Eski Türklerde Devlet Nedir?
Bilindiği gibi en eski çağlardan bugüne kadar bütün toplumlar ve toplumları yöneten hükümdarlar devlet işlerini görürken danışmak istişare etmek alıp uygulayacakları kararları topluma benimsetmek alınacak neticelerin sorumluluğunu paylaşmak en doğru olanı yapmak ve benzeri sebeplerle danışmanlar edinmek ve daha önemlisi kurullar oluşturmak ihtiyacını hissetmişlerdir. Günümüzde temsili parlamenter sistemle en gelişmiş seviyesine varan bu olgu gerek Batılı gerekse Doğulu toplumlarda kökü en eski çağlara uzanan bir geçmişe sahiptir. Biz bu çalışmada yalnızca Orta Asya Türk devletlerinin devlet meclisi olan “Toy”u ele alacağız.
“Toy” kelimesi “meclis-toplantı” “Devlet Meclisi” anlamına gelmektedir. Kelimenin bir diğer ve yaygın anlamı da bayram. ziyafet ve eğlenceli yemeklerdir. Moğolların Gizli Tarihi isimli eserde yer alan “Düğün doğum evlenme ve buna benzer hallerde tertiplenen meclis” şeklindeki ifade de Toy’un değişik vesilelerle toplanan bir meclis olduğu yolundadır. Ancak “Toy” devlet işlerinin görüşüldüğü ve daha sonra yenilip içilip eğlenilen bir festival niteliğinde olsa gerektir. Hükümdarlar tarafından yılın belirli günlerinde hükümdarlık alameti olarak devlet ileri gelenlerine ve halka verilen ve resmi bir niteliği olan ziyafettir.
Bunun yanı sıra toy kelimesiyle aynı anlama gelen “Kurultay” kelimesinden de söz etmemiz gerekir. Moğolca toplanmak bir araya gelmek anlamındaki “khuril khural-khuri kuril” köküne6 yine Moğolca “tai” ekinin ilave edilmesiyle türetilmiş bir terim olan kurultay kelimesi zamanla Türk devlet meclisi “toy”un yerini almıştır. XIII. yüzyılın ortalarından itibaren kaynaklarda geçmeye başlayan bu kelime toy yerine kullanılmaya başlanmış toy ise yemekli eğlence için kullanılır olmuştur.
Toy geleneğinin aslı olan ilk meclis ya da toplantılar Asya Hun İmparatorluğu’nda Mao-tun dönemine kadar geriye uzanmaktadır. Mao-tun devrinde (M.Ö. 209–174) dini ayinlerin yapıldığı halkın nüfusunun ve hayvan sayısının belirlendiği ve devlet işlerinin görüşüldüğü üç büyük toplantı yapılmaktaydı. Hsiung-nu Devleti’nin Shan-yü (veya Tan-hu) denilen hükümdarları karargâhlarında yılda üç defa birekşi beşekşi ve dokuzuncu aylarda veya başka bir deyişle yılbaşı ilkbahar ve güz mevsimlerinde bu toplantıları gerçekleştirmekteydi. Bütün bu toplantılar yapıldıkları ayın beşekşi günü olan “wu” günü yapılırdı.
Kabile reislerinin katıldığı bu toplantı bir festival olup eğlenilirdi fakat aynı zamanda atları kurban verilir ibadet edilirdi. Ögel bu toplantıda küçük kurultayın da yapıldığını belirtmektedir1.
Beşekşi ayda yani ilkbaharda (altıncı ayda) Lung-ch’eng’da (Ongkin Irmağı vadisinde Karakum şehrinde) yapılan toplantı diğerine göre daha önemliydi. Çünkü bu toplantıda bütün prens ve kabile reisleri toplanır atalara yere ve göğe kurbanlar verilir ibadet edilirdi. Yine bu toplantıda bütün büyük devlet işleri de görüşülürdü ki bu da ilkbahar toplantısının önemini artırmaktaydı. Burada görüşülen başlıca konular şunlardı: Askeri stratejik meseleler dış politikayla ilgili işler elçi kabulleri yeni hükümdar (Shan-yü) seçimi. Bu toplantıya prenslerin yanı sıra devletin ileri gelen memurları ve Hsiung-nu Devleti tâbiyetinde bulunan beyler katılırlardı. Bu katılmanın başlıca sebebi devlete olan sadakatin sürdüğünü göstermekti. Aksi bir davranış isyan anlamına gelmekteydi.
