Allerjik ve İrritan Kontakt Dermatit (Allerjik Cilt Hastalıkları)
Dermatit, derinin üst tabakasının inflamasyonudur (yangısıdır). Derinin zararlı sayılan bir uyarana karşı verdiği yanıttır. Uyaranın gerçekten zararlı olması gerekmez. Bu tepki, uyaranı etkisizleştirmek üzere verilir.
Erişkinler arasında, ekzemanın en çok rastlanan tipi kontakt dermatittir. İki tip kontakt dermatit vardır; bunlar alerjik kontakt dermatit ve irritan kontakt dermatittir. Her ikisi de zararlı maddelerin direkt teması ile ortaya çıktığından klinik olarak ayrımları zordur.
Kontakt dermatitin üstesinden gelebilmek için bu zararlı maddeler ile temas durumunun ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Alerjik Kontakt Dermatit
Önceden herhangi bir allerjen maddenin teması ile duyarlanmış deriye aynı maddenin tekrar temas etmesi ile ortaya çıkan immünolojik (bağışıklık sistemi tarafından başlatılan) bir reaksiyondur. Kontakt dermatit tanısı konan hastaların yaklaşık % 25-30 kadarını alerjik kontakt dermatit oluşturmaktadır.
Allerjik kontakt dermatit çoğunlukla allerjiye eğilimli kişilerde görülür. Derinin travmatize ve enfekte olması halinde allerjenin deriyi geçisi artar ve duyarlılık çok daha kolay gelişir. Özellikle lokal olarak uygulanan ilaçlara bağlı olarak alerjik kontakt dermatit gelişme riski yüksektir. Görülen karakteristik kırmızı, kaşıntılı ve bazen sulantılı ekzematöz lezyonlar belirli allerjenlerle direkt temas sonrası ortaya çıkmaktadır.
Allerjik kontakt dermatit her yaşta görülebilir. Çevresel faktörler nedeniyle kadınlarda erkeklerden biraz daha sık rastlanır. Kadınlarda kozmetiklerden, erkeklerde ise daha ziyade mesleksel olarak karşılaştıkları maddelerden meydana gelmektedir. Ayrıca gençlerde mesleki ve kozmetik allerjenler daha sık etken olurken, yaşlılarda topikal ilaçlar ön sırayı almaktadır.
Allerjik kontakt dermatit’e neden olan başlıca allerjenler; antiseptik ajanlar,nikel,kauçuk, kumaş boyaları, bitkiler (zehirli sarmaşık), elementler, giysiler, ayakkabılar, kozmetikler, lastik, plastik, lokal uygulanan ilaçlar, güneşten koruyucular ve parfümlerdir.
Bir allerjene karşı meydana gelen duyarlılık haftalarca, yıllarca hatta aşırı duyarlılıkta bütün bir ömür boyu devam edebilir. Kontakt duyarlılığı olan kişilerde allerjen ile tekrar temas sıklığına ve temas süresine bağlı olarak dermatit’te akut alevlenme ve iyileşme dönemleri izlenir.
Neden olan allerjen ile temas tamamen kesilirse dermatit genellikle birkaç hafta içinde iyileşir. Allerjen ile temas devam ederse dermatit kronikleşir. Allerjik kontakt dermatit’in belirli bir vücut bölgesine lokalizasyonu ve klinik görünümü, genellikle allerjen maddenin tanımlanması yönünden ipucu verebilir.
İrritan Kontakt Dermatit
Deriye dışardan temas eden bir takım irritan (tahriş edici) maddelerin oluşturduğu lokal eflamatuar ve immünolojik olmayan, yani bağışıklık sistemi tarafından başlatılmayan, bir reaksiyondur. Tüm kontakt dermatit olgularının ortalama %70’ini oluşturur. Maddelerin toksik etkisine bağlı olarak ortaya çıkar. Önceden duyarlılık (sensitizasyon) kazanılmış olması gerekmediğinden maddeyle ilk kez temas edilmesi sonrasında bile meydana gelebilir. Tahriş edici bir madde yeterli süre ve miktarda deriye temas ettiğinde, deride hücre harabiyetine ve inflamasyona neden olur. İrritan madde öncelikle derinin en üst tabakasının yapısını bozar, derideki yağları çözer ve derinin su tutma kapasitesini değiştirir. Bu nedenle deri kurur, koruyucu yapısı bozulur ve elastikliği kaybolur. İrritanlar daha sonra derinin daha derin kısımlarındaki canlı hücrelerinin hasarına yol açarlar.
Her irritan maddenin reaksiyon gösterebileceği bir konsantrasyon eşiği vardır. Bu eşiği aşan irritan bir madde ile temas sonrası birkaç dakika ile birkaç saat içinde irritan kontakt dermatit meydana gelir. Kuvvetli irritan maddeler ilk temasta hemen herkeste dermatit oluştururken, zayıf irritanlar genellikle tekrarlayan temaslar sonrası dermatit oluştururlar. Aşırı nemden dolayı yıpranmış, ısıya, soğuğa, basınca ve tahrişe maruz kalmış deri irritan dermatite yatkındır. Kuru ve ince derinin irritasyonlara karşı reaksiyonu daha fazladır.
