Ergenlik dönemi nedir, ergenliğin belirtileri nelerdir? İnsanoğlu yaşamı boyunca farklı gelişim dönemlerinden geçer ve her dönem birbirinin devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir. Bu nedenle içinde bulunulan gelişim döneminin özelliklerine ve değişimlerine uyum sağlayarak bir sonraki döneme geçiş yapabilmek, sağlıklı bir gelişimi de beraberinde getirir.
En hızlı büyümenin doğum öncesi, doğumdan sonraki ilk yıllar ve ergenlik döneminde gerçekleştiğini göz önünde bulundurduğumuzda, bu dönemlerde karşılaşılan değişimlere uyum sağlayabilmek pek de kolay değildir.
Özellikle ergenlik döneminde, fizyolojik ve hormonal değişimlerin yanı sıra, çok yoğun duygusal dalgalanmaların yaşanması, bu dönemi zor ve karmaşık bir hale getirmektedir. Çocuklar, bedenlerindeki fizyolojik değişimlere uyum sağlamaya çalışırken duygusal çalkantıya girerler. Bu ‘fırtınalı ve sancılı’ dönem, duygu, davranış ve tutum değişikliklerine neden olur. Peki bu değişimler çocuklarınız tarafından nasıl karşılanır gelin bir göz atalım.
1- Ergenlik Dönemi Nedir? Neden Bu Kadar Sakarım?
Evladınızın, okulda, sırasında kitap veya defterlerini düşürdüğü, evde size yardım ederken sık sık bardak yada tabak kırdığı, yemek yerken sürekli bir şeyler devirdiği oluyor mu?
Evet dediğinizi hatta ‘Dikkat etmiyor, isteksizce yapıyor o yüzden bütün bu sakarlıkları.’ diye eklediğinizi de duyar gibiyim. Ergenlik döneminde sakarlığın sık görülen bir durum olduğu doğrudur. Fakat bu durumun, dikkat eksikliği ve hiperaktive bozukluğunun bir belirtisi olarak mı ortaya çıktığının yoksa fiziksel büyümenin yarattığı dengesizlikten mi kaynaklandığının ayrımını yapmak, değişimin neden kaynaklandığı hakkında bize bilgi verecektir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sıklıkla okul hayatının başlamasıyla ortaya çıkar ve tedavi edilmediği takdirde, belirtileri ergenlik döneminde de devam eder. Çocukların akademik başarısı, aile hayatı, sosyal ilişkileri ve benlik saygısı üzerine çeşitli olumsuz etkileri vardır. Bu nedenle profesyonel yardım alınarak, doğru tedavi programının düzenlenmesi son derece önemlidir.
Ergenlerde görülen sakarlık, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğundan kaynaklanmıyorsa, nedeni fizyolojik değişimlerdir. Ergenlikle birlikte kasların gelişmesi, boyun uzaması, el, kol, bacak ve ayakların orantısız büyümesi ergenlerin daha çok hata yapmasına ve sakarlıklarının artmasına neden olur. Çocuğunuz, bu ani ve orantısız büyüme karşısında bedenini kontrol etmekte zorlanır ve bu da sakarlık olarak ortaya çıkar.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuklarınızda görülen sakarlığın, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun bir belirtisi olup olmadığına, profesyonel yardım alınarak emin olunmalıdır.
Çocuklarınızın bu dönemdeki sakarlıklarının, kas gelişimlerine bağlı olduğu unutulmamalı ve çocuklarınızın hatalarına karşı daha anlayışlı olmalısınız.
2- Ergenlik Dönemi Nedir? Niye Elimi Kolumu Koyacak Yer Bulamıyorum?
Kişiler arası iletişim, %60’ı beden dili, %30’u ses tonu ve %10’u kelimelerle gerçekleştirilmektedir. Beden dilinin etkisi karşımızdaki kişi ile iletişime geçmeden yani iletişimin ilk saniyelerinden itibaren kendisini gösterir. Beden dili; duruş, jestler ,mimikler, göz teması gibi unsurlardan oluşur. Kişilerin bu unsurları kullanış biçimi yani beden dili, kişi hakkında birçok bilgi verir. Örnek verecek olursak, bir konferans için sunum yapan iki kişiyi ele alalım. Konuşmayı yapan ilk kişinin, dik bir duruş sergileyerek sahneye çıktığını, salondaki dinleyicilerle göz teması kurmaktan çekinmediğini, ellerini açık bir şekilde konuşmasının seyrine göre hareket ettirebildiğini ve anlattığı konunun içeriğine uygun ses tonu ve mimik kullandığını düşünelim.
İkinci konuşmacının ise, sahneye omuzları düşük, bedeni öne doğru eğilmiş ( kambur) bir şekilde çıktığını, göz teması kurmaktan çekindiğini ve ellerini, kollarını vücudu ile senkronize etmekte zorlandığını, uygun mimik ve jestleri kullanmadığını varsayalım.
Dinleyicilere bu iki konuşmacı hakkındaki fikirleri sorulduğunda, sizce her iki konuşmacı için de aynı düşüncelere ait cevaplar verebilirler mi? Tahmin etiğiniz üzere ilk konuşmacıyı kendine güvenen, etkileyici ve iletişime açık olarak nitelendirebileceklerken, ikinci konuşmacıyı daha çekimser, belki biraz heyecanlı ve özgüveni düşük olarak nitelendirebileceklerdir.
Ergenlik dönemi için de, aynı bu örnekte ele aldığımız gibi, çocuğunuzun duruşu ve beden dili size ve etrafına kendisi hakkında birçok bilgi verir. Kimlik gelişiminin şekillendiği ergenlik döneminde, ergenler özgüven eksikliğine eğilimlidirler ve genellikle kambur bir postür sergilerler. Bu dönemde çocuklarınız için, başta arkadaşları olmak üzere sosyal çevrenin kendisi hakkındaki düşünceleri son derece önemlidir. Sizinle veya çevresiyle iletişim kurarken tedirgin hissedebilirler ve huzursuz olabilirler.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuklarınızın, hayatı sizin aracılığınızla deneyimlemeye başladığını, sizin davranışlarınızı ve tutumlarınızı benimsediğini hatırlayarak, onlar için her zaman iyi bir rol model olmayı unutmayın. Özellikle çevrenizle nasıl iletişime geçtiğinizin, arkadaşlarınızla nasıl diaologlar kurduğunuzun çocuklarınız tarafından gözlemlendiğini hatırlayın.
İnsanların birbirinden farklı özellikleri, yetenekleri ve başarı alanları olduğunu çocuğunuza anlatın. Çocuğunuzun ilgi alanı ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere katılmasına imkan sağlayarak onun sahip olduğu kapasitesini ortaya çıkarmasına ve kendisiyle ilgili yeni keşifler yapabilmesi konusunda destekleyin.
Çocuğunuza güçlü yanlarını hatırlatın ve çevresiyle iletişime geçme konusunda cesaretlendirin.
Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun sorumluluklar vermeyi unutmayın. Sorumluluk alan ve yerine getiren çocuğunuz kendini yararlı ve önemli hisseder.
Çocuğunuzu spor aktivitelerine yönlendirmekten çekinmeyin. Ergenlik dönemindeki gençlerin, yoğun bir tempoda ders çalıştığını, üniversite sınavına hazırlandığını ve bu sürecin onlarda stres yaratabildiğini biliyoruz. Çocuğunuzun stresini azaltacak, onu rahatlatacak ve motive edecek sporun, kaybedilen bir zaman olmadığı, doğru zaman yönetimi ile birlikte, ders başarısını arttıran bir unsur olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuğunuz, kaslarının güçlenmesi ile birlikte daha sağlıklı bir bedene ve duruşa kavuşacaktır. Unutmayın ki, ‘Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.’
3- Ergenlik Dönemi Nedir? Niçin Vücudum Bu Kadar Hızlı Değişiyor?
Beden imajının gelişmesiyle birlikte, bedenle ilgili tutum, algı ve yorumlarla şekillenir. Yani çocuğun kendi zihnindeki fiziksel görünümü ve onu yorumlayış şekli beden imajını oluşturur. Aslında ergenler, çocukluklarından bu yana vücutlarının nasıl göründüğü hakkında belirli bir kanıya sahiptirler.
Buluğ çağıyla beraber vücut biçimlerinin ve vücut organlarının boyutlarının değişmesi, ergeninin vücudu hakkındaki düşüncelerini de değiştirir. Başta akran grubu olmak üzere ailenin de ‘ideal vücut’ kavramına nasıl baktığı, ergenin vücut imgesi üzerinde etkili olur.
