Depresyon Kaynaklı Erken Menopoz
Başlı başına bir kabus olan depresyonun bu hastalığa zaten erkeklere göre iki kat daha fazla maruz kalan kadınların cinselliğini de doğrudan etkilediği ortaya çıktı. Geçmişte uzun süreli veya ağır depresyon geçiren kadınların diğerlerine göre erken menopozla daha fazla karşı karşıya kaldıkları saptandı.
Aslında menopoz tıpta nispeten yeni tanınmaya başlanan bir olgu. Çünkü kadının menopoz dönemini yaşayacak yaşa ulaşması ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru mümkün olmuş. Bu nedenle "menopoza girme yaşı" ancak yaklaşık son 150 yıllık bir dönem boyunca incelenebiliyor.
Ancak burada ilginç bir gerçek ortaya çıkmış. Kadının ömrü uzamış ama buna karşın menopoza girme yaşı neredeyse hiç değişmemiş. Yani kadının yaşam süresi yıllar içinde belirgin bir şekilde artmasına karşın menopoza girme yaşının sabit seyrettiği görülüyor.
Depresyon Erken Menapoza Giden Yol
Depresyon: Erken Menopoza Giden Yol
Depresyon ile erken menopoz arasında doğrudan bağlantı var. Uzun süreli depresyonla karşı karşıya kalan kadınlar erken menopoza giriyor. Yaşamlarının herhangi bir döneminde uzun süreli depresyonla karşı karşıya kalan kadınların erken menopoza girme riski yüzde 20 artıyor..
Buna göre uzun süreli veya şiddetli depresyon vücuttaki estrojen hormonunun düşmesine yol açıyor. Uzun süreli estrojen azlığı da erken menopoza yol açıyor.
Depresyon nedeniyle estrojen seviyesinin uzun süre düşük kalmasıaynı zamanda kemik kaybı riskini artırıyor ve geç anne olmak isteyen kadınların çocuk yapma şanslarını da azaltıyor.
Erken Menopoz Nedir?
Ortalama menopoza girme yaşını 48-52 olarak kabul eden tıp bilimi 40 yaşından önce başlayan menopozu "erken menopoz" olarak tanımlıyor. Dünyada ortalama olarak kadınların yüzde 3'ünde erken menopoza rastlanıyor. Yani bu yaşlardan itibaren yumurtalıkların çalışması bir başka deyişle hem hormon üretimi hem de yumurtlama fonksiyonu ortadan kalkıyor.
Erken menopozun neden oluştuğuna gelince... Aslında tıp buna kesin bir yanıt getiremiyor. Bu konuda değişik görüşler mevcut. Bunlara göre örneğin doğuştan kadınının yumurta sayısı az olabileceği gibi vaktinden önce tüm yumurtaların tükenmesi de erken menopoza yol açabiliyor. Ya da her yumurtlama döneminde çok fazla yumurta tahrip olup yok olabiliyor. Bu da yine tüm yumurtaların tükenmesine yol açıyor.
En çok üzerinde durulan etken ise yumurtaların değişik nedenlerle doğumdan sonra yok edilmesi.
Ayrıca nedeni ne olursa olsun erken menopozun genellikle kalıtsal olduğunu da belirtmek gerekiyor. Sigara alkol stres ve düzensiz yaşam da erken menopoz açısından risk faktörleri olarak sayılıyor.
Erken menopoza giriş genellikle aniden oluyor. Yani öncü belirtiler pek görülmüyor.
Depresyon Nasıl Etkiliyor?
Aslında bugüne kadar menopozla depresyon arasında bir bağlantı olduğu zaten biliniyordu. Ancak bu bağlantı menopoz öncesi ve sonrası dönemle ilişkiliydi. Dolayısıyla Harvard Üniversitesi'nde gerçekleştirilen araştırma depresyonun erken menopoz üzerindeki etkisini göstermesi bakımından bir ilk niteliği taşıyor.
Araştırmaya gelince... Araştırma 36-45 yaş arasında 332'si depresyon geçirmiş 644'ü geçirmemiş ama hiçbiri henüz menopoza girmemiş toplam 976 kadın üzerinde gerçekleştirildi.
Bu kadınlarla her altı ayda bir görüşme yapıldı kan ölçümlerinin yanı sıra adet düzenleri incelendi. Araştırılan kadınların tümü de adet görmekteydi. Ancak depresyon öyküsü olan kadınlar adet düzeninin değişimi gecikmesi ve ateş basması gibi semptomları daha fazla göstermekteydi.
