Edward Bradford Titchener Kimdir?(1867-1927)
Titchener hayatının en üretken yıllarını New York'ta, Cornell Üniversitesi’nde geçirdi. Derslerine daima cübbesiyle giren Titchener için her ders heyecan verici bir eserdi Her bir sunuş Titchener'in tetikteki bakışları altında, asistanları tarafından dikkatle hazırlanırdı. Titchener'in tüm derslerine devam eden personel ve fakültenin üçüncü sınıf öğrencileri ön sıralarda oturmak üzere bir kapıdan girerken diğeri bir kapıdan profesör gelir ve doğrudan konferans kürsüsüne ilerlerdi. Daha sonra ders fakülte ve yüksek lisans öğrencileri tarafından vakur bir şekilde tartışılırdı.
Titchener Oxford cübbesinin ona dogmatik olma hakkını verdiğini varsayıyordu. Sadece iki yılını Wundt'la geçirmiş olmasına rağmen Titchener otokratik doğası, ders verme şekli ve hatta sakallı görünüşü gibi pek çok yönden hocasına benzerdi. Titchener İngiltere'nin, Chichester bölgesinde oldukça fakir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi Eğitimini sürdürebilmek için burs kazanma noktasında dikkati çeken zihinsel kabiliyetlerine güvendi. Önce Malvern Koleji'ne ardından Oxford'a devam etti Oxford'da dört yıl boyunca tarih ve Eski Yunan-Latin edebiyatı eserleri eğitimi gördü, beşinci yıl fizyolojide araştırma asistanı oldu.
Titchener Oxford'da iken Wundt’un yeni psikolojisiyle ilgilenmeye başladı. Bu ilgi üniversitedeki birisinin cesaretlendirmesi veya bu ilgiyi paylaşması sonucu oluşmamıştı. Çok tabii olarak gelişen bu ilginin sonucunda "bilim hacılarının" hep ulaşmak, görmek istedikleri yer olan Leipzig'e doğru yola çıkan Wundt'la birlikte iki yıl çalıştı ve 1892'de doktora derecesini alarak oradan ayrıldı Titchener hocasını çok kısa bir süre görmüş olmasına rağmen, şüphesiz Wundt gene öğrencisi üzerinde ömür boyu sürecek bir etki bırakmıştı. (Wundt, Titchener'den 35 yaş büyüktü ve oldukça mesafeli bir insandı). Leipzig'de geçirdiği yıllar Titchener'in ve onun pek çok öğrencisinin psikolojideki geleceklerini belirlemişti. Titchener Amerikan psikolojisi üzerinde de bir etki bırakmış olmasına rağmen ileride göreceğimiz gibi, psikoloji Amerika'da kendine has bir rota izliyordu ve bu rota Titchener'in yaklaşımından oldukça farklıydı.
Titchener doktora derecesini aldıktan sonra yeni psikolojinin İngiltere'deki öncüsü olmak istedi. Oysa İngilizler kendi gözde felsefi konuları dışındaki bilimsel yaklaşımlara karşı oldukça kuşkucu tavır takınan insanlardı. Bu nedenle, Oxford'da biyoloji bölümünde öğretim görevlisi olarak geçirdiği birkaç ayın ardından, psikoloji eğitimi vermek ve Cornell Üniversitesi'ndeki laboratuarı idare etmek üzere ABD'ye gitti. O sırada 25 yaşındaydı ve hayatının geri kalan kısmını Cornell'de geçirdi.
1893-1900 yılları laboratuarın geliştirilmesi, teçhizat sağlanması, araştırmaların yürütülmesi ve 62 makalenin yazılmasıyla geçti. Cornell çok sayıda öğrencinin ilgisini çektikçe, Titchener her bir araştırma çalışmasına kişisel olarak katılma gibi zaman alıcı görevlerden elini çekti ve sonraki yıllarda araştırmalar neredeyse öğrencileri tarafından yürütüldü.