Özellikle medya kanalları aracılığıyla, gençlere empoze edilen ‘kusursuz vücut’ tipleri, ergenlerin sahip olmayı istedikleri ve kendi vücutlarıyla kıyaslama yaptıkları bir ölçüt haline gelmiştir. Kızlar nasıl göründüklerine önem verirken, erkekler daha çok fiziksel güce yani ‘yağsız ve kaslı’ görünüşe önem verir. Kısacası güzellik ve ideal beden ölçütlerine atfedilen önem karşısında, ergen kendi beden yapısı ve görünüşü ile ilgili kaygılanabilir ve birçok duygusal sorunla karşı karşıya kalabilir.
Ergenlik Dönemi Nedir, Anlamak İçin Bir Vaka Örneği:
Gelin bir de sizler için kurguladığım vaka üzerinden, beden imajının ergenleri nasıl etkileyebileceğine bakalım: Selin 14 yaşında lise 1. sınıf öğrencisiydi. Küçüklüğünden beri yaşıtlarına oranla kilosu hep biraz daha fazla olmuştu. Boyu da yaşıtlarından daha kısa olduğundan daha şişman gözüküyordu. İlkokul süresince okulda arkadaşlarından görünüşüyle ilgili pek olumsuz bir şey duymamış bu nedenle lise çağına gelinceye dek nasıl göründüğünü kafasına pek takmamıştı. Ancak liseye başladığında sanki her şey değişmişti. Ona göre okulundaki birçok kız manken gibiydi ve kendisi aralarında çirkin ve şişman kalıyordu.
Selin onlar gibi zayıf ve güzel olmayı çok istiyordu. Beğendiği çocuk dahil bütün erkekler sanki o kızların peşindeydi. Selin, zayıf olan arkadaşlarının yanında görünmez olmayı diliyordu. Ona göre sihirli bir değneğin değmesi kadar imkansızdı, cildinin pürüzsüz olması, saçının güzel şekillenmesi ve zayıf olması. Birkaç kez rejim yapmayı denedi fakat sağlıklı beslenemediğinden uzun sürmedi. Daha çok yemek yemeye ve kilosunu daha çok kafasına takmaya başladı. Zamanla Selin okula gitmek istememeye, yalnız zaman geçirmeye başladı. Eskiden çok sevdiği alışverişe dahi çıkmak istemiyor ve mutsuz gözüküyordu. Anne babası Selin için endişelenmeye bu durum karşısında ne yapmaları gerektiği konusunda çaresiz hissediyorlardı.
Hayali kahramanımız Selin’in içinde bulunduğu durum siz anne babalara tanıdık gelmiş olabilir. Sizin de evladınız saatlerce aynanın karşısında zaman geçiriyor olabilir veya fiziksel özelliklerinden dolayı kendini acımasızca eleştirebiliyor olabilir.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuğunuza olumlu ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırın. Bebeklik döneminde doyma hissi gelişen, ebeveyni tarafından kabul gören çocuğun olumlu beslenme alışkanlığı geliştirdiğini, bunun da olumlu beden algısının gelişimine katkı sağladığını unutmayın.
Çocuğunuzun sizi örnek aldığını unutmayın. Çocuğunuzun sahip olmasını istediğiniz alışkanlıkları öncelikle siz hayatınıza sokun ve uygulayın. Nasihat etmek yerine her zaman örnek olmayı önceliğiniz haline getirin.
Çocuğunuzun kendisini gerçekçi bir şekilde değerlendirebilmesi konusunda yardımcı olun.
Çocuğunuzun kendisi hakkındaki gerçekçi değerlendirmelerini kabul etmesi konusunda ona destek olun. Unutmayınız ki anne babasının desteğini ve koşulsuz kabulünü hisseden çocuklar, çok daha kolay bir şekilde kendini ifade eder ve olumsuz duygulara katlanır.
Çocuğunuza bedeni dışındaki güçlü taraflarını, sık sık hatırlatın. Fiziksel görünümün yanı sıra yeteneklerinin, başarılarının ve arkadaş ilişkilerinin daha önemli olduğunu ona anlatın.
4- Ergenlik Dönemi Nedir? Sesime Ne Oluyor? Ergende Ses Değişimi
Ergenlik dönemi ile birlikte, ses değişimi olmaya başlar. Gırtlakta bulunan kıkırdak doku öne çıkar ve sesi kalınlaştırır. Sesin önce çatallaştığı, ardından çatladığı görülür. Vücuttaki diğer değişimler gibi, seste değişime uğramaya başlar. Ses tonu, ses tellerinin uzunluğu ile gırtlak yapısına bağlı olarak değişir. Büyüme devam ettikçe seste çatallaşma meydana gelebilir. Erkek çocuklardaki ses değişikliği, kızlara oranla çok daha belirgindir. Ses değişimine çocuklarınızın uyum sağlamakta zorlandığını, sesinden rahatsız olduğunu gözlemleyebilirsiniz.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuğunuza, sesindeki değişimin, gelişiminin bir parçası olduğunu ve ses değişiminin nedenini ona anlatın. Aynı dönemden sizin de geçtiğinizi ve bu durumun rahatsız hissettirmesinin son derece normal olduğunu paylaşın. Benzer bir durumun sizin tarafınızdan yaşanıldığını ve hislerinin anlaşıldığını görmek, çocuğunuzun bu konudaki endişesini hafifletecektir.
5- Ergenlik Dönemi Nedir? Cinsellik Nedir? Cinsel Gelişim Aşamaları Nedir?
Ergenlik dönemi değişikliklerinden biri de hipofiz bezinin salgıları ile başlayan koltuk altı ve üreme organı bölgesindeki tüylenmedir. Bu dönemde koltuk altı ve vücudun diğer bölgelerindeki ter bezleri çocukluk döneminden daha fazla çalışır.
Kız çocukları, çocukluktan ergenliğe geçerken adet görmeye başlar. İlk adet kanamasına menarj adı verilir. Kanamanın nedeni, salınan yumurta hücrelerinin rahimden atılmasıdır. İlk adet görme, 9-16 yaşları arasında herhangi bir yaşta olabilir. Hormonal değişimler sebebiyle memeler de büyümeye başlar. Ergen, bu değişim karşısında utanabilir ve büyüyen memelerini saklamak için kambur bir duruş sergileyebilir.
Erkek çocuklarında, testosteron hormonunun etkisiyle hem bedensel değişimler hem de sperm üretimi başlar. Ergen, bu dönemde geceleri, ıslak rüyalar dediğimiz gece boşalmaları yaşar. Gece boşalmaları konusunda bilgilendirilmeyen çocuk, yaşadığı şeyden dolayı suçluluk duygusuna kapılabilir.
Ergenlik döneminde, hem kız çocuklarında, hem erkek çocuklarında derideki yağbezlerinin fazla çalışması sonucu, salgılanan yağlar bez kanallarını tıkar ve yüzde akneler oluşur. Yağ birikimi şişer ve ergenlik sivilcelerini meydana getirir.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuğunuzun kişisel hijyenini sağlayabilmesi adına, çocuğunuzu bilgilendirmeniz ve yol göstermeniz son derece önemlidir. Anneler, kız çocuklarına menstrüasyon döngü hakkında bilgi vermeli ve bu periyodu geçirirken nelere dikkat etmesi konusunda açıklayıcı olmalıdır. Babalar da, hijyen konusunda, bilgilerini erkek çocuklarıyla paylaşmalıdır.
Bu dönemde çocukların gereksinim duyabilecekleri materyaller çocuğa anlatılmalı ve temin edilmelidir.
Çocukların, okulda cinsel eğitim alıp almadıkları takip edilmeli, almadıkları takdirde, çocuklar, anne baba rehberliğinde bilgilendirilmelidir.
6- Ergenlik Dönemi Nedir? Duygularım Neden Sık Sık Değişiyor?
Ergenlerin, duygusal tepkileri düzenlilik göstermez. Hem duygusal durumların değişim hızı çabuktur, hem de duygularında istikrarsızlık vardır. Ergenin aynı olaya bir gün ara ile gösterdiği tepkiler değişik olabilir. Çünkü ergenlik dönemi yoğun çelişki ve zıt duyguların yaşandığı bir dönemdir.
Çocuğunuz bir an çok keyifli iken, bir dakika sonra sıkkın ve mutsuz görünebilir. Bu son derece doğaldır. Gelin bir kurgu üzerinden, ergenlerin duygusal iniş çıkışlarını görelim.
