Disosiyatif kimlik bozukluğu (DKB) çoklu kişilik bozukluğu olarak da adlandırılır. Disosiyatif kimlik bozukluğu tanısına göre kişinin birbirinden farklı kişiliklere, farklı duygu, düşünce ve davranışlara sahip olması gerekir. Bu kişiliklerin de birbirinden habersiz ve değişik zamanlarda ortaya çıkması gerekir. Kişi hangi alterin (alt kişilik) kontrolündeyse davranışlarını o belirler. Başlangıçta iki ile dört arasında alter varken bu sayı tanı konulduktan sonra artış gösterebilir.
Disosiyatif kimlik bozukluğu her yaşta görülebilir. Kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Vakaların büyük çoğunluğunda kişinin istismara uğramış olduğu bilinmektedir, istismar dışında anne baba kaybı, kazalar, doğal afetler ve hastalık DKB’yi tetikler. Çoğunlukla travma sonrası, majör depresif bozukluk ve bedensel belirti bozukluğu ile birlikte görülür. DKB diğer psikolojik rahatsızlıklarda bulunan semptomları da içerir. Örneğin; şiddetli baş ağrısı, benlik yitimi, depresyon, anksiyete, yeme ve uyku bozuklukları, madde bağımlılığı ve amnezi. Disosiyatif kimlik bozukluğu görülen vakalarda kimlikler arası geçiş anidir. Değişim genelde vakanın stresli bir hale gelmesiyle oluşur.
Disosiyatif kimlik bozukluğu şizofreni ile bazen karıştırılabilmektedir. Ancak disosiyatif kimlik bozukluğunun belirtileri daha farklıdır. Disosiyatif kimlik bozukluğu olan kişiler şizofreninin özelliği olan dağınık davranışlar ve düşünce bozukluğu göstermezler.
DKB teşhisinde net bir sonuç veren test olmasa da kişinin mevcut halini görmek için klinik değerlendirmeler yapılır. Bazı uzmanlar teşhis için özel testleri ya da disosiyatif için yapılandırılmış görüşmeyi kullanabilirler.
DKB tedavisinde temel ilkeler üzerinde görüş birliği sağlanmıştır. Tedavide hasta travma ile başa çıkmak için kişiliklerini bölmeye gerek olmadığına ikna edilmeye çalışılır. Devamında ise stresle baş etmeleri için yardımcı olunur. DKB’li kişiler tedavinin yoğunluğu için ve kendilerine zarar vermemeleri adına genellikle hastaneye yatırılarak ilaç ve psikoterapi ile tedavi edilir. Tanı almış DKB vakaları oldukça azdır bu sebeple tedaviye yönelik kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır.
Disosiyatif kimlik bozukluğu her yaşta görülebilir. Kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Vakaların büyük çoğunluğunda kişinin istismara uğramış olduğu bilinmektedir, istismar dışında anne baba kaybı, kazalar, doğal afetler ve hastalık DKB’yi tetikler. Çoğunlukla travma sonrası, majör depresif bozukluk ve bedensel belirti bozukluğu ile birlikte görülür. DKB diğer psikolojik rahatsızlıklarda bulunan semptomları da içerir. Örneğin; şiddetli baş ağrısı, benlik yitimi, depresyon, anksiyete, yeme ve uyku bozuklukları, madde bağımlılığı ve amnezi. Disosiyatif kimlik bozukluğu görülen vakalarda kimlikler arası geçiş anidir. Değişim genelde vakanın stresli bir hale gelmesiyle oluşur.
Disosiyatif kimlik bozukluğu şizofreni ile bazen karıştırılabilmektedir. Ancak disosiyatif kimlik bozukluğunun belirtileri daha farklıdır. Disosiyatif kimlik bozukluğu olan kişiler şizofreninin özelliği olan dağınık davranışlar ve düşünce bozukluğu göstermezler.
DKB teşhisinde net bir sonuç veren test olmasa da kişinin mevcut halini görmek için klinik değerlendirmeler yapılır. Bazı uzmanlar teşhis için özel testleri ya da disosiyatif için yapılandırılmış görüşmeyi kullanabilirler.
DKB tedavisinde temel ilkeler üzerinde görüş birliği sağlanmıştır. Tedavide hasta travma ile başa çıkmak için kişiliklerini bölmeye gerek olmadığına ikna edilmeye çalışılır. Devamında ise stresle baş etmeleri için yardımcı olunur. DKB’li kişiler tedavinin yoğunluğu için ve kendilerine zarar vermemeleri adına genellikle hastaneye yatırılarak ilaç ve psikoterapi ile tedavi edilir. Tanı almış DKB vakaları oldukça azdır bu sebeple tedaviye yönelik kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır.