Evlilik bir arada yaşama ve büyüme sanatıdır. Çift olmanın zorluklarını yaşayan evliliklerde
en fazla iletişim, empati , paylaşım ve güven ile ilgili güçlükleri görmekteyiz. Evliliğin ilk yıllarında
geniş aile sorunları çatışmaya neden olabilirken , ileri dönem evliliklerde iletişim, paylaşımların
gazalması, cinsellik gibi sorunlar daha fazla görülmektedir. Pek çok çocuk gerek boşanma, gerek birlikte
yaşama ya da evlenmeden çocuk sahibi olma gibi sebeplerle tek ebeveynli evlerde yaşıyor .Toplum
ekonomik olarak güçlendikçe, daha fazla boşanmayı, daha ileri yaşta evlenmeyi ve daha fazla tek ebeveynli
aileleri görmekteyiz. Son yıllarda bireyselciliğin artmasıyla, insanlar eşlerinden daha fazla kişisel tatmin
duygusu aramaya başladı. Daha fazla mutluluk isteyip daha az zorluk ve fedakarlık bekler oldular. Normal
ve sağlıklı olabilmek için ,uzun vadeli ,ilgili ve özenli ilişki içinde sürekli ve sık sık tekrarlayan keyifli
etkileşimlere ihtiyaç vardır. Tüm insanların ilişki içinde kendilerini rahat , sevildiklerini, değer
verildiğini hissetmeye ihtiyaçları vardır ve bunlar gerçekleşmezse sorunlar ortaya çıkmaya başlar.
İlişkideki sorunlar başladığında başka bir şey düşünülemez olur ,depresyon, alkolizm, yeme
bozuklukları gibi psikolojik sorunların yanında fiziksel sorunlarda yaşanmaya başlanabilir. Araştırmalar
tatmin edici ve destekleyici ilişki içinde olan insanların daha mutlu ve sağlıklı olduğunu
göstermektedir.
Evlilik tatmininin azalması çatışmalara neden olduğu kadar bu çatışmaların çözümündeki yetersizlik
sorunlu evliliklerin oluşmasına neden olmaktadır.
Sorunlu evliliklerde yetişen çocuklarda da sıkıntılar oluşabilir. Ebeveynlerin birbirine yaklaşım şekilleri
çocukların davranış ve kişisel gelişimine yansıyacaktır. Evlilikte çatışmaların varlığı değil , çatışmaların
sıklığı ve nasıl çözüldüğü evliliğin kalitesini belirler .Bu nedenle ,çiftin ilişkisinin gelişmesinde ve
sürdürülmesinde problem yaratan sorunların çözülmesi ,aile içinde çözülemediğinde profesyonel destek
alınması gereklidir.
en fazla iletişim, empati , paylaşım ve güven ile ilgili güçlükleri görmekteyiz. Evliliğin ilk yıllarında
geniş aile sorunları çatışmaya neden olabilirken , ileri dönem evliliklerde iletişim, paylaşımların
gazalması, cinsellik gibi sorunlar daha fazla görülmektedir. Pek çok çocuk gerek boşanma, gerek birlikte
yaşama ya da evlenmeden çocuk sahibi olma gibi sebeplerle tek ebeveynli evlerde yaşıyor .Toplum
ekonomik olarak güçlendikçe, daha fazla boşanmayı, daha ileri yaşta evlenmeyi ve daha fazla tek ebeveynli
aileleri görmekteyiz. Son yıllarda bireyselciliğin artmasıyla, insanlar eşlerinden daha fazla kişisel tatmin
duygusu aramaya başladı. Daha fazla mutluluk isteyip daha az zorluk ve fedakarlık bekler oldular. Normal
ve sağlıklı olabilmek için ,uzun vadeli ,ilgili ve özenli ilişki içinde sürekli ve sık sık tekrarlayan keyifli
etkileşimlere ihtiyaç vardır. Tüm insanların ilişki içinde kendilerini rahat , sevildiklerini, değer
verildiğini hissetmeye ihtiyaçları vardır ve bunlar gerçekleşmezse sorunlar ortaya çıkmaya başlar.
İlişkideki sorunlar başladığında başka bir şey düşünülemez olur ,depresyon, alkolizm, yeme
bozuklukları gibi psikolojik sorunların yanında fiziksel sorunlarda yaşanmaya başlanabilir. Araştırmalar
tatmin edici ve destekleyici ilişki içinde olan insanların daha mutlu ve sağlıklı olduğunu
göstermektedir.
Evlilik tatmininin azalması çatışmalara neden olduğu kadar bu çatışmaların çözümündeki yetersizlik
sorunlu evliliklerin oluşmasına neden olmaktadır.
Sorunlu evliliklerde yetişen çocuklarda da sıkıntılar oluşabilir. Ebeveynlerin birbirine yaklaşım şekilleri
çocukların davranış ve kişisel gelişimine yansıyacaktır. Evlilikte çatışmaların varlığı değil , çatışmaların
sıklığı ve nasıl çözüldüğü evliliğin kalitesini belirler .Bu nedenle ,çiftin ilişkisinin gelişmesinde ve
sürdürülmesinde problem yaratan sorunların çözülmesi ,aile içinde çözülemediğinde profesyonel destek
alınması gereklidir.