İrritan Kontakt Dermatite Neden Olabilecek Maddeler Nelerdir?
En çok irritan kontakt dermatit oluşturanlar, günlük yaşamda çok sık karşılaştığımız maddeler olan su ve sabundur. Su kurutucu olup, erozyona uğramış derilerde hücre hasarına neden olur. Sert sularda bulunan kireç ve magnezyum gibi maddeler de derinin çatlaklarında birikerek mekanik tahrişe neden olurlar. Sabunlar deriyi alkalileştirir (nötr yapısını bozar) ve yağdan arındırarak kalsiyum ile magnezyum çökmesine yol açarlar.
İrritan kontakt dermatit oluşturan başlıca irritan maddeler; su, sabun, deterjanlar, alkaliler, asitler (sülfürik asit, asetik asit, hidroklorik asit, nitrik asit), organik çözücüler (beyaz ispirto, dizel yağı, fueloil, gaz, tiner, benzen, aseton), okside edici ajanlar (benzoil peroksit, sodyum hipoklorit), bitkiler (turunçgillerin kabuğu, sarımsak, baharatlar, soğan), fiziksel ve mekanik faktörler (sıcak, soğuk, rüzgar, nem, güneş ışığı), flasterler ve topikal (katran, antralin, potasyum permanganat, jansiyon moru) ilaçlardır.
El sırtları, parmakların avuç içine bakan tarafları, bilekler ve ön kol kısımları irritanlar ile en sık temas eden yerler olmalarından ötürü, hastalıktan en sık etkilenen yerlerdir. Bu tip dermatitin erken evrelerinde, irritan maddelerin sık birikim yaptığı parmak arası boşluklarında kurumalar görülür. Eğer irritan madde ile temas devam ederse elin bütünü etkilenebilir ve etkilenen deride acı, hassasiyet ve hareket kısıtlılığı gelişir.
Bazı mesleklerin, kontakt dermatit açısından yüksek risk içerdikleri bilinmektedir. Kronik kontakt dermatit açısından yüksek riskli olan meslek gruplarından bazıları ;
Fırıncılar, doktorlar, hemşireler, hastane çalışanları, kasaplar, temizlik işçileri, aşçılar, inşaat işçileri, diş teknisyenleri, balıkçılar, bahçıvanlar, kuaförler, metal işçileri, motor -mekanik işçileri (örn. oto tamircileri), matbaa işçileridir.
Gerek alerjik kontakt dermatit gerekse irritan kontakt dermatitte önemli olan olaya neden olan maddelerin tespiti ve bu maddeler ile temastan kaçınılmasıdır. Hastalar kullanım konusunda, işverenler ise koruyucu kremler, giyecek malzemesi ve özel temizlik uygulamaları gibi koruyucu önlemler konusunda eğitilmelidirler. Şiddetli vakalarda, meslek değişimi önerilebilir.
Atopik Dermatit ( Ekzema ) Nedir ?
Kronik, tekrarlayan kaşıntılı döküntülerdir. Aktif lezyonlar tüm vücütta yaygın veya bir bölgede sınırlı olabilir. Bunlar pembe renkli, sulantılı, kaşıntılı lezyonlar şeklinde olabilir. Aşırı kaşınma sonucu enfekte olabilirler. Lezyonların sürekli olarak nüks ettiği veya iyileşmediği dönemlerde cilt kalınlaşması, çizgilenmesi, soyulmalar ve renk koyulaşması olabilir.
Hastalığın başlangıç yaşına göre lezyonların vücuttaki dağılımı farklılık gösterir.
1. İnfantil ( bebeklik dönemi ) Atopik Dermatit: 2 ay-2 yaş arası çocuklarda görülür. Lezyonlar özellikle yüzde ( sıklıkla yanaklarda ), saçlı deride, boyunda, sırtta, diz ve dirsek bölgelerinde oluşur. Bu dönemde başlayan hastalık 3 yaşında iyileşebilir veya ileri çocukluk yaşlarında da devam edebilir.
2. Çocukluk Çağı Atopik Dermatiti: 2-12 yaşlar arasında görülür. Cilt lezyonları sıklıkla dirsek önü, diz arkası, boyun, el bileği ve ayak bileğinde görülür. Lezyoların olduğu cilt bölgelerinde kuruluk, çizgilenme, sulanma ve kaşıntı vardır.
3. Erişkin Dönemi Atopik Dermatiti: Çocukluk çağı atopik dermatitinin devam etmesi veya ilk kez 12-20 yaşlar arasında başlayan cilt hastalığı şeklinde ortaya çıkabilir. Cilt lezyonları sıklıkla dirsek önü ve diz arkasında bulunur. Bazen ellerde de olabilir. Genellikle ciltte çizgilenme, kalınlaşma ve rengin kahverengileşmesine neden olur. Bazen göz çevresi ve ağız çevresinde kuruluk ve cildin dökülmesi eşlik edebilir. Genellikle kronik seyirlidir.
Atopik Dermatite Eşlik Edebilen Bulgular:
El ve ayak tabanı çizgilerinin belirginleşmesi ,
Göz altında koyu gölgeler ,
Yanak, sırt, kol ve bacakta sınırları belirgin soluk renkli bölgeler ,
Atopik dermatiti olan bebekler ileriki yıllarda Astım veya alerjik rinit olabilirler.
