Grip ile soğuk algınlığı birbirinden farklı hastalıklardır. Grip, solunum sisteminde influenza yani grip virüsü ile meydana gelen yüksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığı ise, influenza dışında iki yüze yakın virüsün sebep olduğu, hafif seyirli burun akıntısı, boğazda kaşınma hissi ve burun akıntısı ile başlayan üst solunum yolu enfeksiyonuna verilen isimdir.
Soğuk algınlığı genellikle virüsün alınmasından 2-3 gün sonra başlar. Burun akıntısı, tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük ve baş ağrısı, halsizlik, kırgınlık görülür. Ateş, hafiftir. 37-38 derece civarındadır. Genellikle hafif belirtilerle 1- 2 hafta içinde kendiliğinden düzelmesine rağmen, özellikle çocuklarda okullarından geri kalmaya erişkinlerde ise iş gücü kaybına sebep olmaktadır.
Çocuklar kreşlerde, okullarda diğer çocuklarla sık temas halinde olduklarından birbirlerine virüsü kolayca bulaştırırlar ve yıl içinde 5-8 kez soğuk algınlığı geçirebilirler. Salgın yapan soğuk algınlığı-nezle- virüsleri arasında en sık görülenler respiratuar sinsisyal virüs (RSV), rinovirüsler, parainfluenza, adenovirüs, koronavirüstür. Soğuk algınlığı virüsleri sonbahar ve kış aylarında astım ataklarının alevlenmesine yol açar. Çocuklarda astım ataklarının %60-80’ i bu virüslere bağlıdır.
Rhinovirüsler genç ve erişkinlerde, RSV ise çocuk ve bebeklerde genellikle astım krizini başlatır. Bazen de hiç astım olmayanlarda astım benzeri bronş hassasiyeti – bronş hiperreaktivitesi- tablosu yaratabilir.
Grip ise İnfluenza virüsü ile oluşan viral bir solunum yolu enfeksiyonudur. influenza virüsünün A,B,C grupları vardır. Sıklıkla ciddi hastalık yapan A grubudur. Virüsün alınmasından sonra 1-4 gün içinde belirtiler ortaya çıkar. Gripte soğuk algınlığına göre daha ağır bir hastalık tablosu görülmektedir. Grip ateş, kas ağrısı, boğazda yanma, öksürük, yorgunluk gibi rahatsızlıklara yol açar. 39-40 dereceye varan ateş görülebilir ve genellikle ilaçlarla düşmez. Hastane yatışı gerektiren tablo oluşabilir. Hatta risk gruplarında daha sık olmak üzere, gribe bağlı zatürre, solunum yetersizliği görülebilir. Grip geçirmekte olan bir kişi hastalığı, hastalığın belirtileri başlamadan bir-iki gün öncesinden başlayarak, hastalığın belirtileri başladıktan sonraki 4-5 gün boyunca bulaştırılabilmektedir.
Özellikle havaların soğumaya başladığı sonbahar mevsiminde grip görülme sıklığı artmakta, kış ve daha az sıklıkta ilkbaharın ilk aylarında görülmeye devam etmektedir. Grip virüsü ülkemizde genellikle aralık, ocak, şubat başı salgınlar yapmaktadır. Kış aylarında kapalı alanlarda insanlar daha sık bir arada bulunduğundan hastalığın yayılması da daha kolay olmaktadır.
Gribal enfeksiyon için riskli hasta grupları vardır. Bebekler ve yaşlı hastalar, kronik hastalığı olanlar (kronik bronşit, astım, kronik böbrek yetmezliği, romatizma ve koroner arter hastalığı, şeker hastalığı, Parkinson gibi nörolojik hastalıklar, anemi), sigara kullananlar, kanser hastaları, kemoterapi alanlar gibi bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış hastalar, daha büyük risk altındadır.
Aşı sadece grip virüslerine etkilidir, soğuk algınlığı virüslerine etkisi yoktur.
WHO dünya sağlık örgütü her yıl grip virüs alt gruplarından hangilerinin önümüzdeki kış hastalık yapabileceğini saptayarak aşı üreticilerine önerir ve bir sonraki yılın grip aşıları bu doğrultuda hazırlanır. Eğer salgın yapan alt gruplar beklenenlere uygunsa yani aşı içeriğine uygunsa aşının gribe karşı koruyuculuğu yüksek olacaktır. Bu oran genellikle gençlerde % 50-80 civarındadır.
Solunum yolunun viral enfeksiyonlarında öncelikli olan hasta olmadan önlem almaktır. Yani hastalığın bulaşmasını engellemektir. Bu önlemler şunlardır:
1.Dışardan gelindiğinde eller sabunla yıkanmalıdır.
2.Mümkünse soğuk algınlığı olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır.
3.Hapşırır veya öksürürken ağız ve burun kapatılmalıdır.
4.Kış aylarında bol sıvı alınmalı ve dengeli ve beslenmeye özen gösterilmelidir.
5.Sigara içilmemelidir.
