Ekimin ilk haftası yani 1-7 Ekim dünya emzirme haftasıdır. Bu haftada genellikle anne sütü ve emzirmenin bebek sağlığı açısından önemi vurgulanır çünkü yeni doğan bebeklerin sağlıklı gelişmeleri için ilk 6 ay sadece anne sütü çok önemlidir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF annelere emzirmelerini önermektedir.
"Anne sütü bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en iyi besindir. Hem anne hem de bebeğin fiziksel ve ruhsal gelişimi açısından vazgeçilmezdir. "
Ancak emzirme bebeğe olan faydaları dışında anneye olan faydaları da çok fazladır:
Annenin bebeği emzirmesi ile anne bebek arasındaki ilişkiyi güçlenir. Annenin bebeği benimsemesi, bebeğin de sağlıklı bir kişilik kazanması kolaylaşır. Annenin duygusal açıdan tatminini sağlar. Bebek daha az ağlar.
Yaklaşık 14 bin kadınla yapılan çalışmaya göre , bebeğini emzirmek isteyip emzirebilen annelerde depresyon riski %50 ‘ye kadar azaldığı, bebeğini emzirmek isteyipte, çeşitli nedenlerden dolayı emziremeyen annelerde ise depresyona yakalanma oranının en yüksek grupta yer aldığı gösterilmiştir.
Emzirme sırasında anneden salgılanan hormonlar sayesinde anne huzurlu ve dinlenmiş olur:
Emzirme, annenin rahminin eski haline dönmesini hızlandırır. Rahim hamilelik esnasında yaklaşık 20 kat büyür. Emzirme esnasında salgılanan oksitosin hormonunun yardımıyla rahmin etkili bir şekilde kasılmasını sağlar böylece rahim hamilelik öncesi büyüklüğüne daha kolay ulaşır. Aynı zamanda kasılmalar, doğum sonrasında rahim içinde açıkta kalan kan damarlarının uçlarının büzülmesini sağlar. Böylece doğum sonrası kanama da azalır. Emzirmeyen kadınlarda rahim,emziren kadınlara göre orijinal boyutlarına daha zor geri döner ve doğum sonrası kanamayı azaltmak için sentetik oksitosin veya rahim kasılmaya sevk eden diğer bazı ilaçları kullanmak gerekebilir.
Emziren annelerde demir eksikliği anemisi ortaya çıkma riski azalır; doğum sonrası kanama miktarı daha az olduğundan ve emzirmeye devam ettikleri sürece adet görme olasılıkları daha düşük olduğundan emziren anneler, doğumda kaybettikleri demir depolarını kısa zamanda tekrar kazanırlar.
Emziren anneler doğum sonrası daha kolay kilo verirler. Sağlıklı bir anne, günde ortalama 700-800 ml süt salgılar. Bunun için günlük kalori ihtiyacına ek olarak ortalama 750 kalori almaları gerekir. Bu miktarın 500 kalorisi annenin yediklerinden karşılanırken, 250 kalorisi gebelikte depolanan yağlardan karşılanır. Bu da emziren annelerin gebelik sırasında aldıkları fazla kiloların kaybına yol açar.
Emzirme doğal bir gebelikten korunma yöntemidir.