Hastalığı Şiddetlendiren Faktörler Nelerdir?
Sabun ve Deterjanlar
Sabun ve deterjanlar derinin “doğal yağlılığını” ortadan kaldırır. Derinin kurumasına, kaşıntının artmasına ve uyaranlara karşı hassas hale gelmesine neden olur. Bu nedenle banyo yaparken alkalen (bazik) sabunlar kullanılmamalıdır (piyasadaki klasik sabunların hemen tamamı alkalen özelliktedir). Ayrıca parfüm veya boya maddesi içeren sabunlar da kullanılmamalıdır.
Ev işleri sırasında deterjan ve benzeri maddeler kullanılırken, iç yüzeyi pamuklu özel iş eldivenleri kullanılmalıdır.
Çamaşırlar ve giysilerin yıkanması sırasına güçlü deterjanlar ve yumuşatıcılar kullanılmamalıdır. Aynı şey yatak takımları için de geçerlidir. Çamaşır yıkama için renk ve koku katkıları içermeyen hafif deterjanlar (sabun tozu gibi) kullanılmalı, durulama işlemi 2 ya da 3 kez tekrarlanarak kimyasal artıklar tamamen uzaklaştırılmalıdır.
Parfüm ve kozmetikler
Parfüm, saç spreyi, makyaj malzemeleri, kolonya, traş losyonu, traş köpüğü ve benzeri maddeler atopik dermatitli deride tahrişe neden olmaktadır. Bu tür maddelerin kullanılmamalıdır.
Antibakteriyel deodorantlar da tercih edilmemelidir.
Giysiler
Yünlü veya tüylü giysiler atopik dermatitli hastalarda kaşıntıyı artırır.
Isı ve terleme
Aşırı sıcak ve aşırı soğuk hava şikayetleri başlatır. Bu tür ortamlardan kaçınılmalıdır.
Terleme de önlenmelidir. İklime göre giysi seçimi, oda sıcaklığı, yatarken hafif gece giysileri giyme, kalın yatak takımları kullanmama vs. gibi önlemler alınmalıdır.
Stres, kaşıma alışkanlığı, “kaşıntı-kaşıma” kısır döngüsü
Stres doğrudan atopik dermatite neden olan bir faktör değildir. Ama çoğu kez semptomların kötüleşmesine neden olmaktadır. Hastalar stres durumlarında genellikle lezyon bölgelerini kaşıma ihtiyacı hissederler. Kaşıma eylemi kaşıntıyı artırır, hasta daha çok kaşımaya başlar. Bu kısır döngü böylece devam eder.
Bu kısır döngü belli noktalarda kırılabilir. Bunlardan bir tanesi kuşkusuz kaşıntı giderici ilaçlardır. Ama burada asıl vurgulanması istenen konu hasta ve hasta sahiplerine düşen görevler uygulamalardır; tırnaklar kısa kesilmeli ve kaşıma eylemi ile deriye verilen zarar en aza indirilmeye çalışılmalıdır.
Gece uykuda kaşımayı önlemek için (özellikle çocuklarda) yatarken pamuklu eldivenler giyilebilir.
Stres giderici egzersizler ya da hobiler de denenebilir.
Unutulmaması gereken kaşınma eylemi ne kadar iyi kontrol edilebilirse, atopik dermatit bulgularını da o kadar fazla düzeleceğidir.
Gıdalar
Gıdalar atopik dermatitli çocukların yaklaşık %10 ‘unda hastalık belirtilerini kötüleştiren bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Şikayetleri artıran gıdaların başında inek sütü, yumurta, soya, buğday, domates, balık ve fıstık-fıstık gibi çerezler gelmektedir.
Peki bir gıdanın şikayetleri artırdığına nasıl karar verilebilir?
Burada en önemli nokta gıda-şikayet ilişkisinin gözlenmesidir. Erken tip duyarlılıkta genellikle sorumlu gıdanın alınmasını takiben 1-2 saat içinde şikayetler (özellikle kaşıntı) artmaya başlar. Hastalarda kaşıntı dışında gıda allerjilerinin diğer bulguları da, yani ürtiker, anjioödem, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, nefes darlığı, hırıltı, gözlerde kızarıklık ve kaşıntı ve burun akıntısı görülebilir.
Bazen hastalarda geç tip gıda duyarlılığı vardır. Bu durumda gıda alındıktan 6-24 saat sonra atopik dermatit şikayetleri artmaya başlar.
Gıda ya da gıdaların atopik dermatit şikayetlerini artırdığı düşünülüyorsa, öncelikle gıda günlüğü tutulması yöntemi denenir. Hasta en az 2 hafta (ideali 4-6 hafta) süreyle yediği ve içtiği her gıdayı saatleriyle birlikte kaydeder. Aynı zamanda şikayetlerinin arttığı ya da şiddetlendiği zamanları da günlüğe kaydeder. Daha sonra hekim yardımı ile gıda ve şikayet günlükleri karşılaştırılarak şüpheli gıdalar belirlenmeye çalışılır.
