Haçlı Seferleri Nedenleri Oluşu ve Sonuçları
Haçlı Seferlerini kimler ve neden düzenlemişlerdir? Haçlı Seferlerinin nedenleri, sonuçları. Haçlı Seferleri ile iglili detaylı bilgi.
Haçlı Seferleri, Haçlı Savaşları ya da Haçlı Akınları, 1095-1270 arasında, Avrupalı KatolikHıristiyanların, Papanın çesitli vaadleri ve talebi üzeri, Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri askeri akınlardır.
Yaklaşık 2. yüzyıllık bu dönem içinde, değişik amaçlarla bazı akınlar da düzenlenmiştir. (Örneğin; Bizans’ın elindeki Konstantinopolis (İstanbul) üzerine yapılan Dördüncü Haçlı Seferi, kuzey ve güney Avrupa’daki Hıristiyan olmayan halklara karşı düzenlenen seferler vesaire) Haçlı Seferleri ve savaşlarına bu adın verilmesi, doğuya yürüyen Hıristiyanların elbiselerine haç diktirmelerinden kaynaklanır.
Haçlı Seferlerinin Gelişimi
11. yüzyıla gelindiğinde Türkler Müslümanlığı kabul ederek batıya göç etmeye başlamışlar, Büyük Selçuklu Devleti’ni kurarak Orta Doğu’nun büyük bir bölümünü ele geçirmişlerdi. O döneme kadar İslam dünyasıyla büyük çaplı bir çatışmaya girmemiş olan Avrupalılar 1071 yılında Bizanslıların Malazgirt Savaşı’nda uğradıkları yenilgi üzerine büyük bir telaşa düştüler. Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış ve Türkler İstanbul’un yakınlarına kadar ilerleyerek İznik’te Anadolu Selçuklu Devleti’ni kurmuşlardı. Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos, Papa II. Urbanus’tan Türklere karşı yardım istedi. Böylece zaten Kudüs’teki Hristiyanlığın kutsal topraklarının Müslümanların kontrolünde olmasından hoşnut olmayan Avrupalılar arasında haçlı seferi düşüncesi oluştu. Papa II. Urbanus 18 Kasım – 28 Kasım 1095 tarihleri arasında Fransa’nın Clermont kentinde bir kurultay toplayarak Avrupa’nın liderlerini Müslümanlarla savaşa çağırdı. Bu çağrıya cevap veren ordular 1097 yılında ilk defa Anadolu’ya girerek Birinci Haçlı seferini başlattılar. (1096-1099) Birinci Haçlı Seferi, Avrupalılar açısından çok başarılı oldu. Avrupalıların bu saldırısına hazırlıksız yakalanan Müslümanlar Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Kılıç Arslan İznik’i haçlılara vermek zorunda kaldı. Aynı yılın temmuz ayında Eskişehir yakınlarındaki Dorileon Savaşı’nda Haçlılara yenildi. Ekim ayında Haçlılar Antakya’yı kuşattılar. 1 seneye yakın süren bir kuşatma sonunda Antakya Haçlıların eline geçti. 1099 yılında Haçlılar Kudüs’ü kuşattılar. 15 Temmuz’da Kudüs düştü. Haçlılar Kudüs’ün tüm halkını kılıçtan geçirdiler. Birinci Haçlı seferi sonucunda Haçlılar Orta Doğu’nun çeşitli kentlerinde irili ufaklı Haçlı Devletleri kurdular.
Birinci Haçlı Seferi’nden sonra 10′a yakın Haçlı Seferi yapıldı. Ancak bunlardan hiçbiri başarılı olamadı. Orta Doğu’da güç kazanan çeşitli Müslüman Devletler zamanla Haçlı Devletleri’ni birer birer ele geçirdiler. 1187 yılında Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü Haçlılardan geri alması büyük bir dönüm noktası oldu. 13. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Haçlıların Orta Doğu’daki varlığı sona ermişti. 14. yüzyıldan itibaren Avrupalıların Müslümanlara karşı saldırılarını Osmanlı Devleti göğüslemeye başlayacaktı.
Haçlı Seferlerinin Nedenleri
Dinsel inanç: Batı Avrupalı Hıristiyanlar’ın, dinlerince kutsal sayılan Kudüs ve Filistin’i Müslümanlardan geri almak istemeleri.
Fransa’da ortaya çıkan Kluni tarikatının Hristiyanları Müslümanlara karşı kışkırtması.
Papa ve din adamlarının güçlerini arttırmak istemeleri.
Avrupa’nın içinde bulunduğu yoksulluk: Bu durum insanları doğunun refah ve zenginliğine sevk etmiştir.
Müslümanlardan kaynaklanan korku ve endişe: Büyük Selçuklu Devleti ve onun ordularının Bizans ve Avrupayı tehdit etmesi, Bizans’ın, Selçuklu Devleti’ne karşı Batı Avrupa’dan yardım istemesine yol açmıştır.
Ticaret: Uzakdoğu ile Avrupa arasındaki ticaretin ana hattı olan Ortadoğu’da Müslümanların kontrolünü kırmak ve ticaret yollarını ele geçirmek istemeleri.
Papa’nın teşvikleri: Papa’nın Katoliklere, Müslümanlarla savaşmaları durumunda cennet vaadinde bulunması.
Şövalye ve senyörlerin macera ve yeni topraklar istemeleri.
Avrupa’da toprak elde edemeyen soyluların toprak arzusu.
Avrupalıların Doğu’nun zenginliklerini ele geçirmek istemesi.
Bugün pek çok tarihçi ve araştırmacı, ticaret yollarının kontrolünün, Haçlı Seferleri’nin esas nedeni olduğunu, diğer nedenlerin ise bu akınların yardımcı nedenleri olduğunu kabul eder.
1095-1272 yılına kadar geçen dönemde başlıca sekiz Haçlı Seferi gerçekleşmiştir. Bunların nedeni, icraat ve sonuçları kısaca şöyledir :
Birinci Haçlı Seferi 1096-1099
Kudüs’ün düşmesi
Birinci Haçlı Seferi (1095-1099) katılan orduların miktarı ve sonuçları bakımından en önemli olan Haçlı Seferidir. Bu sefer 1095 yılında Clermont’da toplanan kilise konseyinde Papa II. Urban (Urbanus) ve fanatik Keşiş Piyer (Pierre L’Ermit) tarafından teşvik edilmiştir. Bu sefer genellikle dalga dalga gelen bazıları sırf din aşkına savaşmayı gözüne alan çeşitli sınıftan halktan oluşan bir güruh halinde; diğerleri ise çok düzenli soylu kişiler tarafından profesyonel askerî birlik şeklinde komuta edilen ordularla gerçekleştirilmiştir.
