ÖZET
Yeme bozukluğu ölüme dahi yol açabilecek ciddi bir sağlık problemidir. Bu çalışma yeme bozukluğu ile benlik saygısı arasındaki ilişkiyi incelemek için hazırlanmıştır. Ergenlikle beraberinde gelen değişim örüntüsü, bir çok alanda olduğu gibi yeme alışkanlıklarında da bir takım değişimleri beraberinde getirmektedir. Ergen bireylerin beslenme alışkanlıklarını bilmek ve bunların etkilendiği değişkenleri tespit etmek, bu alışkanlıkların yaratacağı olumsuzlukların ortaya çıkartılması ve bozuklukların ortadan kaldırılması adına önem taşımaktadır. Yapılan bir çok araştırma bulgusunun gösterdiği üzre, yeme bozuklukları ve benlik saygısı arasında bir ilişki vardır. Düşük benlik saygısı olan bireylerde yeme bozukluklarına rastlandığı gibi, yeme bozukluğu olan bireylerin de benlik değerlerinin düşük olduğu bulunmuştur. Buradan hareketle çizilecek tedavi planında bireylerin bozuklarına odaklanan danışmanın, benlik saygısını yükseltmeye yönelik çalışmalarda bulunması tedavi için olumlu etkiler uyandıracağı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: ergen, yeme bozuklukları, benlik saygısı
Giriş
Bir geçiş dönemi olan ve 10-12 yaşlarından 18-21 yaşlarına kadar devam eden ergenlik dönemi; fiziksel değişimlerin ve kimlik arayışının belirgin bir şekilde önem kazandığı bir gelişim evresidir. Boy ve kilo artışı, cinsel organların gelişimi gibi ani ve hızlı değişimler bu evrede sözü edilen fiziksel değişimlere örnek olarak verilebilir (Santrock, 2011).
Yaşam tarzının önemli bir parçası olan yeme alışkanlıkları, yaşam tarzının diğer belirleyicilerinin de belirlendiği bir dönem olan 15-17 yaş arası dönemde oluşmaya başlar. Beslenme alışkanlıklarının neden ve sonuçlarını anlamak için ergen bireylerin beslenme alışkanlıklarını bilmek ve bu alışkanlıkların sağlıkla olan ilişkilerini saptamak gereklidir (akt; Tanrıverdi ve diğerleri, 2011). Ancak bu bilgiler bilindiğinde sorun ve sorunun nedenleri anlaşılabilir ve buna uygun bir yön çizilebilir.
Yeme Bozuklukları
Anoreksiya Nervoza
Anoreksiya nevroza, aç kalarak zayıflama çabasının bir yeme problemine dönüşmüş hali olarak tanımlanabilir (akt; Santrock, 2011).
Müdahale edilmediğinde ölümle sonuçlanabilecek bir hastalık olan anoreksiya nevroza teşhisi almış bireylerde görülen üç özellik vardır: fiziksel olarak yaşına ve boyuna uygun olan normal kilonun en az %85inden daha azına sahip olmak; kilo alma konusunda yoğun bir korku (bu korku kilo kaybıyla beraber azalmaz) ; saptırılmış ve bozuk bir beden imgesi (akt; Santrock, 2011).
Bu bireyler aynı zamanda gerçekdışı bir şekilde son derece zayıf olmalarına rağmen kendilerini oldukça şişman olarak algılarlar ve hiçbir zaman yeterince kilo veremediklerini düşünürler. Dikkatleri devamlı kendi bedenleri üzerindedir ve sık sık ağırlıklarını ölçerler, beden ölçülerini alırlar. Kızlarda erkeklere oranla on kat daha fazla görülmektedir (akt; Santrock, 2011).
Bulimia Nervoza
Bulimia nervozada birey sürekli olarak yeme atağı ve sonra yediklerini kendini uyararak kusma örüntüsünü izler veya laksatif-mushil kullanır. Pek çok insan yeme atağı ve kusma tecrübelerini zaman zaman geçirse de bulimik sayılmak için bireyde bu olayların en az üç ay boyunca haftada iki kez yaşanması gereklidir (Santrock, 2011, s.369).