Titchener öğrencilerinin araştırmalarını idare ederek, sistematik düşüncelerini ve tasarılarını gerçekleştirmeye başladı. Otuz beş yıl boyunca psikoloji alanında elliden fazla doktora adayına danışmanlık yaptı. Öğrencilerin araştırma problemlerinin seçiminde otoritesini kullandı ve onlara o sırada ilgilendiği meselelerle ilgi konular tahsis etti. Titchener bu yolla bütünleştirilmiş sistematik bir durum oluşturdu ve sözü edilen donemde mezun olan tüm öğrencilerin onun fikirleri üzerine kollektif bir şekilde çalıştıkları düşünüldü. Titchener adeta en tepesinde oturup, yalnızca bilimsel psikolojinin adına layık olduğunu düşündüğü çalışmaları yönettiği fildişi bir kule kurmuştu.
Titehener'in biyografisi 216 makale, çok sayıda not ve kitap içerir. Üstadı Wundt'un eserlerini tercüme etti ve Fizyolojik Psikolojinin İlkeleri'nin üçüncü baskısının tercümesini tamamladığında Wundt'un yeni bir baskıyı bitirdiğini öğrendi. Ardından dördüncü baskıyı tercüme etti, ne var ki bu sırada yorulmak bilmeyen Wundt besinci baskıyı yayımlamıştı.
Titchener 1896 yılında Psikolojiye Bir Bakış, 1898 yılında Psikolojiye Q-n^(W ve 1901-1905 yılları arasında dört ciltlik Deneysel Psikoloji'yi yazdı. Kulpe'nin bu son çalışmayı "İngiliz dilinde en fazla bilgi içeren psikoloji çalışması 413) olarak nitelendirdigi sdylenir
Adeta "elkitabı" niteliğinde olan Deneysel Psikoloji ciltleri psikolojide laboratuar çalışmasının gelişmesine ve hızlanmasına yardim etti ve davranışçılığın kurucusu olan John B. Watson'da dahil olmak üzere Amerikalı deneysel psikologların bir neslini çokça etkiledi. Bu kitaplar oldukça ilgi gördü ve ki-; Rusça’ya, İtalyanca’ya, Almanca'ya, İspanyolca’ya ve Fransızca’ya tercüme edildi.
Titchener zamanını ve enerjisini psikolojiden başka alanlarda yöneltecek hobilerle de uğraşıyordu. Müzikte oldukça ustaydı, hatta her Pazar akşamı evinde küçük bir konser veriyordu ve bir seferinde Cornell'de müzik departmanı kurulmadan önce bir müzik profesörünün yerine geçmişti. Madeni para koleksiyonuna duyduğu yoğun ilgiye onun tipik titizliği de eklenince, madeni paraların üzerindeki karakterleri öğrenebilmek için Cince ve Arapça gibi güç dilleri öğrendi. Klasik dillere ait bilgisine ek olarak, Rusça da dahil olmak üzere yarım düzine modern dilin erbabıydı. Is. hayati boyunca Titchener meslek arkadaşlarıyla ciltler dolusu yazışmaya devam etmiştir. Bu mektupların çoğu Titchener tarafından daktiloyla yazılmıştır ve üzerlerine el yazması notlar almıştır.
Titchener yaşlandıkça sosyal hayattan ve üniversite hayatından daha çok çekildi. Pek çok fakülte üyesi onu hiç görmemiş veya onunla karşılaşmamış olmalarına rağmen, Cornell'de yaşayan bir efsane haline gelmişti. Çalışmalarının çoğunu evinde yapıyor ve üniversitede nispeten daha az zaman harcıyordu. 1909 yılından sonra her bir eğitim yılının bahar döneminde sadece Pazartesi akşamları ders verdi. Dış dünyadan gelen müdahalelere karşı evindeki çalışma ortamı iyi korunmuştu. Karısı telefonla arayan herkesi bir elemeye tabi tutardı ve anlaşılmıştı ki hiçbir öğrencisi çok acil durumlar dışında ona telefon edemezdi.