Ayrıca, allerji testi uygulamak için şartlar uygun ise, gıdalarla (ve solunum allerjenleriyle allerji testleri uygulanır.
Çok önemli iki hatırlatma:
1. Gıdalar ile ilgili her türlü tanı ve diyetten çıkarma işlemi mutlaka bir hekim veya diyet uzmanı kontrolünde gerçekleştirilmelidir. Çünkü, özellikle çocuk hastalarda büyüme ve gelişme için temel gereksinimler ihmal edilmemesi gereklidir. Diyetten herhangi bir gıda çıkartılırsa, onun besin değerinin yerini tutacak başka bir gıda diyete eklenmelidir.
2. Allerjik gıdanın diyetten çıkartılması atopik dermatitin tamamen ortadan kalkmasını sağlamayacaktır. Çünkü temel neden gıda allerjisi değildir. Gıda alerjisi şikayetleri kötüleştiren önemli bir faktördür. Bu faktörün elimine edilmesi, şikayetlerin belli oranda kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.
Ev tozu akarları ve ev hayvanları
Ev tozu akarı allerjisi olan hastalarda, akarlara maruziyetin azaltılması hastalık bulgularının ve hastanın şikayetlerinin azalmasını sağlayacaktır.
Aynı şeyleri ev hayvanı allerjenleri için de söylemek mümkündür.
Atopik Dermatitte Cilt Bakımı
Giysiler
Yeni alınmış olan giysiler giyilmeden önce yıkanmalı ve iyice durulanmalıdır.
Tüylü, yünlü, polyester ve dar ya da vücudu saran elastik maddelerden yapılmış giysiler giyilmemelidir.
Dikişleri deriyi tahriş edecek şekilde belirgin olan ya da dantel gibi sert kısımları olan giysiler de kullanılmamalıdır. Ayrıca iç çamaşırların etiketleri de sökülmelidir (ense bölgesinde tahrişe neden olur).
Pamuklu dokumalar ve bol giysiler tercih edilmelidir.
Banyo
Yatmadan hemen önce banyo yapılmamalıdır. Çünkü banyo sonrasında derinin ısısı artar ve bu şekilde yatağa girmek kaşıntının artmasına neden olur.
Bazı hastalarda banyo yapmak şikayetleri hafifletirken, bazılarında ise şikayetlerin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle banyo sıklığı hastaya özel olarak ayarlanmalıdır.
Suyun sıcaklığı çok önemlidir. Sıcak su derinin kurumasına, kaşıntının artmasına ve dış etkenlere karşı duyarlı hale gelmesine neden olur. Bu nedenle banyo suyu ılık ya da üşümeyecek kadar serin olmalıdır.
Küvet içinde yıkanmak, duş almaktan daha uygundur.
Banyo yaparken alkali (bazik) sabunlar kullanılmamalıdır (piyasadaki klasik sabunların hemen tamamı alkali özelliktedir). Ayrıca parfüm veya boya maddesi içeren sabunlar da kullanılmamalıdır.
Banyo yaparken kese ve lif gibi deriyi tahriş eden malzemeler kesinlikle kullanılmamalıdır.
Banyodan sonra kurulanırken de vücut ovalanmadan ve tahriş edilmeden kurulanmalıdır.
Yağlandırıcı ve nemlendiriciler
Atopik dermatitte cilt kurudur. Cildin nemliliğini ve elastikiyetini sağlamak için yağlı kremler ve nemlendiriciler kullanılmalıdır. Merhem şeklinde preparatlar kalınlaşmış cilt bölgeleri için uygun bir seçimdir.
Cilt bakımı günde 2-4 kez yapılmalıdır. Özellikle yatmadan önce, egzersiz sonrasında ve banyo sonrasında uygulanmalıdır.
Nemlendiriciler banyodan hemen sonra, cilt henüz hafif ıslak iken uygulanmalıdır. Böylece cilt üzerindeki su taneciklerinin cilde “hapsedilmesi” sağlanır (banyo yapmadan uygulanan nemlendirici kremler, banyo sonrası kadar etkili olmamaktadır).
İçinde “lanolin” ve “paraben” olmayan nemlendirici ya da yağlı kremler seçilmesine dikkat edilmelidir.
Kaşıma
Kaşıma, kaşıntının artmasına neden olmaktadır.
Kaşıntıyı gidermek için serin kompresler uygulanabilir.
Tırnaklar kısa kesilmeli, özellikle çocuklara pamuklu eldivenler giydirilmelidir.
Güneş
Güneş ışınları (UV) bazı hastalarda faydalı olabilmektedir. Ancak güneş yanıkları atopik dermatitli hastalar için çok zararlıdır.
Ayrıca vücut ısısı artışı ve terleme de şikayetleri artırmaktadır.
Güneş ışınlarından korunmada kullanılacak güneş yağları kullanılmadan önce küçük bir vücut bölgesinde denenmeli, doğrudan tüm vücuda sürülmemelidir.
Atopik Dermatit ( Egzema ) Nasıl Tedavi Edilir?
Hastalığın derecesine ve hastanın yaşına uygun tedaviler dermatoloji uzmanı tarafından düzenlenecektir. İlaçları tarif edildiği şekilde ve aksatmadan kullanmak gereklidir.
