SoruCevap
Yeni Üye
Fast Food Beslenme, GDO ve Çocuklarımız
Annelerimiz beslenme konusunda çok hassaslar. Olması gereken de bu... Biraz sonra yazacaklarım, her konuda hassasiyet gösteren annelerimiz için değil peşinen belirtmeliyim.
Çocuğuna patates kızartması (fastfood denilen, yağda kızarmış tavuk parçalarından, mayonez, ketchup’a kadar...) yediren annelerin, GDO haberlerinden rahatsız olmasını anlamıyorum. Kendisi sigara, kola, kahve.. vb içip, bebeğini emziren annelerin, bebek mamalarını sorgulamalarını da anlamıyorum. Hele de “ben evde herşeyi kendi ellerimle taze taze hazırlıyorum” diyen annelerin o sebze ve meyvelerin içinde ne olduğunu bilmeden (pektisit, nitrat, nitrit, kalıntıları) kendilerini kandırmalarını da anlamıyorum. Ama sorduğunuzda “asla bebek maması vermedim” diye çok gurur duyuyor kendiyle. Çünkü öyle ÖĞRETİLMİŞ...
Bebeklerimizi anneler değil anneanneler, babaanneler besliyor. En eğitimli anne bile kendi annesine ya da görümcesine sormadan bir şey yapamıyor. Okudukları değil, kendi çevresinden duydukları onun için daha değerli oluyor. Tecrübeye saygım sonsuz ve büyükannelerin tecrübelerine her annenin ihtiyacı var. Ama 30-35 yıl önceki koşullar ile bugün çok farklı. O büyükanneler evlerinde çamaşırı hala ellerinde mi yıkıyorlar, 30 yıl önceki gibi? Ya da, arap sabunu ile temizlik yapıp, beyaz sabun ile mi saçlarını yıkıyorlar? Hadi diyelim bunlar beslenme ile ilgili değil, teknoloji ile modernleşmek. Peki, 30 yıl önceki gibi evdeki yemeklerinin hepsine tereyağı mı koyuyorlar? Hayır, çünkü gündemi takip edip, gelişen tıp dünyasında artık biliyorlar; margarinin sağlığa zararlarını. Ama torunlarını da 30 yıl önceki gibi beslemeye devam ediyorlar. Çayın içine ekmek doğrayıp bebeğe vermeyi tavsiye eden anneanne/babaanne bile gördüm. İnanılır gibi değil!
Bu büyük anneler ne yapıyorlar? Anne sütü yoksa (varsa bile yapan gördüm) verdiriyor inek sütünü, çorbayı, yemek suyuna batırılmış ekmeği. Bilmiyor ki bu bebeğin günde en az 500 ml anne sütü alması lazım. Yoksa da yerine aynı miktarda DOĞRU süt alması lazım.
Sulandırılarak verilen inek sütünü de duymuş bir yerlerden, su katıp veriyor; kendince DOĞRU süt olsun diye. İçinde zaten yok denecek kadar az olan vitaminler, mineraller oluyor kocaman bir HİÇ!
Yanlış anlaşılmasın hastalarım çok iyi bilir, benim ne kadar fanatik annesütü taraftarı bir doktor olduğumu. Sonuna kadar emzirmelerini ISRARLA öğütlüyorum. Azarlamadan, anneyi demotive etmeden! Sütü olmayan anneye “eve git emzirmeye devam et, emzirdikçe sütün gelecek “ diye bağırmadan ve anneyi çaresiz bırakmadan. Yoksa meydan büyükannelerin geleneksel beslenme metodlarına kalıyor.
Ben “mamacı” doktor değilim. Asla da olmadım! Ama DOĞRU BESLENMEYİ destekleyen bir doktorum. Bu işin doğrusu da önce ANNESÜTÜ, yoksa veya yetersizse FORMÜL MAMALAR’dır.Şimdiki bebekler hepimizin yarınları, geleceğimizdir. Bu konudaki sorumluluğumu biliyorum ve herkesin bu konuda gerekli sorumluluğu almasını diliyorum.
Sadece GÜNDEM yaratmak için konuşulan GDO gibi konularda, bunu haber yapanları da, habere çıkanları tekrar düşünmeye davet ediyorum.
Türk Pediatri Kurumunun açıklaması bence zaten son noktayı koymaktadır. Türk pediatri kurumunun GDO konusundaki açıklaması için buraya tıklayın...
GELECEĞİMİZ TEMİNATI OLAN ÇOCUKLARIMIZIN İLK 3 YIL İÇİNDEKİ DÜZENLİ VE GEREKLİ BESİN ÖĞELERİNİ ALARAK BESLENMELERİ (İLK 6 AY MUTLAKA TEK BAŞINA ANNE SÜTÜ İLE) TOPLUMUMUZUN GELECEĞİNİN TEMELİNİ OLUŞTURMAKTADIR….
