Dünyadaki İlk Demokrasi Hareketleri Nerede GörülürDemokrasi; Eski Yunan’a dayanan bir kavramdır. Yunanca’da halk anlamına gelen “demos” ile güç, kudret, iktidar ve yönetim anlamına gelen “kratos” kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Bu noktadan hareketle kavrama, halkın kendi kendisini yönetmesi anlamı da yüklenmektedir.
Antik Yunan’ın site devletlerinden Atina M.Ö. 6. ve 4. yüzyıllar arasında sistemin uygulama örneğine tanıklık etmiştir. Aristophones, Ksenophon, Sofokles, Epikür, Aristoteles, Eflatun ve Socrates’in düşünce olarak katkıda bulundukları demokrasi Atina’da bir çeşit yönetim sistemi olarak siyasi tarihteki yerini almıştır. Bu ilk uygulamanın zemini şehir devletinin temel belirleyicisi olan “site” dir. Site görünürde şehir halkının tümünü ifade eden bir kavram gibi olsa da gerçekte durum bundan farklıydı. Bir kere kadınlar ve köleler site halkının dışında kabul edildiklerinden halk kavramı toplumun tüm kesimlerini kapsamıyordu.
Atina sitesinde nüfusun bir kısmını esirler teşkil ederdi. Atina uygulaması büyük çoğunluğu site dışına itmekle kalmıyor, bu ilk örneğinde halk (demos) kavramın ayrıntılardan ayıklayarak adeta homojen bir anlama (elitizme) indirgiyordu. O bakımdan Atina’da “demos” buna hak kazanmış homojen bir kitledir. Bu homojen kitlenin sosyolojideki karşılığı “cemaat” “sınıf” ya da “klan”dır. Cemaatin sosyolojik bir olgu olduğu yerde ise birey yerine cemaatin ortak ruhu, irade ve çıkarları söz konusudur. Dolayısıyla böyle bir uygulamada bireyin çıkarları yerine sitenin çıkarları önde gelir.
Site, ortak iradesi, kolektif mülkiyet uygulaması ve doğal dayanışma boyutuyla bir çeşit cemaat toplumudur. O nedenle eski Yunan’da birey yok, klan, sınıf ve site vardır. Demokrasinin kamusal alanı olan gerçek zemininde işte bu tanımlanmış mensubiyetler yer alır. Oysa demokrasilerin ayırt edici öğesi bireydir, vatandaştır. Vatandaş kavramı aynı zamanda demokrasinin kamusal alanının en temel belirleyicisidir.
Betimlenen görünümüyle Eski Yunandaki demokrasi uygulaması, vatandaşlar arasında eşitliği sağlamış ama insanlar arasındaki eşitliği tanıyan bir aşamaya ulaşamamıştı.
Ortaçağda demokrasi adına ciddi adımlar atılmamıştır. Ortaçağa özgü kişi ve grup iktidarına dayalı oligarşik devlet uygulamaları, demokrasinin gelişmeme nedeni olmuştur. Eski Roma’nın, eski Yunan site devletlerinin demokrasi tecrübesinden yararlandığı görülür. Her ikisi de halk kitlelerine açılan bir demokrasi yerine aristokratların ve askerlerin iktidarına yol açan bir uygulama olmuştur.
alıntı
Antik Yunan’ın site devletlerinden Atina M.Ö. 6. ve 4. yüzyıllar arasında sistemin uygulama örneğine tanıklık etmiştir. Aristophones, Ksenophon, Sofokles, Epikür, Aristoteles, Eflatun ve Socrates’in düşünce olarak katkıda bulundukları demokrasi Atina’da bir çeşit yönetim sistemi olarak siyasi tarihteki yerini almıştır. Bu ilk uygulamanın zemini şehir devletinin temel belirleyicisi olan “site” dir. Site görünürde şehir halkının tümünü ifade eden bir kavram gibi olsa da gerçekte durum bundan farklıydı. Bir kere kadınlar ve köleler site halkının dışında kabul edildiklerinden halk kavramı toplumun tüm kesimlerini kapsamıyordu.
Atina sitesinde nüfusun bir kısmını esirler teşkil ederdi. Atina uygulaması büyük çoğunluğu site dışına itmekle kalmıyor, bu ilk örneğinde halk (demos) kavramın ayrıntılardan ayıklayarak adeta homojen bir anlama (elitizme) indirgiyordu. O bakımdan Atina’da “demos” buna hak kazanmış homojen bir kitledir. Bu homojen kitlenin sosyolojideki karşılığı “cemaat” “sınıf” ya da “klan”dır. Cemaatin sosyolojik bir olgu olduğu yerde ise birey yerine cemaatin ortak ruhu, irade ve çıkarları söz konusudur. Dolayısıyla böyle bir uygulamada bireyin çıkarları yerine sitenin çıkarları önde gelir.
Site, ortak iradesi, kolektif mülkiyet uygulaması ve doğal dayanışma boyutuyla bir çeşit cemaat toplumudur. O nedenle eski Yunan’da birey yok, klan, sınıf ve site vardır. Demokrasinin kamusal alanı olan gerçek zemininde işte bu tanımlanmış mensubiyetler yer alır. Oysa demokrasilerin ayırt edici öğesi bireydir, vatandaştır. Vatandaş kavramı aynı zamanda demokrasinin kamusal alanının en temel belirleyicisidir.
Betimlenen görünümüyle Eski Yunandaki demokrasi uygulaması, vatandaşlar arasında eşitliği sağlamış ama insanlar arasındaki eşitliği tanıyan bir aşamaya ulaşamamıştı.
Ortaçağda demokrasi adına ciddi adımlar atılmamıştır. Ortaçağa özgü kişi ve grup iktidarına dayalı oligarşik devlet uygulamaları, demokrasinin gelişmeme nedeni olmuştur. Eski Roma’nın, eski Yunan site devletlerinin demokrasi tecrübesinden yararlandığı görülür. Her ikisi de halk kitlelerine açılan bir demokrasi yerine aristokratların ve askerlerin iktidarına yol açan bir uygulama olmuştur.
alıntı