Disiplin, çocuğa uygun ve istenen davranışları öğretmek, alışkanlık kazandırmak, kurallara uymasını sağlamak üzere çocuğu eğitmek demektir.
Disiplin çoğunlukla ceza ile eşdeğer tutulmakta ve bu nedenle özellikle modern yapıdaki ailelerde göz ardı edilmektedir. Oysaki disiplin ceza değil, kurallar bütünüdür. Kuralların öğrenileceği ilk ve en güvenli yer ailedir. Çocuk kurala uymayı evde öğrenmediyse bunu öğreneceği yer okul ortamı olur. Okul ortamı her zaman sevgi dolu olmayabilir. Bu da çocuğun özgüven gelişimini zedeleyip olumsuz davranışlar sergilemesine neden olabilir.
Disiplin koşulsuz sevgiyle birlikte olduğunda etkisini gösterir. Ne yaparsa yapsın her koşulda anne babası tarafından sevildiğini ve kabul edildiğini bilen çocuk disiplin yöntemlerine karşı tepki göstermez. Koşulsuz sevgi göremeyen çocukta ise otoriteye karşı devamlı başkaldırma, söylenenlerin tam tersini yapma davranışları görülür.
Kurallar yalnızca çocuğun uygun olmayan davranışlar sergilediği, söz dinlemediği zaman uygulanmamalı, her koşulda uygulanmalıdır. Kurallar kuralı koyan kişiye ait değil davranışa ait olmalıdır. Eğer anne yemek bittikten sonra çikolata yenebileceğine dair bir kural koyduysa bu kural sadece çocuk anne ile birlikteyken değil diğer insanlarla (baba, dede, teyze gibi) birlikteyken de uygulanmalıdır.
Kurallar Nasıl Belirlenmeli ?
Kurallar belirlenirken çocuğun yaşı, becerileri ve kişilik özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Her çocuk aynı yaşta aynı becerilere sahip olmayabilir. Öncelikle çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine ait beceriler incelenmeli ve çocuğun sahip olduğu becerilerle karşılaştırılmalıdır. Yapmakta zorlandığı beceriler desteklenirken yapabildikleri kural haline getirilebilir. Örneğin giysilerini katlamakta zorlanan bir çocuğa bu davranışı kural haline getirip uymasını beklemek yarar sağlamayacağı gibi çocuğun kendine olan güvenini de zedeleyecektir. Bunun yerine destekle giysilerini katlama becerisi geliştirilirken, öte yandan yatağını toplayabiliyorsa bu davranış kural haline getirilip buna uyması beklenebilir.
Kuralların somut olması çocuğun kendisinden beklenen davranışı göstermesini kolaylaştırır. Örneğin çocuğun düzenli olmasını beklemek yerine düzenli olma kavramını somutlaştırıp davranışlara dökmek (yatağını toplamak, giysilerini askıya asmak gibi) daha yararlı olacaktır.
Kuralların alışkanlık haline gelmesi ve çocuğun yapması gerekenleri unutmaması için anne baba çocuktan bekledikleri davranışları bir liste yapıp odasının duvarına asabilir. Örneğin sabah kalkınca el yüz yıkamak, yatağını toplamak, dişlerini fırçalamak, oyuncaklarını toplamak, giysilerini asmak, yatmadan önce çantasını toplamak gibi. Bu şekilde çocuk her gün yapacağı işleri listeden takip edebilir.
Kurallar Çocuğa Nasıl Anlatılmalı ?
Kuralları anne baba birlikte belirlemeli ve çocuğa da birlikte anlatmalıdırlar. Çocuk okuma yazma biliyorsa kurallar yazılı hale getirilebilir ve bütün aile hep birlikte kurallar hakkında konuşabilir. Daha küçük yaştaki çocuklara kuralların tamamını anlatıp sonra da bunlara uymasını beklemek haksızlık olur. Çünkü küçük çocuklar söylenenlerin çoğunu unutabilirler.