Dermatit, derinin üst tabakasının inflamasyonudur (yangısıdır). Derinin zararlı sayılan bir uyarana karşı verdiği yanıttır. Uyaranın gerçekten zararlı olması gerekmez. Bu tepki, uyaranı etkisizleştirmek üzere verilir.
Erişkinler arasında, ekzemanın en çok rastlanan tipi kontakt dermatittir. İki tip kontakt dermatit vardır; bunlar alerjik kontakt dermatit ve irritan kontakt dermatittir. Her ikisi de zararlı maddelerin direkt teması ile ortaya çıktığından klinik olarak ayrımları zordur.
Kontakt dermatitin üstesinden gelebilmek için bu zararlı maddeler ile temas durumunun ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Alerjik Kontakt Dermatit
Önceden herhangi bir allerjen maddenin teması ile duyarlanmış deriye aynı maddenin tekrar temas etmesi ile ortaya çıkan immünolojik (bağışıklık sistemi tarafından başlatılan) bir reaksiyondur. Kontakt dermatit tanısı konan hastaların yaklaşık % 25-30 kadarını alerjik kontakt dermatit oluşturmaktadır.
Allerjik kontakt dermatit çoğunlukla allerjiye eğilimli kişilerde görülür. Derinin travmatize ve enfekte olması halinde allerjenin deriyi geçisi artar ve duyarlılık çok daha kolay gelişir. Özellikle lokal olarak uygulanan ilaçlara bağlı olarak alerjik kontakt dermatit gelişme riski yüksektir. Görülen karakteristik kırmızı, kaşıntılı ve bazen sulantılı ekzematöz lezyonlar belirli allerjenlerle direkt temas sonrası ortaya çıkmaktadır.
Allerjik kontakt dermatit her yaşta görülebilir. Çevresel faktörler nedeniyle kadınlarda erkeklerden biraz daha sık rastlanır. Kadınlarda kozmetiklerden, erkeklerde ise daha ziyade mesleksel olarak karşılaştıkları maddelerden meydana gelmektedir. Ayrıca gençlerde mesleki ve kozmetik allerjenler daha sık etken olurken, yaşlılarda topikal ilaçlar ön sırayı almaktadır.
Allerjik kontakt dermatit’e neden olan başlıca allerjenler; antiseptik ajanlar,nikel,kauçuk, kumaş boyaları, bitkiler (zehirli sarmaşık), elementler, giysiler, ayakkabılar, kozmetikler, lastik, plastik, lokal uygulanan ilaçlar, güneşten koruyucular ve parfümlerdir.
Bir allerjene karşı meydana gelen duyarlılık haftalarca, yıllarca hatta aşırı duyarlılıkta bütün bir ömür boyu devam edebilir. Kontakt duyarlılığı olan kişilerde allerjen ile tekrar temas sıklığına ve temas süresine bağlı olarak dermatit’te akut alevlenme ve iyileşme dönemleri izlenir.
Neden olan allerjen ile temas tamamen kesilirse dermatit genellikle birkaç hafta içinde iyileşir. Allerjen ile temas devam ederse dermatit kronikleşir. Allerjik kontakt dermatit’in belirli bir vücut bölgesine lokalizasyonu ve klinik görünümü, genellikle allerjen maddenin tanımlanması yönünden ipucu verebilir.
İrritan Kontakt Dermatit
Deriye dışardan temas eden bir takım irritan (tahriş edici) maddelerin oluşturduğu lokal eflamatuar ve immünolojik olmayan, yani bağışıklık sistemi tarafından başlatılmayan, bir reaksiyondur. Tüm kontakt dermatit olgularının ortalama %70’ini oluşturur. Maddelerin toksik etkisine bağlı olarak ortaya çıkar. Önceden duyarlılık (sensitizasyon) kazanılmış olması gerekmediğinden maddeyle ilk kez temas edilmesi sonrasında bile meydana gelebilir. Tahriş edici bir madde yeterli süre ve miktarda deriye temas ettiğinde, deride hücre harabiyetine ve inflamasyona neden olur. İrritan madde öncelikle derinin en üst tabakasının yapısını bozar, derideki yağları çözer ve derinin su tutma kapasitesini değiştirir. Bu nedenle deri kurur, koruyucu yapısı bozulur ve elastikliği kaybolur. İrritanlar daha sonra derinin daha derin kısımlarındaki canlı hücrelerinin hasarına yol açarlar.
Her irritan maddenin reaksiyon gösterebileceği bir konsantrasyon eşiği vardır. Bu eşiği aşan irritan bir madde ile temas sonrası birkaç dakika ile birkaç saat içinde irritan kontakt dermatit meydana gelir. Kuvvetli irritan maddeler ilk temasta hemen herkeste dermatit oluştururken, zayıf irritanlar genellikle tekrarlayan temaslar sonrası dermatit oluştururlar. Aşırı nemden dolayı yıpranmış, ısıya, soğuğa, basınca ve tahrişe maruz kalmış deri irritan dermatite yatkındır. Kuru ve ince derinin irritasyonlara karşı reaksiyonu daha fazladır.