’’Kızımla alışveriş yaparken ikimizde çok keyifliydik, güzel zaman geçiriyorduk. Kızım benden, denediği kıyafet hakkındaki fikrimi paylaşmamı istedi. Yaşına uygun bir kıyafet olmadığını söylememle birlikte ağlamaya ve onu anlamadığıma dair suçlayıcı cümleler kurmaya başladı. Kızımın bu tepkisi karşında gerçekten şaşırdım.’’ Bu cümleler, 16 yaşındaki hayali kahramanımızın annesine ait. Siz anne babaların da, kurguladığımız duruma benzer şeyler yaşayabildiğini ve çocuklarınızın bu ani değişimleri karşısında şaşırabilir.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Siz veya çocuğunuz sinirliyken tartışmamaya özen gösterin. Unutmayın ki, ergenlik döneminde öfke kontrolü gelişmemiştir.
Çocuğunuzun tepkileri ve çelişkili davranışları karşısında soğukkanlı olmaya çalışın. Her ne kadar inişli çıkışlı bir duygulanım gösterseler de, anne babasının sakin ve kararlı duruşu ergeni rahatlatır ve güvende hissettirir.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlik Nasıl Başlar?
Ergenlikle tanışma adımları nasıldır? Bahsettiğimiz sorularla baş etmenin sadece çocuklar için zor olmadığını, siz anne babaların da, ergenlik dönemi ile birlikte ortaya çıkan sorunları çözmekte ve davranışlarına anlam vermekte zorlanabildiğini, özellikle kriz ortamında ve çocuğunuzun öfkesi karşısında ne yapmanız gerektiği konusunda çaresiz hissedebildiğini biliyoruz. Ergenlik dönemi, anne babaların çocuklarından duymaya pek de alışık olmadıkları, sinyal cümleleri ile başlar:
Ben artık çocuk değilim!
Neden istediğim gibi davranamıyorum!
Beni kimse anlamıyor!
Bana karışmayın!
Her Şeyin Sorumlusu Ergenlik Mi?? PEKİ ANNE BABALAR?
Ergenlik dönemi nedir ve aileler birçok sorunla karşılaşılır. Bu sorunların kaynağını belirlemek, sorunların çözümünde kritik bir öneme sahiptir. Acaba çocuğunuz gerçekten ergenlik döneminin sancılarını mı çekiyor, yoksa çocukluk dönemi sorunlarının bir uzantısı ergenlik dönemi ile birlikte devam mı ediyor?
Ebeveynleri olarak, ergenlik dönemi nedir ve çocuğunuza karşı doğru bir tutum ve yaklaşım sergiliyor musunuz? Gelin bütün bu soruların cevabını, siz anne babaların ergenlik dönemi ile ilgili ortak gözlemleri üzerinden ve öz eleştiri yapabilmeniz için oluşturduğum iç ses konuşmaları üzerinden verelim.
Durum: Çocuğumuz bizimle bir şeyler paylaşmaktan kaçınıyor!
İçses Soruları:
Çocuğumun duygu ve düşüncelerini paylaşabileceği sohbet ortamını oluşturuyor muyum?
Çocuğumla yeteri kadar zaman geçiriyor muyum?
Daha önce paylaşmaya çalıştığı şeylere ilgisiz kalmış olabilir miyim?
Onu anlamadığımı düşündürtecek bir tutum mu sergiliyorum?
İyi bir dinleyici miyim?
Dikkatimi tamamen çocuğuma veriyor muyum? Gazete okurken, televizyon izlerken mi onu dinliyorum yoksa çocuğumla göz teması kurup bütün dikkatimi ona mı veriyorum?
Durum: Bizden bir şeyler saklıyor!
İçses Soruları:
Çocuğumun paylaştıklarına daha önce nasıl tepkiler gösterdim?
Verdiğim tepkilerle veya yaptığım eleştirilerle çocuğumu yalan söylemeye itmiş olabilir miyim?
Çok fazla nasihatta bulunuyor muyum?
Müdahaleci bir tutum sergiliyor olabilir miyim?
Çocuğumu korkutarak mı terbiye etmeye çalışıyorum?
Durum: Her şeye tepki veriyor!
İçses Soruları:
Çocuğumun içinde bulunduğu ergenlik döneminin gelişim özelliklerini yeterince biliyor muyum
Acaba çocuğumla konuşurken empati kuruyor muyum?
Öfkesinin kaynağının ne olabileceğini daha önce hiç düşündüm mü?
Aile dışındaki ilişkilerinde öfkesi devam ediyor mu? Öfkesi sadece bize yönelik mi yoksa çevresine de mi yönelik?
Stres atacağı aktivitelere (spor vs..) gitmesi konusunda çocuğumu yeterince destekledim mi?
Anne baba olarak tutarlı ve sürekli bir duruş sergiliyor muyuz? Kararlar ve kurallar sık sık değişiyor mu?
Durum: Çocuğum Hep Karamsar! İçine kapanık!
İçses Soruları:
Çocuğumun güçlü yönlerini veya başarılarını bu zamana kadar ne ölçüde fark ettim?
Çocuğuma aferin diyor muyum?
Onu yeterince takdir ediyor muyum?
Yeni deneyimler karşısında çocuğuma yeterli desteği gösterdim mi, onu cesaretlendirdim mi?
Kaç defa çocuğuma ‘Sana güveniyorum. Başarabilirsin.’ dedim?
Durum: Kuralları çiğniyor! Söz dinlemiyor!
İçses Soruları:
Çocuğuma özgür bir alan bıraktım mı?
Kendini yeterli hissedebilmesi için ona sorumluluk veriyor muyum?
Katı kurallar, esnek olmayan sınırlar koyuyor olabilir miyim?
Durum: Hep bizi suçluyor!
İçses Soruları:
Çocuğum bu davranışı acaba bizden(ebeveynlerinden) öğrenmiş olabilir mi?
Çocuğumla iletişim kurarken acaba ‘Sen’ ile başlayan cümleleri sık mı kuruyorum?
Durum: Bizimle zaman geçirmek istemiyor??
İçses Soruları:
Çocuğuma ailesiyle birlikte zaman geçirme alışkanlığını kazandırdım mı?
Çocuğumla geçireceğim zamanı planlarken onun ilgi alanlarını veya keyif aldığı aktiviteleri göz önünde bulunduruyor muyum?
Ailece zaman geçirdiğimizde tartışma ortamı oluşuyor mu veya olumsuz olaylar yaşanıyor mu
Çocuğumla kaliteli zaman geçiriyor muyum veya geçirdim mi? Beraber oyun oynadık mı? Sinemaya gittik mi?
Durum: Hep arkadaşlarıyla takılmak istiyor??
İçses Soruları:
Ailece geçirilen zamanı keyifli hale getiriyor muyuz? Yoksa hataları, kuralları ve sınırları mı konuşuyoruz?
Onun yaşındayken ben daha çok arkadaşlarımla mı zaman geçirmek isterdim yoksa ailemle mi?
Siz anne babaların bahsedilen durumlar ve benzeri olaylar karşısında, her zaman bir iç ses oluşturmasını ve bu sese kulak vermesini öneriyorum.
Çocuğuyla yeteri kadar zaman geçirmeyen, onu yeterince tanımayan anne babalar; çocuklarındaki değişimin gelişim döneminden mi yoksa farklı sebeplerden mi kaynaklandığının ayrımını yapmakta zorlanırlar.
EBEVEYN İÇİN 5 ÖNERİ:
Çocuğunuzla zaman geçirin. Çocuğunuzu tanıyın.
Çocuğunuzdaki değişimleri fark edin. İyi bir gözlemci olun.
Çocuğunuzun duygulanımını ve davranışlarını ölçümleyin.(1 ile 10 arası
değer verin. Örneğin, öfkesini derecelendirin.( 1, çok az öfkeli; 10 çok fazla öfkeli gibi..)
Çocuğunuzun, baş etmekte zorlandığı sorunların çözümüne destek olabilecek uzman yardımını almaktan çekinmeyin.
Öz eleştiri yapmayı, kendi tutum ve davranışlarınızı gözden geçirmeyi ve değişime açık olmayı unutmayın.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlerin İç Dünyası
Ergenlik dönemi nedir ve ergenlikle birlikte çocuk kendi iç dünyasına ve sorunlarına yönelir. Duygu ve düşüncelerini çok yoğun bir şekilde yaşar. Hissettiklerinin ona özgü ve kimse tarafından anlaşılamaz olduğunu zanneder, kendi söylediklerini en doğru olarak kabul eder. Ergenin kendisini merkez görmesi ve başkalarının onunla ilgili olumlu veya olumsuz şekilde ilgilendiği algısına sahip olması doğal bir süreçtir.