Birinci Haçlı Seferi’nin genel olarak üç ana safhadan oluştuğu kabul edilir . Bunlardan ilkine Halkın Haçlı Seferidenilmiştir ve daha çok din aşkina savaşmayi göz almişlardan oluşmuştu ve başlarında fanatik dindar Keşiş Piyer bulunmaktaydı. Bu grup Yalova civarında Selçuklu orduları tarafından yenilip imha edildi.
İkinci gruba Baronlarin Haçli Seferi adı verilebilir; çünkü Avrupa soyluları tarafından komuta edilmiş ve profesyonel ağır zırhlı şövelyelerle donanmıştı. Komutanları arasında Aşağı Loren’li Godfrey de Bouillon), kardeşi Boulogne’lu Baudouin, kuzeni Bourg’lu Baudouin, Normandi Dükü Robert, Norman Taranto’lu Boemondo ve kuzeni Tancred, Toulouse Kontu IV. Raymond St Gilles, Flandra Kontu II. Robert, Fransız kralının kardeşi Vermandois’lı Hugh gibi Fransa’nın, Burgundi’nin ve Güney İtalya’nın önemli soylulari bulunmaktaydı. Avrupa’nın belirtilen alanlarında bu ordular toplanmaktayken özellikle Almanya’da Yahudiler aleyhine bir büyük pogrom başlatıldı. Bu Haçlı orduları iaşe ve hayvan yemi bulmak için yolları yakınlarında bulunan yerleşkelere büyük zararlar vermeye başladılar. Örneğin Macaristan’da verdikleri zararlar dolayisiyla iktidardaki güçler bu Haçlı ordularına hucümlar yaptı. Bu Haçlı ordusu Bizans İmparatoru tarafından Balkanlarda iaşe satın almak için pazarlar, kamp alanı ve çoğu Türkçe konuşan Peçenek asıllı paralı askerlerden oluşan Bizans ordusu tarafından refakat sağlanarak kontrol edilmeye çalışıldı. Kafile kafile İstanbul (Konstantinopolis)’e erişen bu grup Haçlı ordusunda bulunan soylu Haçlı komutanlar Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos’a sadakat yemini ettiler ve ellerine geçirecekleri eski Bizans topraklarini tekrar Bizans idaresine vereceklerine and içtiler. Bu Haçlı ordusu Bizans tarafindan Anadolu’ya geçirildi ve yanlarına Tatikios adlı bir Turk asıllı Bizans generali komutasinda bir Bizans refakat ve kılavuzluk ordusu verildi. Bu Haçlı ordusu mevcudu için çok değişik tahminler yapılmaktadır. İnanılır bir kaynağa göre 30.000 ile 70.000 arasinda askerden ve 30.000 asker olmayan kamp takipçisinden oluşan bu ordu 10 Nisan’da yürüyüşe başlayıp önce Anadolu Selçuklu Devleti başkenti İznik’i kuşatıp eline geçirdi ve bu şehri Bizans idaresine terk etti.Sonra 1 Temmuz’da Eskişehir yakınlarında Anadolu Selçuklu Sultani I. Kılıç Arslan ile Dorileon Muharebesi’ne girişti ve bu muharebeyi kazandı. Bundan sonra I. Kılıç Arslan Anadolu’dan geçen Haçlı ordusu ile hiç askeri çatışmaya girmeden onların Anadolu’dan ilerlemelerini izleme stratejisine uydu. Bu Haçlı ordusu Anadolu’da Uluborlu (Polybotus), Yalvaç (Antioch-Pisidia), Akşehir (Philomelium), Ladik (Laodicea), Konya (Iconium), Ereğli (Hereclea), Kemerhisar (Tyana), Niğde (Augustapolis), Kayseri (Mazacha), Kahramanmaraş (Marash) yoluyla Antakya’ya indi. Buradan Boulogne’lu Boudouin Urfa üzerine giderek buradaki yörel Ermeni kralının evlatlığı ilan edildi ve hemen sonra onu öldürüp ilk Haçlı devleti olan Edessa Kontluğu devletini kurdu . Haçlı ordusu Antakya kuşatmasına başladı ve kale içinden Firuz adlı bir kişinin ihaneti üzerine, sonunda Antakya dış kalesini ellerine geçirdiler. Hemen sonra Büyük Selçuklu Devleti Musul Atabeyi Kerboğa’nın büyük ordusunu Antakya önünde yendiler. Burada da bir Haçlı devleti olarak Antakya Prensliği devletini kurdular ve Norman Beomondo ilk Antakya Prensi oldu. Haçlı ordusu Antakya’dan güneye inerek Haziran 1099da Fatimi Devleti’nin elinde bulunan kutsal sehir saydıkları Kudüs kalesi önüne geldiler ve Kudüs Kuşatmasi’na başladılar. 15 Temmuz’da Kutsal Kudüs’u ellerine geçirip oradaki Müslüman ve Yahudilerin hepsini öldürdüler. Orada da bir Haçlı devleti olarak Kudüs Krallığı devletini kurdular ve ilk Kudüs Kralı olarak Godfrey de Bouillon’u seçtiler. Askalon Muharebesi’inde Fatimileri yenerek Filistin’e iyice yerleştiler. Bundan bir yıl sonra da Trablus-Şam şehrini ellerine geçirerek Trablus Kontluğu kurdular. Böylece bu çok başarılı olduğu kabul edilen Birinci Haçlı Seferi’nin Baronların Haçlı Seferi safhası 1100 yılında Anadolu güneyi, Suriye, Lübnan ve Filistin’de Frank asıllı hükümdarları olan dört Haçlı devletinin kurulmasına yol açmış oldu.
