Francis Bacon Hakkında bilgi
Francis Baconun eserleri
Hayatı:
22 Ocak 1561'de doğan Francis Bacon, Kraliçe 1. Elizabeth'in adalet bakanı Nicholas Bacon'ın oğludur. Her ne kadar Francis Bacon'ın ünü babasınınkini gölgede bıraksa da, babası, Nicholas Bacon da sıradan birisi olmaktan çok öte, döneminin ünlü isimlerindendi. Francis Bacon, oniki yaşında girdiği Trinity College, Cambridge'de skolastik felsefeyle tanıştı ve skolastik felsefeye karşıt görüşlerinin tohumları burada atıldı. 1576'da Hukuk okumaya başladıktan sonra, Fransa'daki İngiliz elçisinin yanında çalışması için bir teklif aldı. Teklifi kabul ederek, öğrenimine ara verdi ve Fransa'ya gitti. Bacon'ın felsefeye olan aşkının iyice filizlenmeye başladığı bu yıllarda, ansızın, 1579'da babasının vefat haberini aldı. Cepleri boş bir şekilde İngiltere'ye döndüğünde yapabileceği tek şey hukuk öğrenimine devam etmek oldu. Öğrenimini tamamladıktan sonra avukatlık yapmaya başladı. Çocukluğundan beri alıştığı lüks yaşama özlem çekiyordu, bu yüzden avukatlık yaparken bir taraftan da siyasi bir kariyer için çalıştı. Nitekim 1584'te Parlementoya seçildi.
Essex kontuyla yakın bir arkadaşlığı vardı. Fakat arkadaşlıkları, Essex kontunun Kraliçe 1. Elizabeth'i devirmek üzere kurduğu planlar nedeniyle bozuldu. Kraliçeye olan bağlılığının büyük olduğunu belirten Bacon, uzun süre arkadaşını fikirlerinden döndürmeye çalıştı. Kraliçeye yapılan başarısız bir suikast girişiminden sonra Essex kontu tutuklandı. Bacon'ın da çabalarıyla salıverilen kont, daha sonra Kraliçeyi devirmek için yeni bir girişimde bulundu. Bu sefer tutuklandığında, suçlu bulundu ve idam edildi. Bu sırada Bacon'ın yıldızı parlamaktaydı, her ne kadar Essex kontuyla olan bu ilişkileri sonucu onu hayatı boyu tehdit edecek düşmanlar edinmiş olsa da Kraliçeye olan bağlılığı hiç kuşkusuz ona kariyer açısından büyük fırsatlar vermişti.
1603'de Kraliçenin veliahtı olarak James I tahta geçince hızlı bir şekilde önemli mevkilere geldi. Önce "Sir" unvanı aldı, sonra 1606'da başsavcı, 1618'de ise İngiltere başyargıcı oldu. Kariyerinin zirvesindeyken, çöküşü kapıyı çaldı. 1621'de rüşvet suçuyla tutuklanıp yargılandı. Suçlu bulundu ve hapis cezasına çarptırıldı. Hapishanede fazla kalmadı ve salıverildi, fakat ne Parlementoda ne de herhangi bir politik konumda bulunması bundan sonra imkânsızdı. Siyasetten kopan Bacon hayatının geri kalan yıllarını felsefi düşüncelerine adadı. 1626'da zatürree olduğu varsayılan bir hastalık yüzünden vefat etti.
Eserleri:
Bilimin İlerlemesi
Hayatı boyunca üzerinde duracağı felsefi fikirlerinin temelini attığı bu eser, Bacon'ın ilk felsefi çalışmasıdır. Eserin ismi belki de eserin mühtevasını en güzel özetleyen kalıp "Bilimin İlerlemesi" (The Advancement of Learning), zira eser çok geniş bir alanı kaplıyor birçok farklı bilim dalı için yeni yaklaşımlar geliştirilmesini ısrarla savunuyor, tıbba, fizyolojiye değiniyor, psikolojik yorumlarda bulunuyor. Bilimin her yönde, her açıdan gelişmesi gerektiğini savunuyor. Bilim, bilimin ve bilimsel araştırmanın önemi üzerine yazılan onca sayfadan ve bilime yapılan onca övgüden sonra, bilimin bir kılavuz olmaksızın kaybolacağı ve eksik kalacağı sonucuna varıyor. Bilimin kılavuzu: Felsefe. Felsefenin bilime yapacağı kılavuzluğu anlatırken, yeni bilimsel yöntemi de tümevarım yöntemi olarak açıklıyor.
