Ergenlik dönemi; çocukluk ve erişkinlik arasında yer alan biyolojik, psikolojik ile fiziksel değişimlerin yaşandığı hızlı bir büyüme ve gelişme dönemi. Genel olarak 12-19 yaş arasını kapsayan bu dönemde çocuk ve/veya genç yetişkin olmaya adım atıyor, ardı ardına pek çok davranış ve rol deniyor, duygu ile düşüncelerde karmaşıklık yaşıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar göre; başta depresyon olmak üzere birçok ruh sağlığı hastalığı ergenlik döneminde daha sık görülüyor. Bu dönemde ergenin maruz kaldığı reddedici, tutarsız, denetimsiz anne baba tutumları, psikiyatrik hastalıklar için önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Bunun aksine döneme özgü bu kaotik süreçte anne ve babanın yol gösterici, kabul edici, gerektiğinde sınırlayıcı bir tutum içinde olması ise ergenin karşılaştığı yeni durumlarla baş etmesini kolaylaştırarak bu süreci daha uyumlu atlatmasını sağlıyor. İşte bu noktada ergenle "doğru iletişim kurmak" büyük önem taşıyor. Örneğin anne babaların kullandıkları bazı cümleler var ki 'yarar' yerine 'zarar' getirerek, hem iletişimin kesilmesine, hem de ergende depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Özlem Şireli, anne babaların ergenle konuşurken asla sarf etmemeleri gereken cümleleri sıraladı.
1 - Sen zaten hiçbir şeyi beceremezsin
Ergen kimlik arayışı içindeyken zaman zaman yetersizlik duyguları yaşayabiliyor. Bunu özgüven eksikliği olarak yorumlamamak gerekiyor. İçinde bulunduğu dönem itibariyle zaten oldukça kırılgan olan ergene karşı anne babanın söyleyeceği aşağılayıcı, küçümseyici her ifade hem ergenin öfkesini artıracak, hem de kendisini yetersiz hissetmesine neden olacaktır.
2- Neden?
"Neden?" sorusuyla başlayan cümleler, suçlayıcı sözlerdir. Sıkıntısını dile getiren bir ergene anne baba tarafından örneğin, "Sen neden o saatte ordaydın?" şeklinde yöneltilen bir soru, ergende suçlandığı, ağır düzeyde eleştirildiği, anlaşılmadığı hissi yaratabiliyor ve daha çok içine kapanmasına yol açabiliyor. Bu nedenle ebeveynlerin "neden?" sorusu yerine "ne? " sorusunu (ne oldu?, ne düşünüyorsun? vb.) sormaya özen göstermeleri çok önemli.
3 - Sen daha ne yaşadın ki… Ben senin yaşındayken...
Böyle bir iletişim şekli ergene kendisini yetersiz ve çaresiz hissettiriyor. Kendisini güçsüz hissetmesine neden olan bu ifadelere maruz kalan ergen de anne babasına karşı öfkeli yanıtlar veriyor. Devam eden bu iletişim tarzı ise ebeveyn çocuk ilişkisinin çatışmalı hale gelmesine yol açabiliyor.
4- Bu konuda böyle davranmalısın
Anne babanın öğüt verir tarzda konuşması, özerkliğini kazanmaya çalışan ergenin öfkelenmesine ve daha savunmacı davranmasına neden oluyor. Ebeveynlerin yol gösterici davranabilmeleri için ergenin mevcut sorun hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamaları, onun ihtiyaçlarını göz önüne alarak birlikte çözüm yolları üretmeleri daha etkin bir iletişim tarzını oluşturuyor.
5) Biz senin her istediğini yaparız. Arkadaş gibiyiz.
Yapılan çalışmalar göre; hem aşırı izin verici, hem de aşırı kontrolcü/kısıtlayıcı anne baba tutumları; ergenin uyum sorunları, hatta depresyon başta olmak üzere birtakım ruhsal hastalıklar yaşamasında önemli rol oynuyor. Aşırı demokrat tutumlar genç tarafından disiplinsizlik olarak algılanabiliyor. Denetilmeyen, üzerinde yaptırım uygulanmayan ergen kendini boşlukta hissederek zarar verici eylemler deneyebiliyor.
