Gülay Afşar Kimdir - Gülay Afşar Resimleri - Gülay Afşar Biyografisi - Gülay Afşar Hakkında
Gülay Afşar, cumartesi pazar sabahları NTV'de yayınlanan "Hafta Sonu Haber Merkezi" ile izleyici karşısına çıkıyor. Üç çocuk annesi başarılı sunucuya göre, hem kariyer hem çocuk bir arada olmuyor.
Uzun zamandır sunuculuk yapıyorsunuz ama aslın da ekonomistsiniz değil mi?
- Evet, ben ekrana piyasalardan, ekonomiden geldim. Ondan önce siyaset okumuştum. Sonra ikisini bir araya getirip, ihtisas konularımda televizyon işlerine başlamış oldum. 12 yıllık bir televizyonculuk geçmişim var.
NTV'deki programınız “Hafta Sonu”nun diğer sabah programlarından farkı ne?
- Farkı, içinde ne gerekiyorsa o olması. Sadece popüler olduğu için birisini stüdyoya getirip sohbet etmek üzerine kurmadık bu programı. Haber de var içinde magazin de. Yeri geldiğinde bir siyasi partinin kongresinden tahliller yapıyoruz, yeri geldiğinde magazin gündemini meşgul eden bir konu hakkında konuşuyoruz. Magazin programlarının arka arkaya dizildiği cumartesi pazar sabahlarında birileri düzeyli programlar arıyor. Biz tamamen onlara hitap ettiğimizi düşünüyoruz.
CANLI YAYINDA DEPREM OLDU
Sunuculuğa başladığınızda zorlandığınız oldu mu?
- Olmadı aslında, çünkü çocukluğumda da ne zaman bir sunuş olsa öğretmenler beni öne sürerdi. O zaman da göz önünde olmayı severdim. Sunuculuğa ilk başladığımda, şartlar gereği hiç deneme çekimi yapmadan direkt kayda girdik. Bir de eski stüdyolar şimdiki gibi değildi. Kapalı bir odanın içinde tek bir kamera vardı, sadece o gün “Galiba ben bu işi yapmayacağım” dedim. O sırada içeriden yönetmenin sesi geldi ve “Bu kamera seni çok sevdi” dedi. Böylece başlamış oldum.
Başınıza ilginç olaylar gelmiştir mutlaka...
- Geldi tabii! Bir keresinde dekor küt diye düşmüştü. Üstüme düşmedi ve gülüp geçmeyi başardım. Zaten böyle durumlarda hayati bir konu yoksa gülüp geçmeyi bilmek, doğal tepkiler vermek lazım. Mesela ben CNN Türk'te çalışırken, canlı yayında deprem oldu. Gayet doğal bir tepkiyle “Deprem oluyor” dedim ve böylece ilk haberi veren kişi de ben oldum. Bir de ben Mehmet Ali Birand'la başladım işe. O çok iyi bir öğretmen oldu, kendine özgü olmayı öğretti. Zaten dikkat edin, onun yanında yetişen herkesin kendine özgü bir tarzı vardır.
CENAZE HABERİ SUNMAYI SEVMİYORUM
Sunmayı sevmediğiniz haber var mı?
- Cenaze töreni. Tanıdığınız, sevdiğiniz birinin ölümünü anlatmak çok üzücü. Kemal Sunal'ın cenaze töreninde canlı yayındaydım ve çok zor gelmişti bana.
EVDE PRENSES GİBİYİM
Hayatımın dönüm n İstanbul'a gelişim, evliliğim, çocuklarımın doğumu... Herkesin evliliği hayatını değiştirmeyebilir ama benimki çok paralar kazandığım bir dönemdi. Borsada broker'lık yapıyordum, eşim de öyleydi. Beni ilk gördüğünde beğenmiş ve benimle evlenmeyi gözüne koymuş. Tanıştığımız günden bu yana attığım her adımda, beni destekledi. Bir kadının ilerlemesi için arkasında böyle bir adamın olmasına ihtiyacı var. İleride bir gün ödül alacak olursam, eşime çok teşekkür etmek istiyorum. Sapasağlam durdu arkamda. İki oğlum var ve ben evde prenses gibiyim.
Çocuklarınıza vakit ayıramıyo Çok ideal bir anne olamıyorum. Küçük oğlum “Neden cumartesi pazar günleri program yapıyorsun” diyor, ben de “Böyle olması gerekiyor” diyorum. Çok ideal bir anne değilim, çünkü her istediklerinde çocuklarımın yanlarında olamıyorum. Ama onlara sevgimi her zaman hissettiriyorum.
