zeberus1234
Yeni Üye
Dünya ve Güneş Sisteminin Oluşumu Hakkında Bilgi
dünya ve Güneş Sisteminin oluşumu
dünya, Güneş Sistemi’nde üzerinde yaşam olan tek gezegendir. Ortalama 149,6 milyon kilometre olan Dünya-Güneş uzaklığı yaşam için çok uygundur.Bu uzaklık. Dünya’nın yüzeyinin, suyun Sıvı halde bulunabileceği kadar ılık olması demektir.Bu da Atmosferin korunması ve buna bağlı olarak yaşamın sürmesidir.
Dünya’nın oluşumu Güneş sisteminin oluşumuna bağlı olduğundan ilk önce Güneş Sistemi’nin oluşumu anlatılmalıdır.
Güneş milyonlarca belki de trilyonlarca yıl önce çok Büyü bir gaz ve toz bulutu idi.Ünlü bilim adamı Stephen Hawking’in doğrulanan teorisine göre, bu bulutta büyük bir patlama olmuştur. Bu teori de adını bu ol aydan almıştır ve adı Big Bang yani Büyük Patlama’dır. Bu patlama sonucunda bulut çeşitli parçalar halinde dağılmıştır.Bu parçalar gezegenleri ve Güneş’i oluşturmuştu.
Dünya da bu parçalardan biriydi. Hızla dönen gaz ve toz bulutu, zamanla küçülmeye ve yarı sıvı hale gelmeye başladı. Bu durumda Dünya çok sıcak kayalardan oluşan ve hızla dönmeyi sürdüren bir topa dönüştü. Yüzeyi Soğuyup katılaşan Dünya sert bir kabukla örtülmüştür. Dünyanın tüm kütlesini düşündüğümüzde bu dış kabuk, oldukça incedir.Adeta bir elma ile kabuğuna benzetilebilir.
Meteorların düşmesi ve volkanik hareketler sonucu çok farklı bir Atmosfer ort Aya çıktı. Yerkürede ısının düşmesiyle sıkışan su buharı çok yoğun yağışlar halinde yerküreye düştü. Böylece okyanuslar oluştu.
Yeryüzünün Katmanları
Yeryüzünün Üçte biri karalar, üçte ikisi sularla kaplıdır. Bu ikisi, atmosfer denilen gaz tabakası ile kaplıdır. hava ve su yeryüzünü diğer Gezegenlerden farklı kılar. Bunun nedeni hava ve suyun yeryüzündeki canlıların yaşam kaynağı olmasıdır.
6371km, yarıçapına sahip olan yerküre, dıştan içe doğru; yerkabuğu,manto ve çekirdek olarak adlandırılan katmanlardan oluşur.Manto kendi arasında alt ve üst manto, çekirdek ise iç ve dış çekirdek olmak üzere ikiye ayrılır.,
Yerin en dış katmanı olan yer kabuğu karalarda 30-50 kilometreyi bulurken, okyanuslarda bu kalınlık 7 kilometreye kadar inmektedir. Litosfer adı verilen Taşküre, Yerkabuğu ve Manto’nun en üst kısımlarından oluşmaktadır.Astenosfer ise Üst Manto’nun Eriyik halde bulunduğu kısımdır. Magma olarak bilinen su eriyik, volkanlar sayesinde yeryüzüne ulaşır.
Litosferin kalınlığı ortalama 70-100 km. arasındadır.Litosfer Üst Manto’nun katı bölümüdür. Litosfer’in altında ise Üst Manto’nun akışkan bölgesi alan Magma yer alır.
Yerkabuğu
Yerkabuğu, kendisi gibi katı olan ve dana çok manto kayaçlarının baskın olduğu katı nitelikli Litosfer’in üzerine yerleşmiştir.
