Kanser tedavisinde çağdaş tıp dışında umut aramanın çok kıymetli sonuçlar doğuruyor ! Umut, hepimiz için çok kıymetli. Umudu canlı tutacak her türlü şeyin peşinde koşuyoruz!
Hatunlarda göğüs, rahim ağzı, akciğer ve kolon kanserlerinin sık görülmektedir. Erkeklerdeyse, akciğer kanseri, prostat kanseri, baş, boyun ve mide kanserleri, memleketimizde daha sıklıkla görülmektedir. Mahsusen hatunlarda göğüs ve rahim kanseri taramalarının çok değerli. Erkeklerdeyse 40 yaşından sonra PSA testi kesinlikle yaptırılmalıdır!
Kanser tedavisindeki multidisipliner yaklaşım hakkında malumat verir misiniz ? Bu yaklaşım tedaviye ve hastaya ne üzere fark ve artılar getiriyor?
Onkolojide multidisipliner yaklaşımla daha yüksek tedavi başarısına ulaşabildik. Multidisipliner yaklaşım; birçok branşın bir araya geldiği, birlikte hastayı değerlendirdiği, tedavi sistemlerine bir arada karar verdiği bir düşünme formudur.
Iyi hastada illeti ya da komplikasyonlarını ortadan kaldırmak için cerrahi, küçük ya da büyük evrede bu branşlar devreye giriyor. Işın tedavisi de tekrar tıpkı biçimde. Cerrahi sonrasında da bir biçimde gözetici olarak çoklukla verebiliyoruz fakat her hasta kendi içinde kişisel. Biz, kişiler kapıdan girdiğinde şayet prostat kanseriyse buna yalnızca bir prostat kanseri vakası olarak bakmıyoruz.
Zira prostat kanserinin, tıpkı halde göğüs ya da akciğer kanserinin öbür kanserlerin farklı biyolojik alt kümeleri olduğunu biliyoruz. Bu alt kümesi illetin evresi, hastamızın özellikleriyle o hastaya mahsus, ona yönelik tedavilerini ön plana çıkarıyoruz.
Bunu yaparken de ilgili branşlarla kesinlikle bir araya geliyoruz. Her organ sisteminin kanseri olduğu için her kısmın cerrahisi, onkoloji konusunda deneyimi olması kaydıyla çalışan tabip arkadaşların
Onkoloji; radyoterapi, teşhise yönelik branşların ve patolojinin bir arada olduğu ağır bir emeklerin bütünüdür.
Hatun ve erkeklerde en sık görülen kanser tipleri hangileridir ?
Kanserlerin cinsiyetlere nazaran görülme sıklığı hakkında malumat verir misiniz ?
Hatunlarda göğüs kanseri, rahim ağzı kanseri, akciğer ve kolon kanserleri sık görülüyor. Erkeklerdeyse, akciğer kanseri, prostat kanseri, baş, boyun ve mide kanserleri, devletimizde daha sıklıkla görülmektedir.
Memleketimizde sigara içimiyle ilgili kanserler bir grup tavırlar nedeniyle, geçmişe nazaran daha yeterli olsa da maatteessüf artış trendini devam ettiriyor.
Sigarayla ilgili yasaklar sonrasında bir ölçü azalma başlamış olabilir. Lakin hala sigara içimiyle ilgili kanserler önemli bir sorun. Bunların içinde, baş-boyun kanserleri, akciğer kanseri, mesane kanseri, böbrek tümörleri ve kemik iliği tümörlerini sayabiliriz.
Maatteessüf sigara birçok kanserin gelişme riskini arttırdığı için devletimizde kıymetli bir sorun olmaya devam ediyor.
“ERKEKTE DE GÖĞÜS KANSERİ OLABİLİR”
Göğüs kanseri sadece bayanlarda mı görülüyor ? Erkeklerin de erken tanının kıymetini bilerek birtakım denetimleri yapması ya da yaptırması gerekiyor mu?
Göğüs kanseri bayanlarda daha sık görülüyor. Her 8 bayandan 1’i göğüs kanserine yakalanıyor. Erkeklerde görülme sıklığı, bayanlarda görülme sıklığının yüzde 1’i kadar. Erkek göğsünün anatomik yapısından ötürü kolay teşhisi beraberinde getirmekle birlikte erkekte
göğüs kanseri olmaz tasavvuru ve yaklaşımıyla tanıda aslında biz tam sanılanın aksine gelişmeler yaşanabildiğini görüyoruz.