Benlik Saygısı
Rosenberg (1965), benlik saygısını kişinin kendisine karşı, olumlu veya olumsuz tutumu olarak değerlendirmiştir. Kişi kendini değerlendirirken olumlu bir tutum takınıyorsa, benlik saygısı yüksek; olumsuz bir tutum takınıyorsa, benlik saygısı düşük olarak kabul edilmektedir (akt; Tanrıverdi ve diğerleri, 2011).
Tartışma
Button (1990), Ledoux ve ark. (1991), Wertheim ve ark. (1992) çalışmalarına göre düşük benlik saygısı yeme bozuklukları için ciddi bir risk faktörü olarak belirlenmiştir (akt; Erol ve diğerleri, 2002).
Hem anoreksiya nervozada hem de bulimiya nervozada ortak olarak görülen bir belirti olan düşük benlik saygısı, Silverstone’a göre yeme bozuklukları gelişiminin temelini oluşturmaktadır ve yeme bozuklukları kronikleşmiş düşük benlik saygısının bir belirtisi olarak değerlendirilmelidir (akt; Erol ve diğerleri, 2002).
Araştırmalar Silverstone’un bu varsayımını destekleyen bulgulara ulaşmıştır. Sağlıklı yeme alışkanlığına sahip bireyler ve yeme bozukluğu olan bireylerle beraber yürütülen çalışmaların sonucunda yeme bozukluğu olan bireylerin benlik saygısının sağlıklı yeme alışkanlığı olan bireylere göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Yine bir başka araştırmada düşük benlik saygısının yeme bozuklukları için büyük bir risk oluşturduğu belirtilmiştir (akt. Erol ve diğerleri, 2000).
Erol ve arkadaşları (2000) yaptığı çalışmalarda yeme bozukluğu belirtileri ile benlik saygısı arasında güçlü bir ilişki saptamıştır. Aynı şekilde Tanrıverdi ve arkadaşları (2011) da yaptıkları araştırmalarda yeme bozukluğu belirtileri ve benlik saygısı arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuşlardır.
Anoreksiya nevroza ve bulimia nervozanın yanı sıra obeziteyle ilgili araştırmalarda da benlik değerinin etkileri açıkça görülmektedir. Deveci ve arkadaşlarına göre (2005) obezite ve benlik değerinin azalması arasında pozitif bir korelaston vardır.
Ergen bireylerle yapılan başka bir çalışmada düşük benlik saygısı ve yüksek anksiyete düzeyi, yeme bozuklukları belirtilerinin en iyi yordayıcısı olarak saptanmıştır (akt. Tanrıverdi ve diğerleri, 2011).
Sonuç
Yapılan alanyazın taramaları sonucunda bir çok araştırma bulgusuna dayanarak ergen bireylerde yeme bozukluğu ile benlik saygısı arasında anlamlı bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan çalışmalar genellikle korelasyonel yöntemle yapılmış olduğundan güçlü bir neden sonuç bağı kurmak mümkün olmamaktadır. Güçlü bir nedensellik ilişkisi kurabilmek adına daha çok deneysel yöntem kullanılan araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bilgiler ışığında yeme bozukluğu tedavisinde benlik saygısını yükseltmeye yönelik terapiler uygulamanın tedavi sürecini olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir.
KAYNAKÇA
Erol, A., Toprak, G., Yazıcı, F. (2002). Üniversite öğrencisi kadınlarda yeme bozukluğu ve genel psikolojik belirtileri yordayan etkenler. Türk Psikiyatri Dergisi, 13(1), 48-57
Erol, A., Toprak, G., Yazıcı, F., Erol, S. (2000). Üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğu belirtilerini yordayıcı olarak kontrol odağı ve benlik saygısının karşılaştırılması. Klinik Psikiyatri, 3, 147-152
Deveci, A., Demet, M. M., Özmen, B., Özmen, E., Hekimsoy, Z. (2005). Obez hastalarda psikopatoloji, aleksitimi ve benlik saygısı. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 6, 84-91.
Santrock, J. W. (2011). Yaşam boyu gelişim: Gelişim psikolojisi. (13. baskı). (G. Yüksel, Çev. Ed.). Ankara: Nobel Akademik.
Tanrıverdi, D., Savaş, E., Gönüllüoğlu, N., Kurdal, E., Balık, G. (2011). Lise öğrencilerinin yeme tutumları, yeme davranışları ve benlik saygılarının incelenmesi. Gaziantep Tıp Dergisi, 17(1), 33-39.