Çocukluk döneminden farklı olarak soyut düşünme becerisi, akıl yürütme, kendi fikir ve değerlerini oluşturma ve kimlik arayışı bu dönemde ön plana çıkar. Yetişkin rolüne hazırlanan ergen ‘Ben kimim, neyim, ne olacağım, hangi hareket doğru, toplumdaki yerim neresi ?’’ sorularına cevap arar. Sorularının cevabını içinde bulunduğu arkadaş grubunda arar; arkadaş çevresinin değerleri ve dünya görüşü önem kazanmaya başlar.
Arkadaş grubuna dahil olabilmek ve kabul edilebilmek için onların tutumlarını benimser görünür. Aile ile geçirilen zaman, yerini akran grubuna bırakır. Bağımsızlaşma süreciyle birlikte, odasında yalnız zaman geçirmeyi tercih edebilir, aile etkinliklerine katılmakta eskisi kadar hevesli olmayabilir. Ebeveynlerinin rehberliğinden ve kontrolünden kendini soyutlamaya çalışır.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlerin Arkadaş İlişkileri Nasıldır?
Arkadaşlık kavramının son derece önemli olduğu ergenlik döneminde, arkadaşlar arasında gruplar oluşturulur ve bu grupların kendine özgü kuralları vardır. Çoğu ergen de kendisiyle benzer özelliklere sahip ( benzer giyinme tarzı, müzik tarzı, aktiviteler vb.) kişilerle arkadaşlık etmeyi tercih eder. Bu dönemde hem cinslerle arkadaşlıklar oldukça samimidir ve duygusal paylaşım çok yoğundur.
Erkeklerin kurdukları arkadaş grupları daha kalabalık ve yüzeyselken, kızların kurduğu arkadaş grupları daha küçüktür ve samimidir . Aynı cinsten kurulan arkadaşlıklar, ergenin karşı cinse olan yakınlaşmasına olanak sağlar. Ergen tüm ilişkilerinde olduğu gibi, karşı cinsiyetle ilişkilerini de kendini değerlendirdiği bir ‘ayna’ olarak kullanır.
Ergenlerin karşı cinse ilgi duymaya başlaması ve arkadaş olma çabası romantik ilişkileri başlatır. Karşı cinse duyulan ilgi ile cinsel içerikli beğenme ve beğenilme arzusu içerisine girilmesi, ergende heyecan uyandırır.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlikte Cinsel Gelişim Adımları
Cinsler arasındaki yakınlaşma eğilimi, ergenliğin başlarında daha çok arkadaş grubu ortamında birlikte olma isteği taşırken, sonradan karşı cinsten belirli bireylere yönelmiş romantik duygular ortaya çıkar. Romantik duygular bu dönemde bastırılarak ergenin iç dünyasında da yaşanabilir. Platonik aşk kendi akran grubundan birine karşı hissedilebilirken, hayran olunan birine karşı da hissedilebilir. Arkadaşlık ilişkilerinin ve romantik ilişkilerin seyri, ergenin davranışlarını ve duygulanımını da etkiler.
Çok yoğun duygularla başlanılan romantik ilişki ergeni mutluluktan havaya uçacak kadar mutlu hissettirebilir. Aksi bir durum da dünyanın sonu gelmiş gibi çaresiz ve mutsuz hissettirebilir. Kurduğu ilişkilerden beslenen ve son derece hassas olan ergen, hissettiği ve deneyimlediği olumsuzluklarla baş etmekte zorlanabilir.
Ergenlik dönemi nedir? Ergen Ayrılık Üzüntüsü Acısı Yaşayınca Anne Baba Nasıl Yaklaşmalıdır?
Öncelikle sabırlı olun. Çocuğunuz hissettiği duyguların yoğunluğuyla size ani tepkiler verebilir. Kendi kabuğuna çekilebilir, yalnız kalmak istediğini söyleyebilir. Anlayışlı olabilmek ve ihtiyacı olduğunda yanında olduğunuzu söylemek çocuğunuza daha iyi hissettirecektir.
Dikkatini dağıtacak aktivitelerin planlanması ve keyifli zaman geçirilmesi, çocuğunuzu motive edecektir. Beraber sinemaya gitmek, yemeğe çıkmak, alışverişe gitmek gibi aktiviteler çocuğunuzun gündemini değiştirecektir. Bununla birlikte stresi azaltacak, egzersiz, sağlıklı beslenme ve kaliteli uyku gibi yaşam düzenlemeleri konusunda çocuğunuzu teşvik edebilirsiniz.
Empati kurarak dinleyebilmek ve eleştiriden uzak durabilmek, çocuğunuzun sizinle, duygu ve düşüncelerini paylaşma konusunda cesaretlendirecektir.
İyi bir gözlemci olabilmek ve çocuğunuzun üzüntüsünü aşamadığını gözlemlediğinizde profesyonel yardım almak destekleyici olacaktır.
Özgüven Nasıl Gelişir?
Çocuğun güçlü yönlerini hatırlatılarak, özgüveni pekiştirir. Onun için çok önemli olan arkadaş ilişkilerini devam ettirebilme ve sosyalleşme konusunda cesaretlendirecektir.
Ergenlik döneminde arkadaş ilişkileri ergen için çok değerlidir. Ergen, arkadaşları arasında bağımsız bir birey, topluluğun eşit üyesidir. Bu durum onun için önemli bir statü kaynağıdır. Ebeveynlerin olumlu veya olumsuz tutumları, ergenlerin kuracağı ilişkilerde belirleyici etkiye sahiptir. Arkadaşlarına karışılması, yasaklar konulması ergende büyük tepki doğuracak ve ailede kriz ortamı oluşturacaktır.
Ergenlerin Arkadaşlarıyla İlişkileri Hakkında Anne Baba Nasıl Yaklaşmalıdır?
Arkadaş ilişkileri kurmanın, toplumsal becerilerin kazanılmasında ve kişiliğin oluşumundaki destekleyici rolü göz önünde bulundurulduğunda, siz anne babalara önerilerim şunlar olacaktır:
1- Eleştiriden uzak durun.
Çocuklarınızın arkadaşları hakkında olumsuz eleştirilerde bulunmanız ve çocuğunuza arkadaşlığını bitirmesi konusunda baskı uygulamanız , çocuğunuzu öfkelendirebileceği gibi, size karşı tutumunu da etkileyebilir. Ailesinin olumsuz görüşleri karşısında, arkadaşları hakkında konuşmak istemeyebilir veya yalan söyleyebilir.
2- Müdahale etmeyin.
Anne babaların çocuklarının kiminle zaman geçirdiği konusunda bilgi sahibi olmak istemeleri ve merak etmeleri son derece doğaldır. Arkadaş ortamını görme veya arkadaşlarının ailelerini tanımada çok ısrarcı, sorgulayıcı davranmak yerine, çocuğunuzun da keyif alabileceği aile veya tanışma organizasyonları planlanabilir.
3- İletişim hataları yapmayın.
Öğüt vermek, öğretmek, yönetmek gibi iletişim engelleri yerine ; çocuğunuzun , sizinle sıcak bir ilişki kurmasına, duygularını ifade etmesine ve sorunlarını çözümlemesine fırsat sağlayan etkin dinlemeyi, iletişimin temel basamağı olarak görmek ve uygulamak olumlu ilişkiler kurulmasına fırsat yaratacaktır. Özellikle ‘ sen dili’ dediğimiz, çocuğumuz odaklı ve genellikle kızgınlık, suçluluk belirten cümleler yerine; ‘ben dili’ ile kişisel duygu ve düşüncelerimizi belirtmeli ve çocuğumuzu düşünmeye teşvik etmeliyiz.
4- Sınırları doğru belirleyin.
Ebeveynler kimi zaman çocuklarıyla ‘arkadaş olma’ düşüncesiyle ardır sınırları koymakta zorlanabiliyor ve ebeveyn ile çocuk arasında rol karmaşası yaşanabiliyor. Aile kurallarının ve sınırlarının, çocuğa net bir şekilde anlatılması, çocuğun neler yapıp yapamayacağı konusunda bilgilendirilmesi ve belli özgürlük alanların yaratılması anne-baba ve çocuk ilişkisini sağlam bir dengeye oturtacaktır.
Sonuç olarak unutulmamalıdır ki, çocuk her şeyden öte çocuktur. Ergenlik dönemi ile birlikte, her ne kadar yetişkinliğe adım atmaya hazırlansalar da, çocukların öncelikli ve daimi ihtiyacı siz anne babaların sevgi ve desteğidir. Zorlayıcı ve iniş çıkışlı ergenlik dönemine inat, çocuklarınıza ‘ Seni seviyorum ve her zaman yanındayım.’ cümlesini daha sık söyleyebilmeniz dileğiyle.