Bu Birinci Haçlı Seferi’nin üçüncü safhasında ise Filistin’de yerleşen Frank Haçlı’larına destek sağlamak için 1101′de Avrupa’dan ek Haçlı seferleri yapıldı. Bu sefer İstanbuul’dan birbiri arkasından yürüyüşe geçen üç değişik sefer ordusu halindeydi. Mayıs 1001de Italya’dan Lombardlardan oluşan Îstanbul’a Milano Piskoposu Anselm idaresinde gelen ve Kudüs’ten Istanbul (Konstantinopolis)’e donmüş olan sefere deneyimli Raymond St Gilles komutası altına geçen 20.000 kişilik Haçlı ordusu beklenmedik bir şekilde Ankara’ya yöneldi; o şehri eline geçirip oradan Niksar’a doğru yöneldi. Ağustos’da Merzifonda Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmendoğlu ordusu ile yapılan bir muharebe sonucunda bu Haçlı ordusunun 4/5u imha edildi ve kadınlar ve çocuklar esir olarak Türklerin eline geçti. Haziran sonunda Nevers Kontu Giyom’un komutasinda bulunan bir Fransiz Haçlı sefer ordusu Ankara, Konya üzerinden Ereğli’ye ilerlemeye başladı. Bu Haçlı ordusu çok geçmeden bu yolu takip etmenin bir hata olduğunu anladı; çünkü öncekiBaronlar Haçlı seferi yol etrafına sanki kıran getirmişti ve bu ordu iaşe ve hayvan yemi bulamamaktan bitik bir hale düştü. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmend Gazi süvari ordularıyla Merzifon’dan Ağustos sonunda gelip Ereğli’de hemen hücuma geçerek bu orduyu da hemen imha etmek imkanını buldular. Bu ordunun komutanı Nevers’li Giyom bir Türk asıllı bir Bizans askerinden (Türkopol) kılavuz bularak Antakya’ya erişmeyi başardı. Bu orduyu bir hafta zaman gecikmesiyle Akitanya’li Giyom idaresinde Fransizlar ve Baverya Dükü Wolf komutasina Almanlardan oluşan üçüncü bir Haçlı sefer ordusu takip etmekte idi. Bu Haçlı sefer ordusu askerleri ve asker olmayan kamp takipcileri de açlık ve özellikle susuzluktan tam harabe olarak yine Ereğli (Heraclea)’ya erişebildiler ve orada bulunduğunu gördükleri bir çaya kendilerin atıp susuzluklarini giderdiler. Ne yazık ki bu su Selçuklular tarafından zehirlenmişti ve I. Kılıç Arslan ordusuyla pusuda beklemekteydi. Böylece bu üçüncü Haçlı sefer ordusu da, askerlerinin çoğu ölüp, yaşayanlar da esir alınıp, elimine edildi. Bu ordu komutanlari Akitenya’li Giyom ile Baverya Dükü Wolf şahsen Antakya’ya kaçabilmeyi başardılar. Bu 1101 ek Haçlı seferi öyle korkunç ve büyük bir fiasko sonuçlu olmuştur ki, bu sonuc bu seferin Avrupa dünyası tarafından tümüyle hemen hemen unutulmasına yol açmıştır.
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149 yılları arasında gerçekleşti. Musul Atabeyi I. İmadeddin Zengi’nin 1144Urfa’yı ele geçirek bir Haçlı devleti olan Urfa Kontluğu’na son vermesi üzerine Haçlılar Avrupa’dan yardım istediler. Almanya İmparatoru III. Konrad ve Fransa Kralı VII. Louis, ordularının başına geçerek İkinci Haçlı seferi’ni başlattılar ve Anadolu’ya girdiler.
Ancak, Anadolu Selçuklu sultanı I. Rükneddin Mesud ve Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi başta olmak üzere her yerde Türk ordularının direnci ile karşılaştılar. Sonuçta çok küçük bir birlik ile Kudüs’e ulaştılar. Birinci Haçlı Seferi sırasında kurulmuş bir Haçlı devleti olan Kudüs Krallığı’ndaki Hristiyanlarla birleşerek Suriye’yi ele geçirmek istediler. Bu girişim başarılı olamayınca ülkelerine döndüler. İkinci Haçlı Seferi ilkinin aksine Haçlılar açısından tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Üçüncü Haçlı Seferi 1187–1192
Selahaddin Eyyubi
Üçüncü Haçlı Seferi 1189-1192 yılları arasında gerçekleşti. Selahaddin Eyyubi’nin 1187 yılında Kudüs’ü tekrar ele geçirmesi üzerine Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa, 100.000 kişilik bir ordu ile Anadolu’ya girdi. Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı II. Kılıç Arslan bu orduyu imha etti. Bunun üzerine Fransa Kralı II. Philip (Fransa) ve İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard Akdeniz yoluyla Akka’ya çıktılar ve şehri zaptettiler. İngiltere kralı ise Kudüs’ü geri almada başarılı olamadı.İngiltere Kralı rehin alındı ama İngiltere Kralı para vererek rehin olmaktan kurtuldu.
Dördüncü Haçlı Seferi 1200–1204
Ana madde: Dördüncü Haçlı Seferi 1200-1204) yılları arasında gerçekleşti. Papa III. İnnocentius, Kudüs’ü kurtarmak maksadıyla; tüm Avrupa’yı sefere davet etti. Toplanan ordunun emir komutası İtalyan Bonifacio’ya verildi. Ordunun Mısır’a çıkması planlandı ve Venedik Haçlı ordusunu ücret karşılığı taşımak için özel bir filo gemi hazırladı. Ancak Haçlılar bu nakliye ücretini karşılayamayınca bu sefere iştirak eden yaşlı Venedik Dükü Enriko Dandolo isteği ile önce Zara’ya ve sonra da Bizans İmparatorluğu tahtına geçmek isteyen sabık imparator II. İsaakios Angelos’un genç oğlu Aleksios Angelos imparatorluğa geçince ücreti karşılamak için yardım etme vaadi vermesiyle Konstantinopolis’e yöneldi. Haçlı orduları once 1203de sehri kuşattıktan sonra şehre girerek II. İsaakios Angelos ve IV. Aleksios Angelos’u imparator ilan ettirdiler ve Galata civarına geri çekilip yeni imparatorların yardımını beklediler. Fakat yeni imparatorlar mali kaynak bulamadılar ve Konstntinopolis halkı da Latinlerin devamlı karışmalarından hoşnutsuzluğu yüzünden isyan çıktı. Bir komplo ile V. Aleksios Dukas imparator oldu ve Haçlıların meşru imparator saydıkları IV. Aleksius Angelos öldürüldü. Bu nedenle ve Enrico Dandolo’nun teşvikiyle Haçlı Ordusu Konstantinopolis’e hücum ederek 12 Nisan 1204de sehri işgal etti.
Dördüncü Haçlı Seferinin diğer Haçlı Seferlerinden farkı güya tek elden emir komuta altında olmasıydı ve denizden Mısır’a ve oradan Filistin’e gitmek hedefliydi. Fakat Venedik Dükü tarafindan Kudüs yerine Konstantinopolis’e yöneltildi; karışıklıklardan dolayı Konstantinopolis işgal edildi. Kuşatma sirasinda büyük bir kismi zaten yakılan şehir tümüyle talan edilip yıkıldı ve şehrin birçok kıymetli eserleri ya Avrupa’ya götürüldü veya ortadan kayıp oldu. Ortodoks Hristiyan olan Bizans İmparatorluğu yerine Frank asıllı hükümdarlar altında bir Katolik Hristiyan Latin İmparatorluğu kuruldu. Bu seferden en kazançlı çıkan Venedikliler oldu ve Akdeniz’in ve Ege Denizinin önemli liman ve adaları gemilerinin nakliye ücreti karşılığı Venedik’e verildi. Fakat bu Latin İmparatorluğu fazla yaşamadı (1204-1261).
1261 yılında Bulgarların ve Konstantinopolis’in Latinler eline geçtikten sonra İznik’te kurulan İznik Rum İmparatorluğu’nun hücumları sonucu yıkıldı. Bu devletin Bizans İmparatoru adını taşıyan hükümdarı VIII. Mikhail Palaiologos tekrar Konstantinopolis’e gelerek gerçek Bizans İmparatoru oldu.