Otokratik olmaya meylettiği halde öğrencilere ve meslektaşlarına karşı kendisinin layık olduğunu da hissettiğini hürmet ve saygıyı göstermeleri şartıyla, yardımsever ve nazikti. Gene fakülte üyelerinin ve öğrencilerinin onun arabasını nasıl yıkadıkları ve yaz aylarında onu güneşten koruyucu perdeleri penceresine nasıl yerleştirdiklerine dair hikayeler anlatılır. Fakat onlar bu işleri emir üzerine değil, ona olan saygı ve hayranlıkları sebebiyle yapıyorlardı
Eski bir öğrenci olan Karl Dallenbach, Titchener'in şöyle söylediğini ifade etmiştir. "Bir adam puro içmeyi öğrenene kadar bir psikolog olmayı aklına getirmesin." Bundan dolayı öğrencilerin büyük çoğunluğu, en azından Titchener oradaysa, puro içerdi.
Titchener'in kendi grubu dışındaki psikologlarla olan ilişkileri hiçbir zaman çok yakın olmamıştı. Amerikan Psikoloji Derneği'ne 1892 yılında kurucu üye seçilmesinden kısa bir süre sonra görevinden istifa etti. Çünkü birlik, onun fikir hırsızlığıyla suçladığı bir üyeyi kovmayı reddetmişti. Söylendiğine göre bir arkadaşı Titchener'in Derneğe ödemesi gereken aidatı birkaç yıl ödemiş, böylece adı listelerde kalmıştır.
1904 yılında "Titchener'in Deneycileri" adi verilen bir grup psikolog araştırma notlarını karsılaştırmak amacıyla düzenli aralıklarla toplanmaya başladılar. Titchener hem bu toplantılarda ele alınacak konulan hem de çağrılacak konukları seçti, toplantıları idare etti. Bu toplantıların önemli bir kuralı hiçbir kadının kabul edilmemesiydi. Öğrencisi E. G. Boring'in anlattığına göre Titchener "kadınların bulunmadığı, sigara dumanı dolu bir odada konuların sözel raporlar halinde müzakere edilmesini isterdi. Sözel raporlarla eleştiri yapmak, fikir ayrılıklarını ortaya koymak ve gerekirse konuyu bölmek daha kolaydı. 1904 yılında Deneyciler grubunun oluşturulduğu yıllarda kadınlar sigara içmek içim çok temiz olarak addediliyorlardı.
Pennsylvania’daki Beryn Macar Koleji'nden birkaç kız öğrenci bu toplantılara katılmak istemiş, fakat kendilerinden toplantıyı terk etmeleri istenmişti.: Bir defasında odadaki bir masanın altına saklanarak toplantı boyunca orada kalmayı başarmışlardı. Boring'in nişanlısı ve başka bir kadın yandaki odada beklemişler ve aralık kalan kapıdan gelen konuşmaları dinleyerek sansürsüz erkek psikolojisinin neye benzediğini öğrenmişlerdi.
Titchener Deneyciler toplantılarına kadınları kabul etmemeye devam etmesine rağmen, kadınların haklarını savunuyordu. Harward ve Columbia Üniversiteleri o donemde kadınları yüksek lisans ve doktora programlarına kabul etmezken Titchener onları programlarına almıştı. Doktora derecesini alan 56 öğrencinin üçte birinden fazlası kadındı. Titchener ayrıca kadınların fakülte üyesi olarak alınmasından yanaydı ki, bu düşünce meslektaşlarının çoğu tarafından fazla radikal görülmüştü. Bir defasında dekanın itirazına rağmen bir kadının fakülte üyeliğine kabulü için çok ısrar etmişti. Psikolojide doktora derecesini alan ilk kadın Titchener'in ilk doktora öğrencisi Margaret Flay Washburn idi. "Benimle ne yapacağını tamamen biliyor değildi" şeklinde hatırlıyordu Washburn. M. F. Washburn aslında Columbia Üniversitesini seçmişti fakat bu üniversite kadınları lisansüstü öğrencisi olarak kabul etmek istememişti. Titchener onu kabul etti ve Washburn Amerikan Psikoloji Derneği’nin başkanlığı da dahil olmak üzere bu alanda parlak bir kariyer yaptı.
1910 yılı civarında Titchener kendi sistematik bakış açısının titiz bir açıklamasını yapmak niyetiyle çalışmaya başladı. Birkaç bölümü bir dergide yayınlanmış olmasına rağmen, ne yazık ki, bu çalışma hiç tamamlanamadı. Yazdıkları kendisinin ölümünden sonra bir kitapta basıldı (1929). Titchener altmış yaşındayken bir beyin tümörü sebebiyle öldü.