Gülay Afşar, cumartesi pazar sabahları NTV'de yayınlanan "Hafta Sonu Haber Merkezi" ile izleyici karşısına çıkıyor. Üç çocuk annesi başarılı sunucuya göre, hem kariyer hem çocuk bir arada olmuyor.
Uzun zamandır sunuculuk yapıyorsunuz ama aslın da ekonomistsiniz değil mi?
- Evet, ben ekrana piyasalardan, ekonomiden geldim. Ondan önce siyaset okumuştum. Sonra ikisini bir araya getirip, ihtisas konularımda televizyon işlerine başlamış oldum. 12 yıllık bir televizyonculuk geçmişim var.
NTV'deki programınız “Hafta Sonu”nun diğer sabah programlarından farkı ne?
- Farkı, içinde ne gerekiyorsa o olması. Sadece popüler olduğu için birisini stüdyoya getirip sohbet etmek üzerine kurmadık bu programı. Haber de var içinde magazin de. Yeri geldiğinde bir siyasi partinin kongresinden tahliller yapıyoruz, yeri geldiğinde magazin gündemini meşgul eden bir konu hakkında konuşuyoruz. Magazin programlarının arka arkaya dizildiği cumartesi pazar sabahlarında birileri düzeyli programlar arıyor. Biz tamamen onlara hitap ettiğimizi düşünüyoruz.
CANLI YAYINDA DEPREM OLDU
Sunuculuğa başladığınızda zorlandığınız oldu mu?
- Olmadı aslında, çünkü çocukluğumda da ne zaman bir sunuş olsa öğretmenler beni öne sürerdi. O zaman da göz önünde olmayı severdim. Sunuculuğa ilk başladığımda, şartlar gereği hiç deneme çekimi yapmadan direkt kayda girdik. Bir de eski stüdyolar şimdiki gibi değildi. Kapalı bir odanın içinde tek bir kamera vardı, sadece o gün “Galiba ben bu işi yapmayacağım” dedim. O sırada içeriden yönetmenin sesi geldi ve “Bu kamera seni çok sevdi” dedi. Böylece başlamış oldum.
Başınıza ilginç olaylar gelmiştir mutlaka...
- Geldi tabii! Bir keresinde dekor küt diye düşmüştü. Üstüme düşmedi ve gülüp geçmeyi başardım. Zaten böyle durumlarda hayati bir konu yoksa gülüp geçmeyi bilmek, doğal tepkiler vermek lazım. Mesela ben CNN Türk'te çalışırken, canlı yayında deprem oldu. Gayet doğal bir tepkiyle “Deprem oluyor” dedim ve böylece ilk haberi veren kişi de ben oldum. Bir de ben Mehmet Ali Birand'la başladım işe. O çok iyi bir öğretmen oldu, kendine özgü olmayı öğretti. Zaten dikkat edin, onun yanında yetişen herkesin kendine özgü bir tarzı vardır.
CENAZE HABERİ SUNMAYI SEVMİYORUM
Sunmayı sevmediğiniz haber var mı?
- Cenaze töreni. Tanıdığınız, sevdiğiniz birinin ölümünü anlatmak çok üzücü. Kemal Sunal'ın cenaze töreninde canlı yayındaydım ve çok zor gelmişti bana.
EVDE PRENSES GİBİYİM
Hayatımın dönüm n İstanbul'a gelişim, evliliğim, çocuklarımın doğumu... Herkesin evliliği hayatını değiştirmeyebilir ama benimki çok paralar kazandığım bir dönemdi. Borsada broker'lık yapıyordum, eşim de öyleydi. Beni ilk gördüğünde beğenmiş ve benimle evlenmeyi gözüne koymuş. Tanıştığımız günden bu yana attığım her adımda, beni destekledi. Bir kadının ilerlemesi için arkasında böyle bir adamın olmasına ihtiyacı var. İleride bir gün ödül alacak olursam, eşime çok teşekkür etmek istiyorum. Sapasağlam durdu arkamda. İki oğlum var ve ben evde prenses gibiyim.
Çocuklarınıza vakit ayıramıyo Çok ideal bir anne olamıyorum. Küçük oğlum “Neden cumartesi pazar günleri program yapıyorsun” diyor, ben de “Böyle olması gerekiyor” diyorum. Çok ideal bir anne değilim, çünkü her istediklerinde çocuklarımın yanlarında olamıyorum. Ama onlara sevgimi her zaman hissettiriyorum.