Çocukta istenmeyen bir davranış gözlemlendikten hemen sonra anne baba kızıp bağırmadan çocuğu karşılarına alıp davranışının uygun olmadığını, bunu bir daha yapmaması gerektiğini sakin ama kararlı bir ses tonuyla çocuğa anlatmalıdır. Çocuk bu davranışı her tekrar ettiğinde aynı yöntem uygulanmalıdır. Anne babasının bu konuda kararlı olduğunu gören çocuk bir iki denemeden sonra istenmeyen davranışa son verir. Örneğin çocukta vurma davranışı gözlemlendiğinde anne baba şöyle söyleyebilir:
“…., vurmak çok yanlış. Kimseye vurulmaz. Bunu bir daha yapmanı istemiyoruz.”
Kuralların olumlu bir ifade ile anlatılması da kurala uymayı kolaylaştıran etkenlerden biridir. Yapılacak davranışların emir cümlesi ile söylenmesi çocuğun aksi davranışlar sergilemesine neden olabilir. Çocuğa “ödevini yapmazsan bilgisayarla oynayamazsın” demekle “ödevini bitirdiğinde bilgisayarla oynayabilirsin” demek aynı anlama gelmekle birlikte ilk cümlede bir ceza ifadesi sezilirken ikinci cümlede ödül hissedilmektedir. Olumlu ifade kurala uymayı kolaylaştırdığı gibi çocuk-anne-baba iletişimini de destekler.
Anne babalar bazen bir davranışın neden yapılmaması gerektiğine dair açıklamalar yapmaya başlarlar. Neden yapılmaması gerektiği elbette açıklanmalıdır. Ancak yapılan açıklamaların yaş düzeyine uygun olması gerekir. Yaş büyüdükçe açıklamayı arttırmak, küçük yaşlarda ise davranışın yanlış olduğunu söylemek yeterlidir.
Kural Koymaya Ne Zaman Başlanmalıdır ?
Çocuğun emeklemeye başlamasıyla birlikte kural koyma ihtiyacı ortaya çıkar. Emeklemeye başlayan çocuk etrafını keşfetme güdüsüyle dolapları karıştırır, çekmeceleri boşaltır, kendisini tehlikeye sokabilecek davranışlarda bulunur. Bu durumda anne babaların en sık başvurdukları yöntem “yapma” demek, hatta bağırıp kızmaktır. Bunun yerine küçük yaştaki çocuklar için “Hayır, yapılmaz” demek ve gerekli önlemleri almak (dolap kapaklarına kilit asmak, çocuğun hayatını tehlikeye sokabilecek eşyaları ulaşamayacağı bir yere kaldırmak gibi), yaş büyüdükçe de kuralları çocuğa hatırlatmak gerekir.
Ödül mü Ceza mı? :
Davranış değişikliği sağlayan önemli faktörlerden biri cezadır. Ancak ceza çocuğun yaptığı hatalardan öğrenmesini, ders almasını teşvik etmek yerine çocuğun içinde öfke birikimine yol açar. Cezalandırılan çocuk “ben kötüyüm” diye düşünür. Oysa hatasının doğal sonucunu yaşamasına izin verildiğinde kişiliğinin değil yaptığı davranışın uygun olmadığı mesajını alır.
Uygun davranışı öğrenmenin ve öğretmenin en etkili yolu ise ödüllendirmedir. “Uygun davranış zaten yapılması gereken davranıştır” düşüncesi ile anne babalar olumlu davranışı karşısında çocuğa hiçbir şey söylemezler. Tıpkı her akşam yemek yapan anneye çoğunlukla yaptığı yemekle ilgili geri bildirim verilmemesi gibi. Ancak ödüllendirilen davranış tekrarlanır ve pekişir.
Oysa çocuk uygun olmayan davranışlar sergilediğinde anne babanın dikkati hemen çocuk üzerine çevrilir. Çocuklar için önemli olan ailesinin dikkatini çekmektir. Bunun nasıl olduğu çok önemli değildir. Eğer çocuk uygun olmayan davranışları sonunda anne babasının kendisine dikkat ettiğini fark ederse bunu devam ettirmek için uygun olmayan şekilde davranmaya devam edecektir.
