Gülüş Tasarımı

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
56
Yaş
36
Coin
256,936
Estetik, yunanca algı anlamına gelen esteta kelimesinden köken almaktadır. Sanatta, doğada kısacası yaşamın her alanında güzel kavramının karşılığıdır. Bireysel güzellik konu olunca diş estetiği, güzel bir gülüş olmazsa olmazdır. Bu durum da son yıllarda modern, teknolojik, restoratif uygulamaların kullanıldığı, fonksiyon ve biyolojik uyumu estetikle birleştiren diş hekimliği alanını estetik diş hekimliğini ortaya çıkarmıştır.

Gülüş tasarımı estetik diş hekimliği alanında en çok dikkat çeken ve öne çıkan uygulamadır. Gülüş tasarımı diş hekiminin biyolojik uyum, fonksiyon, dişetinin sağlığı, dişlerin birbiri ile ilişkisi ile estetik zevkini birlikte kullanarak güzel bir görünüm yaratmasıdır. Bu tasarımın oluşturulmasında hastanın beklentileri, aynaya baktığında kendini nasıl görmek istediği hekim için başlangıç noktasıdır. Gülüş tasarımı; hastanın yaşı, cinsiyeti, ten rengi yanında dişler, dişetleri, çene eklemi ve ağız içi dokuların durumu değerlendirilerek bireye özel olarak yapılmaktadır.

Peki beynimizdeki estetik algısını tetikleyen şey nedir? Son yıllarda nörologlar bu konu üzerinde birçok çalışma yaptılar ve ortaya yeni bir bilim dalı çıktı; nöroestetik. Baktığımız bir sanat eserinde, bir yüzde öncelikle ne dikkatimizi çekiyor ve güzel olduğunu düşünüyoruz sorusu cevap bulmaya başladı. Bu bilimsel veriler gülüş tasarımında bize oldukça önemli bakış açıları kazandırdı. Güzel bir gülüşün de matematiği olduğunu öğrendik.

Bir insana bakarken beyin ilk önce yüze sonra da aydınlık olana odaklanıyor. Dişlerin, gülüşün güzellik algısında önemi çok yüksektir. Bu da gülüş tasarımında en önemli etkenin renk olduğu anlamına gelmektedir. Dergilerde, reklam panolarında, sosyal medyada, dizilerde kısacası günlük yaşamda devamlı olarak karşımıza çıkan yüzlere dikkat ederseniz ışıl ışıl aydınlık bir gülümsemenin ortak noktaları olduğunu göreceksiniz.

Nöroestetik çalışmalar aydınlıktan sonra konuma odaklandığımızı yani önde olanı algıladığımızı bildiriyor. Güzel bir gülümsemede santral diş dediğimiz orta iki dişin boyu, genişliği, yüzey özellikleri, yüzün tamamı ile ilişkisi, simetrisi kilit önemdedir.

Gülüş aslında pembe, beyaz ve siyahtan oluşmaktadır. Diş estetiğinde beyaz dişler ve pembe dişetlerini düzenlemek yeterli olmayacaktır. Ağızda diş ve dişetleri dışında kalan alan ağız boşluğu siyahtır, karanlıktır. Siyah görüntüyü ne kadar az görürse gözümüz gülüş o kadar estetik olacaktır, güzelleşecektir. Bunu sağlamak için dişlerin boyunu uzatıp, hacmini arttırarak karanlık görüntüyü azaltabilmekteyiz.

Estetikten bahsederken altın oran olmazsa olmazdır. Altın oran bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen uyum açısından en ideal boyutları veren sayısal bir orandır. Bu oranı estetik gülüş tasarımında da kullanmaktayız. Sizden alınan resimler üzerinde yapılacak ölçümlerde dişlerin en/boy oranları belli bir şablona göre hazırlanmaktadır. En öndeki dişlerin yanındaki dişlere oranı, bu dişlerin uzunluğunun genişliğine oranı, bütün dişlerin yüzünüze oranı altın orana göre belirlenmektedir.

Gülüş tasarımında provalar oldukça önemlidir. Hekimin tek başına karar vereceği bir tedavi değildir. Güldüğünde hastanın aynada gördüğünü beğenmesi tedavinin olmazsa olmazdır. Dişler son şeklini almadan ağızdan alınan ölçüler üzerinde özel mumlarla, sonra ağızda bu mum şablona göre hazırlanmış prova materyalleri ile siz onay vermeden üretime geçilmemektedir.

Gülüş tasarımı estetik diş hekimliğinin birçok farklı tedavi metodu ile yapılabilmektedir. Diş beyazlatma, porselen lamineler, kompozit lamineler, tam seramik kaplamalar, zirkonyum destekli kaplamalar, ortodontik tedavi, eksik diş varlığında implant tedavisi ve gerekli ise dişeti cerrahisi ile gülüşünüz bu sayede de görünüşünüz değişecektir. Tedavi şeklini belirlerken dişetlerinin sağlığı, dişlerin sağlığı, rengi, konumu, alt-üst çenenin birbiri ile ilişkisi gibi birçok etken gözönünde bulundurularak karar verilir.
 
Üst Alt