Burada erkekteki göğüs kanseri için şahsi bir tarama gerekmemekte lakin tarama gerektiren gayri kanser cinslerinin varlığından da haberdar
olmalıyız.
Türkiye umumunda muayyen kanserler öne çıkıyor, bunu Antalya özeline indirgersek öne çıkan bir kanser tipi var mı ?
Antalya içinde Türkiye’nin sair mozaiğinden çok farklı bir görünümümüz yok. Cilt kanseri Türkiye’de görülebilen tümörlerden. Antalya’da sıklığı artıyor olabilir.
Güneş ışığına daha ziyade maruz kalma ve bilhassa ozon tabakasının hasarıyla birlikte artmış olabilir ancak elimizde geçmiş yıllara nazaran bunun arttığını gösteren sağlam bir istatistik yok.
Umum olarak kanserlerde garp kesitlere gidildikçe daha çok Avrupa dağılımını görüyoruz. Kolon, göğüs, akciğer daha ön planda.
Şark kısmına gittiğimizde de daha çok yemek borusu, mide üzere daha farklı kanser cinslerinin bölgesel olarak öne geçebildiğini görüyoruz.
“AİLE HIKAYESI KIYMETLI BİR KONUMA SAHİP”
Kanser taramaları için okuyucularımıza ne önerirsiniz ? Taramaları kimlere ve ne kadar sıklıkla tavsiye edersiniz ?
Münhasıran bayanlarda göğüs ve rahim kanseri taramalarının çok değerli olduğunu hatırlatmak isterim. 40’lı yaşlardan sonra her yıl mamografi çektirmeli. Rahim ağzı kanserleri için en az 3 yılda bir smear alınması yaptırabilir.
50 yaşından sonra bilhassa kalın bağırsak taramasının gündeme gelebileceğini hatırlatmak isterim. Kolon kanseri için 50 yaşından sonra 10 yılda bir kolonokoskopi yapılabilir.
Bir değerli nokta da aile hikayesi. Erkeklerde tekrar ileri yaşlarda PSA, 50 yaşından sonra test edilebilir. Kolon değerlendirmesi erkekler için de beğenilen. Akciğer kanseri için düşük doz tomografi ile tarama yerkürede öne çıkan bir prosedür.
Devletimizde hala popülarite kazanmasını bekliyorum. Bir kadro ailelerde kimi kanser vakalarının daha artmış olduğunu görüyoruz. Ailede 1. kademede yakınında göğüs kanseri olması, kolon kanseri olması kanser riskini iki kat artırıyor.
Kanser tedavisinde, kanseri tedbire ya da azaltmada gelinen noktada ne durumdayız ?
Şöyle karşılık vermek mümkün; bundan 50 yıl evvel ileri evre testis kanserli bir hasta geldiğinde marazın akciğere ya da karaciğere yayıldığı devir tedavi talihi yoktu. Bu hastayı kaybederdik. Bugün bu hastaların birçoklarını şifayla tedavi edebiliyoruz. Bir ekip tümörlerin tedavisinde son aşama başarılıyız. İleri evrede bile olsa, yeni ajanlarla tedavide muvaffakiyetler elde ettik.
Hasebiyle 50 yıl evvel olduğumuzdan, hayal bile edilemeyecek çok farklı bir noktada olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun ötesindeki ilerlemeler sık ancak ufak adımlarla oluyor.
Kanser illetinde ''moral'' ve ''destek'' her şey'den önemli!
Tedavi sürecinde çağdaş tıp dışında umut arama çok kıymetli sonuçlar doğurdu. Umut, hepimiz için çok kıymetli. Umudu canlı tutacak her türlü şeyin peşinde koşuyoruz. Tedaviyle ilgili alternatif peşinde koşmak tüm yerkürede çok yaygın. Amerikalı farklı şeyin peşinde koşuyor, Türk gayrı şeyin peşinde koşuyor. Lakin özü tıpkı. Kişiler umut istiyor. Bunu anlamak durumundayız.
Yerküredeki tüm doğal kaynakların sırf yüzde 10’nun kanser için tesiri var mı yok mu diye tarandığını biliyoruz. Fakat bir gün oradan bir şey çıkacaksa onu ortaya çıkarmanın bilim dışında yolu yok.
