Son konular

E Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
56
Yaş
36
Coin
256,936
E Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları

EAMM: Daha geniş, pek şümullü, en umumî.

EÂZIM: Büyükler, ulu kişiler.

EB: Baba, ata.

EBB: Kuru ot, taze ot. Mera, otlak, çayır.

EBEDÂ: Ebedî olarak, ebediyyen.

EBEDÎ: Devamı, sonu olmayan. Ezelînin zıddı.

EBED-ŞÜMÛL: Ebedî içine alan.

EBEVEYN: Ana-baba.

EBRÂR: İyiler.

EBSÂR: "Basar"ın çoğulu. Gözler, görme hassaları.

EBTER: 1. Eksik, tamamlanmamış. 2. Dölsüz, çocuğu olmayan kimse.

EBU’L-BEŞER: İnsanlığın atası. Hz. Âdem.

EBU’L-HAYR: İyilik babası.

ECÂNÎB: Ecnebîler, yabancılar.

ECEL-İ KAZÂ: Tehlikeye uğramak suretiyle gelen ecel.

ECEL-İ MÜSEMMÂ: Allah tarafından tayin edilmiş ömrün sonunda gelen ecel.


ECİR: 1. Karşılık, ücret. 2. İyi bir amelin karşılığı olarak verilen manevî mükâfat.

ECR U MESUBÂT: Karşılık ve mükâfat. İyi amele karşılık Allah tarafından ahirette verilen sevap.

ECR U SAVÂB: Yapılan bir şeyin karşılığı olarak verilen ücret ve sevab.

ECR: Yapılan bir iş karşılığında verilen ücret.

ECRÂM U ECSÂM: Cansız varlıklar ve cisimler.

ECRÂM-I SEMÂVİYYE: Gök cisimleri, yıldızlar.

ECSÂM-I MUHTELİFE: Muhtelif cisimler.

ECSÂM-I SAKÎLE: Ağır cisimler.

ECSÂM-I SELÂSE NAZARİYESİ: Üç cisim nazariyesi.

ECZÂ: Cüzler. 1. Eczacılıkta kullanılan maddeler. 2. Bir kitabın parçaları. Kur’ân-ı Kerim’in cüzleri.

EDÂ: 1. Ödeme, verme. 2. Zamanında yerine getirme. 3. Tarz, üslûp.

EDÂ-İ EMANET: Emaneti yerine getirme.

EDAT: 1. Kendi kendine anlamı olmayıp isim ve fiillere katılarak anlam gösteren kelime. 2 Âlet.

EDEB-İ KUTSÎ: Kutsî edeb, iyi ahlâk.

EDEB-İ UBUDİYYET: Kulluk edebi.

EDGÂS U AHLÂM: Karışık rüyalar.

EDİLLE: Deliller.

EDİLLE-İ AKLİYYE: Aklî deliller.

EDİLLE-İ HAKK: Hak deliller, gerçek deliller.

EDİLLE-İ KÂTIA: Kesin deliller.

EDİLLE-İ ŞER’İYYE: Şer’î deliller; Kitap, sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukahadan ibaret dört delil.

EDİLLE-İİ İLMİYYE: İlmî deliler.

EDNÂ: Pek aşağı, en alçak.

EDVÂR: Devirler, çağlar.

EDYÂN-I BÂTILA: Bâtıl dinler. Hak olmayan dinler.

EDYÂN-I MÜNZELE: Allah tarafından gösterilen dinler.

EDYÂN-I SEMAVİYYE: Semavî dinler. Musevîlik, Hıristiyanlık ve İslâm dinleri.

EF’ÂL: Fiiller, işler.

EF’ÂL-i İBÂD: Kulların işleri.

EF’ÂL-İ KULÛB: Kalbin işleri, kalbe doğan çeşitli duygu ve düşünceler. Arapça’da kalbî fiiller (bilmek, görmek gibi) .

EFDÂL: Daha faziletli, en faziletli.

EFLÂK: 1. Felekler, gökler. 2. Her gezegene ait gök tabakaları.

EFRADINI CÂMİ AĞYÂRINI MANİ: Kendisine ait olanları toplayan, olmayanları dışarda bırakan.

EFSANE: Masal, destan, mitoloji.

EHAD: Bir, tek. Allah’ın sıfatlarından.

EHÂDÎS-İ ŞERİFE: Hz. Muhammed (s.a.v.)’in söz, hareket ve ikrarlarından meydana gelen hadis-i şerifler.

EHADİYYET: Birlik. Allah’ın her bir şeyde kendilerine ait sıfatı. Her şeyde birliğinin tecellisi.

EHAKK: Çok haklı, daha haklı.

EHASS: 1. En has, en özel. 2. En bayağı.