Titchener hayatının en üretken yıllarını New York'ta, Cornell Üniversitesi’nde geçirdi. Derslerine daima cübbesiyle giren Titchener için her ders heyecan verici bir eserdi Her bir sunuş Titchener'in tetikteki bakışları altında, asistanları tarafından dikkatle hazırlanırdı. Titchener'in tüm derslerine devam eden personel ve fakültenin üçüncü sınıf öğrencileri ön sıralarda oturmak üzere bir kapıdan girerken diğeri bir kapıdan profesör gelir ve doğrudan konferans kürsüsüne ilerlerdi. Daha sonra ders fakülte ve yüksek lisans öğrencileri tarafından vakur bir şekilde tartışılırdı.
Titchener Oxford cübbesinin ona dogmatik olma hakkını verdiğini varsayıyordu. Sadece iki yılını Wundt'la geçirmiş olmasına rağmen Titchener otokratik doğası, ders verme şekli ve hatta sakallı görünüşü gibi pek çok yönden hocasına benzerdi. Titchener İngiltere'nin, Chichester bölgesinde oldukça fakir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi Eğitimini sürdürebilmek için burs kazanma noktasında dikkati çeken zihinsel kabiliyetlerine güvendi. Önce Malvern Koleji'ne ardından Oxford'a devam etti Oxford'da dört yıl boyunca tarih ve Eski Yunan-Latin edebiyatı eserleri eğitimi gördü, beşinci yıl fizyolojide araştırma asistanı oldu.
Titchener Oxford'da iken Wundt’un yeni psikolojisiyle ilgilenmeye başladı. Bu ilgi üniversitedeki birisinin cesaretlendirmesi veya bu ilgiyi paylaşması sonucu oluşmamıştı. Çok tabii olarak gelişen bu ilginin sonucunda "bilim hacılarının" hep ulaşmak, görmek istedikleri yer olan Leipzig'e doğru yola çıkan Wundt'la birlikte iki yıl çalıştı ve 1892'de doktora derecesini alarak oradan ayrıldı Titchener hocasını çok kısa bir süre görmüş olmasına rağmen, şüphesiz Wundt gene öğrencisi üzerinde ömür boyu sürecek bir etki bırakmıştı. (Wundt, Titchener'den 35 yaş büyüktü ve oldukça mesafeli bir insandı). Leipzig'de geçirdiği yıllar Titchener'in ve onun pek çok öğrencisinin psikolojideki geleceklerini belirlemişti. Titchener Amerikan psikolojisi üzerinde de bir etki bırakmış olmasına rağmen ileride göreceğimiz gibi, psikoloji Amerika'da kendine has bir rota izliyordu ve bu rota Titchener'in yaklaşımından oldukça farklıydı.
Titchener doktora derecesini aldıktan sonra yeni psikolojinin İngiltere'deki öncüsü olmak istedi. Oysa İngilizler kendi gözde felsefi konuları dışındaki bilimsel yaklaşımlara karşı oldukça kuşkucu tavır takınan insanlardı. Bu nedenle, Oxford'da biyoloji bölümünde öğretim görevlisi olarak geçirdiği birkaç ayın ardından, psikoloji eğitimi vermek ve Cornell Üniversitesi'ndeki laboratuarı idare etmek üzere ABD'ye gitti. O sırada 25 yaşındaydı ve hayatının geri kalan kısmını Cornell'de geçirdi.
1893-1900 yılları laboratuarın geliştirilmesi, teçhizat sağlanması, araştırmaların yürütülmesi ve 62 makalenin yazılmasıyla geçti. Cornell çok sayıda öğrencinin ilgisini çektikçe, Titchener her bir araştırma çalışmasına kişisel olarak katılma gibi zaman alıcı görevlerden elini çekti ve sonraki yıllarda araştırmalar neredeyse öğrencileri tarafından yürütüldü.