Hatunlarda göğüs, rahim ağzı, akciğer ve kolon kanserlerinin sık görülmektedir. Erkeklerdeyse, akciğer kanseri, prostat kanseri, baş, boyun ve mide kanserleri, memleketimizde daha sıklıkla görülmektedir. Mahsusen hatunlarda göğüs ve rahim kanseri taramalarının çok değerli. Erkeklerdeyse 40 yaşından sonra PSA testi kesinlikle yaptırılmalıdır!
Kanser tedavisindeki multidisipliner yaklaşım hakkında malumat verir misiniz ? Bu yaklaşım tedaviye ve hastaya ne üzere fark ve artılar getiriyor?
Onkolojide multidisipliner yaklaşımla daha yüksek tedavi başarısına ulaşabildik. Multidisipliner yaklaşım; birçok branşın bir araya geldiği, birlikte hastayı değerlendirdiği, tedavi sistemlerine bir arada karar verdiği bir düşünme formudur.
Iyi hastada illeti ya da komplikasyonlarını ortadan kaldırmak için cerrahi, küçük ya da büyük evrede bu branşlar devreye giriyor. Işın tedavisi de tekrar tıpkı biçimde. Cerrahi sonrasında da bir biçimde gözetici olarak çoklukla verebiliyoruz fakat her hasta kendi içinde kişisel. Biz, kişiler kapıdan girdiğinde şayet prostat kanseriyse buna yalnızca bir prostat kanseri vakası olarak bakmıyoruz.
Zira prostat kanserinin, tıpkı halde göğüs ya da akciğer kanserinin öbür kanserlerin farklı biyolojik alt kümeleri olduğunu biliyoruz. Bu alt kümesi illetin evresi, hastamızın özellikleriyle o hastaya mahsus, ona yönelik tedavilerini ön plana çıkarıyoruz.
Bunu yaparken de ilgili branşlarla kesinlikle bir araya geliyoruz. Her organ sisteminin kanseri olduğu için her kısmın cerrahisi, onkoloji konusunda deneyimi olması kaydıyla çalışan tabip arkadaşların
Onkoloji; radyoterapi, teşhise yönelik branşların ve patolojinin bir arada olduğu ağır bir emeklerin bütünüdür.
Hatun ve erkeklerde en sık görülen kanser tipleri hangileridir ?
Kanserlerin cinsiyetlere nazaran görülme sıklığı hakkında malumat verir misiniz ?
Hatunlarda göğüs kanseri, rahim ağzı kanseri, akciğer ve kolon kanserleri sık görülüyor. Erkeklerdeyse, akciğer kanseri, prostat kanseri, baş, boyun ve mide kanserleri, devletimizde daha sıklıkla görülmektedir.
Memleketimizde sigara içimiyle ilgili kanserler bir grup tavırlar nedeniyle, geçmişe nazaran daha yeterli olsa da maatteessüf artış trendini devam ettiriyor.
Sigarayla ilgili yasaklar sonrasında bir ölçü azalma başlamış olabilir. Lakin hala sigara içimiyle ilgili kanserler önemli bir sorun. Bunların içinde, baş-boyun kanserleri, akciğer kanseri, mesane kanseri, böbrek tümörleri ve kemik iliği tümörlerini sayabiliriz.
Maatteessüf sigara birçok kanserin gelişme riskini arttırdığı için devletimizde kıymetli bir sorun olmaya devam ediyor.
“ERKEKTE DE GÖĞÜS KANSERİ OLABİLİR”
Göğüs kanseri sadece bayanlarda mı görülüyor ? Erkeklerin de erken tanının kıymetini bilerek birtakım denetimleri yapması ya da yaptırması gerekiyor mu?
Göğüs kanseri bayanlarda daha sık görülüyor. Her 8 bayandan 1’i göğüs kanserine yakalanıyor. Erkeklerde görülme sıklığı, bayanlarda görülme sıklığının yüzde 1’i kadar. Erkek göğsünün anatomik yapısından ötürü kolay teşhisi beraberinde getirmekle birlikte erkekte
göğüs kanseri olmaz tasavvuru ve yaklaşımıyla tanıda aslında biz tam sanılanın aksine gelişmeler yaşanabildiğini görüyoruz.