Söz konusu çalışmada adet kanamalarının miktar ve süresinde değişiklik olan iki adet dönemi arasında üç ay ya da daha fazla zaman geçen yahut adet dönemi bir haftayı aşan kadınların perimenopoz semptomları gösterdiği kabul ediliyor.
Bu çerçevede bir yıl boyunca adet görmeyen kadınlar da menopoza girmiş kabul ediliyor.
Risk Yüzde 20 Artıyor
Araştırmayı yapan bilim adamları 50 yaş civarında menopoza girmenin normal sayıldığı Amerika Birleşik Devletleri`ndearaştımaya katılan ve uzun süreli depresyon geçirmiş kadınların yüzde 20'sinin 30'larının sonlarında menopoz belirtileri gösterdiklerini ortaya çıkardı.
Çalışmanın ortaya çıkardığı diğer bir sonuca göre de30'lu yaşlarının sonlarıyla 40'lı yaşlarının başlarında depresyon geçiren kadınlarındiğer kadınlara göre perimenopoz aşamasına erken girme riski iki kat artıyor.
Bernard Harlow'a göreuzun süreli veya şiddetli depresyon ile erken menopoz arasındaki bağlantı estrojen hormonundan kaynaklanıyor.
Harlow ve arkadaşları araştırma boyunca altı ayda bir kadınlara kan testi uygulayarak hormon seviyelerini ölçmüş.
Bu ölçümlere göre depresyon geçirmiş kadınların estrojen seviyeleri depresyon geçirmeyenlere göre düşük olarak tespit edilirken folikül stimüle eden; yani folikülleri harekete geçiren hormon seviyeleri daha yüksek çıkmış.
Yumurtalıkların giderek fonksiyonunu yitirmesinin bir göstergesi de folikülleri harekete geçiren ve hipofiz bezi tarafından üretilen hormonlardaki artış.
Yumurtalıklar ve hipofiz bezi normalde uyum halinde çalışıyorlar. Yani hipofizin ürettiği hormonlar yumurtalıklara sinyal göndererek bunların daha fazla estrojen üretmesini sağlıyorlar.
Bir başka ifadeyle yeterli estrojen üretilemediği zaman folikülleri harekete geçiren hormonlar artış gösteriyor.
Depresyon Tedavisinin Önemi
Idaho Üniversitesi ‘nin kadınlarda depresyon üzerine çalışmalar yapan uzmanlarından Susan Simonds Harlow ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği bu araştırmanın menopozda depresyonun rolü üstüne gerçekleştirilmiş ilk araştırma olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:
"Çalışma depresyon ve stimüle edici hormonlar arasındaki bağlantıyı göstermesi açısından bir ilk niteliğini taşıyor."
Araştırmadan çıkan üçüncü bir sonuç da antidepresan kullanımıyla ilgili.. Buna göre depresyon geçiren kadınların sadece yaklaşık yüzde 6O'ı tıbbi tedavi görüyor ve tedaviye bağlı olarak antidepresan kullanıyor…
Araştırma sonuçlarına göre geçmişte ağır depresyon geçirmiş ve halen geçirmekte olup da antidepresan kullanan kadınlarda kesin bir sonuca ulaşılamamakla birlikte erken menopoza girme riski nispeten azalma gösteriyor. Araştırmacılar bunu antidepresanlar sayesinde depresyon şiddetinin nisbeten azalmasına bağlıyorlar.
Susan Simond buradan yola çıkarak depresyonda erken tedavinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
Ancak Harlow burada tedavinin bazı risklerine de dikkat çekiyor. Harlow'a göre ilaç tedavisinin doğru bir şekilde yapılmaması bazen depresyonun ciddiyetini gizleyebiliyor. Yani semptomlar kısmen önlendiği için depresyonun ciddiyeti görülemeyebiliyor. Bu da depresyonun daha uzun sürmesine ve dolayısıyla erken menopoz riskini azaltmak yerine aksine artmasına yol açabiliyor.
Bugünkü tıbbi verilere göre menopoz süreci ortalama 48-52 yaş arasında başlıyor. Verilerin ortaya koyduğu bir başka gerçek daha var ki o da Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Erdoğan Ertüngealp'in ifadesiyle Türk kadını Avrupa ve Amerikalı hemcinslerine göre yaklaşık 5 yıl daha önce yani ortalama 47 yaşında menopozu yaşamaya başlıyor.