Hsiung-nu Devleti’nde yapılan üçüncü önemli toplantı ise sonbaharda Tai-linde yapılanıdır. Savaş ve sayım kurultayı da denilebilecek bu toplantıda ahali ve atların sayımı yapılır ve savaş kararı görüşülürdü.
Toplantının bu şekilde yapılmasının sebebi bu mevsimde atların yetişip güçlenmiş olması ve Çin’de harman mevsimi olması dolayısıyla Hunlar’da bu bölgeye doğru savaş hareketlerini başladığı bir mevsim olmasıydı.
Hunların yanı sıra diğer bütün Türk devletlerinde de bu tür toplantıların yapıldığını meclislerin toplandığını görüyoruz. Göktürklerde de bu toplantılardan yapılmaktaydı. Yılın beşekşi ayında ilkbaharda yapılan ve halkın da katıldığı toplantı yine en önemlisiydi. Bu toplantılar aynı zamanda bir bayram gibi kutlamalara sahne olur at yarışları yapılır şarkı sözlerilar söylenir kımız denilen içki bol miktarda içilirdi. Bu toplantı vesilesiyle kurulan mecliste de devlet işleri görüşülür yeni hakan seçimi yapılır hatta iktisadi ve kültürel meselelere çözüm bulunurdu.
Uygurların da buna benzer devlet işlerinin görüşüldüğü meclisi bulunmaktaydı. Öteki bütün Türk devletlerin de meclisi vardı. Atilla zamanında Hun Devleti’nde siyasi hayatta nüfuzları büyük asillerin oluşturduğu bir istişare meclisi devletin yönetiminde önemli söz sahibiydi.
Tabgaç Devleti’nde böyle bir devlet ve nazırlar meclisi Hazar Devleti’nde “İhtiyarlar Meclisi” Peçeneklerde “Komenton” denilen önemli kararların alındığı meclis ve Tuna Bulgar Devleti’nde “Millet Meclisi” bulunmaktaydı.
Oğuz Türklerinde de aynı amaçla Toy’lar düzenlendiğini görüyoruz. Bu toylar bir eğlence ve yemekli ziyafet olduğu devlet işlerinin görüşüldüğü meclisler niteligindeydi. Devlete bağlı bireylerin de bir sadakat göstergesi olarak katıldığı bu törenler Oğuzların içtimai ve siyasi hayatında önemli bir yer tutuyordu. Oğuzlar yine “Tirnek” (Dernek) ya da Kengeş Toyu denilen meclisleri çeşitli vesilelerle toplar kararlar alırlardı. Oğuz toylarını diğerlerinden ayıran bir diğer özellik de yemekten sonra davetlilerin misafir bulundukları evi yağma etmeleridir. Buna (Han-ı Yağma) denilmekteydi. Arap gezgini İbn-i Faldan Seyahatnamesi’nde Oğuz toylarına bey ve komutanların yanı sıra halkın da katıldığını belirtmektedir ki bu da diğer Türk devletleri meclislerinin hepsinde görülen bir özellik değildir. Örneğin Tabgaç Devleti’nde meclise yalnız nazırlar Atilla Hun Devleti’nde asil beyler katılabiliyordu. Ancak bu toplantıların festival kısımlarına hangi devlette olur ise olsun halkın katılmadığını söylemek yanlış olur. Bütün bu toplantı ve meclisler Hsiung-nu Devleti’nden itibaren Orta Asya kökenli Türk devletlerinde görülmektedir. İsim ve niteliklerinde bazı farklılıklar olmakla birlikte (Örneğin Atilla Hunlarının meclisi aristokratik bir nitelik taşır Tabgaç Devleti’nde ise bakanlar kurulu şeklindedir.) Türk devletlerinde danışmanın en geniş şekliyle bulunduğu ve bu amaçla kurul ve meclisler (Toylar) oluşturulduğunu görüyoruz.