En hızlı büyümenin doğum öncesi, doğumdan sonraki ilk yıllar ve ergenlik döneminde gerçekleştiğini göz önünde bulundurduğumuzda, bu dönemlerde karşılaşılan değişimlere uyum sağlayabilmek pek de kolay değildir.
Özellikle ergenlik döneminde, fizyolojik ve hormonal değişimlerin yanı sıra, çok yoğun duygusal dalgalanmaların yaşanması, bu dönemi zor ve karmaşık bir hale getirmektedir. Çocuklar, bedenlerindeki fizyolojik değişimlere uyum sağlamaya çalışırken duygusal çalkantıya girerler. Bu ‘fırtınalı ve sancılı’ dönem, duygu, davranış ve tutum değişikliklerine neden olur. Peki bu değişimler çocuklarınız tarafından nasıl karşılanır gelin bir göz atalım.
1- Ergenlik Dönemi Nedir? Neden Bu Kadar Sakarım?
Evladınızın, okulda, sırasında kitap veya defterlerini düşürdüğü, evde size yardım ederken sık sık bardak yada tabak kırdığı, yemek yerken sürekli bir şeyler devirdiği oluyor mu?
Evet dediğinizi hatta ‘Dikkat etmiyor, isteksizce yapıyor o yüzden bütün bu sakarlıkları.’ diye eklediğinizi de duyar gibiyim. Ergenlik döneminde sakarlığın sık görülen bir durum olduğu doğrudur. Fakat bu durumun, dikkat eksikliği ve hiperaktive bozukluğunun bir belirtisi olarak mı ortaya çıktığının yoksa fiziksel büyümenin yarattığı dengesizlikten mi kaynaklandığının ayrımını yapmak, değişimin neden kaynaklandığı hakkında bize bilgi verecektir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sıklıkla okul hayatının başlamasıyla ortaya çıkar ve tedavi edilmediği takdirde, belirtileri ergenlik döneminde de devam eder. Çocukların akademik başarısı, aile hayatı, sosyal ilişkileri ve benlik saygısı üzerine çeşitli olumsuz etkileri vardır. Bu nedenle profesyonel yardım alınarak, doğru tedavi programının düzenlenmesi son derece önemlidir.
Ergenlerde görülen sakarlık, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğundan kaynaklanmıyorsa, nedeni fizyolojik değişimlerdir. Ergenlikle birlikte kasların gelişmesi, boyun uzaması, el, kol, bacak ve ayakların orantısız büyümesi ergenlerin daha çok hata yapmasına ve sakarlıklarının artmasına neden olur. Çocuğunuz, bu ani ve orantısız büyüme karşısında bedenini kontrol etmekte zorlanır ve bu da sakarlık olarak ortaya çıkar.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuklarınızda görülen sakarlığın, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun bir belirtisi olup olmadığına, profesyonel yardım alınarak emin olunmalıdır.
Çocuklarınızın bu dönemdeki sakarlıklarının, kas gelişimlerine bağlı olduğu unutulmamalı ve çocuklarınızın hatalarına karşı daha anlayışlı olmalısınız.
2- Ergenlik Dönemi Nedir? Niye Elimi Kolumu Koyacak Yer Bulamıyorum?
Kişiler arası iletişim, %60’ı beden dili, %30’u ses tonu ve %10’u kelimelerle gerçekleştirilmektedir. Beden dilinin etkisi karşımızdaki kişi ile iletişime geçmeden yani iletişimin ilk saniyelerinden itibaren kendisini gösterir. Beden dili; duruş, jestler ,mimikler, göz teması gibi unsurlardan oluşur. Kişilerin bu unsurları kullanış biçimi yani beden dili, kişi hakkında birçok bilgi verir. Örnek verecek olursak, bir konferans için sunum yapan iki kişiyi ele alalım. Konuşmayı yapan ilk kişinin, dik bir duruş sergileyerek sahneye çıktığını, salondaki dinleyicilerle göz teması kurmaktan çekinmediğini, ellerini açık bir şekilde konuşmasının seyrine göre hareket ettirebildiğini ve anlattığı konunun içeriğine uygun ses tonu ve mimik kullandığını düşünelim.
İkinci konuşmacının ise, sahneye omuzları düşük, bedeni öne doğru eğilmiş ( kambur) bir şekilde çıktığını, göz teması kurmaktan çekindiğini ve ellerini, kollarını vücudu ile senkronize etmekte zorlandığını, uygun mimik ve jestleri kullanmadığını varsayalım.
Dinleyicilere bu iki konuşmacı hakkındaki fikirleri sorulduğunda, sizce her iki konuşmacı için de aynı düşüncelere ait cevaplar verebilirler mi? Tahmin etiğiniz üzere ilk konuşmacıyı kendine güvenen, etkileyici ve iletişime açık olarak nitelendirebileceklerken, ikinci konuşmacıyı daha çekimser, belki biraz heyecanlı ve özgüveni düşük olarak nitelendirebileceklerdir.
Ergenlik dönemi için de, aynı bu örnekte ele aldığımız gibi, çocuğunuzun duruşu ve beden dili size ve etrafına kendisi hakkında birçok bilgi verir. Kimlik gelişiminin şekillendiği ergenlik döneminde, ergenler özgüven eksikliğine eğilimlidirler ve genellikle kambur bir postür sergilerler. Bu dönemde çocuklarınız için, başta arkadaşları olmak üzere sosyal çevrenin kendisi hakkındaki düşünceleri son derece önemlidir. Sizinle veya çevresiyle iletişim kurarken tedirgin hissedebilirler ve huzursuz olabilirler.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuklarınızın, hayatı sizin aracılığınızla deneyimlemeye başladığını, sizin davranışlarınızı ve tutumlarınızı benimsediğini hatırlayarak, onlar için her zaman iyi bir rol model olmayı unutmayın. Özellikle çevrenizle nasıl iletişime geçtiğinizin, arkadaşlarınızla nasıl diaologlar kurduğunuzun çocuklarınız tarafından gözlemlendiğini hatırlayın.
İnsanların birbirinden farklı özellikleri, yetenekleri ve başarı alanları olduğunu çocuğunuza anlatın. Çocuğunuzun ilgi alanı ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere katılmasına imkan sağlayarak onun sahip olduğu kapasitesini ortaya çıkarmasına ve kendisiyle ilgili yeni keşifler yapabilmesi konusunda destekleyin.
Çocuğunuza güçlü yanlarını hatırlatın ve çevresiyle iletişime geçme konusunda cesaretlendirin.
Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun sorumluluklar vermeyi unutmayın. Sorumluluk alan ve yerine getiren çocuğunuz kendini yararlı ve önemli hisseder.
Çocuğunuzu spor aktivitelerine yönlendirmekten çekinmeyin. Ergenlik dönemindeki gençlerin, yoğun bir tempoda ders çalıştığını, üniversite sınavına hazırlandığını ve bu sürecin onlarda stres yaratabildiğini biliyoruz. Çocuğunuzun stresini azaltacak, onu rahatlatacak ve motive edecek sporun, kaybedilen bir zaman olmadığı, doğru zaman yönetimi ile birlikte, ders başarısını arttıran bir unsur olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuğunuz, kaslarının güçlenmesi ile birlikte daha sağlıklı bir bedene ve duruşa kavuşacaktır. Unutmayın ki, ‘Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.’
3- Ergenlik Dönemi Nedir? Niçin Vücudum Bu Kadar Hızlı Değişiyor?
Beden imajının gelişmesiyle birlikte, bedenle ilgili tutum, algı ve yorumlarla şekillenir. Yani çocuğun kendi zihnindeki fiziksel görünümü ve onu yorumlayış şekli beden imajını oluşturur. Aslında ergenler, çocukluklarından bu yana vücutlarının nasıl göründüğü hakkında belirli bir kanıya sahiptirler.
Buluğ çağıyla beraber vücut biçimlerinin ve vücut organlarının boyutlarının değişmesi, ergeninin vücudu hakkındaki düşüncelerini de değiştirir. Başta akran grubu olmak üzere ailenin de ‘ideal vücut’ kavramına nasıl baktığı, ergenin vücut imgesi üzerinde etkili olur.
