Birçok evlilik mutlulukla başlar. Ancak yeryüzünde başından sonuna kadar mutlu bir evlilik
sürdüren olmuş mudur? Olmamıştır. Olması da mümkün değildir çünkü mutluluk bir “süreç”
değil “an”dır. Eğer sizin ya da partneriniz patolojik bir rahatsızlığı yok ise evlilikte mutlu
“an”ların sayısını ve süresini arttırmak sizin elinizdedir.
Bu amaç için aşağıdaki önerileri okumanızı öneririz.
1. Kendinizden başkasını değiştiremezsiniz özellikle eşinizi.
Birçok kişi evlenmeden önce eşi için “değiştirilecek özellikler listesi” hazırlar. Bazıları
daha da ileri giderek öncelikler sıralaması bile yapar. İronik olan ise aynı liste kendisi
için de yapılır. Değiştirme yanılgısına kapılan her kişi sonunda görür ki sadece
kendisini değiştirebildiğidir. Eğer bu konuda bir şey yapmak istiyorsanız
değiştirilecekler listenizi yırtmakla başlayın. Karşınızdaki kişiyi olduğu gibi kabul
etmeyecekseniz asla evlenmeyin. Bu kabul eşlerin birbirini geliştirmesi ile
karıştırılmamalıdır.
2. Eşinizin sizden öncede var olduğunu kabul edin
Çiftlerin yaygın olarak yaptığı önemli hatalardan biri de sanki eşinin kendisi ile
tanıştığı tarihte doğduğunu varsaymaktır. Bu kişiler eşinin geçmişini, ailesini ve
çevresini kabul etmezler. Bu bir yanılgı olup önemli bir çatışma nedeni olur. Eşinizle
mutlu olmak istiyorsanız eşinizin geçmişini özellikle de ailesini sevin. Eşinin ailesi ile
sorunu olan kişiler “sevmek zorunda değilim ama saygı duyuyorum” der. Bir ömür
boyu yaşamı paylaşacağınız insanın ailesine saygı duymanız yeterli olmaz. Saygı
sadece minimum ilişki düzeyini götürebilir. Aile bağlarının kuvvetli olduğu ülkemizde
saygı maalesef mutlu bir evlilik sürdürmeye yetmemektedir. Ancak duygular bazen
istense de istendik yönde gelişmez. Yani isteseniz de sevemeyeceğiniz kişiler olabilir.
Bu durumda sevmediğiniz kişi ile yaşamayı öğrenmek zorundasınız. Bu öğreti de sizi
sorunsuz ilişki sürdürmenize neden olabilir.
3. Sağlıklı cinselliği öğrenin
Cinsellik sadece seksüel ilişkiden ibaret değildir. Kadın ve erkek rollerinin tanınması,
kadın ve erkek olarak birbirlerini tanıması ve kadın-erkek arasındaki farkları kabul
edip saygı duyması sağlıklı cinselliğin temelini oluşturur.
4. Ebeveynlik evliliği unutturmamalıdır.
Özellikle bizim coğrafyamızda çocuk sahibi olununca eşler unutulmaktadır. Çocuğu
olan kadın eşini unutmakta ve tüm enerjisini çocuğuna vermektedir. Diğer taraftan
çocukla ilgilenmek zorunda olan kadına yardımcı olmayan erkek kendisini evin dışına
atıyor ve mutluluklar başka alanlarda aranmaya başlanıyor. Bu evlilik sürecinde
verilmesi gereken önemli bir sınavdır. Ebeveynlik, evliliği esir almamalıdır.
5. Bu sorunda benim rolüm ne?
İlişkide problem olduğu zaman eşler genellikle karşı tarafı suçlama eğilimine
girmektedir. Bu tutum problemi çözmez, tam aksine problemin artmasına neden olur.
Gerçekten problemi çözmek istiyorsanız "bu sorunda benim rolüm nedir?", "ben
hangi davranışımı değiştirirsem sorunun çözümüne katkısı olur", "ben nerelerde hata
yapıyorum" gibi içgörünüzü geliştirecek samimi soruları kendinize sormanız
gerekmektedir. "ben bu hatayı yapıyorum ama…" gibi başlayan kendi hatanızın
nedenini karşı tarafta arama yanlışlığına düşmek ilişkinizin gelişmesine maalesef katkı
sağlamayacaktır. Bu tutum ve davranışları çiftlerden her ikisinin de yapması sorunun
çözümüne olumlu etki yapacaktır. Unutulmamalıdır ki evlilik iki kişi ile yapılan bir
eylemdir.
