zeberus1234
Yeni Üye
Çağ açan Osmanlı hükümdarı... Bizans İmparatorluğu'na son veren hükümdar. Osmanlı hanedanının ilk resmî sultanı. 29 Mart cumartesi gecesi Edirne Eski Saray'da doğdu. Babası II. Murad, annesi İsfendiyar Beyi'nin kızı Hatice Hüma Sultan'dır. Tahsile başlayana kadar geçen zaman içinde, Edirne Sarayı ve II. Murad'ın Bursa'daki evinde yaşadı. Ve gelenek gereği yedi yaşında okumaya başladığı zaman üç ayrı hocadan ders aldı. Kültür, sanat ve askerlik konularında gördüğü bu dersler, zamanın en ileri gelen bilginleri tarafından veriliyordu.
1443'de Amasya Valisi iken ölen ağabeysi Alâaddin Ali Çelebi'den sonra, tahtın tek varisi olmuştu. 11 yaşında Manisa Valiliği'ne atandı. Ve 12 yaşına bastığı yıl da, babası tahttan feragat ederek kendisinin yerine oğlunu hükümdar yaptı.
Bu feragat, tarihlerde çeşitli yorumlara yol açmıştır. Bazı tarihçiler II. Murad'ın Osmanlı ileri gelenlerinin ellerinde biriktirdikleri varlığı devlete intikal ettirmek sureti ile ikta sistemini yürürlüğe koymak istemesinden kaynaklandığını ileri sürerler. Diğer tarihçiler de II. Murad'ın, sağlığında oğlunun hükümdarlığını görmek istemesi sebebi ile bu feragatte bulunduğunu yazarlar. Ancak, 12 yaşındaki II. Mehmet'in padişahlığının devlet ileri gelenlerini memnun etmediğine bakılacak olursa, birinci ihtimal zayıf düşer.
BİZANS VE VENEDİKLİLERLE BİRER YILLIK ANLAŞMA İMZALADI
Murad Han, Balkanlarda barışı sağladıktan sonra çekilmişti. Fakat Papa'nın da zorlaması ile Macar kralı bir Haçlı seferi düzenledi. 100.000 kişilik bir Haçlı ordusu Türk sınırlarını geçti. Edirne'de toplanan saltanat şûrası II. Murad'ı padişahlığa davet etmeye karar verdi. Sultan Murad önce bu daveti reddetti ise de daha sonra oğlunun: "Eğer padişah biz isek size buyuruyoruz, gelip ordunuzun başına geçin, yok siz iseniz, devletinizi müdafaa edin" demesi üzerine II. Murad daveti kabul etti. Ve Varna'da düşman ordusunu yendi. Osmanlı ileri gelenleri, Fatih adına basılan paraya hile karıştırıp eksik para bastılar. Bu, askerin maaşından indirmek demekti. Zafer kazanmış Yeniçeri buna isyan etti. Edirne'de yangın çıkarıp şehrin yarıdan fazlasının yanmasına sebep oldu. Genç padişah öfke ve üzüntü içinde idi. "Babamızın verdiği saltanatı bizden kıskandılar" diyordu. Bu durum karşısında Sultan Murad tekrar tahtına döndü. 3 Şubat 1451 günü 48 yaşında iken hayata gözlerini yumunca, II. Mehmed yeniden Osmanlı tahtına oturdu.