Burada erkekteki göğüs kanseri için şahsi bir tarama gerekmemekte lakin tarama gerektiren gayri kanser cinslerinin varlığından da haberdar
olmalıyız.
Türkiye umumunda muayyen kanserler öne çıkıyor, bunu Antalya özeline indirgersek öne çıkan bir kanser tipi var mı ?
Antalya içinde Türkiye’nin sair mozaiğinden çok farklı bir görünümümüz yok. Cilt kanseri Türkiye’de görülebilen tümörlerden. Antalya’da sıklığı artıyor olabilir.
Güneş ışığına daha ziyade maruz kalma ve bilhassa ozon tabakasının hasarıyla birlikte artmış olabilir ancak elimizde geçmiş yıllara nazaran bunun arttığını gösteren sağlam bir istatistik yok.
Umum olarak kanserlerde garp kesitlere gidildikçe daha çok Avrupa dağılımını görüyoruz. Kolon, göğüs, akciğer daha ön planda.
Şark kısmına gittiğimizde de daha çok yemek borusu, mide üzere daha farklı kanser cinslerinin bölgesel olarak öne geçebildiğini görüyoruz.
“AİLE HIKAYESI KIYMETLI BİR KONUMA SAHİP”
Kanser taramaları için okuyucularımıza ne önerirsiniz ? Taramaları kimlere ve ne kadar sıklıkla tavsiye edersiniz ?
Münhasıran bayanlarda göğüs ve rahim kanseri taramalarının çok değerli olduğunu hatırlatmak isterim. 40’lı yaşlardan sonra her yıl mamografi çektirmeli. Rahim ağzı kanserleri için en az 3 yılda bir smear alınması yaptırabilir.
50 yaşından sonra bilhassa kalın bağırsak taramasının gündeme gelebileceğini hatırlatmak isterim. Kolon kanseri için 50 yaşından sonra 10 yılda bir kolonokoskopi yapılabilir.
Bir değerli nokta da aile hikayesi. Erkeklerde tekrar ileri yaşlarda PSA, 50 yaşından sonra test edilebilir. Kolon değerlendirmesi erkekler için de beğenilen. Akciğer kanseri için düşük doz tomografi ile tarama yerkürede öne çıkan bir prosedür.
Devletimizde hala popülarite kazanmasını bekliyorum. Bir kadro ailelerde kimi kanser vakalarının daha artmış olduğunu görüyoruz. Ailede 1. kademede yakınında göğüs kanseri olması, kolon kanseri olması kanser riskini iki kat artırıyor.
Kanser tedavisinde, kanseri tedbire ya da azaltmada gelinen noktada ne durumdayız ?
Şöyle karşılık vermek mümkün; bundan 50 yıl evvel ileri evre testis kanserli bir hasta geldiğinde marazın akciğere ya da karaciğere yayıldığı devir tedavi talihi yoktu. Bu hastayı kaybederdik. Bugün bu hastaların birçoklarını şifayla tedavi edebiliyoruz. Bir ekip tümörlerin tedavisinde son aşama başarılıyız. İleri evrede bile olsa, yeni ajanlarla tedavide muvaffakiyetler elde ettik.
Hasebiyle 50 yıl evvel olduğumuzdan, hayal bile edilemeyecek çok farklı bir noktada olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun ötesindeki ilerlemeler sık ancak ufak adımlarla oluyor.
Kanser illetinde ''moral'' ve ''destek'' her şey'den önemli!
Tedavi sürecinde çağdaş tıp dışında umut arama çok kıymetli sonuçlar doğurdu. Umut, hepimiz için çok kıymetli. Umudu canlı tutacak her türlü şeyin peşinde koşuyoruz. Tedaviyle ilgili alternatif peşinde koşmak tüm yerkürede çok yaygın. Amerikalı farklı şeyin peşinde koşuyor, Türk gayrı şeyin peşinde koşuyor. Lakin özü tıpkı. Kişiler umut istiyor. Bunu anlamak durumundayız.
Yerküredeki tüm doğal kaynakların sırf yüzde 10’nun kanser için tesiri var mı yok mu diye tarandığını biliyoruz. Fakat bir gün oradan bir şey çıkacaksa onu ortaya çıkarmanın bilim dışında yolu yok.