Beşinci Haçlı Seferi 1217–1221
Öncülüğünü yeniden ele alan ve Kutsal Şehrin anahtarlarının Mısır’ın elinde olduğuna inanan Papa III. Innocentius 1213′te yeni bir Haçlı Seferi çağrısında bulundu ve bu çağrı 1215 Laterano konsilindeJean de Brienne, Nil deltasına doğru bir sefere çıktı (1217-1220). Bunu eski Kudüs krallığını ihya etmek için bir koz olarak kullanmak istedi. Dimyat 1219′da düşünce Kahire üzerine yürüdü. Fakat etrafı sarılınca, 1221′de Dimyat’ı kurtuluş fidyesi olarak iade etti. kabul edildi.
Altıncı Haçlı Seferi 1228–1229
Niğbolu Savaşı
Altıncı Haçlı Seferi Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Friedrich tarafından yapıldı. Fakat Friedrich, Papa’nın aforozuna rağmen Müslümanlarla muharebeyi kabul etmedi.
Yedinci Haçlı Seferi 1248–1254
Altıncı ve Yedinci Haçlı Seferleri, Fransa Kralı Louis tarafından sevk ve idare edildi. Mısır’da Dimyat’ı zapteden Louis, Man-sure’de yapılan muharebeyi kaybetti ve kendisi de esir düştü. Dimyat’ı geri vermek kaydıyla serbest bırakıldı ve 4 yıl sonra ülkesine geri döndü.
Sekizinci Haçlı Seferi 1270–1272
Fransa Kralı Sen Lui kardeşinin kışkırtmalarıyla son Haçlı Seferine çıktı. O sırada Tunus’tan kalkan Arap korsanları doğuya giden Hıristiyan gemilerine zarar veriyordu. Bu yüzden Tunus’a sefer düzenleyen Sen Lui ve ordusunun yarısı veba salgını nedeniyle öldü.
Çocuk Haçlı Seferi
Bunların dışında “Çocukların Haçlı Seferi” (1212) adında binlerce çocuğun katıldığı bir Haçlı Seferi de vardır. Çocuklar Müslümanlara karşı kışkırtılmışlar fakat yolculuk esnasında Venedikli tacirler tarafından köle olarak satıldılar.
Bundan sonra da Hıristiyan lideri Papa’nın organize ettiği Hıristiyan birlikleri Osmanlılara ya da diğer Müslümanlara karşı aynı zihniyette topluca savaş yapmaya devam etmişlerdir. Bunlara örnek olarak Niğbolu Savaşı ya da Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları ya da Osmanlı’ya karşı Balkan İttifakı verilebilir.
Yakın doğu bölgesi dışındakilere karşı Haçlı seferleri
Katolik Kilisesi ve bu kilise hiyerarsisinin kayitsiz sartsiz mutlak gucte oldugu Katoliklerce kabul olan Papalar 11. yuzyil sonunda Yakin Dogu’da Muüslumanlara karsi Birinci Hacli Seferi ortaya cikardiktan ve bunlari ta 16. yuzilda Protestantigin ortaya cikmasina kadar devam ettirdikleri donemlerde, Avrupa icinde bu kiliseye dahil olmayanlari elimine etmek icin bir seri silahli mucadeleye de Hacli Seferi adi verilmis ve bu mucadeleler ve savaslara da dinsel nitelik taniyarak Hacli Seferi kavramlari ve terimleri kullanilmaya baslanmistir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Ren Bölgesindeki Yahudilere karşı hücumlar
Baltık bölgesi Haçlı seferleri
Wend’lere karşı Haçlı seferleri
Livonyalı’lara karşı Haçlı seferleri
Prusya’lıların Haçlı seferleri
İberik yarımadası Haçlı seferleri
Albigeois Haçlı seferi
Haçlı Seferlerinin Sonuçları:
Haçlı Seferleri Doğu’da ve Batı’ da önemli etkiler meydana getirdi. Bunların başlıcaları şöyle özetlenebilir.
Siyasal Sonuçlar
Haçlı Seferlerinin başladığı sırada,Türkler’in ileri yürüyüşü Marmara kıyılarına ulaş- mıştı.Haçlı Seferleri bunu durdurdu.Türkler,Orta Anadoluya çekilmek zorunda kaldılar .Tekrar ilerleyebilmeleri için uzun süre uğraşmaları gerekti. İstanbul’ un çok yakınlaşan fethide üçyüz yıl geriye kaldı. Bizans daha uzun yaşama hakkı buldu . Yeni yerleşmeye ve Türkleşmeye başladıkları topraklarda,Haçlı ordularına karşı verdikleri şiddetli mücadele,Türk nüfusunun kırılmasına ve sayısız mal kaybına sebep oldu.Haçlı ordularının Anadolu’nun bağrında büyük ölçüde yok edilmeleri bunların Suri- ye ve Filistine indiklerinde sayıca azalmalarına yol açtığı için ,buraları bekleyen fela- ketler önemli ölçüde önlenmiş oldu. Türklerin islam dünyasının savunmasını üzerine aldıkları ve bunu başarıyla yaptıkları ortaya çıktı.Haçlı Seferleri Avrupada büyük siya- si sonuçlar verdi.Seferlere katılan senyörlerin çoğu öldü veya ülkesine döndüğü zaman çok fakirleşmiş oldu.Güçleri kırıldığı için,krallar bunları ortadan kaldırmakta fazla zorluk çekmediler. Ayrıca, seferler sonunda,islam dünyasından barutun kullanılması da öğrenilmişti.Ateşli silahların ve topların yapılarak bunların derebeyler karşısında kullanılması feodaliteyi zayıflattı. Kralların etkisi güçlenince merkezi yönetimlerde kuvvetlendi.Bunların arasındaki rekabet ise,yeni deniz yollarının bulunması,coğrafi keşiflerin yapılması gibi sonuçlar üzerinde etkili oldu. Feodalitenin zayıflaması ile köylüler ser- bestleştiler.Çiftçilerin sosyal tabaka olarak etkisi çoğaldı.Ayrıca ticaret yoluyla zenginleşen şehir halkıi burjuvalar olarak sosyal ve siyasi alanlarda önemlerini artırdılar.
Ekonomik Sonuçlar
Haçlı seferlerinin sebeplerinden biri,Doğu’ nun eriştiği büyük zenginlikten pay almaktı. Haçlılar bu amaca doğrudan doğruya ulaşamadılar. Ancak, kağıt, cam , demir, deri sanayilerini tanıdılar ve bunları ülkelerine götürdüler.Ayrıca Doğu’daki yüksek hayat seviyesi,haçlıların dönüşünde Avrupa’ da da uygulanmaya başlandı .Bunun sağlanması için girişilen gayretler ekonomiye genel bir canlılık getirdi.Seferler sonunda doğu ile batı arasınsaki ticari ilişkiler arttı. Haçlı ordularını doğuya taşıyan Venedik,Cenova, Napli gibi şehirler bu işten büyük servet edindiler. Böylece siyasi ektileri arttı ve zengin devletler haline geldiler.