Yeni padişahı genç ve tecrübesiz gören Batılı hükümdarlar ve Bizans, ümitlere kapıldılar. Bizans ordusu, Çorlu'ya kadar olan toprakları işgal edip, elinde bulunan şehzade Orhan'ı "Sultan" tanıdığını ilân etti. Karamanoğlu İbrahim Bey de Akşehir ve Seydişehir'i aldı. Sırplar, II. Mehmet'in tahta çıktığı zaman memleketine gönderdiği Mara Sultan'ın masraflarına karşılık Alacahisar'ı istediler. II. Mehmet, bunların hepsini kabul etti. Bizanslılarla ve Venediklilerle üç yıl süreli birer anlaşma imzaladı. Padişahın bu tutumunu yanlış değerlendiren Batılılar, Çanakkale Boğazı'nı kuşattılar. Bizans elçileri yeni isteklerde bulundu. Ve Orhan Çelebi'yi salıvermek tehdidi ile padişahı ürkütmeyi denediler. II. Mehmet, susuyor ve kafasındaki planı uyguluyordu. Karamanoğlu ile anlaştı. Yeniçeri ocağını gözden geçirdi ve askeri, disiplin altında avucuna topladı.. İstanbul Boğazı'nda Yıldırım Bayezid tarafından yapılmış olan Anadolu Hisarı'nın tam karşısına, Rumeli Hisarı'nın yapılmasını emretti. Padişah ve paşaların gayreti ile 5.5 ay gibi kısa bir zaman içinde hisar tamamlandı (1452).
ŞEHRE GİRMEYE TEREDDÜT EDİYORDU
Hisarın bitirilmesi üzerine Turhan Bey oğulları emrinde, bir kuvveti Mora'ya geçirerek, Bizans imparatoru Konstantin'in kardeşlerini baskı altına aldı. Sıra İstanbul'un fethine gelmişti. II. Mehmet, saray divanını topladı, fikrini açtı. Zağnos ve Şehabettin paşalar padişahın düşüncesinden yana idiler ama, Çandarlı Halil ve bazı arkadaşları İstanbul'un fethini şüpheli görüyorlardı. II. Mehmet büyük bir sükûnetle konuşulanları dinledi ve istediği savaş kararını meclisten aldı. İlk iş olarak gönderdiği bir kuvvetle İstanbul ve çevresini yağma ettirdi. Konstantin, arkadan kuşatmanın geleceğini farkettiği için, kapıları ördürüp surları tamir ettirdi. II. Mehmet, Karadeniz kıyılarındaki kaleleri, şehrin fethine hazırlık olmak üzere birer birer ele geçirdi. Edirne'de büyük toplar dökülüyordu, bu topların her biri Edirne'den İstanbul'a 400 asker ve 60 manda gücüyle çekilebilmiştir. Ayrıca uçan alevli bombalar hazırlanmıştı. 6 Nisanda kuşatma başladı, mancınıkla atılan bombalar surları aşarak şehrin içine düşüyor, İstanbul'u velveleye veriyordu. 18 Nisanda adalar alındı, 22 Nisan gecesi bir mucize başarılmış Türk donanması karadan yürütülüp Haliç'e indirilmişti. 5 Mayısta Beyoğlu tepelerine Türk topları yerleştirildi. 26 Mayısta Papa'nın teşviki ile gönderilen Macaristan elçileri Fatih'i ziyaret ederek, savaşa devam ettiği takdirde bütün Avrupa devletlerinin kendisine savaş açacaklarını bildirdiler. 29 Mayıs günü sabahı da Türk topçularının açtığı kahredici ateş altında Türk yiğitleri surlara tırmanmaya başlamıştı. Bizans İmparatoru Konstantin öldü, şehir alındı ve Fatih beyaz atının üzerinde İstanbul'a girdi.
RUMLARA VE YAHUDİLERE İMTİYAZ TANIDI
Fetihle birlikte, Çandarlı Kara Halil'i ve Bizans'a âlet olmuş Orhan Çelebi 'yi idam ettirdi. Bütün dünya, Bizanslı Rumların zulüm göreceklerini bekliyorlardı. Fatih, Rumların ve Yahudilerin dinî teşkilâtını olduğu gibi bıraktı ve kendilerine imtiyaz tanıdı. Bu tolerans örneği bugün de dünya tarihçilerinin örnek saydıkları bir davranıştır.
Fatih İstanbul'u aldıktan sonra imparatorluğun sınırlarını genişletmek için çeşitli savaşlar verdi. 1481'de yeni bir sefere çıkmak üzere iken şüpheli bir şekilde öldü. Fatih'in zehirlendiği hususundaki iddialar bugün de kuvvetlidir.