Yerkabuğu kimyasal ve mineorolojik bakımdan iki kayaç grubundan oluşmuştur. Granit, kumtaşı ve kireçtaşı gibi Alüminyum oksit silisyum oksit yönünden zengin Kayaçlar birinci grubu, demir oksit ve Magnezyum oksit yönünden zengin bazalt Cinsin den kayaçlar ise ikinci grubu oluşturur.Karasal nitelikli yer kabuğunda her ikisi de bulunurken, okyanus altında ise sadece ikinci Grup kayaçlar vardır. Bu nedenle günümüz yerbilimlerinde yerkabuğu okyanusal ve kıtasal olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Manto(Magma)
Yerkürenin dışı soğuyarak katılaşmıştır.Ama içi magma denilen sıvı ve akışkan madde halinde kalm aya devam etmiştir.
Magma, Taşküre’den hemen sonraki tabakadır. Yarı sıvı haldedir. yapısı Taşküre’den farklıdır.Üst manto 700km. alt manto ise 2900 km’ye kadar derindir. Manto hareketlidir, ancak çok sıcak olduğundan hareketini çok yavaş sürdürür.
Çekirdek
Yeryüzünün en içteki katmanıdır. 2900-6370 km. arasındadır. Bu katman demir ve nikel madenlerinden oluşmuştur.İki kısımdan oluşan çekirdeğin dış bölümü (dış çekirdek) sıvı haldedir ve hareket eder iç çekirdek ise katı ve çok yoğundur. Bunun nedeni ise yeryüzünün dıştan içe Doğru uyguladığı yüksek basınçtır.
Atmosfer
Dünyamızı saran Atmosfer, yerden 500-600 km.ye kadar uzanan bir alanı kaplar. İçerisinde %21 Oksijen, %78 Azot ve az miktarda karbonik gazlar, su buharı, ozon bulunur. Ozon aynı zamanda ultraviole benzeri zararlı ışınları bizden uzak tutar.
Hidrosfer
Gezegenimizde bulunan tüm okyanus, deniz, göl ve su kaynaklarının bütününe hidrosfer denir. Hidrosfer yeryüzünün %71 ini kaplar. Hidrosferin %96sını sular %3ünü buzullar ve %1ini de yer altı suları kapsar. Güneş ısısının yardımıyla hidrosfer ve atmosfer arasında sürekli bir su alışverişi vardır. Okyanuslardan havaya su buharı yükselir. Bu daha sonra kar, yağmur ve dolu olarak geri döner.
Kıtaların Oluşumu
1915yılında Alman bilim adamı Alfred Wegener, ilk defa kıtaların kayması varsayımını ortaya attı. Bunu haritaya bakarken kıtaların birbirini tamamlayan bir yap-boz gibi olmasını görüp, araştırarak buldu.
I.zamanda kıtalar tek bir parça halindeydi. Buna Pangaea adını verdi. Onu çevreleyen deniz ise Panthalassa idi.Katmanlar hareket ettikçe Pangaea ikiye ayrıldı.Kuzeyde Laurasia ve güneyde Gondwanaland oluştu.Bu iki kıta Tethys denizi ile ikiye ayrılıyordu.Katmanların hareketi ile kıtalar iyice ayrılarak bugünkü halini aldı.
Konveksiyon Akımları ve Levha Tektonoği Kuramı
Bu gün neredeyse tüm yerbilimciler tarafından benimsenmiş olan kuram Levha Tektoniği Kuramı’dır. 1915 yılında Alman meteorolog Alfred Wegener ortaya koyduğu bu kuram, o zaman sadece kıtaların kayma kuramı adıyla biliniyordu. Yine o zamanlar tartışılan Konveksiyon Akımları Kuramı da bu kuramı ö nemli ölçüde tamamlıyordu. 1960′lı yıllarda Levha Tektoniği Kuramı adı altında bir araya gelen bu iki kuram, 70′li yılların başında tamamlandı. Buna göre yerin dış kısmını yaklaşık 70-100 km. kalınlığındaki Litosfer oluşturmaktadır.