Başlı başına bir kabus olan depresyonun bu hastalığa zaten erkeklere göre iki kat daha fazla maruz kalan kadınların cinselliğini de doğrudan etkilediği ortaya çıktı. Geçmişte uzun süreli veya ağır depresyon geçiren kadınların diğerlerine göre erken menopozla daha fazla karşı karşıya kaldıkları saptandı.
Aslında menopoz tıpta nispeten yeni tanınmaya başlanan bir olgu. Çünkü kadının menopoz dönemini yaşayacak yaşa ulaşması ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru mümkün olmuş. Bu nedenle "menopoza girme yaşı" ancak yaklaşık son 150 yıllık bir dönem boyunca incelenebiliyor.
Ancak burada ilginç bir gerçek ortaya çıkmış. Kadının ömrü uzamış ama buna karşın menopoza girme yaşı neredeyse hiç değişmemiş. Yani kadının yaşam süresi yıllar içinde belirgin bir şekilde artmasına karşın menopoza girme yaşının sabit seyrettiği görülüyor.
Depresyon Erken Menapoza Giden Yol
Depresyon: Erken Menopoza Giden Yol
Depresyon ile erken menopoz arasında doğrudan bağlantı var. Uzun süreli depresyonla karşı karşıya kalan kadınlar erken menopoza giriyor. Yaşamlarının herhangi bir döneminde uzun süreli depresyonla karşı karşıya kalan kadınların erken menopoza girme riski yüzde 20 artıyor..
Buna göre uzun süreli veya şiddetli depresyon vücuttaki estrojen hormonunun düşmesine yol açıyor. Uzun süreli estrojen azlığı da erken menopoza yol açıyor.
Depresyon nedeniyle estrojen seviyesinin uzun süre düşük kalmasıaynı zamanda kemik kaybı riskini artırıyor ve geç anne olmak isteyen kadınların çocuk yapma şanslarını da azaltıyor.
Erken Menopoz Nedir?
Ortalama menopoza girme yaşını 48-52 olarak kabul eden tıp bilimi 40 yaşından önce başlayan menopozu "erken menopoz" olarak tanımlıyor. Dünyada ortalama olarak kadınların yüzde 3'ünde erken menopoza rastlanıyor. Yani bu yaşlardan itibaren yumurtalıkların çalışması bir başka deyişle hem hormon üretimi hem de yumurtlama fonksiyonu ortadan kalkıyor.
Erken menopozun neden oluştuğuna gelince... Aslında tıp buna kesin bir yanıt getiremiyor. Bu konuda değişik görüşler mevcut. Bunlara göre örneğin doğuştan kadınının yumurta sayısı az olabileceği gibi vaktinden önce tüm yumurtaların tükenmesi de erken menopoza yol açabiliyor. Ya da her yumurtlama döneminde çok fazla yumurta tahrip olup yok olabiliyor. Bu da yine tüm yumurtaların tükenmesine yol açıyor.
En çok üzerinde durulan etken ise yumurtaların değişik nedenlerle doğumdan sonra yok edilmesi.
Ayrıca nedeni ne olursa olsun erken menopozun genellikle kalıtsal olduğunu da belirtmek gerekiyor. Sigara alkol stres ve düzensiz yaşam da erken menopoz açısından risk faktörleri olarak sayılıyor.
Erken menopoza giriş genellikle aniden oluyor. Yani öncü belirtiler pek görülmüyor.
Depresyon Nasıl Etkiliyor?
Aslında bugüne kadar menopozla depresyon arasında bir bağlantı olduğu zaten biliniyordu. Ancak bu bağlantı menopoz öncesi ve sonrası dönemle ilişkiliydi. Dolayısıyla Harvard Üniversitesi'nde gerçekleştirilen araştırma depresyonun erken menopoz üzerindeki etkisini göstermesi bakımından bir ilk niteliği taşıyor.
Araştırmaya gelince... Araştırma 36-45 yaş arasında 332'si depresyon geçirmiş 644'ü geçirmemiş ama hiçbiri henüz menopoza girmemiş toplam 976 kadın üzerinde gerçekleştirildi.
Bu kadınlarla her altı ayda bir görüşme yapıldı kan ölçümlerinin yanı sıra adet düzenleri incelendi. Araştırılan kadınların tümü de adet görmekteydi. Ancak depresyon öyküsü olan kadınlar adet düzeninin değişimi gecikmesi ve ateş basması gibi semptomları daha fazla göstermekteydi.