Toy’un Devlet Teşkilatı İçindeki Yeri
Bilindiği gibi Orta Asya Türk devletlerinde hükümdarlar Tan-hu (Shanyü) Kağan Han Yabgu İdi-kut İlteber gibi unvanlar taşır ve devlet başkanı olarak devlet teşkilatının en üstünde yer alırlardı. Han’ın başlıca görevleri devleti düzenlemek varlığını korumak ve sürdürmek halkın refahını sağlamak ve devletin sınırlarını genişletmek olarak tanımlanabilir. Han bütün bunları yaparken eski Türklerde kanun demek olan “Töre” ye (Törü) uymak zorundadır. Törenin kaynağı ise “halk han ve kurultay” dır. Bu bakımdan Han yüksek ve tek otorite olmakla birlikte töreye –yani halka ve kurultaya- bağlı olmak zorunda idi ki bu bize Türk devletlerinin birer meşrutiyet olduklarını göstermektedir. Hakan seçiminin Toy tarafından yapılması ve hanlığın kabul edilerek meşrulaştırılması da bunu göstermektedir.
İşte devlet meclisi Toy handan sonra devletin iç ve dış bütün sorunlarının görüşülüp kararlaştırıldığı yüksek bir kurul organdır. Han Toy’un aldığı kararların hepsine uymak zorunda değilse de onun kararlarını dikkate almak zorundaydı. Kimi zaman Toy hanın uygulamalarını kabul etmeyebilirdi. Mesela Göktürk Devleti’nde Bilge Kağan’ın (716–834) şehirlerin surlarla çevrilmesi ve Budizm ve Taoizm’in kabul edilmesi istekleri Toy tarafından reddedilmiştir. Hakanın Toy’u toplamama gibi bir yetkisinin olup olmadığı belli değildir. Devlet meclisinin toplanması bir gelenek halinde otomatik olarak yılın belirli aylarında oluyordu. Hsiung-nu Devleti’nde her yılbaşı ilkbahar ve son baharda kurultay toplanıyordu. Ancak hakan kendine bağlı beyleri “ok” göndermek suretiyle “okucu” denilen görevlileri ile davet ederdi.
Bilindiği gibi en eski çağlardan bugüne kadar bütün toplumlar ve toplumları yöneten hükümdarlar devlet işlerini görürken danışmak istişare etmek alıp uygulayacakları kararları topluma benimsetmek alınacak neticelerin sorumluluğunu paylaşmak en doğru olanı yapmak ve benzeri sebeplerle danışmanlar edinmek ve daha önemlisi kurullar oluşturmak ihtiyacını hissetmişlerdir. Günümüzde temsili parlamenter sistemle en gelişmiş seviyesine varan bu olgu gerek Batılı gerekse Doğulu toplumlarda kökü en eski çağlara uzanan bir geçmişe sahiptir. Biz bu çalışmada yalnızca Orta Asya Türk devletlerinin devlet meclisi olan “Toy”u ele alacağız.
“Toy” kelimesi “meclis-toplantı” “Devlet Meclisi” anlamına gelmektedir. Kelimenin bir diğer ve yaygın anlamı da bayram. ziyafet ve eğlenceli yemeklerdir. Moğolların Gizli Tarihi isimli eserde yer alan “Düğün doğum evlenme ve buna benzer hallerde tertiplenen meclis” şeklindeki ifade de Toy’un değişik vesilelerle toplanan bir meclis olduğu yolundadır. Ancak “Toy” devlet işlerinin görüşüldüğü ve daha sonra yenilip içilip eğlenilen bir festival niteliğinde olsa gerektir. Hükümdarlar tarafından yılın belirli günlerinde hükümdarlık alameti olarak devlet ileri gelenlerine ve halka verilen ve resmi bir niteliği olan ziyafettir.
Bunun yanı sıra toy kelimesiyle aynı anlama gelen “Kurultay” kelimesinden de söz etmemiz gerekir. Moğolca toplanmak bir araya gelmek anlamındaki “khuril khural-khuri kuril” köküne6 yine Moğolca “tai” ekinin ilave edilmesiyle türetilmiş bir terim olan kurultay kelimesi zamanla Türk devlet meclisi “toy”un yerini almıştır. XIII. yüzyılın ortalarından itibaren kaynaklarda geçmeye başlayan bu kelime toy yerine kullanılmaya başlanmış toy ise yemekli eğlence için kullanılır olmuştur.