Dünya’ nın yüzeyi kesintisizmiş gibi görünmesine rağmen, dev boyuttaki birbirine geçen parçalardan oluşmaktadır. Levha adı verilen bu parçalar sürekli ama çok yavaş olarak birbirlerine göre hareket etmektedir. bir levha yalnızca kıtasal ya da okyanusal litosferden oluşabildiği gibi, her iki litosfer türünü de içerebilir. Yani kıtalar ile okyanusları birbirinden ayıran sınır aynı zamanda bir levha sınırı olmak zorunda değildir. Levhalar, levha sınırı ya da levha kenarı ile sonlanır. deprem ve Yanardağların çoğu bu bölgelerde görülür. Bazı levhalar birbirinden uzaklaşır. bazıları birbirine yaklaşır. Bazıları ise yatay olarak birbirine sürtünerek hareket eder. Litosfer, kendine oranla daha yumuşak ve akıcı sayılabilir. Magma üzerinde, tıpkı su üzerinde yüzen tahta parçaları gibi 1-10 cm/yıl hızla kaymaktadırlar.
Levhalar Neden Hareket Eder
Tüm levhalar bir ısıtıcı gibi çalışan yer çekirdeğinin etkisiyle hareket eder. Bu hareket konveksiyon akımı denilen fiziksel etkiden kaynaklanır.
Konveksiyon şöyle işler:
Sıcak maddeden daha soğuk ve yoğun olan madde aşağı doğru inerken, daha az yoğun olan sıcak madde yukarı çıkar. Karasal mantoda derin kısımlar sıcakken dış magma daha soğuktur. Sıcak madde sürekli yükselirken, soğuk madde aşağı iner. Yukarı-aşağı olan bu hareket sırasında madde hareket ederken yüzeydeki plakaları hareket ettirir. Okyanus yarıklarında konveksiyon, litosferi iç magmanın derinlerine iter. Plakanın diğer ucunda, yarığın olduğu bölümde konveksiyon, iç magmadan gelen sıcak ve daha hafif olan magmanın çıkışını sağlar. Bu hareketler sayesinde yerkürenin yüzeyi ile içi arasında bir dolaşım olur.
Okyanus Diplerinin Kayması
Okyanus diplerinde okyanus dibi adaları adı verilen büyük dağlar vardır. Bu dağları, suya temas edip katılaşan lavların meydana getirdiği bilinmektedir. Katılaşan lavlar, manyetik kristaller içeren bazalt kayalarını oluşturur. bazalt katılaştığı zaman, manyetik kristaller manyetik karasal alana doğru yönelirler. Bunun sonucunda yeryüzü de bir mıknatıs gibi kuzey ve güney kutuplu manyetik alanlara sahip olur. Özellikle kayaların manyetik oluşu üzerinde yapılan çalışmar sayesinde jeologlar okyanus dipleri hareketlerinin sürekli olduğunu kanıtlamışlardır.
Kıta Dalma Batma Bölgesi
Bir litosferik levhanın, başka bir plakanın altına kaydığı bölgeye kıta dalma bölgesi denir. Bu bölgeler okyanusun altında olmakta ve okyanus çukurları adı altında derin çukurlar oluşturmaktadır.
Bir okyanus levhası bir kıta levhası ile karşılaştığında buna okyanus-kıta dalması denir. Bir okyanusal levha adalar takımını taşıyan başka bir levhanın altına kayabilir. Buna okyanus-adalar takımı levha dalması denir. Bir okyanus levhası başma bir okyanus levhasının altına kayabilir. Buna okyanusal levha dalması denir. Bir kıtasal levha başka bir kıtasal levhayla karşılaştığında dalma hareketi gerçekleşmez. Bunun nedeni, iki kıta levhasının aynı yoğunlukta olmasıdır. Buna çarpışma denir.
Dağların Oluşumu
Bir zamanlar kıtalar arasında düz kaya katmanları olan dağlar, yerin yüzünü oluşturan levhaların hareketi ile itilip, yükseldiler. Herhangi bir dağ sırasının kesiti, bu katmanların nasıl katlandığını, kırıldığını, büküldüğünü ve bugünkü durumunu aldığını gösterir. kıtaların milyonlarca yıl süren hareketi çarpışmalara yol açmıştır. Kıtaların çarpıştığı yerde kaya katmanları itilerek dağları oluşturur. Kıtaların hareketi devam ettiğine göre, gelecekte yeni dağ sıraları oluşacak demektir.