Eser incelendiğinde belki de göze çarpan en önemli unsur Bacon'ın insanlığa, insana olan güveni. Bacon insanı kesinlikle doğadan üstün tutuyor. Bilimle yapılacak keşiflerin insanı doğadan üstün kılacağından emin. Yaşadığa çağa göre çok devrimsel ve hatta hayalperest nitelikte bir söylemdir bu.
Novum Organum
"İnsan, doğanın yöneticisi ve yorumcusu olarak, doğa düzeni üzerindeki gözlemlerinin izin verdiği kadar eylemde bulunabilir ve nedenleri anlayabilir. Daha ötesini ne bilir, ne de bilebilir." Hiç kuşkusuz, Novum Organum'un bu cümleleri Bacon'un görüşlerini, deneyselciliğini, gözlemciliğini ve insan ile doğaya bakış açısını güzel bir şekilde özetlemektedir. Eserin adından da fark edilebileceği gibi, karşımızda yeni bir Organon vardır, Aristo'ya ve eski yöntemlere karşı, yeni bir yöntem, yeni bir bilim ve mantık sistemi.
Bilimin kılavuzu felsefenin gerektiği konuma gelebilmesi, ve insanın bilim ışığı altında yükselebilmesi için, Bacon'a göre zihnin "putları" yıkılmalıydı. "Put" ile Bacon'ın kastı, gerçeklerin yerine konulmuş, yanlış ve hatalı, akıl-dışı yöntemler ve düşüncelerdir. Bu yanlış yöntem ve düşünceler, sadece yeni yanlışlıkların doğmasına yol açar, böylece bilimin gerçek yolunun ve gerçeklerin üstünü örter. Eserde dört çeşit put ile karşılaşırız: Kabile (Oymak) putları, Mağara putları, Çarşı putları, ve Sahne (Tiyatro) putları.
Kabile (Oymak) putları, tüm putların en önemlisi ve en zararlısıdır. Gelenekten veya doğal yapımızdan gelen görüşleri araştırma yapmaksızın kabul etmeyi içerir. Oysa, Bacon'a göre düşüncelerimiz nesnelerden çok kendimizi, bakış açımızı yansıtır. İnsan olmasını istediği şeye kolaylıkla inandığı için birçok geri dönüşü olmayan yanlış kanılara sapar.
Mağara putları olarak adlandırılan ikinci grup putlar ise, yaratılışıntan ve doğadaki gelişim süreci yüzünden biçimlenen ve daraltılan (limitlenen) bakış açısını ve zihni tanımlar. Oysa gerçek ne dar bir alana sıkıştırılmıştır, ne de tarafgirdir. Mağara putları kişinin gelişmesini, daha geniş bir pencereden bakmasını engelleyen yanlışlıklar, dar bakış açılarıdır.
Çarşı putları ise "insanların birbiriyle ilişkilerinden ve alışverişlerinden meydana gelir". Anlaşılacağı üzere dil ve insan ilişkileri ile ilgilidir. Dilin, kelimelerin ve insan ilişkilerinin zihni daralttığı noktaları ve doğurduğu yanlışları simgeler.
Son olarak Sahne putları, filozofların eski çağlarda ürettiği temelsiz, dramatik dogmalardır.
Bacon'a göre insan zihnini körelten bu putlar yıkılmadıkça felsefe ve bilim karanlıktan kurtulamazdı. İnsanlığa tanıttığı yeni yöntem ise tümevarım idi. Eserde tümevarım yönteminin bilgilerin biçimlenmesinde nasıl bir teknik üzerine oturtulacağına yer vermiştir.
Yeni Atlantis
Yeni Atlantis (The New Atlantis) Bacon'ının düşüncelerindeki (ve düşüncelerinin sonucu olduğunu varsaydığı) ideal toplum düzenini yansıttığı eseridir. Felsefi, ütopyacı roman geleneğinin en güzel örneklerinden biri olduğu gibi, eser Bacon'ının özellikle Novum Organum'da belirttiği yöntemlerin sonuçlarının kurgulanışı olarak da ele alınabilir.
Magna Instauratio
Bacon'ının kafasında tasarladığı şaheseridir, "Magna Instauratio", yani "Büyük Yeni Düzen". Teoriden çok pratik bir yaklaşımla ele alacağı konulara titizlikle karar vermişti. Sadece birkaç bölümünü bitirebilmiştir bu eserin, ve eseri bitiremeden vefat etmiştir.