Toy geleneğinin aslı olan ilk meclis ya da toplantılar Asya Hun İmparatorluğu’nda Mao-tun dönemine kadar geriye uzanmaktadır. Mao-tun devrinde (M.Ö. 209–174) dini ayinlerin yapıldığı halkın nüfusunun ve hayvan sayısının belirlendiği ve devlet işlerinin görüşüldüğü üç büyük toplantı yapılmaktaydı. Hsiung-nu Devleti’nin Shan-yü (veya Tan-hu) denilen hükümdarları karargâhlarında yılda üç defa birekşi beşekşi ve dokuzuncu aylarda veya başka bir deyişle yılbaşı ilkbahar ve güz mevsimlerinde bu toplantıları gerçekleştirmekteydi. Bütün bu toplantılar yapıldıkları ayın beşekşi günü olan “wu” günü yapılırdı.
Kabile reislerinin katıldığı bu toplantı bir festival olup eğlenilirdi fakat aynı zamanda atları kurban verilir ibadet edilirdi. Ögel bu toplantıda küçük kurultayın da yapıldığını belirtmektedir1.
Beşekşi ayda yani ilkbaharda (altıncı ayda) Lung-ch’eng’da (Ongkin Irmağı vadisinde Karakum şehrinde) yapılan toplantı diğerine göre daha önemliydi. Çünkü bu toplantıda bütün prens ve kabile reisleri toplanır atalara yere ve göğe kurbanlar verilir ibadet edilirdi. Yine bu toplantıda bütün büyük devlet işleri de görüşülürdü ki bu da ilkbahar toplantısının önemini artırmaktaydı. Burada görüşülen başlıca konular şunlardı: Askeri stratejik meseleler dış politikayla ilgili işler elçi kabulleri yeni hükümdar (Shan-yü) seçimi. Bu toplantıya prenslerin yanı sıra devletin ileri gelen memurları ve Hsiung-nu Devleti tâbiyetinde bulunan beyler katılırlardı. Bu katılmanın başlıca sebebi devlete olan sadakatin sürdüğünü göstermekti. Aksi bir davranış isyan anlamına gelmekteydi.
Hsiung-nu Devleti’nde yapılan üçüncü önemli toplantı ise sonbaharda Tai-linde yapılanıdır. Savaş ve sayım kurultayı da denilebilecek bu toplantıda ahali ve atların sayımı yapılır ve savaş kararı görüşülürdü.
Toplantının bu şekilde yapılmasının sebebi bu mevsimde atların yetişip güçlenmiş olması ve Çin’de harman mevsimi olması dolayısıyla Hunlar’da bu bölgeye doğru savaş hareketlerini başladığı bir mevsim olmasıydı.
Hunların yanı sıra diğer bütün Türk devletlerinde de bu tür toplantıların yapıldığını meclislerin toplandığını görüyoruz. Göktürklerde de bu toplantılardan yapılmaktaydı. Yılın beşekşi ayında ilkbaharda yapılan ve halkın da katıldığı toplantı yine en önemlisiydi. Bu toplantılar aynı zamanda bir bayram gibi kutlamalara sahne olur at yarışları yapılır şarkı sözlerilar söylenir kımız denilen içki bol miktarda içilirdi. Bu toplantı vesilesiyle kurulan mecliste de devlet işleri görüşülür yeni hakan seçimi yapılır hatta iktisadi ve kültürel meselelere çözüm bulunurdu.
Uygurların da buna benzer devlet işlerinin görüşüldüğü meclisi bulunmaktaydı. Öteki bütün Türk devletlerin de meclisi vardı. Atilla zamanında Hun Devleti’nde siyasi hayatta nüfuzları büyük asillerin oluşturduğu bir istişare meclisi devletin yönetiminde önemli söz sahibiydi.
Tabgaç Devleti’nde böyle bir devlet ve nazırlar meclisi Hazar Devleti’nde “İhtiyarlar Meclisi” Peçeneklerde “Komenton” denilen önemli kararların alındığı meclis ve Tuna Bulgar Devleti’nde “Millet Meclisi” bulunmaktaydı.