Alıntı
dünya ve Güneş Sisteminin oluşumu
dünya, Güneş Sistemi’nde üzerinde yaşam olan tek gezegendir. Ortalama 149,6 milyon kilometre olan Dünya-Güneş uzaklığı yaşam için çok uygundur.Bu uzaklık. Dünya’nın yüzeyinin, suyun Sıvı halde bulunabileceği kadar ılık olması demektir.Bu da Atmosferin korunması ve buna bağlı olarak yaşamın sürmesidir.
Dünya’nın oluşumu Güneş sisteminin oluşumuna bağlı olduğundan ilk önce Güneş Sistemi’nin oluşumu anlatılmalıdır.
Güneş milyonlarca belki de trilyonlarca yıl önce çok Büyü bir gaz ve toz bulutu idi.Ünlü bilim adamı Stephen Hawking’in doğrulanan teorisine göre, bu bulutta büyük bir patlama olmuştur. Bu teori de adını bu ol aydan almıştır ve adı Big Bang yani Büyük Patlama’dır. Bu patlama sonucunda bulut çeşitli parçalar halinde dağılmıştır.Bu parçalar gezegenleri ve Güneş’i oluşturmuştu.
Dünya da bu parçalardan biriydi. Hızla dönen gaz ve toz bulutu, zamanla küçülmeye ve yarı sıvı hale gelmeye başladı. Bu durumda Dünya çok sıcak kayalardan oluşan ve hızla dönmeyi sürdüren bir topa dönüştü. Yüzeyi Soğuyup katılaşan Dünya sert bir kabukla örtülmüştür. Dünyanın tüm kütlesini düşündüğümüzde bu dış kabuk, oldukça incedir.Adeta bir elma ile kabuğuna benzetilebilir.
Meteorların düşmesi ve volkanik hareketler sonucu çok farklı bir Atmosfer ort Aya çıktı. Yerkürede ısının düşmesiyle sıkışan su buharı çok yoğun yağışlar halinde yerküreye düştü. Böylece okyanuslar oluştu.
Yeryüzünün Katmanları
Yeryüzünün Üçte biri karalar, üçte ikisi sularla kaplıdır. Bu ikisi, atmosfer denilen gaz tabakası ile kaplıdır. hava ve su yeryüzünü diğer Gezegenlerden farklı kılar. Bunun nedeni hava ve suyun yeryüzündeki canlıların yaşam kaynağı olmasıdır.
6371km, yarıçapına sahip olan yerküre, dıştan içe doğru; yerkabuğu,manto ve çekirdek olarak adlandırılan katmanlardan oluşur.Manto kendi arasında alt ve üst manto, çekirdek ise iç ve dış çekirdek olmak üzere ikiye ayrılır.,
Yerin en dış katmanı olan yer kabuğu karalarda 30-50 kilometreyi bulurken, okyanuslarda bu kalınlık 7 kilometreye kadar inmektedir. Litosfer adı verilen Taşküre, Yerkabuğu ve Manto’nun en üst kısımlarından oluşmaktadır.Astenosfer ise Üst Manto’nun Eriyik halde bulunduğu kısımdır. Magma olarak bilinen su eriyik, volkanlar sayesinde yeryüzüne ulaşır.
Litosferin kalınlığı ortalama 70-100 km. arasındadır.Litosfer Üst Manto’nun katı bölümüdür. Litosfer’in altında ise Üst Manto’nun akışkan bölgesi alan Magma yer alır.
Yerkabuğu
Yerkabuğu, kendisi gibi katı olan ve dana çok manto kayaçlarının baskın olduğu katı nitelikli Litosfer’in üzerine yerleşmiştir.
