Fobiyi kısaca tanımlamak gerekirsek eğer, bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi halidir. Fobi kelimesi, Phobos kelimesinden gelir. Her canlı, birey olarak varlığını tehdit eden ya da tehdit riski taşıyan varlık ve durumlardan içgüdüsel olarak kaçınır. İnsan bilincinde bu kaçınma, korku olarak algılanmaktadır.
Fobi toplumda sık görülen bir anksiyete bozukluğu arasındadır. Fobisi olan insanlar “fobik” diye adlandırıldığını çevremizden de duymaktayız. Yapılan araştırmalar toplumda yaklaşık %10-%15 oranında fobi tespit etse de tahminen bu değer %20-25 dolaylarındadır. Fobiler genel manada yaygınlığı açısından toplum tarafından hastalıktan ziyade huy ya da kişilik özelliği olarak düşünüldüğünden tedaviye başvuranların sayısı azdır. Araştırmalarda fobi sıklığının beklenenden düşük çıkmasının en önemli nedeni budur. Kadınlarda erkeklere oranla iki buçuk kat daha fazla görüldüğü saptandığı yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır.
Fobilerin nedenlerine genel olarak bakılacak olursak eğer, fobinin nedenleri konusunda farklı ekollerin farklı açıklamaları mevcuttur. Freud, fobiyi bilinçaltı çatışmaları olarak tanımlar. Watson'a göre ise fobi, şartlı reflekse dayanır. Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karşılaşıldığında anksiyete belirtileri ortaya çıkar. Kişinin, kendi varlığını, bütünlüğü açısından tehdit altında hissetmesi durumunda, onun bilinç altına yansıyan, bu tanımlanmamış, bir nesne(kedi,köpek,böcek) ya da durumla(sosyal alan) ilişkilendirilememiş, belirsiz anksiyete(kaygı), kişinin bilinç altında işleyen bir mekanizmayla tanımlanabilir bir korku haline dönüştürülmektedir. Korku haline dönüştüğü anda da, genel bir anksiyete olması sonucu, fobiye dönüşür. Dolayısıyla birey fobiler geliştirerek onunla temastan kaçma/kaçınma eğiliminde olabilmektedirler.
Fobi yaşayan bireyler vücutlarında çeşitli belirtiler de verebilmektedirler. Bu belirtiler arasında çarpıntı, yüz kızarması, yüzde kaşınma ve yanma hissi, titreme, terleme, bulanık görme, nefes darlığı, ağız kuruluğu, yutkunma güçlüğü, mide bulantısı, bilinç kaybı, ani tansiyon düşüşü, bayılma vb. gibi belirtiler eşlik edebilmektedir. Fobileri ele alacak olursak çeşitli fobi türleri de mevcuttur. Bunlar yükseklik fobisi, hayvan fobisi, kan fobisi(kan tutma), uçak fobisi, klostrofobi vs gibi fobi türleri vardır. Fobilerin tedavilerine gelecek olursak eğer her fobiyi ayrı ayrı ele almak gerekmektedir ve tedavisi mümkün ve de başarı oranı yüksektir. Fobilerin tedavisin de terapi yöntemleri kişinin bu fobiyi yenmesinde etkin rol oynayarak yaşamının kalitesini arttırabilmektedir.
Fobi toplumda sık görülen bir anksiyete bozukluğu arasındadır. Fobisi olan insanlar “fobik” diye adlandırıldığını çevremizden de duymaktayız. Yapılan araştırmalar toplumda yaklaşık %10-%15 oranında fobi tespit etse de tahminen bu değer %20-25 dolaylarındadır. Fobiler genel manada yaygınlığı açısından toplum tarafından hastalıktan ziyade huy ya da kişilik özelliği olarak düşünüldüğünden tedaviye başvuranların sayısı azdır. Araştırmalarda fobi sıklığının beklenenden düşük çıkmasının en önemli nedeni budur. Kadınlarda erkeklere oranla iki buçuk kat daha fazla görüldüğü saptandığı yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır.
Fobilerin nedenlerine genel olarak bakılacak olursak eğer, fobinin nedenleri konusunda farklı ekollerin farklı açıklamaları mevcuttur. Freud, fobiyi bilinçaltı çatışmaları olarak tanımlar. Watson'a göre ise fobi, şartlı reflekse dayanır. Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karşılaşıldığında anksiyete belirtileri ortaya çıkar. Kişinin, kendi varlığını, bütünlüğü açısından tehdit altında hissetmesi durumunda, onun bilinç altına yansıyan, bu tanımlanmamış, bir nesne(kedi,köpek,böcek) ya da durumla(sosyal alan) ilişkilendirilememiş, belirsiz anksiyete(kaygı), kişinin bilinç altında işleyen bir mekanizmayla tanımlanabilir bir korku haline dönüştürülmektedir. Korku haline dönüştüğü anda da, genel bir anksiyete olması sonucu, fobiye dönüşür. Dolayısıyla birey fobiler geliştirerek onunla temastan kaçma/kaçınma eğiliminde olabilmektedirler.
Fobi yaşayan bireyler vücutlarında çeşitli belirtiler de verebilmektedirler. Bu belirtiler arasında çarpıntı, yüz kızarması, yüzde kaşınma ve yanma hissi, titreme, terleme, bulanık görme, nefes darlığı, ağız kuruluğu, yutkunma güçlüğü, mide bulantısı, bilinç kaybı, ani tansiyon düşüşü, bayılma vb. gibi belirtiler eşlik edebilmektedir. Fobileri ele alacak olursak çeşitli fobi türleri de mevcuttur. Bunlar yükseklik fobisi, hayvan fobisi, kan fobisi(kan tutma), uçak fobisi, klostrofobi vs gibi fobi türleri vardır. Fobilerin tedavilerine gelecek olursak eğer her fobiyi ayrı ayrı ele almak gerekmektedir ve tedavisi mümkün ve de başarı oranı yüksektir. Fobilerin tedavisin de terapi yöntemleri kişinin bu fobiyi yenmesinde etkin rol oynayarak yaşamının kalitesini arttırabilmektedir.