Özellikle medya kanalları aracılığıyla, gençlere empoze edilen ‘kusursuz vücut’ tipleri, ergenlerin sahip olmayı istedikleri ve kendi vücutlarıyla kıyaslama yaptıkları bir ölçüt haline gelmiştir. Kızlar nasıl göründüklerine önem verirken, erkekler daha çok fiziksel güce yani ‘yağsız ve kaslı’ görünüşe önem verir. Kısacası güzellik ve ideal beden ölçütlerine atfedilen önem karşısında, ergen kendi beden yapısı ve görünüşü ile ilgili kaygılanabilir ve birçok duygusal sorunla karşı karşıya kalabilir.
Ergenlik Dönemi Nedir, Anlamak İçin Bir Vaka Örneği:
Gelin bir de sizler için kurguladığım vaka üzerinden, beden imajının ergenleri nasıl etkileyebileceğine bakalım: Selin 14 yaşında lise 1. sınıf öğrencisiydi. Küçüklüğünden beri yaşıtlarına oranla kilosu hep biraz daha fazla olmuştu. Boyu da yaşıtlarından daha kısa olduğundan daha şişman gözüküyordu. İlkokul süresince okulda arkadaşlarından görünüşüyle ilgili pek olumsuz bir şey duymamış bu nedenle lise çağına gelinceye dek nasıl göründüğünü kafasına pek takmamıştı. Ancak liseye başladığında sanki her şey değişmişti. Ona göre okulundaki birçok kız manken gibiydi ve kendisi aralarında çirkin ve şişman kalıyordu.
Selin onlar gibi zayıf ve güzel olmayı çok istiyordu. Beğendiği çocuk dahil bütün erkekler sanki o kızların peşindeydi. Selin, zayıf olan arkadaşlarının yanında görünmez olmayı diliyordu. Ona göre sihirli bir değneğin değmesi kadar imkansızdı, cildinin pürüzsüz olması, saçının güzel şekillenmesi ve zayıf olması. Birkaç kez rejim yapmayı denedi fakat sağlıklı beslenemediğinden uzun sürmedi. Daha çok yemek yemeye ve kilosunu daha çok kafasına takmaya başladı. Zamanla Selin okula gitmek istememeye, yalnız zaman geçirmeye başladı. Eskiden çok sevdiği alışverişe dahi çıkmak istemiyor ve mutsuz gözüküyordu. Anne babası Selin için endişelenmeye bu durum karşısında ne yapmaları gerektiği konusunda çaresiz hissediyorlardı.
Hayali kahramanımız Selin’in içinde bulunduğu durum siz anne babalara tanıdık gelmiş olabilir. Sizin de evladınız saatlerce aynanın karşısında zaman geçiriyor olabilir veya fiziksel özelliklerinden dolayı kendini acımasızca eleştirebiliyor olabilir.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuğunuza olumlu ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırın. Bebeklik döneminde doyma hissi gelişen, ebeveyni tarafından kabul gören çocuğun olumlu beslenme alışkanlığı geliştirdiğini, bunun da olumlu beden algısının gelişimine katkı sağladığını unutmayın.
Çocuğunuzun sizi örnek aldığını unutmayın. Çocuğunuzun sahip olmasını istediğiniz alışkanlıkları öncelikle siz hayatınıza sokun ve uygulayın. Nasihat etmek yerine her zaman örnek olmayı önceliğiniz haline getirin.
Çocuğunuzun kendisini gerçekçi bir şekilde değerlendirebilmesi konusunda yardımcı olun.
Çocuğunuzun kendisi hakkındaki gerçekçi değerlendirmelerini kabul etmesi konusunda ona destek olun. Unutmayınız ki anne babasının desteğini ve koşulsuz kabulünü hisseden çocuklar, çok daha kolay bir şekilde kendini ifade eder ve olumsuz duygulara katlanır.
Çocuğunuza bedeni dışındaki güçlü taraflarını, sık sık hatırlatın. Fiziksel görünümün yanı sıra yeteneklerinin, başarılarının ve arkadaş ilişkilerinin daha önemli olduğunu ona anlatın.
4- Ergenlik Dönemi Nedir? Sesime Ne Oluyor? Ergende Ses Değişimi
Ergenlik dönemi ile birlikte, ses değişimi olmaya başlar. Gırtlakta bulunan kıkırdak doku öne çıkar ve sesi kalınlaştırır. Sesin önce çatallaştığı, ardından çatladığı görülür. Vücuttaki diğer değişimler gibi, seste değişime uğramaya başlar. Ses tonu, ses tellerinin uzunluğu ile gırtlak yapısına bağlı olarak değişir. Büyüme devam ettikçe seste çatallaşma meydana gelebilir. Erkek çocuklardaki ses değişikliği, kızlara oranla çok daha belirgindir. Ses değişimine çocuklarınızın uyum sağlamakta zorlandığını, sesinden rahatsız olduğunu gözlemleyebilirsiniz.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuğunuza, sesindeki değişimin, gelişiminin bir parçası olduğunu ve ses değişiminin nedenini ona anlatın. Aynı dönemden sizin de geçtiğinizi ve bu durumun rahatsız hissettirmesinin son derece normal olduğunu paylaşın. Benzer bir durumun sizin tarafınızdan yaşanıldığını ve hislerinin anlaşıldığını görmek, çocuğunuzun bu konudaki endişesini hafifletecektir.
5- Ergenlik Dönemi Nedir? Cinsellik Nedir? Cinsel Gelişim Aşamaları Nedir?
Ergenlik dönemi değişikliklerinden biri de hipofiz bezinin salgıları ile başlayan koltuk altı ve üreme organı bölgesindeki tüylenmedir. Bu dönemde koltuk altı ve vücudun diğer bölgelerindeki ter bezleri çocukluk döneminden daha fazla çalışır.
Kız çocukları, çocukluktan ergenliğe geçerken adet görmeye başlar. İlk adet kanamasına menarj adı verilir. Kanamanın nedeni, salınan yumurta hücrelerinin rahimden atılmasıdır. İlk adet görme, 9-16 yaşları arasında herhangi bir yaşta olabilir. Hormonal değişimler sebebiyle memeler de büyümeye başlar. Ergen, bu değişim karşısında utanabilir ve büyüyen memelerini saklamak için kambur bir duruş sergileyebilir.
Erkek çocuklarında, testosteron hormonunun etkisiyle hem bedensel değişimler hem de sperm üretimi başlar. Ergen, bu dönemde geceleri, ıslak rüyalar dediğimiz gece boşalmaları yaşar. Gece boşalmaları konusunda bilgilendirilmeyen çocuk, yaşadığı şeyden dolayı suçluluk duygusuna kapılabilir.
Ergenlik döneminde, hem kız çocuklarında, hem erkek çocuklarında derideki yağbezlerinin fazla çalışması sonucu, salgılanan yağlar bez kanallarını tıkar ve yüzde akneler oluşur. Yağ birikimi şişer ve ergenlik sivilcelerini meydana getirir.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Çocuğunuzun kişisel hijyenini sağlayabilmesi adına, çocuğunuzu bilgilendirmeniz ve yol göstermeniz son derece önemlidir. Anneler, kız çocuklarına menstrüasyon döngü hakkında bilgi vermeli ve bu periyodu geçirirken nelere dikkat etmesi konusunda açıklayıcı olmalıdır. Babalar da, hijyen konusunda, bilgilerini erkek çocuklarıyla paylaşmalıdır.
Bu dönemde çocukların gereksinim duyabilecekleri materyaller çocuğa anlatılmalı ve temin edilmelidir.
Çocukların, okulda cinsel eğitim alıp almadıkları takip edilmeli, almadıkları takdirde, çocuklar, anne baba rehberliğinde bilgilendirilmelidir.
6- Ergenlik Dönemi Nedir? Duygularım Neden Sık Sık Değişiyor?
Ergenlerin, duygusal tepkileri düzenlilik göstermez. Hem duygusal durumların değişim hızı çabuktur, hem de duygularında istikrarsızlık vardır. Ergenin aynı olaya bir gün ara ile gösterdiği tepkiler değişik olabilir. Çünkü ergenlik dönemi yoğun çelişki ve zıt duyguların yaşandığı bir dönemdir.
Çocuğunuz bir an çok keyifli iken, bir dakika sonra sıkkın ve mutsuz görünebilir. Bu son derece doğaldır. Gelin bir kurgu üzerinden, ergenlerin duygusal iniş çıkışlarını görelim.
’’Kızımla alışveriş yaparken ikimizde çok keyifliydik, güzel zaman geçiriyorduk. Kızım benden, denediği kıyafet hakkındaki fikrimi paylaşmamı istedi. Yaşına uygun bir kıyafet olmadığını söylememle birlikte ağlamaya ve onu anlamadığıma dair suçlayıcı cümleler kurmaya başladı. Kızımın bu tepkisi karşında gerçekten şaşırdım.’’ Bu cümleler, 16 yaşındaki hayali kahramanımızın annesine ait. Siz anne babaların da, kurguladığımız duruma benzer şeyler yaşayabildiğini ve çocuklarınızın bu ani değişimleri karşısında şaşırabilir.