Oğuz Türklerinde de aynı amaçla Toy’lar düzenlendiğini görüyoruz. Bu toylar bir eğlence ve yemekli ziyafet olduğu devlet işlerinin görüşüldüğü meclisler niteligindeydi. Devlete bağlı bireylerin de bir sadakat göstergesi olarak katıldığı bu törenler Oğuzların içtimai ve siyasi hayatında önemli bir yer tutuyordu. Oğuzlar yine “Tirnek” (Dernek) ya da Kengeş Toyu denilen meclisleri çeşitli vesilelerle toplar kararlar alırlardı. Oğuz toylarını diğerlerinden ayıran bir diğer özellik de yemekten sonra davetlilerin misafir bulundukları evi yağma etmeleridir. Buna (Han-ı Yağma) denilmekteydi. Arap gezgini İbn-i Faldan Seyahatnamesi’nde Oğuz toylarına bey ve komutanların yanı sıra halkın da katıldığını belirtmektedir ki bu da diğer Türk devletleri meclislerinin hepsinde görülen bir özellik değildir. Örneğin Tabgaç Devleti’nde meclise yalnız nazırlar Atilla Hun Devleti’nde asil beyler katılabiliyordu. Ancak bu toplantıların festival kısımlarına hangi devlette olur ise olsun halkın katılmadığını söylemek yanlış olur. Bütün bu toplantı ve meclisler Hsiung-nu Devleti’nden itibaren Orta Asya kökenli Türk devletlerinde görülmektedir. İsim ve niteliklerinde bazı farklılıklar olmakla birlikte (Örneğin Atilla Hunlarının meclisi aristokratik bir nitelik taşır Tabgaç Devleti’nde ise bakanlar kurulu şeklindedir.) Türk devletlerinde danışmanın en geniş şekliyle bulunduğu ve bu amaçla kurul ve meclisler (Toylar) oluşturulduğunu görüyoruz.
Toy’un Devlet Teşkilatı İçindeki Yeri
Bilindiği gibi Orta Asya Türk devletlerinde hükümdarlar Tan-hu (Shanyü) Kağan Han Yabgu İdi-kut İlteber gibi unvanlar taşır ve devlet başkanı olarak devlet teşkilatının en üstünde yer alırlardı. Han’ın başlıca görevleri devleti düzenlemek varlığını korumak ve sürdürmek halkın refahını sağlamak ve devletin sınırlarını genişletmek olarak tanımlanabilir. Han bütün bunları yaparken eski Türklerde kanun demek olan “Töre” ye (Törü) uymak zorundadır. Törenin kaynağı ise “halk han ve kurultay” dır. Bu bakımdan Han yüksek ve tek otorite olmakla birlikte töreye –yani halka ve kurultaya- bağlı olmak zorunda idi ki bu bize Türk devletlerinin birer meşrutiyet olduklarını göstermektedir. Hakan seçiminin Toy tarafından yapılması ve hanlığın kabul edilerek meşrulaştırılması da bunu göstermektedir.
İşte devlet meclisi Toy handan sonra devletin iç ve dış bütün sorunlarının görüşülüp kararlaştırıldığı yüksek bir kurul organdır. Han Toy’un aldığı kararların hepsine uymak zorunda değilse de onun kararlarını dikkate almak zorundaydı. Kimi zaman Toy hanın uygulamalarını kabul etmeyebilirdi. Mesela Göktürk Devleti’nde Bilge Kağan’ın (716–834) şehirlerin surlarla çevrilmesi ve Budizm ve Taoizm’in kabul edilmesi istekleri Toy tarafından reddedilmiştir. Hakanın Toy’u toplamama gibi bir yetkisinin olup olmadığı belli değildir. Devlet meclisinin toplanması bir gelenek halinde otomatik olarak yılın belirli aylarında oluyordu. Hsiung-nu Devleti’nde her yılbaşı ilkbahar ve son baharda kurultay toplanıyordu. Ancak hakan kendine bağlı beyleri “ok” göndermek suretiyle “okucu” denilen görevlileri ile davet ederdi.