Titchener öğrencilerinin araştırmalarını idare ederek, sistematik düşüncelerini ve tasarılarını gerçekleştirmeye başladı. Otuz beş yıl boyunca psikoloji alanında elliden fazla doktora adayına danışmanlık yaptı. Öğrencilerin araştırma problemlerinin seçiminde otoritesini kullandı ve onlara o sırada ilgilendiği meselelerle ilgi konular tahsis etti. Titchener bu yolla bütünleştirilmiş sistematik bir durum oluşturdu ve sözü edilen donemde mezun olan tüm öğrencilerin onun fikirleri üzerine kollektif bir şekilde çalıştıkları düşünüldü. Titchener adeta en tepesinde oturup, yalnızca bilimsel psikolojinin adına layık olduğunu düşündüğü çalışmaları yönettiği fildişi bir kule kurmuştu.
Titehener'in biyografisi 216 makale, çok sayıda not ve kitap içerir. Üstadı Wundt'un eserlerini tercüme etti ve Fizyolojik Psikolojinin İlkeleri'nin üçüncü baskısının tercümesini tamamladığında Wundt'un yeni bir baskıyı bitirdiğini öğrendi. Ardından dördüncü baskıyı tercüme etti, ne var ki bu sırada yorulmak bilmeyen Wundt besinci baskıyı yayımlamıştı.
Titchener 1896 yılında Psikolojiye Bir Bakış, 1898 yılında Psikolojiye Q-n^(W ve 1901-1905 yılları arasında dört ciltlik Deneysel Psikoloji'yi yazdı. Kulpe'nin bu son çalışmayı "İngiliz dilinde en fazla bilgi içeren psikoloji çalışması 413) olarak nitelendirdigi sdylenir
Adeta "elkitabı" niteliğinde olan Deneysel Psikoloji ciltleri psikolojide laboratuar çalışmasının gelişmesine ve hızlanmasına yardim etti ve davranışçılığın kurucusu olan John B. Watson'da dahil olmak üzere Amerikalı deneysel psikologların bir neslini çokça etkiledi. Bu kitaplar oldukça ilgi gördü ve ki-; Rusça’ya, İtalyanca’ya, Almanca'ya, İspanyolca’ya ve Fransızca’ya tercüme edildi.
Titchener zamanını ve enerjisini psikolojiden başka alanlarda yöneltecek hobilerle de uğraşıyordu. Müzikte oldukça ustaydı, hatta her Pazar akşamı evinde küçük bir konser veriyordu ve bir seferinde Cornell'de müzik departmanı kurulmadan önce bir müzik profesörünün yerine geçmişti. Madeni para koleksiyonuna duyduğu yoğun ilgiye onun tipik titizliği de eklenince, madeni paraların üzerindeki karakterleri öğrenebilmek için Cince ve Arapça gibi güç dilleri öğrendi. Klasik dillere ait bilgisine ek olarak, Rusça da dahil olmak üzere yarım düzine modern dilin erbabıydı. Is. hayati boyunca Titchener meslek arkadaşlarıyla ciltler dolusu yazışmaya devam etmiştir. Bu mektupların çoğu Titchener tarafından daktiloyla yazılmıştır ve üzerlerine el yazması notlar almıştır.
Titchener yaşlandıkça sosyal hayattan ve üniversite hayatından daha çok çekildi. Pek çok fakülte üyesi onu hiç görmemiş veya onunla karşılaşmamış olmalarına rağmen, Cornell'de yaşayan bir efsane haline gelmişti. Çalışmalarının çoğunu evinde yapıyor ve üniversitede nispeten daha az zaman harcıyordu. 1909 yılından sonra her bir eğitim yılının bahar döneminde sadece Pazartesi akşamları ders verdi. Dış dünyadan gelen müdahalelere karşı evindeki çalışma ortamı iyi korunmuştu. Karısı telefonla arayan herkesi bir elemeye tabi tutardı ve anlaşılmıştı ki hiçbir öğrencisi çok acil durumlar dışında ona telefon edemezdi.
Otokratik olmaya meylettiği halde öğrencilere ve meslektaşlarına karşı kendisinin layık olduğunu da hissettiğini hürmet ve saygıyı göstermeleri şartıyla, yardımsever ve nazikti. Gene fakülte üyelerinin ve öğrencilerinin onun arabasını nasıl yıkadıkları ve yaz aylarında onu güneşten koruyucu perdeleri penceresine nasıl yerleştirdiklerine dair hikayeler anlatılır. Fakat onlar bu işleri emir üzerine değil, ona olan saygı ve hayranlıkları sebebiyle yapıyorlardı
Eski bir öğrenci olan Karl Dallenbach, Titchener'in şöyle söylediğini ifade etmiştir. "Bir adam puro içmeyi öğrenene kadar bir psikolog olmayı aklına getirmesin." Bundan dolayı öğrencilerin büyük çoğunluğu, en azından Titchener oradaysa, puro içerdi.