Francis Baconun eserleri
Hayatı:
22 Ocak 1561'de doğan Francis Bacon, Kraliçe 1. Elizabeth'in adalet bakanı Nicholas Bacon'ın oğludur. Her ne kadar Francis Bacon'ın ünü babasınınkini gölgede bıraksa da, babası, Nicholas Bacon da sıradan birisi olmaktan çok öte, döneminin ünlü isimlerindendi. Francis Bacon, oniki yaşında girdiği Trinity College, Cambridge'de skolastik felsefeyle tanıştı ve skolastik felsefeye karşıt görüşlerinin tohumları burada atıldı. 1576'da Hukuk okumaya başladıktan sonra, Fransa'daki İngiliz elçisinin yanında çalışması için bir teklif aldı. Teklifi kabul ederek, öğrenimine ara verdi ve Fransa'ya gitti. Bacon'ın felsefeye olan aşkının iyice filizlenmeye başladığı bu yıllarda, ansızın, 1579'da babasının vefat haberini aldı. Cepleri boş bir şekilde İngiltere'ye döndüğünde yapabileceği tek şey hukuk öğrenimine devam etmek oldu. Öğrenimini tamamladıktan sonra avukatlık yapmaya başladı. Çocukluğundan beri alıştığı lüks yaşama özlem çekiyordu, bu yüzden avukatlık yaparken bir taraftan da siyasi bir kariyer için çalıştı. Nitekim 1584'te Parlementoya seçildi.
Essex kontuyla yakın bir arkadaşlığı vardı. Fakat arkadaşlıkları, Essex kontunun Kraliçe 1. Elizabeth'i devirmek üzere kurduğu planlar nedeniyle bozuldu. Kraliçeye olan bağlılığının büyük olduğunu belirten Bacon, uzun süre arkadaşını fikirlerinden döndürmeye çalıştı. Kraliçeye yapılan başarısız bir suikast girişiminden sonra Essex kontu tutuklandı. Bacon'ın da çabalarıyla salıverilen kont, daha sonra Kraliçeyi devirmek için yeni bir girişimde bulundu. Bu sefer tutuklandığında, suçlu bulundu ve idam edildi. Bu sırada Bacon'ın yıldızı parlamaktaydı, her ne kadar Essex kontuyla olan bu ilişkileri sonucu onu hayatı boyu tehdit edecek düşmanlar edinmiş olsa da Kraliçeye olan bağlılığı hiç kuşkusuz ona kariyer açısından büyük fırsatlar vermişti.
1603'de Kraliçenin veliahtı olarak James I tahta geçince hızlı bir şekilde önemli mevkilere geldi. Önce "Sir" unvanı aldı, sonra 1606'da başsavcı, 1618'de ise İngiltere başyargıcı oldu. Kariyerinin zirvesindeyken, çöküşü kapıyı çaldı. 1621'de rüşvet suçuyla tutuklanıp yargılandı. Suçlu bulundu ve hapis cezasına çarptırıldı. Hapishanede fazla kalmadı ve salıverildi, fakat ne Parlementoda ne de herhangi bir politik konumda bulunması bundan sonra imkânsızdı. Siyasetten kopan Bacon hayatının geri kalan yıllarını felsefi düşüncelerine adadı. 1626'da zatürree olduğu varsayılan bir hastalık yüzünden vefat etti.
Eserleri:
Bilimin İlerlemesi
Hayatı boyunca üzerinde duracağı felsefi fikirlerinin temelini attığı bu eser, Bacon'ın ilk felsefi çalışmasıdır. Eserin ismi belki de eserin mühtevasını en güzel özetleyen kalıp "Bilimin İlerlemesi" (The Advancement of Learning), zira eser çok geniş bir alanı kaplıyor birçok farklı bilim dalı için yeni yaklaşımlar geliştirilmesini ısrarla savunuyor, tıbba, fizyolojiye değiniyor, psikolojik yorumlarda bulunuyor. Bilimin her yönde, her açıdan gelişmesi gerektiğini savunuyor. Bilim, bilimin ve bilimsel araştırmanın önemi üzerine yazılan onca sayfadan ve bilime yapılan onca övgüden sonra, bilimin bir kılavuz olmaksızın kaybolacağı ve eksik kalacağı sonucuna varıyor. Bilimin kılavuzu: Felsefe. Felsefenin bilime yapacağı kılavuzluğu anlatırken, yeni bilimsel yöntemi de tümevarım yöntemi olarak açıklıyor.