Ceza uygun olan davranışı göstermek yerine neyin yapılmaması gerektiğini belirtir. Anne babalar neyi yapmaması gerektiğini öğrenen çocuk neyi yapması gerektiğini anlar diye düşünebilirler. Oysaki farklı uygun davranışlar vardır ve çocuklar bu davranışları yönlendirmeyle, anne babanın rehberliğiyle öğrenir. Ödülle birlikte istenen davranışlar daha kolay yerleşir. Yaş büyüdükçe cezanın yaptırım gücü azalır. Üstelik isyan etme, söylenenin tam tersini yapma, sürekli olumsuz davranma şeklinde problemler yaşanabilir. Bu nedenle çocuğun istenen/uygun olan davranışlarının ödüllendirilmesi önemlidir.
Ödül yöntemi her yaş düzeyinde kullanılabilir. Küçük yaşlarda daha somut ödüller (şeker, gofret gibi) kullanılırken yaş büyüdükçe eğlenceli aktivitelerin (sinemaya, maça gitmek, birlikte oyun oynamak gibi) ödül olarak kullanılması etkili olur.
Ödüller belirlenirken kullanılacak ödülün çocuk için değerli ve kolay elde edilemeyecek olması önemlidir. Bu noktada ödüller çocukla birlikte belirlenebilir. Böylece çocuğu kurala uyma konusunda motive etmek daha kolay olur. Kullanılacak ödül özellikle çocuğun anne babasıyla birlikte yapacağı bir aktivite olarak belirlendiğinde bundan hem çocuk, hem de anne baba keyif alır. Böylece “disiplin” kavramı otorite ve cezayı ifade etmekten çıkıp aile bireylerinin birbirleriyle uyumlu ve keyifli bir yaşam sürdürmelerini sağlamış olur.
Dikkat edilmesi gereken başka bir nokta da ödülün somut davranışlara yönelik olmasıdır. Çocuk kendisinden beklenen davranışın ne olduğunu ve sonucunda ne elde edeceğini net olarak bilmelidir ki o davranışı yapsın. Satış yaptıktan sonra ne kadar prim alacağını bilen bir satış görevlisinin işine daha sıkı sarılması gibi çocuklar da yaptıkları davranış sonunda kazanacaklarını bildiklerinde o kurala daha kolay uyum gösterirler.
Anne Babaların Yapması ve Yapmaması Gerekenler
Disiplin kurarken anne babanın görevi otorite olmak değil, çocuğa rehberlik etmektir.
Anne babalar çocuktan bekledikleri davranışları kendileri de uygulamalıdırlar.
Çocuktan dişlerini fırçalaması bekleniyorsa anne baba da dişlerini fırçalayarak çocuğa örnek olmalıdır.
Çocuktan hangi davranışların beklendiği açık ve net biçimde açıklanmalıdır.
Çocuktan beklenen davranışlar yaşına ve kişilik özelliklerine uygun olmalıdır.
Kuralları anne baba birlikte belirlemeli ve çocuğa da birlikte söylemelidir.
Çocuktan beklenen davranışlar anlatılırken olumlu ifade kullanılmalıdır.
Çok özel durumlar dışında (ölüm, ebeveynlerden birinin evden ayrılması, ağır hastalık gibi) kurallar sabit olmalı, çocuk anne babasının bu konuda kararlı ve tutarlı olduğunu anlamalıdır.
Kurala uymayı kolaylaştırmak ve kalıcı hale getirmek için ödüllendirme yöntemi kullanılmalıdır.
Kurala uyması için çocuğa kızıp bağırmak, rica etmek ve hatta yalvarmak uygun değildir. Bunun yerine anne baba çocuğa sadece kuralı hatırlatmalıdır. Kurala uyup uymamak çocuğun seçimi olmalıdır. Ancak kurala uyduğunda ödüllendirilmeli, uymadığında da sonucunu yaşamalıdır.