Anne ve Baba İçin Uygulama İpuçları:
Siz veya çocuğunuz sinirliyken tartışmamaya özen gösterin. Unutmayın ki, ergenlik döneminde öfke kontrolü gelişmemiştir.
Çocuğunuzun tepkileri ve çelişkili davranışları karşısında soğukkanlı olmaya çalışın. Her ne kadar inişli çıkışlı bir duygulanım gösterseler de, anne babasının sakin ve kararlı duruşu ergeni rahatlatır ve güvende hissettirir.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlik Nasıl Başlar?
Ergenlikle tanışma adımları nasıldır? Bahsettiğimiz sorularla baş etmenin sadece çocuklar için zor olmadığını, siz anne babaların da, ergenlik dönemi ile birlikte ortaya çıkan sorunları çözmekte ve davranışlarına anlam vermekte zorlanabildiğini, özellikle kriz ortamında ve çocuğunuzun öfkesi karşısında ne yapmanız gerektiği konusunda çaresiz hissedebildiğini biliyoruz. Ergenlik dönemi, anne babaların çocuklarından duymaya pek de alışık olmadıkları, sinyal cümleleri ile başlar:
Ben artık çocuk değilim!
Neden istediğim gibi davranamıyorum!
Beni kimse anlamıyor!
Bana karışmayın!
Her Şeyin Sorumlusu Ergenlik Mi?? PEKİ ANNE BABALAR?
Ergenlik dönemi nedir ve aileler birçok sorunla karşılaşılır. Bu sorunların kaynağını belirlemek, sorunların çözümünde kritik bir öneme sahiptir. Acaba çocuğunuz gerçekten ergenlik döneminin sancılarını mı çekiyor, yoksa çocukluk dönemi sorunlarının bir uzantısı ergenlik dönemi ile birlikte devam mı ediyor?
Ebeveynleri olarak, ergenlik dönemi nedir ve çocuğunuza karşı doğru bir tutum ve yaklaşım sergiliyor musunuz? Gelin bütün bu soruların cevabını, siz anne babaların ergenlik dönemi ile ilgili ortak gözlemleri üzerinden ve öz eleştiri yapabilmeniz için oluşturduğum iç ses konuşmaları üzerinden verelim.
Durum: Çocuğumuz bizimle bir şeyler paylaşmaktan kaçınıyor!
İçses Soruları:
Çocuğumun duygu ve düşüncelerini paylaşabileceği sohbet ortamını oluşturuyor muyum?
Çocuğumla yeteri kadar zaman geçiriyor muyum?
Daha önce paylaşmaya çalıştığı şeylere ilgisiz kalmış olabilir miyim?
Onu anlamadığımı düşündürtecek bir tutum mu sergiliyorum?
İyi bir dinleyici miyim?
Dikkatimi tamamen çocuğuma veriyor muyum? Gazete okurken, televizyon izlerken mi onu dinliyorum yoksa çocuğumla göz teması kurup bütün dikkatimi ona mı veriyorum?
Durum: Bizden bir şeyler saklıyor!
İçses Soruları:
Çocuğumun paylaştıklarına daha önce nasıl tepkiler gösterdim?
Verdiğim tepkilerle veya yaptığım eleştirilerle çocuğumu yalan söylemeye itmiş olabilir miyim?
Çok fazla nasihatta bulunuyor muyum?
Müdahaleci bir tutum sergiliyor olabilir miyim?
Çocuğumu korkutarak mı terbiye etmeye çalışıyorum?
Durum: Her şeye tepki veriyor!
İçses Soruları:
Çocuğumun içinde bulunduğu ergenlik döneminin gelişim özelliklerini yeterince biliyor muyum
Acaba çocuğumla konuşurken empati kuruyor muyum?
Öfkesinin kaynağının ne olabileceğini daha önce hiç düşündüm mü?
Aile dışındaki ilişkilerinde öfkesi devam ediyor mu? Öfkesi sadece bize yönelik mi yoksa çevresine de mi yönelik?
Stres atacağı aktivitelere (spor vs..) gitmesi konusunda çocuğumu yeterince destekledim mi?
Anne baba olarak tutarlı ve sürekli bir duruş sergiliyor muyuz? Kararlar ve kurallar sık sık değişiyor mu?
Durum: Çocuğum Hep Karamsar! İçine kapanık!
İçses Soruları:
Çocuğumun güçlü yönlerini veya başarılarını bu zamana kadar ne ölçüde fark ettim?
Çocuğuma aferin diyor muyum?
Onu yeterince takdir ediyor muyum?
Yeni deneyimler karşısında çocuğuma yeterli desteği gösterdim mi, onu cesaretlendirdim mi?
Kaç defa çocuğuma ‘Sana güveniyorum. Başarabilirsin.’ dedim?
Durum: Kuralları çiğniyor! Söz dinlemiyor!
İçses Soruları:
Çocuğuma özgür bir alan bıraktım mı?
Kendini yeterli hissedebilmesi için ona sorumluluk veriyor muyum?
Katı kurallar, esnek olmayan sınırlar koyuyor olabilir miyim?
Durum: Hep bizi suçluyor!
İçses Soruları:
Çocuğum bu davranışı acaba bizden(ebeveynlerinden) öğrenmiş olabilir mi?
Çocuğumla iletişim kurarken acaba ‘Sen’ ile başlayan cümleleri sık mı kuruyorum?
Durum: Bizimle zaman geçirmek istemiyor??
İçses Soruları:
Çocuğuma ailesiyle birlikte zaman geçirme alışkanlığını kazandırdım mı?
Çocuğumla geçireceğim zamanı planlarken onun ilgi alanlarını veya keyif aldığı aktiviteleri göz önünde bulunduruyor muyum?
Ailece zaman geçirdiğimizde tartışma ortamı oluşuyor mu veya olumsuz olaylar yaşanıyor mu
Çocuğumla kaliteli zaman geçiriyor muyum veya geçirdim mi? Beraber oyun oynadık mı? Sinemaya gittik mi?
Durum: Hep arkadaşlarıyla takılmak istiyor??
İçses Soruları:
Ailece geçirilen zamanı keyifli hale getiriyor muyuz? Yoksa hataları, kuralları ve sınırları mı konuşuyoruz?
Onun yaşındayken ben daha çok arkadaşlarımla mı zaman geçirmek isterdim yoksa ailemle mi?
Siz anne babaların bahsedilen durumlar ve benzeri olaylar karşısında, her zaman bir iç ses oluşturmasını ve bu sese kulak vermesini öneriyorum.
Çocuğuyla yeteri kadar zaman geçirmeyen, onu yeterince tanımayan anne babalar; çocuklarındaki değişimin gelişim döneminden mi yoksa farklı sebeplerden mi kaynaklandığının ayrımını yapmakta zorlanırlar.
EBEVEYN İÇİN 5 ÖNERİ:
Çocuğunuzla zaman geçirin. Çocuğunuzu tanıyın.
Çocuğunuzdaki değişimleri fark edin. İyi bir gözlemci olun.
Çocuğunuzun duygulanımını ve davranışlarını ölçümleyin.(1 ile 10 arası
değer verin. Örneğin, öfkesini derecelendirin.( 1, çok az öfkeli; 10 çok fazla öfkeli gibi..)
Çocuğunuzun, baş etmekte zorlandığı sorunların çözümüne destek olabilecek uzman yardımını almaktan çekinmeyin.
Öz eleştiri yapmayı, kendi tutum ve davranışlarınızı gözden geçirmeyi ve değişime açık olmayı unutmayın.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlerin İç Dünyası
Ergenlik dönemi nedir ve ergenlikle birlikte çocuk kendi iç dünyasına ve sorunlarına yönelir. Duygu ve düşüncelerini çok yoğun bir şekilde yaşar. Hissettiklerinin ona özgü ve kimse tarafından anlaşılamaz olduğunu zanneder, kendi söylediklerini en doğru olarak kabul eder. Ergenin kendisini merkez görmesi ve başkalarının onunla ilgili olumlu veya olumsuz şekilde ilgilendiği algısına sahip olması doğal bir süreçtir.
