kalkolitik Dönem
M.Ö.3000-2000 İlk Tunç Çağı
M.Ö.2000-1200/1100 Orta Tunç Çağı ve Son Tunç Çağları
M.Ö.1800 Denizli’nin Arzava Siyasal Birliği içinde yer alması
M.Ö.1200’ler Deniz kavimleri göçü
M.Ö.1100’ler Deniz kavimleri göçüyle Hitit Devleti’nin yıkılması
M.Ö.546 Ahameniş Kralı II. Kiros’un Lidya Krallığını ortadan kaldırılması
M.Ö.360 Hellespontos, Misya, Lidya ve Karya satraplarının Pers Merkezi Yetkesi’ne baş kaldırışı
M.Ö.334 Büyük ıskender’in Anadolu seferi ile Denizli yöresindeki Pers etkinliğine son verilmesi.
M.Ö.246 II.Antiokos’un karısı Laodikeia’yı ziyareti sırasında Laodikeia kentinin kurulması.
M.Ö.188 Roma, Bergama, Selevkoslar arasında barış antlaşmasının yapılması.
649 Muaviye’nin Kıbrıs seferi
1070 Türkler’in Denizli’de ilk kez görülmeleri.
1077 Denizli’nin Türkler tarafından fethi
1097 Denizli’nin Bizans’ın eline geçmesi
1102 I. Kılıç Aslan’ın Denizli’yi fethi
1119 Denizli’nin yeniden Bizans’ın eline geçmesi
1148 Haçlıların Denizli’den geçmeleri
1190 Frederik Barbaros komutasındaki bir Haçlı ordusunun Denizli’den geçmesi
1207 Denizli’nin yeniden Türklerin eline geçmesi
1259 Türkmenlerin, Denizli’nin yönetimini ele geçirmeleri
1288 Denizli’nin Germiyanoğulları egemenliğine girmesi
1300-1368 Denizli’de ınançoğulları egemenliği
1368 Denizli’nin yeniden Germiyanoğulları egemenliğine girmesi
1391 Denizli’nin Osmanlıların eline geçmesi
1403 Timur’un Denizli’yi Germiyanoğulları’na geri vermesi
1429 Denizli’nin kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmesi
1874 Denizli’de ilk rüştiye mektebinin (ortaokul) açılması
1876 Denizli’de ilk belediyenin kurulması
1879 İzmir-Aydın Demiryolu’nun Sarayköy’e dek uzatılmasına ilişkin bir antlaşmanın yapılması
1883 Yapılan yönetim değişikliği ile Denizli’nin Sarayköy, Buldan ve Tavas kazalarının bağlandığı bir sancak haline getirilmesi
1884 Çal kazasının Denizli sancağına bağlanması
1888 Acıpayam Kazası’nın, Denizli sancağına bağlanması, Sarayköy demiryolu hattının Dinar’a dek uzatılmasının kararlaştırılması
1910 Denizli’nin ‘Bağımsız Mutasarrıflık’ haline getirilmesi
22 Mart 1919 İzmir’de toplanan Redd-i ılhak Kongresi’ne Denizli’den bir kurulun katılması
25 Nisan 1919 İstanbul Hükümeti’nin şehzade Abdürrahim Efendi başkanlığındaki bir öğüt kurulunu Denizli’ye göndermesi
15 Mayıs 1919 İzmir’in Yunanlılarca işgali üzerine, Denizli’de bir protesto mitingi düzenlenmesi
16 Mayıs 1919 Yunan işgalinin protesto edilmesi amacıyla Tavas’ta da bir miting düzenlenmesi
17 Mayıs 1919 İşgale karşı Çal’da bir miting düzenlenmesi
29 Mayıs 1919 Denizli Redd-i ılhak Cemiyeti’nin kurulması
8 Haziran 1919 Sarayköy’de bir Kuva-yi Milliye Cephesi’nin oluşturulması
10 Haziran 1919 Denizli’de Heyet-i Milliye’nin ve Sarayköy cephesinin Oluşturulması
3 Ağustos 1919 İstanbul Hükümetinin Denizli’de incelemelerde bulunmak üzere Jandarma Genel Komutanı Ali Kemal Paşa’yı göndermesi
7 Ağustos 1919 Denizli Mutasarrıfı Faik Bey’in Dahiliye Nezareti’ne bir telgraf çekerek , Kuva-yi Milliye’nin dağıtılmasıbuyruğunu geri çevirmesi
18 Ağustos 1919 Denizli delegelerinin Sivas Kongresi’ne katılmak üzere kentten ayrılması
12 Ocak 1920 Emin Efendi ve Faik Bey’in ıstanbul’da toplanan Meclisi Mebusan’a Denizli milletvekili olarak katılması
21 Haziran 1920 Çopur Musa çetesinin Çivril’i basması
5 Temmuz 1920 Yunanlıların Buldan’a ve Çal’ın bazı köylerine girmesi
8 Temmuz 1920 Demirci Mehmet Efe’nin adamlarından Sökeli Ali Efe’nin Denizli’de öldürülmesi
9 Temmuz 1920 Denizli’ye giren Demirci Mehmet Efe’nin, Sökeli Ali Efe nin ölümünden sorumlu tuttuğu 60 kişiyi öldürtmesi
29 Temmuz 1920 Yarbay Nazmi Bey’in 57. Tümen Komutanı ve Mutasarrıf vekili olarak Denizli’ye gelmesi
18 Ocak 1921 Çivril’in Yunan işgaline uğraması
1 Nisan 1921 Çivril’in ikinci kez bir işgale uğraması
30 Ağustos 1922 Çivril’in Büyük Taarruz neticesinde Yunan işgalinden kurtarılması
4 Eylül 1922 Buldan’ın işgalden kurtarılması Denizli Bursanın kardeş şehiri dir.
Denizli'nin ünlü evlatları
Özay Gönlüm - Türk Halk Müziği sanatçısı;
İbrahim Çallı - ressam
Behçet Uz - İzmir'in efsane belediye başkanı ve 2 dönem Sağlık Bakanı