Eser incelendiğinde belki de göze çarpan en önemli unsur Bacon'ın insanlığa, insana olan güveni. Bacon insanı kesinlikle doğadan üstün tutuyor. Bilimle yapılacak keşiflerin insanı doğadan üstün kılacağından emin. Yaşadığa çağa göre çok devrimsel ve hatta hayalperest nitelikte bir söylemdir bu.
Novum Organum
"İnsan, doğanın yöneticisi ve yorumcusu olarak, doğa düzeni üzerindeki gözlemlerinin izin verdiği kadar eylemde bulunabilir ve nedenleri anlayabilir. Daha ötesini ne bilir, ne de bilebilir." Hiç kuşkusuz, Novum Organum'un bu cümleleri Bacon'un görüşlerini, deneyselciliğini, gözlemciliğini ve insan ile doğaya bakış açısını güzel bir şekilde özetlemektedir. Eserin adından da fark edilebileceği gibi, karşımızda yeni bir Organon vardır, Aristo'ya ve eski yöntemlere karşı, yeni bir yöntem, yeni bir bilim ve mantık sistemi.
Bilimin kılavuzu felsefenin gerektiği konuma gelebilmesi, ve insanın bilim ışığı altında yükselebilmesi için, Bacon'a göre zihnin "putları" yıkılmalıydı. "Put" ile Bacon'ın kastı, gerçeklerin yerine konulmuş, yanlış ve hatalı, akıl-dışı yöntemler ve düşüncelerdir. Bu yanlış yöntem ve düşünceler, sadece yeni yanlışlıkların doğmasına yol açar, böylece bilimin gerçek yolunun ve gerçeklerin üstünü örter. Eserde dört çeşit put ile karşılaşırız: Kabile (Oymak) putları, Mağara putları, Çarşı putları, ve Sahne (Tiyatro) putları.
Kabile (Oymak) putları, tüm putların en önemlisi ve en zararlısıdır. Gelenekten veya doğal yapımızdan gelen görüşleri araştırma yapmaksızın kabul etmeyi içerir. Oysa, Bacon'a göre düşüncelerimiz nesnelerden çok kendimizi, bakış açımızı yansıtır. İnsan olmasını istediği şeye kolaylıkla inandığı için birçok geri dönüşü olmayan yanlış kanılara sapar.
Mağara putları olarak adlandırılan ikinci grup putlar ise, yaratılışıntan ve doğadaki gelişim süreci yüzünden biçimlenen ve daraltılan (limitlenen) bakış açısını ve zihni tanımlar. Oysa gerçek ne dar bir alana sıkıştırılmıştır, ne de tarafgirdir. Mağara putları kişinin gelişmesini, daha geniş bir pencereden bakmasını engelleyen yanlışlıklar, dar bakış açılarıdır.
Çarşı putları ise "insanların birbiriyle ilişkilerinden ve alışverişlerinden meydana gelir". Anlaşılacağı üzere dil ve insan ilişkileri ile ilgilidir. Dilin, kelimelerin ve insan ilişkilerinin zihni daralttığı noktaları ve doğurduğu yanlışları simgeler.
Son olarak Sahne putları, filozofların eski çağlarda ürettiği temelsiz, dramatik dogmalardır.
Bacon'a göre insan zihnini körelten bu putlar yıkılmadıkça felsefe ve bilim karanlıktan kurtulamazdı. İnsanlığa tanıttığı yeni yöntem ise tümevarım idi. Eserde tümevarım yönteminin bilgilerin biçimlenmesinde nasıl bir teknik üzerine oturtulacağına yer vermiştir.
Yeni Atlantis
Yeni Atlantis (The New Atlantis) Bacon'ının düşüncelerindeki (ve düşüncelerinin sonucu olduğunu varsaydığı) ideal toplum düzenini yansıttığı eseridir. Felsefi, ütopyacı roman geleneğinin en güzel örneklerinden biri olduğu gibi, eser Bacon'ının özellikle Novum Organum'da belirttiği yöntemlerin sonuçlarının kurgulanışı olarak da ele alınabilir.
Magna Instauratio
Bacon'ının kafasında tasarladığı şaheseridir, "Magna Instauratio", yani "Büyük Yeni Düzen". Teoriden çok pratik bir yaklaşımla ele alacağı konulara titizlikle karar vermişti. Sadece birkaç bölümünü bitirebilmiştir bu eserin, ve eseri bitiremeden vefat etmiştir.