Çocukluk döneminden farklı olarak soyut düşünme becerisi, akıl yürütme, kendi fikir ve değerlerini oluşturma ve kimlik arayışı bu dönemde ön plana çıkar. Yetişkin rolüne hazırlanan ergen ‘Ben kimim, neyim, ne olacağım, hangi hareket doğru, toplumdaki yerim neresi ?’’ sorularına cevap arar. Sorularının cevabını içinde bulunduğu arkadaş grubunda arar; arkadaş çevresinin değerleri ve dünya görüşü önem kazanmaya başlar.
Arkadaş grubuna dahil olabilmek ve kabul edilebilmek için onların tutumlarını benimser görünür. Aile ile geçirilen zaman, yerini akran grubuna bırakır. Bağımsızlaşma süreciyle birlikte, odasında yalnız zaman geçirmeyi tercih edebilir, aile etkinliklerine katılmakta eskisi kadar hevesli olmayabilir. Ebeveynlerinin rehberliğinden ve kontrolünden kendini soyutlamaya çalışır.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlerin Arkadaş İlişkileri Nasıldır?
Arkadaşlık kavramının son derece önemli olduğu ergenlik döneminde, arkadaşlar arasında gruplar oluşturulur ve bu grupların kendine özgü kuralları vardır. Çoğu ergen de kendisiyle benzer özelliklere sahip ( benzer giyinme tarzı, müzik tarzı, aktiviteler vb.) kişilerle arkadaşlık etmeyi tercih eder. Bu dönemde hem cinslerle arkadaşlıklar oldukça samimidir ve duygusal paylaşım çok yoğundur.
Erkeklerin kurdukları arkadaş grupları daha kalabalık ve yüzeyselken, kızların kurduğu arkadaş grupları daha küçüktür ve samimidir . Aynı cinsten kurulan arkadaşlıklar, ergenin karşı cinse olan yakınlaşmasına olanak sağlar. Ergen tüm ilişkilerinde olduğu gibi, karşı cinsiyetle ilişkilerini de kendini değerlendirdiği bir ‘ayna’ olarak kullanır.
Ergenlerin karşı cinse ilgi duymaya başlaması ve arkadaş olma çabası romantik ilişkileri başlatır. Karşı cinse duyulan ilgi ile cinsel içerikli beğenme ve beğenilme arzusu içerisine girilmesi, ergende heyecan uyandırır.
Ergenlik Dönemi Nedir? Ergenlikte Cinsel Gelişim Adımları
Cinsler arasındaki yakınlaşma eğilimi, ergenliğin başlarında daha çok arkadaş grubu ortamında birlikte olma isteği taşırken, sonradan karşı cinsten belirli bireylere yönelmiş romantik duygular ortaya çıkar. Romantik duygular bu dönemde bastırılarak ergenin iç dünyasında da yaşanabilir. Platonik aşk kendi akran grubundan birine karşı hissedilebilirken, hayran olunan birine karşı da hissedilebilir. Arkadaşlık ilişkilerinin ve romantik ilişkilerin seyri, ergenin davranışlarını ve duygulanımını da etkiler.
Çok yoğun duygularla başlanılan romantik ilişki ergeni mutluluktan havaya uçacak kadar mutlu hissettirebilir. Aksi bir durum da dünyanın sonu gelmiş gibi çaresiz ve mutsuz hissettirebilir. Kurduğu ilişkilerden beslenen ve son derece hassas olan ergen, hissettiği ve deneyimlediği olumsuzluklarla baş etmekte zorlanabilir.
Ergenlik dönemi nedir? Ergen Ayrılık Üzüntüsü Acısı Yaşayınca Anne Baba Nasıl Yaklaşmalıdır?
Öncelikle sabırlı olun. Çocuğunuz hissettiği duyguların yoğunluğuyla size ani tepkiler verebilir. Kendi kabuğuna çekilebilir, yalnız kalmak istediğini söyleyebilir. Anlayışlı olabilmek ve ihtiyacı olduğunda yanında olduğunuzu söylemek çocuğunuza daha iyi hissettirecektir.
Dikkatini dağıtacak aktivitelerin planlanması ve keyifli zaman geçirilmesi, çocuğunuzu motive edecektir. Beraber sinemaya gitmek, yemeğe çıkmak, alışverişe gitmek gibi aktiviteler çocuğunuzun gündemini değiştirecektir. Bununla birlikte stresi azaltacak, egzersiz, sağlıklı beslenme ve kaliteli uyku gibi yaşam düzenlemeleri konusunda çocuğunuzu teşvik edebilirsiniz.
Empati kurarak dinleyebilmek ve eleştiriden uzak durabilmek, çocuğunuzun sizinle, duygu ve düşüncelerini paylaşma konusunda cesaretlendirecektir.
İyi bir gözlemci olabilmek ve çocuğunuzun üzüntüsünü aşamadığını gözlemlediğinizde profesyonel yardım almak destekleyici olacaktır.
Özgüven Nasıl Gelişir?
Çocuğun güçlü yönlerini hatırlatılarak, özgüveni pekiştirir. Onun için çok önemli olan arkadaş ilişkilerini devam ettirebilme ve sosyalleşme konusunda cesaretlendirecektir.
Ergenlik döneminde arkadaş ilişkileri ergen için çok değerlidir. Ergen, arkadaşları arasında bağımsız bir birey, topluluğun eşit üyesidir. Bu durum onun için önemli bir statü kaynağıdır. Ebeveynlerin olumlu veya olumsuz tutumları, ergenlerin kuracağı ilişkilerde belirleyici etkiye sahiptir. Arkadaşlarına karışılması, yasaklar konulması ergende büyük tepki doğuracak ve ailede kriz ortamı oluşturacaktır.
Ergenlerin Arkadaşlarıyla İlişkileri Hakkında Anne Baba Nasıl Yaklaşmalıdır?
Arkadaş ilişkileri kurmanın, toplumsal becerilerin kazanılmasında ve kişiliğin oluşumundaki destekleyici rolü göz önünde bulundurulduğunda, siz anne babalara önerilerim şunlar olacaktır:
1- Eleştiriden uzak durun.
Çocuklarınızın arkadaşları hakkında olumsuz eleştirilerde bulunmanız ve çocuğunuza arkadaşlığını bitirmesi konusunda baskı uygulamanız , çocuğunuzu öfkelendirebileceği gibi, size karşı tutumunu da etkileyebilir. Ailesinin olumsuz görüşleri karşısında, arkadaşları hakkında konuşmak istemeyebilir veya yalan söyleyebilir.
2- Müdahale etmeyin.
Anne babaların çocuklarının kiminle zaman geçirdiği konusunda bilgi sahibi olmak istemeleri ve merak etmeleri son derece doğaldır. Arkadaş ortamını görme veya arkadaşlarının ailelerini tanımada çok ısrarcı, sorgulayıcı davranmak yerine, çocuğunuzun da keyif alabileceği aile veya tanışma organizasyonları planlanabilir.
3- İletişim hataları yapmayın.
Öğüt vermek, öğretmek, yönetmek gibi iletişim engelleri yerine ; çocuğunuzun , sizinle sıcak bir ilişki kurmasına, duygularını ifade etmesine ve sorunlarını çözümlemesine fırsat sağlayan etkin dinlemeyi, iletişimin temel basamağı olarak görmek ve uygulamak olumlu ilişkiler kurulmasına fırsat yaratacaktır. Özellikle ‘ sen dili’ dediğimiz, çocuğumuz odaklı ve genellikle kızgınlık, suçluluk belirten cümleler yerine; ‘ben dili’ ile kişisel duygu ve düşüncelerimizi belirtmeli ve çocuğumuzu düşünmeye teşvik etmeliyiz.
4- Sınırları doğru belirleyin.
Ebeveynler kimi zaman çocuklarıyla ‘arkadaş olma’ düşüncesiyle ardır sınırları koymakta zorlanabiliyor ve ebeveyn ile çocuk arasında rol karmaşası yaşanabiliyor. Aile kurallarının ve sınırlarının, çocuğa net bir şekilde anlatılması, çocuğun neler yapıp yapamayacağı konusunda bilgilendirilmesi ve belli özgürlük alanların yaratılması anne-baba ve çocuk ilişkisini sağlam bir dengeye oturtacaktır.
Sonuç olarak unutulmamalıdır ki, çocuk her şeyden öte çocuktur. Ergenlik dönemi ile birlikte, her ne kadar yetişkinliğe adım atmaya hazırlansalar da, çocukların öncelikli ve daimi ihtiyacı siz anne babaların sevgi ve desteğidir. Zorlayıcı ve iniş çıkışlı ergenlik dönemine inat, çocuklarınıza ‘ Seni seviyorum ve her zaman yanındayım.’ cümlesini daha sık söyleyebilmeniz dileğiyle.