Dini Sonuçlar
Papalık, Haçlı seferlerini körüklerken.Doğudaki zaferlerin,gücünü büsbütün artıracağı- nı umuyordu.Başlangıcta bu yönde bir gelişme görüldü .Ancak,sonraki seferlerin başarısız olması kilisenin etkisini azalttı.Derebeylerini büyük ölçüde ortadan kaldırdıran kralların gücü artarken kilisenin ki geriledi. Böylece taassup biraz azaldı ve edebiyat başta olmak üzere sanat alanında serbestlik görüldü. Buda Avrupa’da yeni akımları ortaya çıkardı.
Bilim ve Teknik Açısından
İslam dünyasındaki bilgi birikimi,Sicilya ve İspanya üzerinden Avrupa’ ya akarken Haçlı Seferleri yoluyla da tanınıp öğrenildi.Barut,pusula, kağıt, dokuma, sanayi ve basım araçları Avarupa’ya geçti. Bunların her biri ayrı ayrı alanlarda bilim ve teknik gelişmelerine yol açtı. Kültür hayatı canlandı.
Alıntı
Haçlı Seferlerini kimler ve neden düzenlemişlerdir? Haçlı Seferlerinin nedenleri, sonuçları. Haçlı Seferleri ile iglili detaylı bilgi.
Haçlı Seferleri, Haçlı Savaşları ya da Haçlı Akınları, 1095-1270 arasında, Avrupalı KatolikHıristiyanların, Papanın çesitli vaadleri ve talebi üzeri, Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri askeri akınlardır.
Yaklaşık 2. yüzyıllık bu dönem içinde, değişik amaçlarla bazı akınlar da düzenlenmiştir. (Örneğin; Bizans’ın elindeki Konstantinopolis (İstanbul) üzerine yapılan Dördüncü Haçlı Seferi, kuzey ve güney Avrupa’daki Hıristiyan olmayan halklara karşı düzenlenen seferler vesaire) Haçlı Seferleri ve savaşlarına bu adın verilmesi, doğuya yürüyen Hıristiyanların elbiselerine haç diktirmelerinden kaynaklanır.
Haçlı Seferlerinin Gelişimi
11. yüzyıla gelindiğinde Türkler Müslümanlığı kabul ederek batıya göç etmeye başlamışlar, Büyük Selçuklu Devleti’ni kurarak Orta Doğu’nun büyük bir bölümünü ele geçirmişlerdi. O döneme kadar İslam dünyasıyla büyük çaplı bir çatışmaya girmemiş olan Avrupalılar 1071 yılında Bizanslıların Malazgirt Savaşı’nda uğradıkları yenilgi üzerine büyük bir telaşa düştüler. Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış ve Türkler İstanbul’un yakınlarına kadar ilerleyerek İznik’te Anadolu Selçuklu Devleti’ni kurmuşlardı. Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos, Papa II. Urbanus’tan Türklere karşı yardım istedi. Böylece zaten Kudüs’teki Hristiyanlığın kutsal topraklarının Müslümanların kontrolünde olmasından hoşnut olmayan Avrupalılar arasında haçlı seferi düşüncesi oluştu. Papa II. Urbanus 18 Kasım – 28 Kasım 1095 tarihleri arasında Fransa’nın Clermont kentinde bir kurultay toplayarak Avrupa’nın liderlerini Müslümanlarla savaşa çağırdı. Bu çağrıya cevap veren ordular 1097 yılında ilk defa Anadolu’ya girerek Birinci Haçlı seferini başlattılar. (1096-1099) Birinci Haçlı Seferi, Avrupalılar açısından çok başarılı oldu. Avrupalıların bu saldırısına hazırlıksız yakalanan Müslümanlar Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Kılıç Arslan İznik’i haçlılara vermek zorunda kaldı. Aynı yılın temmuz ayında Eskişehir yakınlarındaki Dorileon Savaşı’nda Haçlılara yenildi. Ekim ayında Haçlılar Antakya’yı kuşattılar. 1 seneye yakın süren bir kuşatma sonunda Antakya Haçlıların eline geçti. 1099 yılında Haçlılar Kudüs’ü kuşattılar. 15 Temmuz’da Kudüs düştü. Haçlılar Kudüs’ün tüm halkını kılıçtan geçirdiler. Birinci Haçlı seferi sonucunda Haçlılar Orta Doğu’nun çeşitli kentlerinde irili ufaklı Haçlı Devletleri kurdular.
Birinci Haçlı Seferi’nden sonra 10′a yakın Haçlı Seferi yapıldı. Ancak bunlardan hiçbiri başarılı olamadı. Orta Doğu’da güç kazanan çeşitli Müslüman Devletler zamanla Haçlı Devletleri’ni birer birer ele geçirdiler. 1187 yılında Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü Haçlılardan geri alması büyük bir dönüm noktası oldu. 13. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Haçlıların Orta Doğu’daki varlığı sona ermişti. 14. yüzyıldan itibaren Avrupalıların Müslümanlara karşı saldırılarını Osmanlı Devleti göğüslemeye başlayacaktı.
Haçlı Seferlerinin Nedenleri
Dinsel inanç: Batı Avrupalı Hıristiyanlar’ın, dinlerince kutsal sayılan Kudüs ve Filistin’i Müslümanlardan geri almak istemeleri.
Fransa’da ortaya çıkan Kluni tarikatının Hristiyanları Müslümanlara karşı kışkırtması.
Papa ve din adamlarının güçlerini arttırmak istemeleri.
Avrupa’nın içinde bulunduğu yoksulluk: Bu durum insanları doğunun refah ve zenginliğine sevk etmiştir.
Müslümanlardan kaynaklanan korku ve endişe: Büyük Selçuklu Devleti ve onun ordularının Bizans ve Avrupayı tehdit etmesi, Bizans’ın, Selçuklu Devleti’ne karşı Batı Avrupa’dan yardım istemesine yol açmıştır.
Ticaret: Uzakdoğu ile Avrupa arasındaki ticaretin ana hattı olan Ortadoğu’da Müslümanların kontrolünü kırmak ve ticaret yollarını ele geçirmek istemeleri.
Papa’nın teşvikleri: Papa’nın Katoliklere, Müslümanlarla savaşmaları durumunda cennet vaadinde bulunması.
Şövalye ve senyörlerin macera ve yeni topraklar istemeleri.
Avrupa’da toprak elde edemeyen soyluların toprak arzusu.
Avrupalıların Doğu’nun zenginliklerini ele geçirmek istemesi.
Bugün pek çok tarihçi ve araştırmacı, ticaret yollarının kontrolünün, Haçlı Seferleri’nin esas nedeni olduğunu, diğer nedenlerin ise bu akınların yardımcı nedenleri olduğunu kabul eder.