EHASS-I MAKSAT: En özel maksat.

EHL U İYÂL: Bir kimsenin geçindirmek zorunda olduğu aile efradı ve diğer kimseler.

EHL: 1. Sahip, malik, 2. Maharetli, usta. 3. Bİr yerde oturan. 4. Karıkocadan herbiri.


EHL-İ BEYT: Hz. Muhammed (s.a.v)’in ailesi, hane halkı, (Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin) .

EHL-İ BİD’AD: Dinde olmadığı halde sonradan çıkan şeylere uyanlar.

EHL-İ DİRÂYET: Zeka, bilgi, tecrübe ehli.

EHL-İ EHVÂ: Heva ehli, arzu ve isteklerine tabi olanlar.

EHL-İ İCTİHAD: Müctehid olan kişi, içtihad ehli.

EHL-İ İMAN: İman ehli.

EHL-İ İNSÂF: Merhametli, adil olanlar.

EHL-İ KARYE: Köylü, köy halkı.

EHL-İ KİTAP: Allah’ın gönderdiği kitaplara inananlar. Terim olarak yahudiler ve hıristiyanlar.

EHL-İ KÜFR: İnkârcılar.

EHL-İ SALİB: Haçlılar, hıristiyanlar.

EHL-İ SUFFE: Suffe ehli ki bunlar, Medine’deki Mescid-i Nebevî’nin sofasında kalırlar ve burada Hz. Peygamber’den dni öğrenirlerdi.

EHL-İ SÜNNET: Hz Muhammed (s.a.v.)’in yolunda gidenler, sün-nîler.


EHL-İ ZİMMET: İslâm devletinin himaye ve tabiiyyetinde bulunan hıristiyanlar.

EHLULLÂH: Allah’a itaat eden, Allah’ın sevdiği kimse, velî.

EHREMEN: Zerdüştîlerin inandıkları, kötülük ve karanlık tanrısı, şeytan, dev.

EHVEN-İ SIRREYN: İki gizliden en zararsızı.

EHVEN-İ ŞERR: Şerrin en hafif olanı.

EİMME: İmamlar.

EKÂLİM: İklimler, memleketler, ülkeler.

EKALLİYET: Azınlık, azlık.

EKÂNİM-İ SELÂSE: Hıristiyanların baba, oğul ve Ruhu’l-Kudüs’ten oluştuğuna inandıkları Allah. Allah, İsa, Ruhu’l-Kudüs üçlüsü.

EKBER: En büyük.

EKL: Yemek.

EKMEL: En mükemmel, eksiği olmayan, en olgun.

EKREMÜ’L-EKREMÎN: Cömertlerin en cömerdi. Çok kerim, çok cömert olan Allah.

ELFÂZ: Sözler.

ELFÂZ-I GARÎBE: Şaşılacak, tuhaf sözler.

EL-FURKAN: Kur’ân-ı Kerim.

EL-HAKK: 1. Gerçeğin ta kendisi, tam doğrusu. 2. Allah.

ELHÂN: Nağmeler, besteler.

ELHÂN-I TAYYİBE: Güzel nağmeler, güzel sesler.

EL-HÜDÂ: Hidayet, Kur’ân-ı Kerim.

ELVÂH: Levhalar, tablolar.

ELVÂN: Renkler, çeşitler.

EL-YEVM: Bugün.

EMÂN: 1. Eminlik, korkusuzluk. 2. Aman dileme. 3. Şikayet. 4. Rica.

EMÂNET-İ İLÂHİYYE: İlâhî emanetler.

EMİR, EMR: Buyruk.

EMN: Eminlik, korkusuzluk.

EMNİYYET-İ KÂMİLE: Tam güven, tam itimat.

EMR-İ Bİ’L-MA’RÛF VE NEHY-İ ANİ’L-MÜNKER: Dinin iyi gördüğü şeyleri emretmek ve kötü gördüğünden sakındırmak.

EMR-İ Bİ’L-MA’RUF: İyiliği emretmek.

EMSİLE: Misaller, örnekler.

EN’ÂM: Davar, koyun, keçi, sığır ve deve gibi hayvanlar.

ENBİYA: Peygamberler, nebîler.

ENE: Ben, benlik.

ENE’L-HAKK: "Ben hakkım" anlamına gelen ve ilk defa Hallac-ı Mansûr tarafından söylenen söz.

ENFÂL: "Nefel"in çoğulu. Harpte düşmandan alınan mallar, ganimetler. Kur’ân-ı Kerim’in 8. Sûresi.

ENFÜS: "Nefs"in çoğulu. Canlar, ruhlar.

ENFÜSÎ: Nefsî, nefiste meydana gelen, ferdî zihne ait bulunan, subjektif.