Disiplin çoğunlukla ceza ile eşdeğer tutulmakta ve bu nedenle özellikle modern yapıdaki ailelerde göz ardı edilmektedir. Oysaki disiplin ceza değil, kurallar bütünüdür. Kuralların öğrenileceği ilk ve en güvenli yer ailedir. Çocuk kurala uymayı evde öğrenmediyse bunu öğreneceği yer okul ortamı olur. Okul ortamı her zaman sevgi dolu olmayabilir. Bu da çocuğun özgüven gelişimini zedeleyip olumsuz davranışlar sergilemesine neden olabilir.
Disiplin koşulsuz sevgiyle birlikte olduğunda etkisini gösterir. Ne yaparsa yapsın her koşulda anne babası tarafından sevildiğini ve kabul edildiğini bilen çocuk disiplin yöntemlerine karşı tepki göstermez. Koşulsuz sevgi göremeyen çocukta ise otoriteye karşı devamlı başkaldırma, söylenenlerin tam tersini yapma davranışları görülür.
Kurallar yalnızca çocuğun uygun olmayan davranışlar sergilediği, söz dinlemediği zaman uygulanmamalı, her koşulda uygulanmalıdır. Kurallar kuralı koyan kişiye ait değil davranışa ait olmalıdır. Eğer anne yemek bittikten sonra çikolata yenebileceğine dair bir kural koyduysa bu kural sadece çocuk anne ile birlikteyken değil diğer insanlarla (baba, dede, teyze gibi) birlikteyken de uygulanmalıdır.
Kurallar Nasıl Belirlenmeli ?
Kurallar belirlenirken çocuğun yaşı, becerileri ve kişilik özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Her çocuk aynı yaşta aynı becerilere sahip olmayabilir. Öncelikle çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemine ait beceriler incelenmeli ve çocuğun sahip olduğu becerilerle karşılaştırılmalıdır. Yapmakta zorlandığı beceriler desteklenirken yapabildikleri kural haline getirilebilir. Örneğin giysilerini katlamakta zorlanan bir çocuğa bu davranışı kural haline getirip uymasını beklemek yarar sağlamayacağı gibi çocuğun kendine olan güvenini de zedeleyecektir. Bunun yerine destekle giysilerini katlama becerisi geliştirilirken, öte yandan yatağını toplayabiliyorsa bu davranış kural haline getirilip buna uyması beklenebilir.
Kuralların somut olması çocuğun kendisinden beklenen davranışı göstermesini kolaylaştırır. Örneğin çocuğun düzenli olmasını beklemek yerine düzenli olma kavramını somutlaştırıp davranışlara dökmek (yatağını toplamak, giysilerini askıya asmak gibi) daha yararlı olacaktır.
Kuralların alışkanlık haline gelmesi ve çocuğun yapması gerekenleri unutmaması için anne baba çocuktan bekledikleri davranışları bir liste yapıp odasının duvarına asabilir. Örneğin sabah kalkınca el yüz yıkamak, yatağını toplamak, dişlerini fırçalamak, oyuncaklarını toplamak, giysilerini asmak, yatmadan önce çantasını toplamak gibi. Bu şekilde çocuk her gün yapacağı işleri listeden takip edebilir.
Kurallar Çocuğa Nasıl Anlatılmalı ?
Kuralları anne baba birlikte belirlemeli ve çocuğa da birlikte anlatmalıdırlar. Çocuk okuma yazma biliyorsa kurallar yazılı hale getirilebilir ve bütün aile hep birlikte kurallar hakkında konuşabilir. Daha küçük yaştaki çocuklara kuralların tamamını anlatıp sonra da bunlara uymasını beklemek haksızlık olur. Çünkü küçük çocuklar söylenenlerin çoğunu unutabilirler.
