Dil-Kultur İlişkisi

zeberus1234

Yeni Üye
Tepkime
10
Yaş
36
Coin
2
DilKultur İlişkisi

DİL KULTUR İLİŞKİSİ


Dil: Duygu, duşunce ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yonunden ortak olan ogeler ve kurallardan yararlanılarak, başkalarına aktarılmasını sağlayan, cok yonlu, cok gelişmiş bir aractır
Kultur:Bir milletin veya bir topluluğun tarihi surec icinde meydana getirdiği maddi ve manevi ortak değerlere denir
Dil, milli kulturun ilgi alanına giren varlık dunyasını yansıtır, o milletin yapıp ettiklerinin, duyup duşunduklerinin, gorup bildiklerinin ve tum tasavvurlarının aynasıdır
Bu calışmada dil ile kultur arasındaki ilişki cıkarılmaya calışılacaktır
Dil, toplumsal yaşamın bir urunudurİnsanın toplumsal etkinliği dil olmaksızın duşunulemezDil, şu yada bu bicimde, en eski insan toplumlarında, en eski zamanlardan beri varolmuş olsa gerektir
Dilin doğuşu, bireyin davranış ve deneyiminde hem entelektuel hem duygusal bakımından değişimi temsil eder Dile sahip olmak, Piaget’ten alıntılarsak “gecmiş eylemlerini anlatı biciminde yeniden inşa etme ve gelecekteki eylemlerini sozlu sunumlar aracılığıyla onceden gosterme yeteneğini yaratır Dil sayesinde gecmiş ve gelecek bizim icin gercek haline gelir Gecmişin geleceğe yansıması ise yazı dili ile olur Yazı dili aynın zamanda kultur dilidir Ancak belli bir kultur seviyesine ulaşabilmiş, medeniyet kurabilmiş ve ortak bir edebiyat geleneği oluşturabilmiş milletlerin yazı dili bulunmaktadır Bu nedenle de yazı dilinin geliştirilmesi kultur ile uğraşan aydınların yardımı ile gercekleşmektedir Her dil, evrenin bir başka yorumunu dile getirmektedir
Dilin zenginliği yada yoksulluğu o kulturun zenginliği yada yoksulluğudurDilin sınırlarını, o toplumun kulturu belirler İlgi alanı artan, idrakı acılan, dunyası ve cercevesi genişleyen bir kulturun dili de o olcude zenginleşir İlim, felsefe, sanat, teknik,fizik, metafizik velhasıl hayatın her alanında problem alanları genişledikce, bu problemlere cozumler uretme cabası icerisinde dil zenginleşirAncak hayatın her alanını,kendi diliyle yaşamak şarttırKulturun problemi,dilin problemidirKulturun temel sorunları gelişme surecinin yonu ve iceriği acılarından ortaya cıkarAynı sorunlar dilde de yaşanır18yuzyılın en onemli duşunurlerinden Herder,Wilhelm von Humbolt,Whorf dil,toplum ve kultur ilişkisi uzerinde durmuşlar,bu duşunurlerden Humboldt dilin,kulturun bir yansıması olduğunu soylemiştirOna gore;toplumun dolayısıyla kulturun gecirdiği tum evrelerden dil de gecmiştirBunun sonucu olarak insan topluluklarının yaşamış oldukları olaylar,edinmiş oldukları birikimler en doğru şekilde dil uzerinde durularak oğrenilebilir
Her dilin kendine ozgu atasozleri,deyimleri,vecizeleri,nuktelerinin olması ve bunların başka dillere aktarılmasındaki zorluklar,her dilin ayrı bir inanc yapısının,bakış acılarının ayrı bir imkanlar ve yonelişler dunyasının esri ve aynası olduğunu gostermektedir Yine her dilin, ofkesinin, sevincini korkusunu, acısını, sevgisini, kederini, saygınsı ifadesinde belli bir sıcaklık ve samimiyet, bazılarında ise tarafsızlık yada soğukluk vardır Kısacası toplumun kulturune ise dili de odur Kultur hangi alanlara yonelmiş ise, dilde o yonde zenginleşmiştir
Toplumun başlarından gecen hadiseler elde ettikleri birikimler en doğru şekilde dil uzerinde durularak oğrenilebilir Turk kulturunde meydana gelen değişim ve gelişim buna guzel bir ornek teşkil etmektedir
Kultur ile dil ,ilişkisi icerisinde onemli bir noktada toplumun yaşayış bicimlerinde bakıldığında, ozellikle Orta Asya Bolgesinde yaşarken atın onemli bir yerinin olduğu gorulmektedir Bu durumun sonucu olarak Turkce’ye bakıldığında atla ilgili deyim ve atasozlerinin geniş bir yere sahip olduğu gorulecektir Aynı şekilde Arap dilinde bizdeki at gibi cok kullanılan bir binek hayvanı olan deve ile ilgili deyim ve atasozlerinin geniş bir yere sahip olduğu gorulecektir
Bir tek sozcuğun bile bir kultur varlığı olan dil en ufak birliği olarak toplumun inancları, gelenek ve goreneklerini, bireylerin kendi aralarındaki davranış ve ilişkileri, maddi ve manevi kulturu uzerinde fikir vermektedir
“Dil oğretimi, kultur oğretimidir İlkesini, modern dil ve eğitim anlayışı tartışmasız kabul etmektedir Turkce oğretimini ilk modern temsilcisi, kurucusu sayılan Kaşgarlı Mahmud yy lar oncesinden bu ilkenin onemini kavramış ve Araplara Turkce oğretmek maksatıyla yazdığı eserinde uygulamıştır “Ben onların en uz dillisi, en acık anlatımlı, akılca en incesi, soyca en koklusu, en iyi kargı kullananı olduğu halde onların şarlarını, collerini baştan başa dolaştım Turk, Turkmen, Oğuz, Ciğil ,Yağma, Kırgız boylarının dillerini, kafiyelerini belleyerek faydalandım ; oyle ki , bende onlardan her boyun dilin en iyi yolda yerleşmiştir “ diyerek, dili cok iyi bilmekle beraber kulturu de cok iyi bildiğimi ifade etmiştir Sozluğunde kelimelerin anlamını acıklarken, kelimenin Omer Demircan gibi anadil oğretiminde kultur oğesini uygulamıştır “ Her kultur, anlatımı ayrı bir dilde bulur ; dil, kulturu hem kurar hem geliştirir İnsanın Anadilini oğrenmesi, kultur edinmesinden başka bir şey değildir Hicbir kultur gucu, onemce insanın anadilini oğrenmesiyle, anadilde gelişip serpilmesiyle, anadilde gelişmesiyle aynı duzeye konamaz Cağımız insanı cok kulturludur Diyerek dil ile kulturun ayrılmaz olduğunu vurgulamıştır
Sonuc olarak dil, kulturun aynası olarak karşımıza cıkmaktadır Kulturu hayata geciren gelenek, gorenek, folklor gibi değerlerin başında dil gelmektedir Bir nevi dil kulturu tanımlar ve tamamlar
 
Üst Alt