Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Acar, ''Domuz gribinde ölüm oranı binde bir, bildiğimiz grip hastalığında ise binde beş, yani domuz giribinde daha düşüktür'' dedi
YOZGAT - Prof. Dr. Acar, domuz gribi (H1N1) virüsünün, grip hastalığına benzer çok bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyledi.
''Domuz eti yiyenlerin domuz gribine yakalanması direkt olmasa da domuzdan solunum yoluyla bulaşma olasılığı, domuzla temas edenlerde daha fazladır'' diyen Prof. Dr. Acar, şöyle konştu:
KAÇ KİŞİNİN ÖLECEĞİNİ TAHMİN ETMEK İMKANSIZ
''Hastalığın temel belirtileri; yüksek ateş, kuru öksürük, halsizlik, baş ve adale ağrısıdır. Nefes darlığı gelişmesi kötüye gidişin işaretidir. Domuz gribinde hastalığa yakalananların ölüm oranları (binde bir), bildiğimiz grip hastalığından (binde beş) daha düşüktür. Bu yıl görülmesi muhtemel bir salgında aşılama programı uygulandığında veya uygulanmadığında ülkemizde kaç kişinin öleceğini önceden tahmin etmek imkansızdır.
Birçok hastalıkta olduğu gibi, sigara içenlerde, vücut direnci düşük olanlarda, iyi beslenmeyen, spor yapmayanlar ve çocuklarda ölüm oranları daha yüksektir. Gebelerde hastalığın en büyük riski, düşüklere yol açmasıdır. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar piyasada vardır. Bu ilaçlar özellikle ilk 48 saatte kullanıldığında son derece etkilidir.''
Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Acar, özellikle yurt dışından yeni gelen hastalık belirtileri bulunan kişilerle yakın temastan kaçınılması gerektiğini belirterek, zorunlu olmadıkça muhtemel salgın dönemleri olan kasım, aralık, ocak, şubat aylarında yurt dışına çıkılmamasını tavsiye etti.
ÖPÜŞMEYİN, TOKALAŞMAYIN
Prof. Dr. Hasan Acar, özellikle salgın riskinin yüksek olduğu dönemlerde ''öpüşme ve tokalaşmanın kaldırılması, uzaktan selamlaşılması, kalabalık ve havasız ortamlardan uzak durulması''nı önerdi.
''Ellerinizi ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize hiçbir zaman sürmeyin. Sık sık kolonyalayın ve mikrop öldürücü sabunları kullanın'' diyen Prof. Dr. Acar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Öksürüp, aksırınca ağız ve burnunuzu tek kullanımlık mendille kapatın ve sonra çöpe atın. Sigara, alkol kullanmayın, düzenli spor yapın, doğru beslenin, bol ve kaliteli su için. İyi giyinin. İyi giyinmenin ölçüsü; terlemeyecek kadar az, üşümeyecek kadar kalın giyinmektir.''
Prof. Dr. Acar, 25-64 yaş arası sağlıklı kişilerin özel durumları yoksa aşılanmalarının öncelikli olmadığını, Yozgat'ın yurt dışı bağlantısının yoğun olması nedeniyle il genelindeki risk gruplarının mutlaka aşılanması gerektiğini söyledi.
YOZGAT - Prof. Dr. Acar, domuz gribi (H1N1) virüsünün, grip hastalığına benzer çok bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyledi.
''Domuz eti yiyenlerin domuz gribine yakalanması direkt olmasa da domuzdan solunum yoluyla bulaşma olasılığı, domuzla temas edenlerde daha fazladır'' diyen Prof. Dr. Acar, şöyle konştu:
KAÇ KİŞİNİN ÖLECEĞİNİ TAHMİN ETMEK İMKANSIZ
''Hastalığın temel belirtileri; yüksek ateş, kuru öksürük, halsizlik, baş ve adale ağrısıdır. Nefes darlığı gelişmesi kötüye gidişin işaretidir. Domuz gribinde hastalığa yakalananların ölüm oranları (binde bir), bildiğimiz grip hastalığından (binde beş) daha düşüktür. Bu yıl görülmesi muhtemel bir salgında aşılama programı uygulandığında veya uygulanmadığında ülkemizde kaç kişinin öleceğini önceden tahmin etmek imkansızdır.
Birçok hastalıkta olduğu gibi, sigara içenlerde, vücut direnci düşük olanlarda, iyi beslenmeyen, spor yapmayanlar ve çocuklarda ölüm oranları daha yüksektir. Gebelerde hastalığın en büyük riski, düşüklere yol açmasıdır. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar piyasada vardır. Bu ilaçlar özellikle ilk 48 saatte kullanıldığında son derece etkilidir.''
Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Acar, özellikle yurt dışından yeni gelen hastalık belirtileri bulunan kişilerle yakın temastan kaçınılması gerektiğini belirterek, zorunlu olmadıkça muhtemel salgın dönemleri olan kasım, aralık, ocak, şubat aylarında yurt dışına çıkılmamasını tavsiye etti.
ÖPÜŞMEYİN, TOKALAŞMAYIN
Prof. Dr. Hasan Acar, özellikle salgın riskinin yüksek olduğu dönemlerde ''öpüşme ve tokalaşmanın kaldırılması, uzaktan selamlaşılması, kalabalık ve havasız ortamlardan uzak durulması''nı önerdi.
''Ellerinizi ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize hiçbir zaman sürmeyin. Sık sık kolonyalayın ve mikrop öldürücü sabunları kullanın'' diyen Prof. Dr. Acar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Öksürüp, aksırınca ağız ve burnunuzu tek kullanımlık mendille kapatın ve sonra çöpe atın. Sigara, alkol kullanmayın, düzenli spor yapın, doğru beslenin, bol ve kaliteli su için. İyi giyinin. İyi giyinmenin ölçüsü; terlemeyecek kadar az, üşümeyecek kadar kalın giyinmektir.''
Prof. Dr. Acar, 25-64 yaş arası sağlıklı kişilerin özel durumları yoksa aşılanmalarının öncelikli olmadığını, Yozgat'ın yurt dışı bağlantısının yoğun olması nedeniyle il genelindeki risk gruplarının mutlaka aşılanması gerektiğini söyledi.