ENSÂR: Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Medineli arkadaşlarından olan ve muhacirlere yardım eden ashabı.

ENVÂ: Türler, çeşitler.

ENVÂ-I VÂHİDE: Bir çeşitten olma.

ERBÂB-I HALL-U AKD: Halife seçmeye yetkili olan kişiler. Medine halkının ileri gelenleri.

ERBÂB-I HASENAT: İyilik sahipleri.

ERCAH: Daha üstün, en üstün.

ERDÂN: "Beden"in çoğulu. Cisimler, vücutlar, gövdeler.

ERHÂM: 1. Kadınlardaki çocuk yatağı, rahimler. 2. Akrabalar.

ERHAM: Çok merhametli, çok acıyan.

ERKÂN: Rükunlar, esaslar, direkler, üniteler, bölümler.

ERVÂH: Ruhlar.

ERVÂH-I HABÎSE: Kötü ruhlar.

ERZEL-İ ÖMÜR: İhtiyarlığın sonları, bunaklık günleri.

ESAHH: Çok sahih, en doğru.

ESÂTİR: Efsaneler, masallar.

ESATÎR-İ EVVELÎN: Eskilerin masalları.

ESBÂB: Sebepler.

ESFEL-İ SÂFİLÎN: Cehennemin en alt tabakası, aşağının aşağısı.

ESHÂB VE ETBA: Sahabeler ve tabiin.

ESHÂB: Mümin olarak Hz. Muhammed (s.a.v.)’i gören ve mümin olarak ölen müslümanlar. (Bak: ASHAB) .

ESHÂB-I EYKE: Şuayb Peygamberin gönderildiği kavim.


ESHÂB-I HİCR: Salih Peygamberin gönderildiği kavim.

ESLÂF: "Selef"in çoğulu. Eskiler, yerlerine geçilmiş kimseler.

ESLÂF-I MÜFESSİRÎN: Eski müfessirler, geçmiş müfessirler.

ESLAH: En salih, en iyi, en uygun.

ESMÂ: Adlar, isimler.

ESMÂÜ’-HÜSNÂ: Allah’ın güzel isim ve sıfatları.

EŞBÂH: Benzeyenler, nazirler.

EŞCÂR: "Şecer"in çoğulu. Ağaçlar.

EŞHURU’L-HAC: Hac ayları. Şevval, Zilkade ve Zilhicce’nin ilk on gününden ibaret olan cem’an 70 gün İslâm’dan önce de Araplar bu günlerde Kâbe’yi ziyaret ederlerdi.

EŞHURU’L-HURUM: Haram aylar. Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları. İslâm’dan önce Araplar bu aylarda savaş yapmayı haram sayarlardı.

EŞRÂF: Soylulular, şerefliler.

EŞRÂR: Şerliler, kötüler.

EŞRÂT-I SAAT: Kıyamet alâmet-leri.

ETFÂL: Çocuklar.

EVÂMİR U NEVÂHÎ: Emirler ve yasaklar.

EVÂMİR-İ CİHÂD: Cihad emirleri.

EVÂMİR-İ İLÂHİYYE: İlâhî emirler.

EVÂMİR-İ SÂBIKA: Eski emirler.

EVHÂM: Vehimler ve hayaller. Kuruntular ve gerçek dışı şeyler.

EVLÂ VE EFDÂL: Daha iyi ve daha faziletli.

EVLÂ VE ESLÂH: En iyi ve en uygun.

EVLÂ: Birinci, başta gelen. En iyi.

EVLİYA: Velînin çoğulu. Allah’ın ermiş kulları.

EVLİYÂ-YI UMÛR: İş başında olan kimseler.

EVSÂF U ŞERÂİT: Vasıflar ve şartlar.

EVSAF: Vasıflar, özellikler.

EVSAT: Orta.

EVVEL U ÂHİR: Önce ve sonra.

EVVELEN: Evvelâ, birinci olarak.

EYTÂM VE ERÂMİL: Yetimler ve dullar.

EYYÂM EN MA’LÛMAT: Bilinen günler.

EYYÂM: Günler.

EYYÂM-I MA’DÛDÂT: Sayılı günler; Ramazan ayının bütün günleri.

EYYÂM-I NAHR: Kurban Bayramı’nın ilk üç günü.

EYYÂM-I TEŞRİK (Eyyâmü’t-teşrik): Kurban Bayramı’nın ilk gününden sonraki üç gün.

EZELİYET: Başlangıcı olmama. Ezeliyeti Müş’ir: Başlangıcı bildiren.

EZMÂN: Zamanlar, vakitler.

EZMİNE: Zamanlar, çağlar.

EZ-ZİKR: Kur’ân-ı Kerim’in adlarından biri.
 
Üst Alt