Yerkabuğu kimyasal ve mineorolojik bakımdan iki kayaç grubundan oluşmuştur. Granit, kumtaşı ve kireçtaşı gibi Alüminyum oksit silisyum oksit yönünden zengin Kayaçlar birinci grubu, demir oksit ve Magnezyum oksit yönünden zengin bazalt Cinsin den kayaçlar ise ikinci grubu oluşturur.Karasal nitelikli yer kabuğunda her ikisi de bulunurken, okyanus altında ise sadece ikinci Grup kayaçlar vardır. Bu nedenle günümüz yerbilimlerinde yerkabuğu okyanusal ve kıtasal olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Manto(Magma)
Yerkürenin dışı soğuyarak katılaşmıştır.Ama içi magma denilen sıvı ve akışkan madde halinde kalm aya devam etmiştir.
Magma, Taşküre’den hemen sonraki tabakadır. Yarı sıvı haldedir. yapısı Taşküre’den farklıdır.Üst manto 700km. alt manto ise 2900 km’ye kadar derindir. Manto hareketlidir, ancak çok sıcak olduğundan hareketini çok yavaş sürdürür.
Çekirdek
Yeryüzünün en içteki katmanıdır. 2900-6370 km. arasındadır. Bu katman demir ve nikel madenlerinden oluşmuştur.İki kısımdan oluşan çekirdeğin dış bölümü (dış çekirdek) sıvı haldedir ve hareket eder iç çekirdek ise katı ve çok yoğundur. Bunun nedeni ise yeryüzünün dıştan içe Doğru uyguladığı yüksek basınçtır.
Atmosfer
Dünyamızı saran Atmosfer, yerden 500-600 km.ye kadar uzanan bir alanı kaplar. İçerisinde %21 Oksijen, %78 Azot ve az miktarda karbonik gazlar, su buharı, ozon bulunur. Ozon aynı zamanda ultraviole benzeri zararlı ışınları bizden uzak tutar.
Hidrosfer
Gezegenimizde bulunan tüm okyanus, deniz, göl ve su kaynaklarının bütününe hidrosfer denir. Hidrosfer yeryüzünün %71 ini kaplar. Hidrosferin %96sını sular %3ünü buzullar ve %1ini de yer altı suları kapsar. Güneş ısısının yardımıyla hidrosfer ve atmosfer arasında sürekli bir su alışverişi vardır. Okyanuslardan havaya su buharı yükselir. Bu daha sonra kar, yağmur ve dolu olarak geri döner.
Kıtaların Oluşumu
1915yılında Alman bilim adamı Alfred Wegener, ilk defa kıtaların kayması varsayımını ortaya attı. Bunu haritaya bakarken kıtaların birbirini tamamlayan bir yap-boz gibi olmasını görüp, araştırarak buldu.
I.zamanda kıtalar tek bir parça halindeydi. Buna Pangaea adını verdi. Onu çevreleyen deniz ise Panthalassa idi.Katmanlar hareket ettikçe Pangaea ikiye ayrıldı.Kuzeyde Laurasia ve güneyde Gondwanaland oluştu.Bu iki kıta Tethys denizi ile ikiye ayrılıyordu.Katmanların hareketi ile kıtalar iyice ayrılarak bugünkü halini aldı.
Konveksiyon Akımları ve Levha Tektonoği Kuramı
Bu gün neredeyse tüm yerbilimciler tarafından benimsenmiş olan kuram Levha Tektoniği Kuramı’dır. 1915 yılında Alman meteorolog Alfred Wegener ortaya koyduğu bu kuram, o zaman sadece kıtaların kayma kuramı adıyla biliniyordu. Yine o zamanlar tartışılan Konveksiyon Akımları Kuramı da bu kuramı ö nemli ölçüde tamamlıyordu. 1960′lı yıllarda Levha Tektoniği Kuramı adı altında bir araya gelen bu iki kuram, 70′li yılların başında tamamlandı. Buna göre yerin dış kısmını yaklaşık 70-100 km. kalınlığındaki Litosfer oluşturmaktadır.