Fatih, Batı uygarlığı ile direkt teması kuran padişahlardan biridir. İtalya'dan ressam Bellini'yi davet ederek portresini yaptırdığı bilindiği gibi bazı Batı mimarlarını da davet ederek eserler vermelerini sağladığı bir gerçektir.
Fatih, Osmanlı tarihinin en büyük padişahlarından biri, belki de en büyüğüdür.
1443'de Amasya Valisi iken ölen ağabeysi Alâaddin Ali Çelebi'den sonra, tahtın tek varisi olmuştu. 11 yaşında Manisa Valiliği'ne atandı. Ve 12 yaşına bastığı yıl da, babası tahttan feragat ederek kendisinin yerine oğlunu hükümdar yaptı.
Bu feragat, tarihlerde çeşitli yorumlara yol açmıştır. Bazı tarihçiler II. Murad'ın Osmanlı ileri gelenlerinin ellerinde biriktirdikleri varlığı devlete intikal ettirmek sureti ile ikta sistemini yürürlüğe koymak istemesinden kaynaklandığını ileri sürerler. Diğer tarihçiler de II. Murad'ın, sağlığında oğlunun hükümdarlığını görmek istemesi sebebi ile bu feragatte bulunduğunu yazarlar. Ancak, 12 yaşındaki II. Mehmet'in padişahlığının devlet ileri gelenlerini memnun etmediğine bakılacak olursa, birinci ihtimal zayıf düşer.
BİZANS VE VENEDİKLİLERLE BİRER YILLIK ANLAŞMA İMZALADI
Murad Han, Balkanlarda barışı sağladıktan sonra çekilmişti. Fakat Papa'nın da zorlaması ile Macar kralı bir Haçlı seferi düzenledi. 100.000 kişilik bir Haçlı ordusu Türk sınırlarını geçti. Edirne'de toplanan saltanat şûrası II. Murad'ı padişahlığa davet etmeye karar verdi. Sultan Murad önce bu daveti reddetti ise de daha sonra oğlunun: "Eğer padişah biz isek size buyuruyoruz, gelip ordunuzun başına geçin, yok siz iseniz, devletinizi müdafaa edin" demesi üzerine II. Murad daveti kabul etti. Ve Varna'da düşman ordusunu yendi. Osmanlı ileri gelenleri, Fatih adına basılan paraya hile karıştırıp eksik para bastılar. Bu, askerin maaşından indirmek demekti. Zafer kazanmış Yeniçeri buna isyan etti. Edirne'de yangın çıkarıp şehrin yarıdan fazlasının yanmasına sebep oldu. Genç padişah öfke ve üzüntü içinde idi. "Babamızın verdiği saltanatı bizden kıskandılar" diyordu. Bu durum karşısında Sultan Murad tekrar tahtına döndü. 3 Şubat 1451 günü 48 yaşında iken hayata gözlerini yumunca, II. Mehmed yeniden Osmanlı tahtına oturdu.
Yeni padişahı genç ve tecrübesiz gören Batılı hükümdarlar ve Bizans, ümitlere kapıldılar. Bizans ordusu, Çorlu'ya kadar olan toprakları işgal edip, elinde bulunan şehzade Orhan'ı "Sultan" tanıdığını ilân etti. Karamanoğlu İbrahim Bey de Akşehir ve Seydişehir'i aldı. Sırplar, II. Mehmet'in tahta çıktığı zaman memleketine gönderdiği Mara Sultan'ın masraflarına karşılık Alacahisar'ı istediler. II. Mehmet, bunların hepsini kabul etti. Bizanslılarla ve Venediklilerle üç yıl süreli birer anlaşma imzaladı. Padişahın bu tutumunu yanlış değerlendiren Batılılar, Çanakkale Boğazı'nı kuşattılar. Bizans elçileri yeni isteklerde bulundu. Ve Orhan Çelebi'yi salıvermek tehdidi ile padişahı ürkütmeyi denediler. II. Mehmet, susuyor ve kafasındaki planı uyguluyordu. Karamanoğlu ile anlaştı. Yeniçeri ocağını gözden geçirdi ve askeri, disiplin altında avucuna topladı.. İstanbul Boğazı'nda Yıldırım Bayezid tarafından yapılmış olan Anadolu Hisarı'nın tam karşısına, Rumeli Hisarı'nın yapılmasını emretti. Padişah ve paşaların gayreti ile 5.5 ay gibi kısa bir zaman içinde hisar tamamlandı (1452).