İrritan Kontakt Dermatite Neden Olabilecek Maddeler Nelerdir?
En çok irritan kontakt dermatit oluşturanlar, günlük yaşamda çok sık karşılaştığımız maddeler olan su ve sabundur. Su kurutucu olup, erozyona uğramış derilerde hücre hasarına neden olur. Sert sularda bulunan kireç ve magnezyum gibi maddeler de derinin çatlaklarında birikerek mekanik tahrişe neden olurlar. Sabunlar deriyi alkalileştirir (nötr yapısını bozar) ve yağdan arındırarak kalsiyum ile magnezyum çökmesine yol açarlar.
İrritan kontakt dermatit oluşturan başlıca irritan maddeler; su, sabun, deterjanlar, alkaliler, asitler (sülfürik asit, asetik asit, hidroklorik asit, nitrik asit), organik çözücüler (beyaz ispirto, dizel yağı, fueloil, gaz, tiner, benzen, aseton), okside edici ajanlar (benzoil peroksit, sodyum hipoklorit), bitkiler (turunçgillerin kabuğu, sarımsak, baharatlar, soğan), fiziksel ve mekanik faktörler (sıcak, soğuk, rüzgar, nem, güneş ışığı), flasterler ve topikal (katran, antralin, potasyum permanganat, jansiyon moru) ilaçlardır.
El sırtları, parmakların avuç içine bakan tarafları, bilekler ve ön kol kısımları irritanlar ile en sık temas eden yerler olmalarından ötürü, hastalıktan en sık etkilenen yerlerdir. Bu tip dermatitin erken evrelerinde, irritan maddelerin sık birikim yaptığı parmak arası boşluklarında kurumalar görülür. Eğer irritan madde ile temas devam ederse elin bütünü etkilenebilir ve etkilenen deride acı, hassasiyet ve hareket kısıtlılığı gelişir.
Bazı mesleklerin, kontakt dermatit açısından yüksek risk içerdikleri bilinmektedir. Kronik kontakt dermatit açısından yüksek riskli olan meslek gruplarından bazıları ;
Fırıncılar, doktorlar, hemşireler, hastane çalışanları, kasaplar, temizlik işçileri, aşçılar, inşaat işçileri, diş teknisyenleri, balıkçılar, bahçıvanlar, kuaförler, metal işçileri, motor -mekanik işçileri (örn. oto tamircileri), matbaa işçileridir.
Gerek alerjik kontakt dermatit gerekse irritan kontakt dermatitte önemli olan olaya neden olan maddelerin tespiti ve bu maddeler ile temastan kaçınılmasıdır. Hastalar kullanım konusunda, işverenler ise koruyucu kremler, giyecek malzemesi ve özel temizlik uygulamaları gibi koruyucu önlemler konusunda eğitilmelidirler. Şiddetli vakalarda, meslek değişimi önerilebilir.
Atopik Dermatit ( Ekzema ) Nedir ?
Kronik, tekrarlayan kaşıntılı döküntülerdir. Aktif lezyonlar tüm vücütta yaygın veya bir bölgede sınırlı olabilir. Bunlar pembe renkli, sulantılı, kaşıntılı lezyonlar şeklinde olabilir. Aşırı kaşınma sonucu enfekte olabilirler. Lezyonların sürekli olarak nüks ettiği veya iyileşmediği dönemlerde cilt kalınlaşması, çizgilenmesi, soyulmalar ve renk koyulaşması olabilir.
Hastalığın başlangıç yaşına göre lezyonların vücuttaki dağılımı farklılık gösterir.
1. İnfantil ( bebeklik dönemi ) Atopik Dermatit: 2 ay-2 yaş arası çocuklarda görülür. Lezyonlar özellikle yüzde ( sıklıkla yanaklarda ), saçlı deride, boyunda, sırtta, diz ve dirsek bölgelerinde oluşur. Bu dönemde başlayan hastalık 3 yaşında iyileşebilir veya ileri çocukluk yaşlarında da devam edebilir.
2. Çocukluk Çağı Atopik Dermatiti: 2-12 yaşlar arasında görülür. Cilt lezyonları sıklıkla dirsek önü, diz arkası, boyun, el bileği ve ayak bileğinde görülür. Lezyoların olduğu cilt bölgelerinde kuruluk, çizgilenme, sulanma ve kaşıntı vardır.
3. Erişkin Dönemi Atopik Dermatiti: Çocukluk çağı atopik dermatitinin devam etmesi veya ilk kez 12-20 yaşlar arasında başlayan cilt hastalığı şeklinde ortaya çıkabilir. Cilt lezyonları sıklıkla dirsek önü ve diz arkasında bulunur. Bazen ellerde de olabilir. Genellikle ciltte çizgilenme, kalınlaşma ve rengin kahverengileşmesine neden olur. Bazen göz çevresi ve ağız çevresinde kuruluk ve cildin dökülmesi eşlik edebilir. Genellikle kronik seyirlidir.
Atopik Dermatite Eşlik Edebilen Bulgular:
El ve ayak tabanı çizgilerinin belirginleşmesi ,
Göz altında koyu gölgeler ,
Yanak, sırt, kol ve bacakta sınırları belirgin soluk renkli bölgeler ,
Atopik dermatiti olan bebekler ileriki yıllarda Astım veya alerjik rinit olabilirler.