Yeme bozukluğu ölüme dahi yol açabilecek ciddi bir sağlık problemidir. Bu çalışma yeme bozukluğu ile benlik saygısı arasındaki ilişkiyi incelemek için hazırlanmıştır. Ergenlikle beraberinde gelen değişim örüntüsü, bir çok alanda olduğu gibi yeme alışkanlıklarında da bir takım değişimleri beraberinde getirmektedir. Ergen bireylerin beslenme alışkanlıklarını bilmek ve bunların etkilendiği değişkenleri tespit etmek, bu alışkanlıkların yaratacağı olumsuzlukların ortaya çıkartılması ve bozuklukların ortadan kaldırılması adına önem taşımaktadır. Yapılan bir çok araştırma bulgusunun gösterdiği üzre, yeme bozuklukları ve benlik saygısı arasında bir ilişki vardır. Düşük benlik saygısı olan bireylerde yeme bozukluklarına rastlandığı gibi, yeme bozukluğu olan bireylerin de benlik değerlerinin düşük olduğu bulunmuştur. Buradan hareketle çizilecek tedavi planında bireylerin bozuklarına odaklanan danışmanın, benlik saygısını yükseltmeye yönelik çalışmalarda bulunması tedavi için olumlu etkiler uyandıracağı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: ergen, yeme bozuklukları, benlik saygısı
Giriş
Bir geçiş dönemi olan ve 10-12 yaşlarından 18-21 yaşlarına kadar devam eden ergenlik dönemi; fiziksel değişimlerin ve kimlik arayışının belirgin bir şekilde önem kazandığı bir gelişim evresidir. Boy ve kilo artışı, cinsel organların gelişimi gibi ani ve hızlı değişimler bu evrede sözü edilen fiziksel değişimlere örnek olarak verilebilir (Santrock, 2011).
Yaşam tarzının önemli bir parçası olan yeme alışkanlıkları, yaşam tarzının diğer belirleyicilerinin de belirlendiği bir dönem olan 15-17 yaş arası dönemde oluşmaya başlar. Beslenme alışkanlıklarının neden ve sonuçlarını anlamak için ergen bireylerin beslenme alışkanlıklarını bilmek ve bu alışkanlıkların sağlıkla olan ilişkilerini saptamak gereklidir (akt; Tanrıverdi ve diğerleri, 2011). Ancak bu bilgiler bilindiğinde sorun ve sorunun nedenleri anlaşılabilir ve buna uygun bir yön çizilebilir.
Yeme Bozuklukları
Anoreksiya Nervoza
Anoreksiya nevroza, aç kalarak zayıflama çabasının bir yeme problemine dönüşmüş hali olarak tanımlanabilir (akt; Santrock, 2011).
Müdahale edilmediğinde ölümle sonuçlanabilecek bir hastalık olan anoreksiya nevroza teşhisi almış bireylerde görülen üç özellik vardır: fiziksel olarak yaşına ve boyuna uygun olan normal kilonun en az %85inden daha azına sahip olmak; kilo alma konusunda yoğun bir korku (bu korku kilo kaybıyla beraber azalmaz) ; saptırılmış ve bozuk bir beden imgesi (akt; Santrock, 2011).
Bu bireyler aynı zamanda gerçekdışı bir şekilde son derece zayıf olmalarına rağmen kendilerini oldukça şişman olarak algılarlar ve hiçbir zaman yeterince kilo veremediklerini düşünürler. Dikkatleri devamlı kendi bedenleri üzerindedir ve sık sık ağırlıklarını ölçerler, beden ölçülerini alırlar. Kızlarda erkeklere oranla on kat daha fazla görülmektedir (akt; Santrock, 2011).
Bulimia Nervoza
Bulimia nervozada birey sürekli olarak yeme atağı ve sonra yediklerini kendini uyararak kusma örüntüsünü izler veya laksatif-mushil kullanır. Pek çok insan yeme atağı ve kusma tecrübelerini zaman zaman geçirse de bulimik sayılmak için bireyde bu olayların en az üç ay boyunca haftada iki kez yaşanması gereklidir (Santrock, 2011, s.369).
Benlik Saygısı
Rosenberg (1965), benlik saygısını kişinin kendisine karşı, olumlu veya olumsuz tutumu olarak değerlendirmiştir. Kişi kendini değerlendirirken olumlu bir tutum takınıyorsa, benlik saygısı yüksek; olumsuz bir tutum takınıyorsa, benlik saygısı düşük olarak kabul edilmektedir (akt; Tanrıverdi ve diğerleri, 2011).