1095-1272 yılına kadar geçen dönemde başlıca sekiz Haçlı Seferi gerçekleşmiştir. Bunların nedeni, icraat ve sonuçları kısaca şöyledir :
Birinci Haçlı Seferi 1096-1099
Kudüs’ün düşmesi
Birinci Haçlı Seferi (1095-1099) katılan orduların miktarı ve sonuçları bakımından en önemli olan Haçlı Seferidir. Bu sefer 1095 yılında Clermont’da toplanan kilise konseyinde Papa II. Urban (Urbanus) ve fanatik Keşiş Piyer (Pierre L’Ermit) tarafından teşvik edilmiştir. Bu sefer genellikle dalga dalga gelen bazıları sırf din aşkına savaşmayı gözüne alan çeşitli sınıftan halktan oluşan bir güruh halinde; diğerleri ise çok düzenli soylu kişiler tarafından profesyonel askerî birlik şeklinde komuta edilen ordularla gerçekleştirilmiştir.
Birinci Haçlı Seferi’nin genel olarak üç ana safhadan oluştuğu kabul edilir . Bunlardan ilkine Halkın Haçlı Seferidenilmiştir ve daha çok din aşkina savaşmayi göz almişlardan oluşmuştu ve başlarında fanatik dindar Keşiş Piyer bulunmaktaydı. Bu grup Yalova civarında Selçuklu orduları tarafından yenilip imha edildi.
İkinci gruba Baronlarin Haçli Seferi adı verilebilir; çünkü Avrupa soyluları tarafından komuta edilmiş ve profesyonel ağır zırhlı şövelyelerle donanmıştı. Komutanları arasında Aşağı Loren’li Godfrey de Bouillon), kardeşi Boulogne’lu Baudouin, kuzeni Bourg’lu Baudouin, Normandi Dükü Robert, Norman Taranto’lu Boemondo ve kuzeni Tancred, Toulouse Kontu IV. Raymond St Gilles, Flandra Kontu II. Robert, Fransız kralının kardeşi Vermandois’lı Hugh gibi Fransa’nın, Burgundi’nin ve Güney İtalya’nın önemli soylulari bulunmaktaydı. Avrupa’nın belirtilen alanlarında bu ordular toplanmaktayken özellikle Almanya’da Yahudiler aleyhine bir büyük pogrom başlatıldı. Bu Haçlı orduları iaşe ve hayvan yemi bulmak için yolları yakınlarında bulunan yerleşkelere büyük zararlar vermeye başladılar. Örneğin Macaristan’da verdikleri zararlar dolayisiyla iktidardaki güçler bu Haçlı ordularına hucümlar yaptı. Bu Haçlı ordusu Bizans İmparatoru tarafından Balkanlarda iaşe satın almak için pazarlar, kamp alanı ve çoğu Türkçe konuşan Peçenek asıllı paralı askerlerden oluşan Bizans ordusu tarafından refakat sağlanarak kontrol edilmeye çalışıldı. Kafile kafile İstanbul (Konstantinopolis)’e erişen bu grup Haçlı ordusunda bulunan soylu Haçlı komutanlar Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos’a sadakat yemini ettiler ve ellerine geçirecekleri eski Bizans topraklarini tekrar Bizans idaresine vereceklerine and içtiler. Bu Haçlı ordusu Bizans tarafindan Anadolu’ya geçirildi ve yanlarına Tatikios adlı bir Turk asıllı Bizans generali komutasinda bir Bizans refakat ve kılavuzluk ordusu verildi. Bu Haçlı ordusu mevcudu için çok değişik tahminler yapılmaktadır. İnanılır bir kaynağa göre 30.000 ile 70.000 arasinda askerden ve 30.000 asker olmayan kamp takipçisinden oluşan bu ordu 10 Nisan’da yürüyüşe başlayıp önce Anadolu Selçuklu Devleti başkenti İznik’i kuşatıp eline geçirdi ve bu şehri Bizans idaresine terk etti.Sonra 1 Temmuz’da Eskişehir yakınlarında Anadolu Selçuklu Sultani I. Kılıç Arslan ile Dorileon Muharebesi’ne girişti ve bu muharebeyi kazandı. Bundan sonra I. Kılıç Arslan Anadolu’dan geçen Haçlı ordusu ile hiç askeri çatışmaya girmeden onların Anadolu’dan ilerlemelerini izleme stratejisine uydu. Bu Haçlı ordusu Anadolu’da Uluborlu (Polybotus), Yalvaç (Antioch-Pisidia), Akşehir (Philomelium), Ladik (Laodicea), Konya (Iconium), Ereğli (Hereclea), Kemerhisar (Tyana), Niğde (Augustapolis), Kayseri (Mazacha), Kahramanmaraş (Marash) yoluyla Antakya’ya indi. Buradan Boulogne’lu Boudouin Urfa üzerine giderek buradaki yörel Ermeni kralının evlatlığı ilan edildi ve hemen sonra onu öldürüp ilk Haçlı devleti olan Edessa Kontluğu devletini kurdu . Haçlı ordusu Antakya kuşatmasına başladı ve kale içinden Firuz adlı bir kişinin ihaneti üzerine, sonunda Antakya dış kalesini ellerine geçirdiler. Hemen sonra Büyük Selçuklu Devleti Musul Atabeyi Kerboğa’nın büyük ordusunu Antakya önünde yendiler. Burada da bir Haçlı devleti olarak Antakya Prensliği devletini kurdular ve Norman Beomondo ilk Antakya Prensi oldu. Haçlı ordusu Antakya’dan güneye inerek Haziran 1099da Fatimi Devleti’nin elinde bulunan kutsal sehir saydıkları Kudüs kalesi önüne geldiler ve Kudüs Kuşatmasi’na başladılar. 15 Temmuz’da Kutsal Kudüs’u ellerine geçirip oradaki Müslüman ve Yahudilerin hepsini öldürdüler. Orada da bir Haçlı devleti olarak Kudüs Krallığı devletini kurdular ve ilk Kudüs Kralı olarak Godfrey de Bouillon’u seçtiler. Askalon Muharebesi’inde Fatimileri yenerek Filistin’e iyice yerleştiler. Bundan bir yıl sonra da Trablus-Şam şehrini ellerine geçirerek Trablus Kontluğu kurdular. Böylece bu çok başarılı olduğu kabul edilen Birinci Haçlı Seferi’nin Baronların Haçlı Seferi safhası 1100 yılında Anadolu güneyi, Suriye, Lübnan ve Filistin’de Frank asıllı hükümdarları olan dört Haçlı devletinin kurulmasına yol açmış oldu.