Hastalığı Şiddetlendiren Faktörler Nelerdir?
Sabun ve Deterjanlar
Sabun ve deterjanlar derinin “doğal yağlılığını” ortadan kaldırır. Derinin kurumasına, kaşıntının artmasına ve uyaranlara karşı hassas hale gelmesine neden olur. Bu nedenle banyo yaparken alkalen (bazik) sabunlar kullanılmamalıdır (piyasadaki klasik sabunların hemen tamamı alkalen özelliktedir). Ayrıca parfüm veya boya maddesi içeren sabunlar da kullanılmamalıdır.
Ev işleri sırasında deterjan ve benzeri maddeler kullanılırken, iç yüzeyi pamuklu özel iş eldivenleri kullanılmalıdır.
Çamaşırlar ve giysilerin yıkanması sırasına güçlü deterjanlar ve yumuşatıcılar kullanılmamalıdır. Aynı şey yatak takımları için de geçerlidir. Çamaşır yıkama için renk ve koku katkıları içermeyen hafif deterjanlar (sabun tozu gibi) kullanılmalı, durulama işlemi 2 ya da 3 kez tekrarlanarak kimyasal artıklar tamamen uzaklaştırılmalıdır.
Parfüm ve kozmetikler
Parfüm, saç spreyi, makyaj malzemeleri, kolonya, traş losyonu, traş köpüğü ve benzeri maddeler atopik dermatitli deride tahrişe neden olmaktadır. Bu tür maddelerin kullanılmamalıdır.
Antibakteriyel deodorantlar da tercih edilmemelidir.
Giysiler
Yünlü veya tüylü giysiler atopik dermatitli hastalarda kaşıntıyı artırır.
Isı ve terleme
Aşırı sıcak ve aşırı soğuk hava şikayetleri başlatır. Bu tür ortamlardan kaçınılmalıdır.
Terleme de önlenmelidir. İklime göre giysi seçimi, oda sıcaklığı, yatarken hafif gece giysileri giyme, kalın yatak takımları kullanmama vs. gibi önlemler alınmalıdır.
Stres, kaşıma alışkanlığı, “kaşıntı-kaşıma” kısır döngüsü
Stres doğrudan atopik dermatite neden olan bir faktör değildir. Ama çoğu kez semptomların kötüleşmesine neden olmaktadır. Hastalar stres durumlarında genellikle lezyon bölgelerini kaşıma ihtiyacı hissederler. Kaşıma eylemi kaşıntıyı artırır, hasta daha çok kaşımaya başlar. Bu kısır döngü böylece devam eder.
Bu kısır döngü belli noktalarda kırılabilir. Bunlardan bir tanesi kuşkusuz kaşıntı giderici ilaçlardır. Ama burada asıl vurgulanması istenen konu hasta ve hasta sahiplerine düşen görevler uygulamalardır; tırnaklar kısa kesilmeli ve kaşıma eylemi ile deriye verilen zarar en aza indirilmeye çalışılmalıdır.
Gece uykuda kaşımayı önlemek için (özellikle çocuklarda) yatarken pamuklu eldivenler giyilebilir.
Stres giderici egzersizler ya da hobiler de denenebilir.
Unutulmaması gereken kaşınma eylemi ne kadar iyi kontrol edilebilirse, atopik dermatit bulgularını da o kadar fazla düzeleceğidir.
Gıdalar
Gıdalar atopik dermatitli çocukların yaklaşık %10 ‘unda hastalık belirtilerini kötüleştiren bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Şikayetleri artıran gıdaların başında inek sütü, yumurta, soya, buğday, domates, balık ve fıstık-fıstık gibi çerezler gelmektedir.
Peki bir gıdanın şikayetleri artırdığına nasıl karar verilebilir?
Burada en önemli nokta gıda-şikayet ilişkisinin gözlenmesidir. Erken tip duyarlılıkta genellikle sorumlu gıdanın alınmasını takiben 1-2 saat içinde şikayetler (özellikle kaşıntı) artmaya başlar. Hastalarda kaşıntı dışında gıda allerjilerinin diğer bulguları da, yani ürtiker, anjioödem, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, nefes darlığı, hırıltı, gözlerde kızarıklık ve kaşıntı ve burun akıntısı görülebilir.
Bazen hastalarda geç tip gıda duyarlılığı vardır. Bu durumda gıda alındıktan 6-24 saat sonra atopik dermatit şikayetleri artmaya başlar.
Gıda ya da gıdaların atopik dermatit şikayetlerini artırdığı düşünülüyorsa, öncelikle gıda günlüğü tutulması yöntemi denenir. Hasta en az 2 hafta (ideali 4-6 hafta) süreyle yediği ve içtiği her gıdayı saatleriyle birlikte kaydeder. Aynı zamanda şikayetlerinin arttığı ya da şiddetlendiği zamanları da günlüğe kaydeder. Daha sonra hekim yardımı ile gıda ve şikayet günlükleri karşılaştırılarak şüpheli gıdalar belirlenmeye çalışılır.