Süt üretiminden sorumlu olan prolaktin hormonu beyinde yumurtlamayı kontrol eden hormonları etkiler. Böylece yumurtalıklarda yeni yumurta hücresi gelişimi olmaz. yumurtlama olmadığı için hamilelik ihtimali da ortadan kalkar. bebek emmeye devam ettikçe süt üretimi ve bu nedenle prolaktin üretimi devam eder ve yumurtlama baskılanır. ancak bu baskılanma bebekte ek gıdalara geçildiğinde yavaş yavaş ortadan kalkar. bebeğini yalnızca anne sütü ile besleyen kadınlarda yumurtlamanın geri dönmesi 4-6 ay civarında olur ve bu müddet içerisinde emziren anneler istenmeyen gebeliklerden büyük miktarda korunmuş olur. emzirmenin ilk 3 ay için koruyuculuğu %90'ın üzerindedir. ancak bu dönem içerisinde adet kanamaları başlarsa büyük ihtimalle yumurtlama da başlamış demektir ve hamilelik riski söz konusudur. Dolayısıyla emziren annelerde ilk adet kanamasından ya da kanamanın olmaması halinde 6. aydan sonra ek korunma öneri edilir. Emzirme meme kanserinden korur.meme kanseri gelişmiş ülkelerde daha sık görülürken geri kalmış ya da gelişmekte olan toplumlarda ise daha seyrektir. Bu farklılığın sebebi bayanların dünyaya getirdiği çocuk sayısı ve toplam emzirme süresidir. Toplam emzirme süresine göre bu koruyucu etki artar. Her emzirme yılı olasılığı % 4.3 riski düşürür. emzirme müddetinden bağımsız olarak her doğumun bu riskte %7'lik ek bir azalma sağladığı ortaya konmuştur. Emzirme sürecindeki düşük östrojen seviyesi ve meme hücrelerinde süt üretimi sırasında meydana gelen bir takım moleküler değişiklikler, bu hücreleri kanser gelişimine karşı daha dirençli hale getirir.
Emzirmek annenin yumurtalık kanserine yakalanma olasılığını da azaltır. Overkanseri çok sinsi seyreden ve son dönemlerine kadar belirti vermeyen bir kanserdir. Yapılan araştırmalar 30 yaşından önce doğum yapan ve bir yıl ya da daha fazla süreyle bebeğini emziren kadınların yumurtalık kanserine yakalanma riskinde belirgin bir azalma olduğunu ortaya koymuştur. Gebelik ve emzirmenin her ikisi de yumurtlamayı baskıladığı için bu organın kanserilerinde azalmaya sebep olur. Emziren annelerde endometriozis hastalığının ilerleme hızı daha düşüktür. Şeker hastası olan annenin günlük insülin ihtiyacını azaltır. Kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet gibi günümüzün hastalıkları 12-24 ay emzirmiş annelerde anlamlı olarak daha az ortaya çıktığı gösterilmiştir. Emzirme anneyi ileride ortaya çıkacak osteoporozdan (kemik erimesi) korur. Anne sütü her zana hazır ve bedavadır. biberon ve mama hazırlama, su kaynatıp soğutma gibi zahmetlere gerek yoktur. Anne sütü hiçbir zaman birebir taklit edilemez.
"Anne sütü bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en iyi besindir. Hem anne hem de bebeğin fiziksel ve ruhsal gelişimi açısından vazgeçilmezdir. "
Ancak emzirme bebeğe olan faydaları dışında anneye olan faydaları da çok fazladır:
Annenin bebeği emzirmesi ile anne bebek arasındaki ilişkiyi güçlenir. Annenin bebeği benimsemesi, bebeğin de sağlıklı bir kişilik kazanması kolaylaşır. Annenin duygusal açıdan tatminini sağlar. Bebek daha az ağlar.
Yaklaşık 14 bin kadınla yapılan çalışmaya göre , bebeğini emzirmek isteyip emzirebilen annelerde depresyon riski %50 ‘ye kadar azaldığı, bebeğini emzirmek isteyipte, çeşitli nedenlerden dolayı emziremeyen annelerde ise depresyona yakalanma oranının en yüksek grupta yer aldığı gösterilmiştir.
Emzirme sırasında anneden salgılanan hormonlar sayesinde anne huzurlu ve dinlenmiş olur:
Emzirme, annenin rahminin eski haline dönmesini hızlandırır. Rahim hamilelik esnasında yaklaşık 20 kat büyür. Emzirme esnasında salgılanan oksitosin hormonunun yardımıyla rahmin etkili bir şekilde kasılmasını sağlar böylece rahim hamilelik öncesi büyüklüğüne daha kolay ulaşır. Aynı zamanda kasılmalar, doğum sonrasında rahim içinde açıkta kalan kan damarlarının uçlarının büzülmesini sağlar. Böylece doğum sonrası kanama da azalır. Emzirmeyen kadınlarda rahim,emziren kadınlara göre orijinal boyutlarına daha zor geri döner ve doğum sonrası kanamayı azaltmak için sentetik oksitosin veya rahim kasılmaya sevk eden diğer bazı ilaçları kullanmak gerekebilir.
