Beşin Hatırı İçin
Fâtih Sultan Mehmed Han’ın vezirleriyle bütçe müzâkeresi yaptığı bir gün, Fâtih’in medreseler
için düşündüğü tahsîsât (ödenek) mikdarını Mâliye Vezîri çok bulmuş. Sultan Fâtih de o
vezîrine sormuş: “Medreseler maârifi (egitimi) için düşündüğüm rakam gözünüze büyük mü
geldi!” Mâliye Vezîri demiş: “Evet pâdişâhım, çok buldum! Memleketin bin bir türlü derdi var.
Medreselere o kadar tahsîsat ayırırsak öbürlerinden kısmak, kesmek zorunda kalacağız.”
Fâtih Mâliye Vezîrine bugün de aynı şekilde üzerinde durup düşünülmesi gereken şu ibretli
cevâbı vermiş: “Vezîrim, âlimler Peygamberlerin vârisleri değil mi?” “Belî sultanım, elhak
öyledir.”
“Peygamber vekîli olmak, kolay şey değildir. Bunun için çok fire veriyor bu meslek. Her
meslek fire verir ama bu meslek daha fazla verir. Diğer meslekleri şuna benzetirim: Kirli suya
siyah, kurşunî veya kahverengi bir kumaşı batırın, kurusun. Sarık diye sarın, rengini göstermez.
Fakat beyaz bir tülbendi alın; değil kirli suya atmak, üzerinden sinek geçse fark edersiniz.
Diğer mesleklere nazaran ulemâ mesleği budur.
Şimdi soruyorum: Beslediğimiz her yüz
talebeden beş tanesi yetişiyor mu, yetişmiyor mu?” “Yetişiyor padişahım.”
“Eh! Öyleyse o beşin hatırı için doksan beş taneyi de besleyeceğiz. O yüz’ün içinde hangileri o
beşe girecek, evvelden bilemeyiz ki… Başka çaremiz yok.”
Mâliye Vezîri bu sözler karşısında: “Anladım padişahım! İknâ oldum, devâm edelim!” demiş.
Fâtih Sultan Mehmed Han’ın vezirleriyle bütçe müzâkeresi yaptığı bir gün, Fâtih’in medreseler
için düşündüğü tahsîsât (ödenek) mikdarını Mâliye Vezîri çok bulmuş. Sultan Fâtih de o
vezîrine sormuş: “Medreseler maârifi (egitimi) için düşündüğüm rakam gözünüze büyük mü
geldi!” Mâliye Vezîri demiş: “Evet pâdişâhım, çok buldum! Memleketin bin bir türlü derdi var.
Medreselere o kadar tahsîsat ayırırsak öbürlerinden kısmak, kesmek zorunda kalacağız.”
Fâtih Mâliye Vezîrine bugün de aynı şekilde üzerinde durup düşünülmesi gereken şu ibretli
cevâbı vermiş: “Vezîrim, âlimler Peygamberlerin vârisleri değil mi?” “Belî sultanım, elhak
öyledir.”
“Peygamber vekîli olmak, kolay şey değildir. Bunun için çok fire veriyor bu meslek. Her
meslek fire verir ama bu meslek daha fazla verir. Diğer meslekleri şuna benzetirim: Kirli suya
siyah, kurşunî veya kahverengi bir kumaşı batırın, kurusun. Sarık diye sarın, rengini göstermez.
Fakat beyaz bir tülbendi alın; değil kirli suya atmak, üzerinden sinek geçse fark edersiniz.
Diğer mesleklere nazaran ulemâ mesleği budur.
Şimdi soruyorum: Beslediğimiz her yüz
talebeden beş tanesi yetişiyor mu, yetişmiyor mu?” “Yetişiyor padişahım.”
“Eh! Öyleyse o beşin hatırı için doksan beş taneyi de besleyeceğiz. O yüz’ün içinde hangileri o
beşe girecek, evvelden bilemeyiz ki… Başka çaremiz yok.”
Mâliye Vezîri bu sözler karşısında: “Anladım padişahım! İknâ oldum, devâm edelim!” demiş.