Çocukta istenmeyen bir davranış gözlemlendikten hemen sonra anne baba kızıp bağırmadan çocuğu karşılarına alıp davranışının uygun olmadığını, bunu bir daha yapmaması gerektiğini sakin ama kararlı bir ses tonuyla çocuğa anlatmalıdır. Çocuk bu davranışı her tekrar ettiğinde aynı yöntem uygulanmalıdır. Anne babasının bu konuda kararlı olduğunu gören çocuk bir iki denemeden sonra istenmeyen davranışa son verir. Örneğin çocukta vurma davranışı gözlemlendiğinde anne baba şöyle söyleyebilir:
“…., vurmak çok yanlış. Kimseye vurulmaz. Bunu bir daha yapmanı istemiyoruz.”
Kuralların olumlu bir ifade ile anlatılması da kurala uymayı kolaylaştıran etkenlerden biridir. Yapılacak davranışların emir cümlesi ile söylenmesi çocuğun aksi davranışlar sergilemesine neden olabilir. Çocuğa “ödevini yapmazsan bilgisayarla oynayamazsın” demekle “ödevini bitirdiğinde bilgisayarla oynayabilirsin” demek aynı anlama gelmekle birlikte ilk cümlede bir ceza ifadesi sezilirken ikinci cümlede ödül hissedilmektedir. Olumlu ifade kurala uymayı kolaylaştırdığı gibi çocuk-anne-baba iletişimini de destekler.
Anne babalar bazen bir davranışın neden yapılmaması gerektiğine dair açıklamalar yapmaya başlarlar. Neden yapılmaması gerektiği elbette açıklanmalıdır. Ancak yapılan açıklamaların yaş düzeyine uygun olması gerekir. Yaş büyüdükçe açıklamayı arttırmak, küçük yaşlarda ise davranışın yanlış olduğunu söylemek yeterlidir.
Kural Koymaya Ne Zaman Başlanmalıdır ?
Çocuğun emeklemeye başlamasıyla birlikte kural koyma ihtiyacı ortaya çıkar. Emeklemeye başlayan çocuk etrafını keşfetme güdüsüyle dolapları karıştırır, çekmeceleri boşaltır, kendisini tehlikeye sokabilecek davranışlarda bulunur. Bu durumda anne babaların en sık başvurdukları yöntem “yapma” demek, hatta bağırıp kızmaktır. Bunun yerine küçük yaştaki çocuklar için “Hayır, yapılmaz” demek ve gerekli önlemleri almak (dolap kapaklarına kilit asmak, çocuğun hayatını tehlikeye sokabilecek eşyaları ulaşamayacağı bir yere kaldırmak gibi), yaş büyüdükçe de kuralları çocuğa hatırlatmak gerekir.
Ödül mü Ceza mı? :
Davranış değişikliği sağlayan önemli faktörlerden biri cezadır. Ancak ceza çocuğun yaptığı hatalardan öğrenmesini, ders almasını teşvik etmek yerine çocuğun içinde öfke birikimine yol açar. Cezalandırılan çocuk “ben kötüyüm” diye düşünür. Oysa hatasının doğal sonucunu yaşamasına izin verildiğinde kişiliğinin değil yaptığı davranışın uygun olmadığı mesajını alır.
Uygun davranışı öğrenmenin ve öğretmenin en etkili yolu ise ödüllendirmedir. “Uygun davranış zaten yapılması gereken davranıştır” düşüncesi ile anne babalar olumlu davranışı karşısında çocuğa hiçbir şey söylemezler. Tıpkı her akşam yemek yapan anneye çoğunlukla yaptığı yemekle ilgili geri bildirim verilmemesi gibi. Ancak ödüllendirilen davranış tekrarlanır ve pekişir.
Oysa çocuk uygun olmayan davranışlar sergilediğinde anne babanın dikkati hemen çocuk üzerine çevrilir. Çocuklar için önemli olan ailesinin dikkatini çekmektir. Bunun nasıl olduğu çok önemli değildir. Eğer çocuk uygun olmayan davranışları sonunda anne babasının kendisine dikkat ettiğini fark ederse bunu devam ettirmek için uygun olmayan şekilde davranmaya devam edecektir.