Tartışma
Button (1990), Ledoux ve ark. (1991), Wertheim ve ark. (1992) çalışmalarına göre düşük benlik saygısı yeme bozuklukları için ciddi bir risk faktörü olarak belirlenmiştir (akt; Erol ve diğerleri, 2002).
Hem anoreksiya nervozada hem de bulimiya nervozada ortak olarak görülen bir belirti olan düşük benlik saygısı, Silverstone’a göre yeme bozuklukları gelişiminin temelini oluşturmaktadır ve yeme bozuklukları kronikleşmiş düşük benlik saygısının bir belirtisi olarak değerlendirilmelidir (akt; Erol ve diğerleri, 2002).
Araştırmalar Silverstone’un bu varsayımını destekleyen bulgulara ulaşmıştır. Sağlıklı yeme alışkanlığına sahip bireyler ve yeme bozukluğu olan bireylerle beraber yürütülen çalışmaların sonucunda yeme bozukluğu olan bireylerin benlik saygısının sağlıklı yeme alışkanlığı olan bireylere göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Yine bir başka araştırmada düşük benlik saygısının yeme bozuklukları için büyük bir risk oluşturduğu belirtilmiştir (akt. Erol ve diğerleri, 2000).
Erol ve arkadaşları (2000) yaptığı çalışmalarda yeme bozukluğu belirtileri ile benlik saygısı arasında güçlü bir ilişki saptamıştır. Aynı şekilde Tanrıverdi ve arkadaşları (2011) da yaptıkları araştırmalarda yeme bozukluğu belirtileri ve benlik saygısı arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuşlardır.
Anoreksiya nevroza ve bulimia nervozanın yanı sıra obeziteyle ilgili araştırmalarda da benlik değerinin etkileri açıkça görülmektedir. Deveci ve arkadaşlarına göre (2005) obezite ve benlik değerinin azalması arasında pozitif bir korelaston vardır.
Ergen bireylerle yapılan başka bir çalışmada düşük benlik saygısı ve yüksek anksiyete düzeyi, yeme bozuklukları belirtilerinin en iyi yordayıcısı olarak saptanmıştır (akt. Tanrıverdi ve diğerleri, 2011).
Sonuç
Yapılan alanyazın taramaları sonucunda bir çok araştırma bulgusuna dayanarak ergen bireylerde yeme bozukluğu ile benlik saygısı arasında anlamlı bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan çalışmalar genellikle korelasyonel yöntemle yapılmış olduğundan güçlü bir neden sonuç bağı kurmak mümkün olmamaktadır. Güçlü bir nedensellik ilişkisi kurabilmek adına daha çok deneysel yöntem kullanılan araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bilgiler ışığında yeme bozukluğu tedavisinde benlik saygısını yükseltmeye yönelik terapiler uygulamanın tedavi sürecini olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir.
KAYNAKÇA
Erol, A., Toprak, G., Yazıcı, F. (2002). Üniversite öğrencisi kadınlarda yeme bozukluğu ve genel psikolojik belirtileri yordayan etkenler. Türk Psikiyatri Dergisi, 13(1), 48-57
Erol, A., Toprak, G., Yazıcı, F., Erol, S. (2000). Üniversite öğrencilerinde yeme bozukluğu belirtilerini yordayıcı olarak kontrol odağı ve benlik saygısının karşılaştırılması. Klinik Psikiyatri, 3, 147-152
Deveci, A., Demet, M. M., Özmen, B., Özmen, E., Hekimsoy, Z. (2005). Obez hastalarda psikopatoloji, aleksitimi ve benlik saygısı. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 6, 84-91.
Santrock, J. W. (2011). Yaşam boyu gelişim: Gelişim psikolojisi. (13. baskı). (G. Yüksel, Çev. Ed.). Ankara: Nobel Akademik.
Tanrıverdi, D., Savaş, E., Gönüllüoğlu, N., Kurdal, E., Balık, G. (2011). Lise öğrencilerinin yeme tutumları, yeme davranışları ve benlik saygılarının incelenmesi. Gaziantep Tıp Dergisi, 17(1), 33-39.