Titchener'in kendi grubu dışındaki psikologlarla olan ilişkileri hiçbir zaman çok yakın olmamıştı. Amerikan Psikoloji Derneği'ne 1892 yılında kurucu üye seçilmesinden kısa bir süre sonra görevinden istifa etti. Çünkü birlik, onun fikir hırsızlığıyla suçladığı bir üyeyi kovmayı reddetmişti. Söylendiğine göre bir arkadaşı Titchener'in Derneğe ödemesi gereken aidatı birkaç yıl ödemiş, böylece adı listelerde kalmıştır.
1904 yılında "Titchener'in Deneycileri" adi verilen bir grup psikolog araştırma notlarını karsılaştırmak amacıyla düzenli aralıklarla toplanmaya başladılar. Titchener hem bu toplantılarda ele alınacak konulan hem de çağrılacak konukları seçti, toplantıları idare etti. Bu toplantıların önemli bir kuralı hiçbir kadının kabul edilmemesiydi. Öğrencisi E. G. Boring'in anlattığına göre Titchener "kadınların bulunmadığı, sigara dumanı dolu bir odada konuların sözel raporlar halinde müzakere edilmesini isterdi. Sözel raporlarla eleştiri yapmak, fikir ayrılıklarını ortaya koymak ve gerekirse konuyu bölmek daha kolaydı. 1904 yılında Deneyciler grubunun oluşturulduğu yıllarda kadınlar sigara içmek içim çok temiz olarak addediliyorlardı.
Pennsylvania’daki Beryn Macar Koleji'nden birkaç kız öğrenci bu toplantılara katılmak istemiş, fakat kendilerinden toplantıyı terk etmeleri istenmişti.: Bir defasında odadaki bir masanın altına saklanarak toplantı boyunca orada kalmayı başarmışlardı. Boring'in nişanlısı ve başka bir kadın yandaki odada beklemişler ve aralık kalan kapıdan gelen konuşmaları dinleyerek sansürsüz erkek psikolojisinin neye benzediğini öğrenmişlerdi.
Titchener Deneyciler toplantılarına kadınları kabul etmemeye devam etmesine rağmen, kadınların haklarını savunuyordu. Harward ve Columbia Üniversiteleri o donemde kadınları yüksek lisans ve doktora programlarına kabul etmezken Titchener onları programlarına almıştı. Doktora derecesini alan 56 öğrencinin üçte birinden fazlası kadındı. Titchener ayrıca kadınların fakülte üyesi olarak alınmasından yanaydı ki, bu düşünce meslektaşlarının çoğu tarafından fazla radikal görülmüştü. Bir defasında dekanın itirazına rağmen bir kadının fakülte üyeliğine kabulü için çok ısrar etmişti. Psikolojide doktora derecesini alan ilk kadın Titchener'in ilk doktora öğrencisi Margaret Flay Washburn idi. "Benimle ne yapacağını tamamen biliyor değildi" şeklinde hatırlıyordu Washburn. M. F. Washburn aslında Columbia Üniversitesini seçmişti fakat bu üniversite kadınları lisansüstü öğrencisi olarak kabul etmek istememişti. Titchener onu kabul etti ve Washburn Amerikan Psikoloji Derneği’nin başkanlığı da dahil olmak üzere bu alanda parlak bir kariyer yaptı.
1910 yılı civarında Titchener kendi sistematik bakış açısının titiz bir açıklamasını yapmak niyetiyle çalışmaya başladı. Birkaç bölümü bir dergide yayınlanmış olmasına rağmen, ne yazık ki, bu çalışma hiç tamamlanamadı. Yazdıkları kendisinin ölümünden sonra bir kitapta basıldı (1929). Titchener altmış yaşındayken bir beyin tümörü sebebiyle öldü.