6. Risk gruplarındaki kişiler, grip aşısı ve doktorları gerekli görüyor ise zatürre aşısı yaptırmalıdır.
7.Risk grupları soğuk algınlığı veya grip durumunda doktor muayenesinde gecikmemelidir.
Soğuk algınlığı genellikle virüsün alınmasından 2-3 gün sonra başlar. Burun akıntısı, tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük ve baş ağrısı, halsizlik, kırgınlık görülür. Ateş, hafiftir. 37-38 derece civarındadır. Genellikle hafif belirtilerle 1- 2 hafta içinde kendiliğinden düzelmesine rağmen, özellikle çocuklarda okullarından geri kalmaya erişkinlerde ise iş gücü kaybına sebep olmaktadır.
Çocuklar kreşlerde, okullarda diğer çocuklarla sık temas halinde olduklarından birbirlerine virüsü kolayca bulaştırırlar ve yıl içinde 5-8 kez soğuk algınlığı geçirebilirler. Salgın yapan soğuk algınlığı-nezle- virüsleri arasında en sık görülenler respiratuar sinsisyal virüs (RSV), rinovirüsler, parainfluenza, adenovirüs, koronavirüstür. Soğuk algınlığı virüsleri sonbahar ve kış aylarında astım ataklarının alevlenmesine yol açar. Çocuklarda astım ataklarının %60-80’ i bu virüslere bağlıdır.
Rhinovirüsler genç ve erişkinlerde, RSV ise çocuk ve bebeklerde genellikle astım krizini başlatır. Bazen de hiç astım olmayanlarda astım benzeri bronş hassasiyeti – bronş hiperreaktivitesi- tablosu yaratabilir.
Grip ise İnfluenza virüsü ile oluşan viral bir solunum yolu enfeksiyonudur. influenza virüsünün A,B,C grupları vardır. Sıklıkla ciddi hastalık yapan A grubudur. Virüsün alınmasından sonra 1-4 gün içinde belirtiler ortaya çıkar. Gripte soğuk algınlığına göre daha ağır bir hastalık tablosu görülmektedir. Grip ateş, kas ağrısı, boğazda yanma, öksürük, yorgunluk gibi rahatsızlıklara yol açar. 39-40 dereceye varan ateş görülebilir ve genellikle ilaçlarla düşmez. Hastane yatışı gerektiren tablo oluşabilir. Hatta risk gruplarında daha sık olmak üzere, gribe bağlı zatürre, solunum yetersizliği görülebilir. Grip geçirmekte olan bir kişi hastalığı, hastalığın belirtileri başlamadan bir-iki gün öncesinden başlayarak, hastalığın belirtileri başladıktan sonraki 4-5 gün boyunca bulaştırılabilmektedir.
Özellikle havaların soğumaya başladığı sonbahar mevsiminde grip görülme sıklığı artmakta, kış ve daha az sıklıkta ilkbaharın ilk aylarında görülmeye devam etmektedir. Grip virüsü ülkemizde genellikle aralık, ocak, şubat başı salgınlar yapmaktadır. Kış aylarında kapalı alanlarda insanlar daha sık bir arada bulunduğundan hastalığın yayılması da daha kolay olmaktadır.
Gribal enfeksiyon için riskli hasta grupları vardır. Bebekler ve yaşlı hastalar, kronik hastalığı olanlar (kronik bronşit, astım, kronik böbrek yetmezliği, romatizma ve koroner arter hastalığı, şeker hastalığı, Parkinson gibi nörolojik hastalıklar, anemi), sigara kullananlar, kanser hastaları, kemoterapi alanlar gibi bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış hastalar, daha büyük risk altındadır.
Aşı sadece grip virüslerine etkilidir, soğuk algınlığı virüslerine etkisi yoktur.
WHO dünya sağlık örgütü her yıl grip virüs alt gruplarından hangilerinin önümüzdeki kış hastalık yapabileceğini saptayarak aşı üreticilerine önerir ve bir sonraki yılın grip aşıları bu doğrultuda hazırlanır. Eğer salgın yapan alt gruplar beklenenlere uygunsa yani aşı içeriğine uygunsa aşının gribe karşı koruyuculuğu yüksek olacaktır. Bu oran genellikle gençlerde % 50-80 civarındadır.
Solunum yolunun viral enfeksiyonlarında öncelikli olan hasta olmadan önlem almaktır. Yani hastalığın bulaşmasını engellemektir. Bu önlemler şunlardır:
1.Dışardan gelindiğinde eller sabunla yıkanmalıdır.
2.Mümkünse soğuk algınlığı olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır.
3.Hapşırır veya öksürürken ağız ve burun kapatılmalıdır.
4.Kış aylarında bol sıvı alınmalı ve dengeli ve beslenmeye özen gösterilmelidir.
5.Sigara içilmemelidir.
6. Risk gruplarındaki kişiler, grip aşısı ve doktorları gerekli görüyor ise zatürre aşısı yaptırmalıdır.
7.Risk grupları soğuk algınlığı veya grip durumunda doktor muayenesinde gecikmemelidir.