Ceza uygun olan davranışı göstermek yerine neyin yapılmaması gerektiğini belirtir. Anne babalar neyi yapmaması gerektiğini öğrenen çocuk neyi yapması gerektiğini anlar diye düşünebilirler. Oysaki farklı uygun davranışlar vardır ve çocuklar bu davranışları yönlendirmeyle, anne babanın rehberliğiyle öğrenir. Ödülle birlikte istenen davranışlar daha kolay yerleşir. Yaş büyüdükçe cezanın yaptırım gücü azalır. Üstelik isyan etme, söylenenin tam tersini yapma, sürekli olumsuz davranma şeklinde problemler yaşanabilir. Bu nedenle çocuğun istenen/uygun olan davranışlarının ödüllendirilmesi önemlidir.
Ödül yöntemi her yaş düzeyinde kullanılabilir. Küçük yaşlarda daha somut ödüller (şeker, gofret gibi) kullanılırken yaş büyüdükçe eğlenceli aktivitelerin (sinemaya, maça gitmek, birlikte oyun oynamak gibi) ödül olarak kullanılması etkili olur.
Ödüller belirlenirken kullanılacak ödülün çocuk için değerli ve kolay elde edilemeyecek olması önemlidir. Bu noktada ödüller çocukla birlikte belirlenebilir. Böylece çocuğu kurala uyma konusunda motive etmek daha kolay olur. Kullanılacak ödül özellikle çocuğun anne babasıyla birlikte yapacağı bir aktivite olarak belirlendiğinde bundan hem çocuk, hem de anne baba keyif alır. Böylece “disiplin” kavramı otorite ve cezayı ifade etmekten çıkıp aile bireylerinin birbirleriyle uyumlu ve keyifli bir yaşam sürdürmelerini sağlamış olur.
Dikkat edilmesi gereken başka bir nokta da ödülün somut davranışlara yönelik olmasıdır. Çocuk kendisinden beklenen davranışın ne olduğunu ve sonucunda ne elde edeceğini net olarak bilmelidir ki o davranışı yapsın. Satış yaptıktan sonra ne kadar prim alacağını bilen bir satış görevlisinin işine daha sıkı sarılması gibi çocuklar da yaptıkları davranış sonunda kazanacaklarını bildiklerinde o kurala daha kolay uyum gösterirler.
Anne Babaların Yapması ve Yapmaması Gerekenler
Disiplin kurarken anne babanın görevi otorite olmak değil, çocuğa rehberlik etmektir.
Anne babalar çocuktan bekledikleri davranışları kendileri de uygulamalıdırlar.
Çocuktan dişlerini fırçalaması bekleniyorsa anne baba da dişlerini fırçalayarak çocuğa örnek olmalıdır.
Çocuktan hangi davranışların beklendiği açık ve net biçimde açıklanmalıdır.
Çocuktan beklenen davranışlar yaşına ve kişilik özelliklerine uygun olmalıdır.
Kuralları anne baba birlikte belirlemeli ve çocuğa da birlikte söylemelidir.
Çocuktan beklenen davranışlar anlatılırken olumlu ifade kullanılmalıdır.
Çok özel durumlar dışında (ölüm, ebeveynlerden birinin evden ayrılması, ağır hastalık gibi) kurallar sabit olmalı, çocuk anne babasının bu konuda kararlı ve tutarlı olduğunu anlamalıdır.
Kurala uymayı kolaylaştırmak ve kalıcı hale getirmek için ödüllendirme yöntemi kullanılmalıdır.
Kurala uyması için çocuğa kızıp bağırmak, rica etmek ve hatta yalvarmak uygun değildir. Bunun yerine anne baba çocuğa sadece kuralı hatırlatmalıdır. Kurala uyup uymamak çocuğun seçimi olmalıdır. Ancak kurala uyduğunda ödüllendirilmeli, uymadığında da sonucunu yaşamalıdır.