ŞEHRE GİRMEYE TEREDDÜT EDİYORDU
Hisarın bitirilmesi üzerine Turhan Bey oğulları emrinde, bir kuvveti Mora'ya geçirerek, Bizans imparatoru Konstantin'in kardeşlerini baskı altına aldı. Sıra İstanbul'un fethine gelmişti. II. Mehmet, saray divanını topladı, fikrini açtı. Zağnos ve Şehabettin paşalar padişahın düşüncesinden yana idiler ama, Çandarlı Halil ve bazı arkadaşları İstanbul'un fethini şüpheli görüyorlardı. II. Mehmet büyük bir sükûnetle konuşulanları dinledi ve istediği savaş kararını meclisten aldı. İlk iş olarak gönderdiği bir kuvvetle İstanbul ve çevresini yağma ettirdi. Konstantin, arkadan kuşatmanın geleceğini farkettiği için, kapıları ördürüp surları tamir ettirdi. II. Mehmet, Karadeniz kıyılarındaki kaleleri, şehrin fethine hazırlık olmak üzere birer birer ele geçirdi. Edirne'de büyük toplar dökülüyordu, bu topların her biri Edirne'den İstanbul'a 400 asker ve 60 manda gücüyle çekilebilmiştir. Ayrıca uçan alevli bombalar hazırlanmıştı. 6 Nisanda kuşatma başladı, mancınıkla atılan bombalar surları aşarak şehrin içine düşüyor, İstanbul'u velveleye veriyordu. 18 Nisanda adalar alındı, 22 Nisan gecesi bir mucize başarılmış Türk donanması karadan yürütülüp Haliç'e indirilmişti. 5 Mayısta Beyoğlu tepelerine Türk topları yerleştirildi. 26 Mayısta Papa'nın teşviki ile gönderilen Macaristan elçileri Fatih'i ziyaret ederek, savaşa devam ettiği takdirde bütün Avrupa devletlerinin kendisine savaş açacaklarını bildirdiler. 29 Mayıs günü sabahı da Türk topçularının açtığı kahredici ateş altında Türk yiğitleri surlara tırmanmaya başlamıştı. Bizans İmparatoru Konstantin öldü, şehir alındı ve Fatih beyaz atının üzerinde İstanbul'a girdi.
RUMLARA VE YAHUDİLERE İMTİYAZ TANIDI
Fetihle birlikte, Çandarlı Kara Halil'i ve Bizans'a âlet olmuş Orhan Çelebi 'yi idam ettirdi. Bütün dünya, Bizanslı Rumların zulüm göreceklerini bekliyorlardı. Fatih, Rumların ve Yahudilerin dinî teşkilâtını olduğu gibi bıraktı ve kendilerine imtiyaz tanıdı. Bu tolerans örneği bugün de dünya tarihçilerinin örnek saydıkları bir davranıştır.
Fatih İstanbul'u aldıktan sonra imparatorluğun sınırlarını genişletmek için çeşitli savaşlar verdi. 1481'de yeni bir sefere çıkmak üzere iken şüpheli bir şekilde öldü. Fatih'in zehirlendiği hususundaki iddialar bugün de kuvvetlidir.
Fatih, Batı uygarlığı ile direkt teması kuran padişahlardan biridir. İtalya'dan ressam Bellini'yi davet ederek portresini yaptırdığı bilindiği gibi bazı Batı mimarlarını da davet ederek eserler vermelerini sağladığı bir gerçektir.
Fatih, Osmanlı tarihinin en büyük padişahlarından biri, belki de en büyüğüdür.