Söz konusu çalışmada adet kanamalarının miktar ve süresinde değişiklik olan iki adet dönemi arasında üç ay ya da daha fazla zaman geçen yahut adet dönemi bir haftayı aşan kadınların perimenopoz semptomları gösterdiği kabul ediliyor.
Bu çerçevede bir yıl boyunca adet görmeyen kadınlar da menopoza girmiş kabul ediliyor.
Risk Yüzde 20 Artıyor
Araştırmayı yapan bilim adamları 50 yaş civarında menopoza girmenin normal sayıldığı Amerika Birleşik Devletleri`ndearaştımaya katılan ve uzun süreli depresyon geçirmiş kadınların yüzde 20'sinin 30'larının sonlarında menopoz belirtileri gösterdiklerini ortaya çıkardı.
Çalışmanın ortaya çıkardığı diğer bir sonuca göre de30'lu yaşlarının sonlarıyla 40'lı yaşlarının başlarında depresyon geçiren kadınlarındiğer kadınlara göre perimenopoz aşamasına erken girme riski iki kat artıyor.
Bernard Harlow'a göreuzun süreli veya şiddetli depresyon ile erken menopoz arasındaki bağlantı estrojen hormonundan kaynaklanıyor.
Harlow ve arkadaşları araştırma boyunca altı ayda bir kadınlara kan testi uygulayarak hormon seviyelerini ölçmüş.
Bu ölçümlere göre depresyon geçirmiş kadınların estrojen seviyeleri depresyon geçirmeyenlere göre düşük olarak tespit edilirken folikül stimüle eden; yani folikülleri harekete geçiren hormon seviyeleri daha yüksek çıkmış.
Yumurtalıkların giderek fonksiyonunu yitirmesinin bir göstergesi de folikülleri harekete geçiren ve hipofiz bezi tarafından üretilen hormonlardaki artış.
Yumurtalıklar ve hipofiz bezi normalde uyum halinde çalışıyorlar. Yani hipofizin ürettiği hormonlar yumurtalıklara sinyal göndererek bunların daha fazla estrojen üretmesini sağlıyorlar.
Bir başka ifadeyle yeterli estrojen üretilemediği zaman folikülleri harekete geçiren hormonlar artış gösteriyor.
Depresyon Tedavisinin Önemi
Idaho Üniversitesi ‘nin kadınlarda depresyon üzerine çalışmalar yapan uzmanlarından Susan Simonds Harlow ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği bu araştırmanın menopozda depresyonun rolü üstüne gerçekleştirilmiş ilk araştırma olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:
"Çalışma depresyon ve stimüle edici hormonlar arasındaki bağlantıyı göstermesi açısından bir ilk niteliğini taşıyor."
Araştırmadan çıkan üçüncü bir sonuç da antidepresan kullanımıyla ilgili.. Buna göre depresyon geçiren kadınların sadece yaklaşık yüzde 6O'ı tıbbi tedavi görüyor ve tedaviye bağlı olarak antidepresan kullanıyor…
Araştırma sonuçlarına göre geçmişte ağır depresyon geçirmiş ve halen geçirmekte olup da antidepresan kullanan kadınlarda kesin bir sonuca ulaşılamamakla birlikte erken menopoza girme riski nispeten azalma gösteriyor. Araştırmacılar bunu antidepresanlar sayesinde depresyon şiddetinin nisbeten azalmasına bağlıyorlar.
Susan Simond buradan yola çıkarak depresyonda erken tedavinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
Ancak Harlow burada tedavinin bazı risklerine de dikkat çekiyor. Harlow'a göre ilaç tedavisinin doğru bir şekilde yapılmaması bazen depresyonun ciddiyetini gizleyebiliyor. Yani semptomlar kısmen önlendiği için depresyonun ciddiyeti görülemeyebiliyor. Bu da depresyonun daha uzun sürmesine ve dolayısıyla erken menopoz riskini azaltmak yerine aksine artmasına yol açabiliyor.
Bugünkü tıbbi verilere göre menopoz süreci ortalama 48-52 yaş arasında başlıyor. Verilerin ortaya koyduğu bir başka gerçek daha var ki o da Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Erdoğan Ertüngealp'in ifadesiyle Türk kadını Avrupa ve Amerikalı hemcinslerine göre yaklaşık 5 yıl daha önce yani ortalama 47 yaşında menopozu yaşamaya başlıyor.