Emziren annelerde demir eksikliği anemisi ortaya çıkma riski azalır; doğum sonrası kanama miktarı daha az olduğundan ve emzirmeye devam ettikleri sürece adet görme olasılıkları daha düşük olduğundan emziren anneler, doğumda kaybettikleri demir depolarını kısa zamanda tekrar kazanırlar.
Emziren anneler doğum sonrası daha kolay kilo verirler. Sağlıklı bir anne, günde ortalama 700-800 ml süt salgılar. Bunun için günlük kalori ihtiyacına ek olarak ortalama 750 kalori almaları gerekir. Bu miktarın 500 kalorisi annenin yediklerinden karşılanırken, 250 kalorisi gebelikte depolanan yağlardan karşılanır. Bu da emziren annelerin gebelik sırasında aldıkları fazla kiloların kaybına yol açar.
Emzirme doğal bir gebelikten korunma yöntemidir.
Süt üretiminden sorumlu olan prolaktin hormonu beyinde yumurtlamayı kontrol eden hormonları etkiler. Böylece yumurtalıklarda yeni yumurta hücresi gelişimi olmaz. yumurtlama olmadığı için hamilelik ihtimali da ortadan kalkar. bebek emmeye devam ettikçe süt üretimi ve bu nedenle prolaktin üretimi devam eder ve yumurtlama baskılanır. ancak bu baskılanma bebekte ek gıdalara geçildiğinde yavaş yavaş ortadan kalkar. bebeğini yalnızca anne sütü ile besleyen kadınlarda yumurtlamanın geri dönmesi 4-6 ay civarında olur ve bu müddet içerisinde emziren anneler istenmeyen gebeliklerden büyük miktarda korunmuş olur. emzirmenin ilk 3 ay için koruyuculuğu %90'ın üzerindedir. ancak bu dönem içerisinde adet kanamaları başlarsa büyük ihtimalle yumurtlama da başlamış demektir ve hamilelik riski söz konusudur. Dolayısıyla emziren annelerde ilk adet kanamasından ya da kanamanın olmaması halinde 6. aydan sonra ek korunma öneri edilir. Emzirme meme kanserinden korur.meme kanseri gelişmiş ülkelerde daha sık görülürken geri kalmış ya da gelişmekte olan toplumlarda ise daha seyrektir. Bu farklılığın sebebi bayanların dünyaya getirdiği çocuk sayısı ve toplam emzirme süresidir. Toplam emzirme süresine göre bu koruyucu etki artar. Her emzirme yılı olasılığı % 4.3 riski düşürür. emzirme müddetinden bağımsız olarak her doğumun bu riskte %7'lik ek bir azalma sağladığı ortaya konmuştur. Emzirme sürecindeki düşük östrojen seviyesi ve meme hücrelerinde süt üretimi sırasında meydana gelen bir takım moleküler değişiklikler, bu hücreleri kanser gelişimine karşı daha dirençli hale getirir.
Emzirmek annenin yumurtalık kanserine yakalanma olasılığını da azaltır. Overkanseri çok sinsi seyreden ve son dönemlerine kadar belirti vermeyen bir kanserdir. Yapılan araştırmalar 30 yaşından önce doğum yapan ve bir yıl ya da daha fazla süreyle bebeğini emziren kadınların yumurtalık kanserine yakalanma riskinde belirgin bir azalma olduğunu ortaya koymuştur. Gebelik ve emzirmenin her ikisi de yumurtlamayı baskıladığı için bu organın kanserilerinde azalmaya sebep olur. Emziren annelerde endometriozis hastalığının ilerleme hızı daha düşüktür. Şeker hastası olan annenin günlük insülin ihtiyacını azaltır. Kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet gibi günümüzün hastalıkları 12-24 ay emzirmiş annelerde anlamlı olarak daha az ortaya çıktığı gösterilmiştir. Emzirme anneyi ileride ortaya çıkacak osteoporozdan (kemik erimesi) korur. Anne sütü her zana hazır ve bedavadır. biberon ve mama hazırlama, su kaynatıp soğutma gibi zahmetlere gerek yoktur. Anne sütü hiçbir zaman birebir taklit edilemez.