6) Bıktım senin hatalarından, çocuk gibi davranıyorsun, ne halin varsa gör!
Ebeveynler bu ve benzeri ifadeler kullandıklarında; öfkelerini, ergenin davranışına değil bireysel olarak ergene yöneltmiş oluyorlar. Anne babaların ergene karşı kullandıkları bu tarz söylemler, onun kendisini reddedilmiş hissetmesine yol açıyor. Bu tarz iletişim biçimi süreklilik gösterdiği takdirde, reddedilme duygusuyla baş edemeyen ergende, bir takım duygusal ve davranım sorunları ortaya çıkabiliyor.
1 - Sen zaten hiçbir şeyi beceremezsin
Ergen kimlik arayışı içindeyken zaman zaman yetersizlik duyguları yaşayabiliyor. Bunu özgüven eksikliği olarak yorumlamamak gerekiyor. İçinde bulunduğu dönem itibariyle zaten oldukça kırılgan olan ergene karşı anne babanın söyleyeceği aşağılayıcı, küçümseyici her ifade hem ergenin öfkesini artıracak, hem de kendisini yetersiz hissetmesine neden olacaktır.
2- Neden?
"Neden?" sorusuyla başlayan cümleler, suçlayıcı sözlerdir. Sıkıntısını dile getiren bir ergene anne baba tarafından örneğin, "Sen neden o saatte ordaydın?" şeklinde yöneltilen bir soru, ergende suçlandığı, ağır düzeyde eleştirildiği, anlaşılmadığı hissi yaratabiliyor ve daha çok içine kapanmasına yol açabiliyor. Bu nedenle ebeveynlerin "neden?" sorusu yerine "ne? " sorusunu (ne oldu?, ne düşünüyorsun? vb.) sormaya özen göstermeleri çok önemli.
3 - Sen daha ne yaşadın ki… Ben senin yaşındayken...
Böyle bir iletişim şekli ergene kendisini yetersiz ve çaresiz hissettiriyor. Kendisini güçsüz hissetmesine neden olan bu ifadelere maruz kalan ergen de anne babasına karşı öfkeli yanıtlar veriyor. Devam eden bu iletişim tarzı ise ebeveyn çocuk ilişkisinin çatışmalı hale gelmesine yol açabiliyor.
4- Bu konuda böyle davranmalısın
Anne babanın öğüt verir tarzda konuşması, özerkliğini kazanmaya çalışan ergenin öfkelenmesine ve daha savunmacı davranmasına neden oluyor. Ebeveynlerin yol gösterici davranabilmeleri için ergenin mevcut sorun hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamaları, onun ihtiyaçlarını göz önüne alarak birlikte çözüm yolları üretmeleri daha etkin bir iletişim tarzını oluşturuyor.
5) Biz senin her istediğini yaparız. Arkadaş gibiyiz.
Yapılan çalışmalar göre; hem aşırı izin verici, hem de aşırı kontrolcü/kısıtlayıcı anne baba tutumları; ergenin uyum sorunları, hatta depresyon başta olmak üzere birtakım ruhsal hastalıklar yaşamasında önemli rol oynuyor. Aşırı demokrat tutumlar genç tarafından disiplinsizlik olarak algılanabiliyor. Denetilmeyen, üzerinde yaptırım uygulanmayan ergen kendini boşlukta hissederek zarar verici eylemler deneyebiliyor.
6) Bıktım senin hatalarından, çocuk gibi davranıyorsun, ne halin varsa gör!
Ebeveynler bu ve benzeri ifadeler kullandıklarında; öfkelerini, ergenin davranışına değil bireysel olarak ergene yöneltmiş oluyorlar. Anne babaların ergene karşı kullandıkları bu tarz söylemler, onun kendisini reddedilmiş hissetmesine yol açıyor. Bu tarz iletişim biçimi süreklilik gösterdiği takdirde, reddedilme duygusuyla baş edemeyen ergende, bir takım duygusal ve davranım sorunları ortaya çıkabiliyor.