Bu Birinci Haçlı Seferi’nin üçüncü safhasında ise Filistin’de yerleşen Frank Haçlı’larına destek sağlamak için 1101′de Avrupa’dan ek Haçlı seferleri yapıldı. Bu sefer İstanbuul’dan birbiri arkasından yürüyüşe geçen üç değişik sefer ordusu halindeydi. Mayıs 1001de Italya’dan Lombardlardan oluşan Îstanbul’a Milano Piskoposu Anselm idaresinde gelen ve Kudüs’ten Istanbul (Konstantinopolis)’e donmüş olan sefere deneyimli Raymond St Gilles komutası altına geçen 20.000 kişilik Haçlı ordusu beklenmedik bir şekilde Ankara’ya yöneldi; o şehri eline geçirip oradan Niksar’a doğru yöneldi. Ağustos’da Merzifonda Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmendoğlu ordusu ile yapılan bir muharebe sonucunda bu Haçlı ordusunun 4/5u imha edildi ve kadınlar ve çocuklar esir olarak Türklerin eline geçti. Haziran sonunda Nevers Kontu Giyom’un komutasinda bulunan bir Fransiz Haçlı sefer ordusu Ankara, Konya üzerinden Ereğli’ye ilerlemeye başladı. Bu Haçlı ordusu çok geçmeden bu yolu takip etmenin bir hata olduğunu anladı; çünkü öncekiBaronlar Haçlı seferi yol etrafına sanki kıran getirmişti ve bu ordu iaşe ve hayvan yemi bulamamaktan bitik bir hale düştü. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmend Gazi süvari ordularıyla Merzifon’dan Ağustos sonunda gelip Ereğli’de hemen hücuma geçerek bu orduyu da hemen imha etmek imkanını buldular. Bu ordunun komutanı Nevers’li Giyom bir Türk asıllı bir Bizans askerinden (Türkopol) kılavuz bularak Antakya’ya erişmeyi başardı. Bu orduyu bir hafta zaman gecikmesiyle Akitanya’li Giyom idaresinde Fransizlar ve Baverya Dükü Wolf komutasina Almanlardan oluşan üçüncü bir Haçlı sefer ordusu takip etmekte idi. Bu Haçlı sefer ordusu askerleri ve asker olmayan kamp takipcileri de açlık ve özellikle susuzluktan tam harabe olarak yine Ereğli (Heraclea)’ya erişebildiler ve orada bulunduğunu gördükleri bir çaya kendilerin atıp susuzluklarini giderdiler. Ne yazık ki bu su Selçuklular tarafından zehirlenmişti ve I. Kılıç Arslan ordusuyla pusuda beklemekteydi. Böylece bu üçüncü Haçlı sefer ordusu da, askerlerinin çoğu ölüp, yaşayanlar da esir alınıp, elimine edildi. Bu ordu komutanlari Akitenya’li Giyom ile Baverya Dükü Wolf şahsen Antakya’ya kaçabilmeyi başardılar. Bu 1101 ek Haçlı seferi öyle korkunç ve büyük bir fiasko sonuçlu olmuştur ki, bu sonuc bu seferin Avrupa dünyası tarafından tümüyle hemen hemen unutulmasına yol açmıştır.
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149 yılları arasında gerçekleşti. Musul Atabeyi I. İmadeddin Zengi’nin 1144Urfa’yı ele geçirek bir Haçlı devleti olan Urfa Kontluğu’na son vermesi üzerine Haçlılar Avrupa’dan yardım istediler. Almanya İmparatoru III. Konrad ve Fransa Kralı VII. Louis, ordularının başına geçerek İkinci Haçlı seferi’ni başlattılar ve Anadolu’ya girdiler.
Ancak, Anadolu Selçuklu sultanı I. Rükneddin Mesud ve Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi başta olmak üzere her yerde Türk ordularının direnci ile karşılaştılar. Sonuçta çok küçük bir birlik ile Kudüs’e ulaştılar. Birinci Haçlı Seferi sırasında kurulmuş bir Haçlı devleti olan Kudüs Krallığı’ndaki Hristiyanlarla birleşerek Suriye’yi ele geçirmek istediler. Bu girişim başarılı olamayınca ülkelerine döndüler. İkinci Haçlı Seferi ilkinin aksine Haçlılar açısından tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Üçüncü Haçlı Seferi 1187–1192
Selahaddin Eyyubi
Üçüncü Haçlı Seferi 1189-1192 yılları arasında gerçekleşti. Selahaddin Eyyubi’nin 1187 yılında Kudüs’ü tekrar ele geçirmesi üzerine Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa, 100.000 kişilik bir ordu ile Anadolu’ya girdi. Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı II. Kılıç Arslan bu orduyu imha etti. Bunun üzerine Fransa Kralı II. Philip (Fransa) ve İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard Akdeniz yoluyla Akka’ya çıktılar ve şehri zaptettiler. İngiltere kralı ise Kudüs’ü geri almada başarılı olamadı.İngiltere Kralı rehin alındı ama İngiltere Kralı para vererek rehin olmaktan kurtuldu.
Dördüncü Haçlı Seferi 1200–1204
Ana madde: Dördüncü Haçlı Seferi 1200-1204) yılları arasında gerçekleşti. Papa III. İnnocentius, Kudüs’ü kurtarmak maksadıyla; tüm Avrupa’yı sefere davet etti. Toplanan ordunun emir komutası İtalyan Bonifacio’ya verildi. Ordunun Mısır’a çıkması planlandı ve Venedik Haçlı ordusunu ücret karşılığı taşımak için özel bir filo gemi hazırladı. Ancak Haçlılar bu nakliye ücretini karşılayamayınca bu sefere iştirak eden yaşlı Venedik Dükü Enriko Dandolo isteği ile önce Zara’ya ve sonra da Bizans İmparatorluğu tahtına geçmek isteyen sabık imparator II. İsaakios Angelos’un genç oğlu Aleksios Angelos imparatorluğa geçince ücreti karşılamak için yardım etme vaadi vermesiyle Konstantinopolis’e yöneldi. Haçlı orduları once 1203de sehri kuşattıktan sonra şehre girerek II. İsaakios Angelos ve IV. Aleksios Angelos’u imparator ilan ettirdiler ve Galata civarına geri çekilip yeni imparatorların yardımını beklediler. Fakat yeni imparatorlar mali kaynak bulamadılar ve Konstntinopolis halkı da Latinlerin devamlı karışmalarından hoşnutsuzluğu yüzünden isyan çıktı. Bir komplo ile V. Aleksios Dukas imparator oldu ve Haçlıların meşru imparator saydıkları IV. Aleksius Angelos öldürüldü. Bu nedenle ve Enrico Dandolo’nun teşvikiyle Haçlı Ordusu Konstantinopolis’e hücum ederek 12 Nisan 1204de sehri işgal etti.