Dünya’ nın yüzeyi kesintisizmiş gibi görünmesine rağmen, dev boyuttaki birbirine geçen parçalardan oluşmaktadır. Levha adı verilen bu parçalar sürekli ama çok yavaş olarak birbirlerine göre hareket etmektedir. bir levha yalnızca kıtasal ya da okyanusal litosferden oluşabildiği gibi, her iki litosfer türünü de içerebilir. Yani kıtalar ile okyanusları birbirinden ayıran sınır aynı zamanda bir levha sınırı olmak zorunda değildir. Levhalar, levha sınırı ya da levha kenarı ile sonlanır. deprem ve Yanardağların çoğu bu bölgelerde görülür. Bazı levhalar birbirinden uzaklaşır. bazıları birbirine yaklaşır. Bazıları ise yatay olarak birbirine sürtünerek hareket eder. Litosfer, kendine oranla daha yumuşak ve akıcı sayılabilir. Magma üzerinde, tıpkı su üzerinde yüzen tahta parçaları gibi 1-10 cm/yıl hızla kaymaktadırlar.
Levhalar Neden Hareket Eder
Tüm levhalar bir ısıtıcı gibi çalışan yer çekirdeğinin etkisiyle hareket eder. Bu hareket konveksiyon akımı denilen fiziksel etkiden kaynaklanır.
Konveksiyon şöyle işler:
Sıcak maddeden daha soğuk ve yoğun olan madde aşağı doğru inerken, daha az yoğun olan sıcak madde yukarı çıkar. Karasal mantoda derin kısımlar sıcakken dış magma daha soğuktur. Sıcak madde sürekli yükselirken, soğuk madde aşağı iner. Yukarı-aşağı olan bu hareket sırasında madde hareket ederken yüzeydeki plakaları hareket ettirir. Okyanus yarıklarında konveksiyon, litosferi iç magmanın derinlerine iter. Plakanın diğer ucunda, yarığın olduğu bölümde konveksiyon, iç magmadan gelen sıcak ve daha hafif olan magmanın çıkışını sağlar. Bu hareketler sayesinde yerkürenin yüzeyi ile içi arasında bir dolaşım olur.
Okyanus Diplerinin Kayması
Okyanus diplerinde okyanus dibi adaları adı verilen büyük dağlar vardır. Bu dağları, suya temas edip katılaşan lavların meydana getirdiği bilinmektedir. Katılaşan lavlar, manyetik kristaller içeren bazalt kayalarını oluşturur. bazalt katılaştığı zaman, manyetik kristaller manyetik karasal alana doğru yönelirler. Bunun sonucunda yeryüzü de bir mıknatıs gibi kuzey ve güney kutuplu manyetik alanlara sahip olur. Özellikle kayaların manyetik oluşu üzerinde yapılan çalışmar sayesinde jeologlar okyanus dipleri hareketlerinin sürekli olduğunu kanıtlamışlardır.
Kıta Dalma Batma Bölgesi
Bir litosferik levhanın, başka bir plakanın altına kaydığı bölgeye kıta dalma bölgesi denir. Bu bölgeler okyanusun altında olmakta ve okyanus çukurları adı altında derin çukurlar oluşturmaktadır.
Bir okyanus levhası bir kıta levhası ile karşılaştığında buna okyanus-kıta dalması denir. Bir okyanusal levha adalar takımını taşıyan başka bir levhanın altına kayabilir. Buna okyanus-adalar takımı levha dalması denir. Bir okyanus levhası başma bir okyanus levhasının altına kayabilir. Buna okyanusal levha dalması denir. Bir kıtasal levha başka bir kıtasal levhayla karşılaştığında dalma hareketi gerçekleşmez. Bunun nedeni, iki kıta levhasının aynı yoğunlukta olmasıdır. Buna çarpışma denir.
Dağların Oluşumu
Bir zamanlar kıtalar arasında düz kaya katmanları olan dağlar, yerin yüzünü oluşturan levhaların hareketi ile itilip, yükseldiler. Herhangi bir dağ sırasının kesiti, bu katmanların nasıl katlandığını, kırıldığını, büküldüğünü ve bugünkü durumunu aldığını gösterir. kıtaların milyonlarca yıl süren hareketi çarpışmalara yol açmıştır. Kıtaların çarpıştığı yerde kaya katmanları itilerek dağları oluşturur. Kıtaların hareketi devam ettiğine göre, gelecekte yeni dağ sıraları oluşacak demektir.
Alıntı