Derlemenin amacı
Dissosiyatif bozukluklar uzun zaman önce tarif edilmiş ve tanınıyor olsa da etiyoloji, patogenez, fenomenoloji ve tedavileri hala tartışmalı konulardır. Araştırıcılar ancak yakın zamanlarda travma ile ilişkili kuramlarla daha güncel bilişsel kuramları ve nörobiyolojiyi bütünleştirerek ilerleme kaydedebilmişlerdir.
Son bulgular
Bir fenomen olarak dissosiyasyonun çeşitli bozukluklarda görüldüğü bildirilmiştir. Bu yaygın görünüm, dissosiyasyonun daha iyi anlaşılmasına katkı yapmıştır. Bu kavramın genişlemesi orijinal anlamını kaybetmesine katkı yapmış olabilir. Dissosiyasyonun etiyolojisi, patofizyolojisi, nörobiyolojisi ve tedavisi ile ilgili yeni çalışmalar eleştirel olarak gözden geçirilmiştir.
Özet
Dissosiyatif bozukluk kavramsal açıdan çalışması zor bir bozukluktur. Travmaya maruz kalmanın yanında bazı primer kişisel tutumlar da dissosiyatif bozukluk geliştirmeye yatkınlığa katkı yapıyor olabilir. Beden durumunun nöral temsiline ilişkin bilgilerin artması ile hızlanan işlevsel beyin görüntülemedeki yeni ilerlemeler dissosiyasyon hakkındaki anlayışımızı geliştirmemize yardım etmiştir. Nedenselliği açıklarken, cinsel istismar ve fiziksel istismar gibi terimlerin kullanılması ile ilgili, kafa karışıklığı mevcuttur. Şu anki sınıflandırma sistemleri başka kültürlerde kullanıldığında uygun bulunmamıştır. Tüm bu kısıtlılıklara rağmen yakın zamanda dissosiyatif bozuklukları daha iyi anlamaya ilişkin ilerleme kaydedilmiştir.
alintidir
Dissosiyatif bozukluklar uzun zaman önce tarif edilmiş ve tanınıyor olsa da etiyoloji, patogenez, fenomenoloji ve tedavileri hala tartışmalı konulardır. Araştırıcılar ancak yakın zamanlarda travma ile ilişkili kuramlarla daha güncel bilişsel kuramları ve nörobiyolojiyi bütünleştirerek ilerleme kaydedebilmişlerdir.
Son bulgular
Bir fenomen olarak dissosiyasyonun çeşitli bozukluklarda görüldüğü bildirilmiştir. Bu yaygın görünüm, dissosiyasyonun daha iyi anlaşılmasına katkı yapmıştır. Bu kavramın genişlemesi orijinal anlamını kaybetmesine katkı yapmış olabilir. Dissosiyasyonun etiyolojisi, patofizyolojisi, nörobiyolojisi ve tedavisi ile ilgili yeni çalışmalar eleştirel olarak gözden geçirilmiştir.
Özet
Dissosiyatif bozukluk kavramsal açıdan çalışması zor bir bozukluktur. Travmaya maruz kalmanın yanında bazı primer kişisel tutumlar da dissosiyatif bozukluk geliştirmeye yatkınlığa katkı yapıyor olabilir. Beden durumunun nöral temsiline ilişkin bilgilerin artması ile hızlanan işlevsel beyin görüntülemedeki yeni ilerlemeler dissosiyasyon hakkındaki anlayışımızı geliştirmemize yardım etmiştir. Nedenselliği açıklarken, cinsel istismar ve fiziksel istismar gibi terimlerin kullanılması ile ilgili, kafa karışıklığı mevcuttur. Şu anki sınıflandırma sistemleri başka kültürlerde kullanıldığında uygun bulunmamıştır. Tüm bu kısıtlılıklara rağmen yakın zamanda dissosiyatif bozuklukları daha iyi anlamaya ilişkin ilerleme kaydedilmiştir.
alintidir