6. Neden bu kişi ile evlendim?
Bu insanla neden evlendiniz? Evlenme nedenleriniz hala geçerliliğini koruyor mu?
Evliliği sürdürmenizde ana neden unutulmamalıdır. Bu asıl nedeninizi alsa unutmayın
ve sık sık asıl nedende bir sapma olup olmadığına bakın. Belli gerçekleşmelerle
nedenler değişebilir. Özellikle çocuk olduktan sonra. Unutulmamamladır ki evlilikte
en bağlayıcı neden birlikte mutlu olarak yaşamaktır. Zaman zaman minör değişiklikler
olabilir, bu değişikliklerin sizin ilişkinizde olumsuzluklara neden olmasına izin
vermeyin.
7. Evlilikte akıl yoktur.
Evlilikte her şeyi bir mantığa ya da kurala bağlamak ilişkiyi zorlayacaktır. Evlilik akıl
oyunu değil istek oyunudur. Özellikle erkeklerin çok zorlandığı konular bu nedene
dayanmaktadır. Bir çiçeğin evlilikteki önemini anlayamayan erkekler evlilik ilişkisini
sürdürmekte zorlanacaklardır. Evlilikte her olayı doğrusal nedensellik ilkesi ile
düşünemeyiz. Evlilik, akıl ve mantığın geçerli olduğu bilimsel bir platform değildir.
8. Anlaşamadığınız konularda anlaşın.
Bazı çiftlerin anlaşamadıkları ve hatta hiç anlaşamayacakları konular vardır. Bu
konular her sofrada, her yıl dönümünde ya da her tatsız olayda gündeme getiriliyorsa
ev cehenneme dönmüş ya da dönmek üzeredir. Belli ki bu sizin anlaşma
sağlamayacağınız bir konu. Bu konuda anlaşamayacağınız konusunda anlaşmanız sizin
ilişki sağlığınız için en iyi ilaç olacaktır. Bazı konularda anlaşamayacağınız konusunda
anlaşırsanız gündeminizi boş yere doldurmazsınız. Tartışma, evlilikte gerekli olan
adrenalin artması için iyi bir araçtır. Yeni tartışma konuları bulmak ve bu yeni konular
üzerinde tartışmak evlilikteki heyecanı artırır bu da ilişkiye keyif katar.
sürdüren olmuş mudur? Olmamıştır. Olması da mümkün değildir çünkü mutluluk bir “süreç”
değil “an”dır. Eğer sizin ya da partneriniz patolojik bir rahatsızlığı yok ise evlilikte mutlu
“an”ların sayısını ve süresini arttırmak sizin elinizdedir.
Bu amaç için aşağıdaki önerileri okumanızı öneririz.
1. Kendinizden başkasını değiştiremezsiniz özellikle eşinizi.
Birçok kişi evlenmeden önce eşi için “değiştirilecek özellikler listesi” hazırlar. Bazıları
daha da ileri giderek öncelikler sıralaması bile yapar. İronik olan ise aynı liste kendisi
için de yapılır. Değiştirme yanılgısına kapılan her kişi sonunda görür ki sadece
kendisini değiştirebildiğidir. Eğer bu konuda bir şey yapmak istiyorsanız
değiştirilecekler listenizi yırtmakla başlayın. Karşınızdaki kişiyi olduğu gibi kabul
etmeyecekseniz asla evlenmeyin. Bu kabul eşlerin birbirini geliştirmesi ile
karıştırılmamalıdır.
2. Eşinizin sizden öncede var olduğunu kabul edin
Çiftlerin yaygın olarak yaptığı önemli hatalardan biri de sanki eşinin kendisi ile
tanıştığı tarihte doğduğunu varsaymaktır. Bu kişiler eşinin geçmişini, ailesini ve
çevresini kabul etmezler. Bu bir yanılgı olup önemli bir çatışma nedeni olur. Eşinizle
mutlu olmak istiyorsanız eşinizin geçmişini özellikle de ailesini sevin. Eşinin ailesi ile
sorunu olan kişiler “sevmek zorunda değilim ama saygı duyuyorum” der. Bir ömür
boyu yaşamı paylaşacağınız insanın ailesine saygı duymanız yeterli olmaz. Saygı
sadece minimum ilişki düzeyini götürebilir. Aile bağlarının kuvvetli olduğu ülkemizde
saygı maalesef mutlu bir evlilik sürdürmeye yetmemektedir. Ancak duygular bazen
istense de istendik yönde gelişmez. Yani isteseniz de sevemeyeceğiniz kişiler olabilir.
