Dunya vefalı değildir
İsa ‘aleyhisselamın’ bir mucizesi varmış Bir yerden gecerken, eğer o yerin altında hazine varsa, yer yarılıyor ve hazine ortaya cıkıyormuş Yine boyle havarilerle beraber giderken, yer yarılmış, mucevherler ortaya cıkmış Havarilerine, hadi gidelim, demiş Efendim, biraz burada kalsak demişler Peki, siz burada kalın, beni bekleyin Ben size hakiki hazineyi bulacağım, demiş
Cok ihtiyar bir ninenin evine gelmiş Aslan gibi delikanlı bir torunu varmış Delikanlı, bir derdin var mı, diye sormuş Ah, ah! Benim derdim var; ama cozecek kimsem yok, demiş Sen hele bir soyle bakalım, deyince, delikanlı, birgun diken topluyordum Bu, babam vefat ettikten sonra kalan bir meslek Padişah geciyordu Padişahın bir kızı vardı Kızın gozu, gozume takıldı Ben yanıyorum, demiş Bu halinle padişaha git, senin halini anladım Git, padişahtan kızı iste, demiş Genc, saraya gitsem kapıdan bile sokmazlar, demiş Kendin gidersen sokmazlar; ama biz gonderirsek girersin Fark burada Sen gidersen, kapıda doverler Ama birisi gonderiyorsa, padişaha iletirler, demiş Kapıya gitmiş, padişahı goreceğim, demiş Emrin olur, demişler Neden? Cunki gonderildi Padişaha kadar cıkmış, kızını istemeye geldim, demiş Padişah, kızımı sana vermem icin bana bir tabak mucevher getirmen lazım, deyince, emrin olur, demiş İsa ‘aleyhisselam’ da, sana ne derse, gel bana soyle, demiş İsa ‘aleyhisselam’ gence, ne dedi, diye sormuş Bir tabak mucevher istedi, demiş Bir avuc cakıl taşı almış, ya rabbi, sen bu mucevherleri yaratmadan once, onlar yine taş parcasıydı Sonra mucevher oldu Bu da taş demiş, biiznillah mucevher olmuşlar Genc padişaha gitmiş, buyurun efendim, demiş Padişah şaşırmış, boyle bir tabakla olmaz Beş tabak, demiş Genc, emrin olur demiş, İsa ‘aleyhisselama’ gitmiş, beş tabak dedi, demiş Sonra padişaha goturmuş, padişah bakmış, hepsi mucevher! Seni buraya gondereni getir, nikah kıysın, demiş Genc, İsa ‘aleyhisselama’ gitmiş, nikah dedi, hem de siz yapacakmışsınız, demiş İsa ‘aleyhisselam’ olur buyurmuş, saraya gelmiş, nikah kıyılmış Biriki saat sonra bir kalp sancısı, padişah olmuş Kızından başka da kimsesi yokmuş Halifeler ne yapsak diye toplanmışlar, damadı padişah yapacağız, demişler Soz dinlemek var ya Genc, ben anladım ki, bu dunya kimseye baki değil Ben, dikencinin oğlu dikenci, iki saat sonra oldum padişah Uc saat sonra, giden yine aynı yere gider Nasıl padişaha kalmadı, bana da kalmayacak Hakiki hazine sizsiniz, demiş; hanımına donup, ister gel, ister kal Benimle mi gelirsin, padişahlığa devam mı edersin, demiş O da, goz goze gelmiştik, ben seninle gelirim, demiş
İsa ‘aleyhisselam’ ile havarilerin yanına gelmişler Bir tanesi, anlat ne oldu, demiş Ben dikencinin oğlu dikenciydim, padişahın kızıyla evlendim
huzurpinari
İsa ‘aleyhisselamın’ bir mucizesi varmış Bir yerden gecerken, eğer o yerin altında hazine varsa, yer yarılıyor ve hazine ortaya cıkıyormuş Yine boyle havarilerle beraber giderken, yer yarılmış, mucevherler ortaya cıkmış Havarilerine, hadi gidelim, demiş Efendim, biraz burada kalsak demişler Peki, siz burada kalın, beni bekleyin Ben size hakiki hazineyi bulacağım, demiş
Cok ihtiyar bir ninenin evine gelmiş Aslan gibi delikanlı bir torunu varmış Delikanlı, bir derdin var mı, diye sormuş Ah, ah! Benim derdim var; ama cozecek kimsem yok, demiş Sen hele bir soyle bakalım, deyince, delikanlı, birgun diken topluyordum Bu, babam vefat ettikten sonra kalan bir meslek Padişah geciyordu Padişahın bir kızı vardı Kızın gozu, gozume takıldı Ben yanıyorum, demiş Bu halinle padişaha git, senin halini anladım Git, padişahtan kızı iste, demiş Genc, saraya gitsem kapıdan bile sokmazlar, demiş Kendin gidersen sokmazlar; ama biz gonderirsek girersin Fark burada Sen gidersen, kapıda doverler Ama birisi gonderiyorsa, padişaha iletirler, demiş Kapıya gitmiş, padişahı goreceğim, demiş Emrin olur, demişler Neden? Cunki gonderildi Padişaha kadar cıkmış, kızını istemeye geldim, demiş Padişah, kızımı sana vermem icin bana bir tabak mucevher getirmen lazım, deyince, emrin olur, demiş İsa ‘aleyhisselam’ da, sana ne derse, gel bana soyle, demiş İsa ‘aleyhisselam’ gence, ne dedi, diye sormuş Bir tabak mucevher istedi, demiş Bir avuc cakıl taşı almış, ya rabbi, sen bu mucevherleri yaratmadan once, onlar yine taş parcasıydı Sonra mucevher oldu Bu da taş demiş, biiznillah mucevher olmuşlar Genc padişaha gitmiş, buyurun efendim, demiş Padişah şaşırmış, boyle bir tabakla olmaz Beş tabak, demiş Genc, emrin olur demiş, İsa ‘aleyhisselama’ gitmiş, beş tabak dedi, demiş Sonra padişaha goturmuş, padişah bakmış, hepsi mucevher! Seni buraya gondereni getir, nikah kıysın, demiş Genc, İsa ‘aleyhisselama’ gitmiş, nikah dedi, hem de siz yapacakmışsınız, demiş İsa ‘aleyhisselam’ olur buyurmuş, saraya gelmiş, nikah kıyılmış Biriki saat sonra bir kalp sancısı, padişah olmuş Kızından başka da kimsesi yokmuş Halifeler ne yapsak diye toplanmışlar, damadı padişah yapacağız, demişler Soz dinlemek var ya Genc, ben anladım ki, bu dunya kimseye baki değil Ben, dikencinin oğlu dikenci, iki saat sonra oldum padişah Uc saat sonra, giden yine aynı yere gider Nasıl padişaha kalmadı, bana da kalmayacak Hakiki hazine sizsiniz, demiş; hanımına donup, ister gel, ister kal Benimle mi gelirsin, padişahlığa devam mı edersin, demiş O da, goz goze gelmiştik, ben seninle gelirim, demiş
İsa ‘aleyhisselam’ ile havarilerin yanına gelmişler Bir tanesi, anlat ne oldu, demiş Ben dikencinin oğlu dikenciydim, padişahın kızıyla evlendim
huzurpinari