Dr.Suat ERKMEN
Annelerimiz beslenme konusunda çok hassaslar. Olması gereken de bu... Biraz sonra yazacaklarım, her konuda hassasiyet gösteren annelerimiz için değil peşinen belirtmeliyim.
Çocuğuna patates kızartması (fastfood denilen, yağda kızarmış tavuk parçalarından, mayonez, ketchup’a kadar...) yediren annelerin, GDO haberlerinden rahatsız olmasını anlamıyorum. Kendisi sigara, kola, kahve.. vb içip, bebeğini emziren annelerin, bebek mamalarını sorgulamalarını da anlamıyorum. Hele de “ben evde herşeyi kendi ellerimle taze taze hazırlıyorum” diyen annelerin o sebze ve meyvelerin içinde ne olduğunu bilmeden (pektisit, nitrat, nitrit, kalıntıları) kendilerini kandırmalarını da anlamıyorum. Ama sorduğunuzda “asla bebek maması vermedim” diye çok gurur duyuyor kendiyle. Çünkü öyle ÖĞRETİLMİŞ...
Bebeklerimizi anneler değil anneanneler, babaanneler besliyor. En eğitimli anne bile kendi annesine ya da görümcesine sormadan bir şey yapamıyor. Okudukları değil, kendi çevresinden duydukları onun için daha değerli oluyor. Tecrübeye saygım sonsuz ve büyükannelerin tecrübelerine her annenin ihtiyacı var. Ama 30-35 yıl önceki koşullar ile bugün çok farklı. O büyükanneler evlerinde çamaşırı hala ellerinde mi yıkıyorlar, 30 yıl önceki gibi? Ya da, arap sabunu ile temizlik yapıp, beyaz sabun ile mi saçlarını yıkıyorlar? Hadi diyelim bunlar beslenme ile ilgili değil, teknoloji ile modernleşmek. Peki, 30 yıl önceki gibi evdeki yemeklerinin hepsine tereyağı mı koyuyorlar? Hayır, çünkü gündemi takip edip, gelişen tıp dünyasında artık biliyorlar; margarinin sağlığa zararlarını. Ama torunlarını da 30 yıl önceki gibi beslemeye devam ediyorlar. Çayın içine ekmek doğrayıp bebeğe vermeyi tavsiye eden anneanne/babaanne bile gördüm. İnanılır gibi değil!
Bu büyük anneler ne yapıyorlar? Anne sütü yoksa (varsa bile yapan gördüm) verdiriyor inek sütünü, çorbayı, yemek suyuna batırılmış ekmeği. Bilmiyor ki bu bebeğin günde en az 500 ml anne sütü alması lazım. Yoksa da yerine aynı miktarda DOĞRU süt alması lazım.
Sulandırılarak verilen inek sütünü de duymuş bir yerlerden, su katıp veriyor; kendince DOĞRU süt olsun diye. İçinde zaten yok denecek kadar az olan vitaminler, mineraller oluyor kocaman bir HİÇ!
Yanlış anlaşılmasın hastalarım çok iyi bilir, benim ne kadar fanatik annesütü taraftarı bir doktor olduğumu. Sonuna kadar emzirmelerini ISRARLA öğütlüyorum. Azarlamadan, anneyi demotive etmeden! Sütü olmayan anneye “eve git emzirmeye devam et, emzirdikçe sütün gelecek “ diye bağırmadan ve anneyi çaresiz bırakmadan. Yoksa meydan büyükannelerin geleneksel beslenme metodlarına kalıyor.
Ben “mamacı” doktor değilim. Asla da olmadım! Ama DOĞRU BESLENMEYİ destekleyen bir doktorum. Bu işin doğrusu da önce ANNESÜTÜ, yoksa veya yetersizse FORMÜL MAMALAR’dır.Şimdiki bebekler hepimizin yarınları, geleceğimizdir. Bu konudaki sorumluluğumu biliyorum ve herkesin bu konuda gerekli sorumluluğu almasını diliyorum.
Sadece GÜNDEM yaratmak için konuşulan GDO gibi konularda, bunu haber yapanları da, habere çıkanları tekrar düşünmeye davet ediyorum.
Türk Pediatri Kurumunun açıklaması bence zaten son noktayı koymaktadır. Türk pediatri kurumunun GDO konusundaki açıklaması için buraya tıklayın...
GELECEĞİMİZ TEMİNATI OLAN ÇOCUKLARIMIZIN İLK 3 YIL İÇİNDEKİ DÜZENLİ VE GEREKLİ BESİN ÖĞELERİNİ ALARAK BESLENMELERİ (İLK 6 AY MUTLAKA TEK BAŞINA ANNE SÜTÜ İLE) TOPLUMUMUZUN GELECEĞİNİN TEMELİNİ OLUŞTURMAKTADIR….
Dr.Suat ERKMEN