Ayrıca, allerji testi uygulamak için şartlar uygun ise, gıdalarla (ve solunum allerjenleriyle allerji testleri uygulanır.
Çok önemli iki hatırlatma:
1. Gıdalar ile ilgili her türlü tanı ve diyetten çıkarma işlemi mutlaka bir hekim veya diyet uzmanı kontrolünde gerçekleştirilmelidir. Çünkü, özellikle çocuk hastalarda büyüme ve gelişme için temel gereksinimler ihmal edilmemesi gereklidir. Diyetten herhangi bir gıda çıkartılırsa, onun besin değerinin yerini tutacak başka bir gıda diyete eklenmelidir.
2. Allerjik gıdanın diyetten çıkartılması atopik dermatitin tamamen ortadan kalkmasını sağlamayacaktır. Çünkü temel neden gıda allerjisi değildir. Gıda alerjisi şikayetleri kötüleştiren önemli bir faktördür. Bu faktörün elimine edilmesi, şikayetlerin belli oranda kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.
Ev tozu akarları ve ev hayvanları
Ev tozu akarı allerjisi olan hastalarda, akarlara maruziyetin azaltılması hastalık bulgularının ve hastanın şikayetlerinin azalmasını sağlayacaktır.
Aynı şeyleri ev hayvanı allerjenleri için de söylemek mümkündür.
Atopik Dermatitte Cilt Bakımı
Giysiler
Yeni alınmış olan giysiler giyilmeden önce yıkanmalı ve iyice durulanmalıdır.
Tüylü, yünlü, polyester ve dar ya da vücudu saran elastik maddelerden yapılmış giysiler giyilmemelidir.
Dikişleri deriyi tahriş edecek şekilde belirgin olan ya da dantel gibi sert kısımları olan giysiler de kullanılmamalıdır. Ayrıca iç çamaşırların etiketleri de sökülmelidir (ense bölgesinde tahrişe neden olur).
Pamuklu dokumalar ve bol giysiler tercih edilmelidir.
Banyo
Yatmadan hemen önce banyo yapılmamalıdır. Çünkü banyo sonrasında derinin ısısı artar ve bu şekilde yatağa girmek kaşıntının artmasına neden olur.
Bazı hastalarda banyo yapmak şikayetleri hafifletirken, bazılarında ise şikayetlerin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle banyo sıklığı hastaya özel olarak ayarlanmalıdır.
Suyun sıcaklığı çok önemlidir. Sıcak su derinin kurumasına, kaşıntının artmasına ve dış etkenlere karşı duyarlı hale gelmesine neden olur. Bu nedenle banyo suyu ılık ya da üşümeyecek kadar serin olmalıdır.
Küvet içinde yıkanmak, duş almaktan daha uygundur.
Banyo yaparken alkali (bazik) sabunlar kullanılmamalıdır (piyasadaki klasik sabunların hemen tamamı alkali özelliktedir). Ayrıca parfüm veya boya maddesi içeren sabunlar da kullanılmamalıdır.
Banyo yaparken kese ve lif gibi deriyi tahriş eden malzemeler kesinlikle kullanılmamalıdır.
Banyodan sonra kurulanırken de vücut ovalanmadan ve tahriş edilmeden kurulanmalıdır.
Yağlandırıcı ve nemlendiriciler
Atopik dermatitte cilt kurudur. Cildin nemliliğini ve elastikiyetini sağlamak için yağlı kremler ve nemlendiriciler kullanılmalıdır. Merhem şeklinde preparatlar kalınlaşmış cilt bölgeleri için uygun bir seçimdir.
Cilt bakımı günde 2-4 kez yapılmalıdır. Özellikle yatmadan önce, egzersiz sonrasında ve banyo sonrasında uygulanmalıdır.
Nemlendiriciler banyodan hemen sonra, cilt henüz hafif ıslak iken uygulanmalıdır. Böylece cilt üzerindeki su taneciklerinin cilde “hapsedilmesi” sağlanır (banyo yapmadan uygulanan nemlendirici kremler, banyo sonrası kadar etkili olmamaktadır).
İçinde “lanolin” ve “paraben” olmayan nemlendirici ya da yağlı kremler seçilmesine dikkat edilmelidir.
Kaşıma
Kaşıma, kaşıntının artmasına neden olmaktadır.
Kaşıntıyı gidermek için serin kompresler uygulanabilir.
Tırnaklar kısa kesilmeli, özellikle çocuklara pamuklu eldivenler giydirilmelidir.
Güneş
Güneş ışınları (UV) bazı hastalarda faydalı olabilmektedir. Ancak güneş yanıkları atopik dermatitli hastalar için çok zararlıdır.
Ayrıca vücut ısısı artışı ve terleme de şikayetleri artırmaktadır.
Güneş ışınlarından korunmada kullanılacak güneş yağları kullanılmadan önce küçük bir vücut bölgesinde denenmeli, doğrudan tüm vücuda sürülmemelidir.
Atopik Dermatit ( Egzema ) Nasıl Tedavi Edilir?
Hastalığın derecesine ve hastanın yaşına uygun tedaviler dermatoloji uzmanı tarafından düzenlenecektir. İlaçları tarif edildiği şekilde ve aksatmadan kullanmak gereklidir.