Bu durumda sevmediğiniz kişi ile yaşamayı öğrenmek zorundasınız. Bu öğreti de sizi
sorunsuz ilişki sürdürmenize neden olabilir.
3. Sağlıklı cinselliği öğrenin
Cinsellik sadece seksüel ilişkiden ibaret değildir. Kadın ve erkek rollerinin tanınması,
kadın ve erkek olarak birbirlerini tanıması ve kadın-erkek arasındaki farkları kabul
edip saygı duyması sağlıklı cinselliğin temelini oluşturur.
4. Ebeveynlik evliliği unutturmamalıdır.
Özellikle bizim coğrafyamızda çocuk sahibi olununca eşler unutulmaktadır. Çocuğu
olan kadın eşini unutmakta ve tüm enerjisini çocuğuna vermektedir. Diğer taraftan
çocukla ilgilenmek zorunda olan kadına yardımcı olmayan erkek kendisini evin dışına
atıyor ve mutluluklar başka alanlarda aranmaya başlanıyor. Bu evlilik sürecinde
verilmesi gereken önemli bir sınavdır. Ebeveynlik, evliliği esir almamalıdır.
5. Bu sorunda benim rolüm ne?
İlişkide problem olduğu zaman eşler genellikle karşı tarafı suçlama eğilimine
girmektedir. Bu tutum problemi çözmez, tam aksine problemin artmasına neden olur.
Gerçekten problemi çözmek istiyorsanız "bu sorunda benim rolüm nedir?", "ben
hangi davranışımı değiştirirsem sorunun çözümüne katkısı olur", "ben nerelerde hata
yapıyorum" gibi içgörünüzü geliştirecek samimi soruları kendinize sormanız
gerekmektedir. "ben bu hatayı yapıyorum ama…" gibi başlayan kendi hatanızın
nedenini karşı tarafta arama yanlışlığına düşmek ilişkinizin gelişmesine maalesef katkı
sağlamayacaktır. Bu tutum ve davranışları çiftlerden her ikisinin de yapması sorunun
çözümüne olumlu etki yapacaktır. Unutulmamalıdır ki evlilik iki kişi ile yapılan bir
eylemdir.
6. Neden bu kişi ile evlendim?
Bu insanla neden evlendiniz? Evlenme nedenleriniz hala geçerliliğini koruyor mu?
Evliliği sürdürmenizde ana neden unutulmamalıdır. Bu asıl nedeninizi alsa unutmayın
ve sık sık asıl nedende bir sapma olup olmadığına bakın. Belli gerçekleşmelerle
nedenler değişebilir. Özellikle çocuk olduktan sonra. Unutulmamamladır ki evlilikte
en bağlayıcı neden birlikte mutlu olarak yaşamaktır. Zaman zaman minör değişiklikler
olabilir, bu değişikliklerin sizin ilişkinizde olumsuzluklara neden olmasına izin
vermeyin.
7. Evlilikte akıl yoktur.
Evlilikte her şeyi bir mantığa ya da kurala bağlamak ilişkiyi zorlayacaktır. Evlilik akıl
oyunu değil istek oyunudur. Özellikle erkeklerin çok zorlandığı konular bu nedene
dayanmaktadır. Bir çiçeğin evlilikteki önemini anlayamayan erkekler evlilik ilişkisini
sürdürmekte zorlanacaklardır. Evlilikte her olayı doğrusal nedensellik ilkesi ile
düşünemeyiz. Evlilik, akıl ve mantığın geçerli olduğu bilimsel bir platform değildir.
8. Anlaşamadığınız konularda anlaşın.
Bazı çiftlerin anlaşamadıkları ve hatta hiç anlaşamayacakları konular vardır. Bu
konular her sofrada, her yıl dönümünde ya da her tatsız olayda gündeme getiriliyorsa
ev cehenneme dönmüş ya da dönmek üzeredir. Belli ki bu sizin anlaşma
sağlamayacağınız bir konu. Bu konuda anlaşamayacağınız konusunda anlaşmanız sizin
ilişki sağlığınız için en iyi ilaç olacaktır. Bazı konularda anlaşamayacağınız konusunda
anlaşırsanız gündeminizi boş yere doldurmazsınız. Tartışma, evlilikte gerekli olan
adrenalin artması için iyi bir araçtır. Yeni tartışma konuları bulmak ve bu yeni konular
üzerinde tartışmak evlilikteki heyecanı artırır bu da ilişkiye keyif katar.