Dördüncü Haçlı Seferinin diğer Haçlı Seferlerinden farkı güya tek elden emir komuta altında olmasıydı ve denizden Mısır’a ve oradan Filistin’e gitmek hedefliydi. Fakat Venedik Dükü tarafindan Kudüs yerine Konstantinopolis’e yöneltildi; karışıklıklardan dolayı Konstantinopolis işgal edildi. Kuşatma sirasinda büyük bir kismi zaten yakılan şehir tümüyle talan edilip yıkıldı ve şehrin birçok kıymetli eserleri ya Avrupa’ya götürüldü veya ortadan kayıp oldu. Ortodoks Hristiyan olan Bizans İmparatorluğu yerine Frank asıllı hükümdarlar altında bir Katolik Hristiyan Latin İmparatorluğu kuruldu. Bu seferden en kazançlı çıkan Venedikliler oldu ve Akdeniz’in ve Ege Denizinin önemli liman ve adaları gemilerinin nakliye ücreti karşılığı Venedik’e verildi. Fakat bu Latin İmparatorluğu fazla yaşamadı (1204-1261).
1261 yılında Bulgarların ve Konstantinopolis’in Latinler eline geçtikten sonra İznik’te kurulan İznik Rum İmparatorluğu’nun hücumları sonucu yıkıldı. Bu devletin Bizans İmparatoru adını taşıyan hükümdarı VIII. Mikhail Palaiologos tekrar Konstantinopolis’e gelerek gerçek Bizans İmparatoru oldu.
Beşinci Haçlı Seferi 1217–1221
Öncülüğünü yeniden ele alan ve Kutsal Şehrin anahtarlarının Mısır’ın elinde olduğuna inanan Papa III. Innocentius 1213′te yeni bir Haçlı Seferi çağrısında bulundu ve bu çağrı 1215 Laterano konsilindeJean de Brienne, Nil deltasına doğru bir sefere çıktı (1217-1220). Bunu eski Kudüs krallığını ihya etmek için bir koz olarak kullanmak istedi. Dimyat 1219′da düşünce Kahire üzerine yürüdü. Fakat etrafı sarılınca, 1221′de Dimyat’ı kurtuluş fidyesi olarak iade etti. kabul edildi.
Altıncı Haçlı Seferi 1228–1229
Niğbolu Savaşı
Altıncı Haçlı Seferi Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Friedrich tarafından yapıldı. Fakat Friedrich, Papa’nın aforozuna rağmen Müslümanlarla muharebeyi kabul etmedi.
Yedinci Haçlı Seferi 1248–1254
Altıncı ve Yedinci Haçlı Seferleri, Fransa Kralı Louis tarafından sevk ve idare edildi. Mısır’da Dimyat’ı zapteden Louis, Man-sure’de yapılan muharebeyi kaybetti ve kendisi de esir düştü. Dimyat’ı geri vermek kaydıyla serbest bırakıldı ve 4 yıl sonra ülkesine geri döndü.
Sekizinci Haçlı Seferi 1270–1272
Fransa Kralı Sen Lui kardeşinin kışkırtmalarıyla son Haçlı Seferine çıktı. O sırada Tunus’tan kalkan Arap korsanları doğuya giden Hıristiyan gemilerine zarar veriyordu. Bu yüzden Tunus’a sefer düzenleyen Sen Lui ve ordusunun yarısı veba salgını nedeniyle öldü.
Çocuk Haçlı Seferi
Bunların dışında “Çocukların Haçlı Seferi” (1212) adında binlerce çocuğun katıldığı bir Haçlı Seferi de vardır. Çocuklar Müslümanlara karşı kışkırtılmışlar fakat yolculuk esnasında Venedikli tacirler tarafından köle olarak satıldılar.
Bundan sonra da Hıristiyan lideri Papa’nın organize ettiği Hıristiyan birlikleri Osmanlılara ya da diğer Müslümanlara karşı aynı zihniyette topluca savaş yapmaya devam etmişlerdir. Bunlara örnek olarak Niğbolu Savaşı ya da Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları ya da Osmanlı’ya karşı Balkan İttifakı verilebilir.
Yakın doğu bölgesi dışındakilere karşı Haçlı seferleri
Katolik Kilisesi ve bu kilise hiyerarsisinin kayitsiz sartsiz mutlak gucte oldugu Katoliklerce kabul olan Papalar 11. yuzyil sonunda Yakin Dogu’da Muüslumanlara karsi Birinci Hacli Seferi ortaya cikardiktan ve bunlari ta 16. yuzilda Protestantigin ortaya cikmasina kadar devam ettirdikleri donemlerde, Avrupa icinde bu kiliseye dahil olmayanlari elimine etmek icin bir seri silahli mucadeleye de Hacli Seferi adi verilmis ve bu mucadeleler ve savaslara da dinsel nitelik taniyarak Hacli Seferi kavramlari ve terimleri kullanilmaya baslanmistir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Ren Bölgesindeki Yahudilere karşı hücumlar
Baltık bölgesi Haçlı seferleri
Wend’lere karşı Haçlı seferleri
Livonyalı’lara karşı Haçlı seferleri
Prusya’lıların Haçlı seferleri
İberik yarımadası Haçlı seferleri
Albigeois Haçlı seferi
Haçlı Seferlerinin Sonuçları:
Haçlı Seferleri Doğu’da ve Batı’ da önemli etkiler meydana getirdi. Bunların başlıcaları şöyle özetlenebilir.
Siyasal Sonuçlar
Haçlı Seferlerinin başladığı sırada,Türkler’in ileri yürüyüşü Marmara kıyılarına ulaş- mıştı.Haçlı Seferleri bunu durdurdu.Türkler,Orta Anadoluya çekilmek zorunda kaldılar .Tekrar ilerleyebilmeleri için uzun süre uğraşmaları gerekti. İstanbul’ un çok yakınlaşan fethide üçyüz yıl geriye kaldı. Bizans daha uzun yaşama hakkı buldu . Yeni yerleşmeye ve Türkleşmeye başladıkları topraklarda,Haçlı ordularına karşı verdikleri şiddetli mücadele,Türk nüfusunun kırılmasına ve sayısız mal kaybına sebep oldu.Haçlı ordularının Anadolu’nun bağrında büyük ölçüde yok edilmeleri bunların Suri- ye ve Filistine indiklerinde sayıca azalmalarına yol açtığı için ,buraları bekleyen fela- ketler önemli ölçüde önlenmiş oldu. Türklerin islam dünyasının savunmasını üzerine aldıkları ve bunu başarıyla yaptıkları ortaya çıktı.Haçlı Seferleri Avrupada büyük siya- si sonuçlar verdi.Seferlere katılan senyörlerin çoğu öldü veya ülkesine döndüğü zaman çok fakirleşmiş oldu.Güçleri kırıldığı için,krallar bunları ortadan kaldırmakta fazla zorluk çekmediler. Ayrıca, seferler sonunda,islam dünyasından barutun kullanılması da öğrenilmişti.Ateşli silahların ve topların yapılarak bunların derebeyler karşısında kullanılması feodaliteyi zayıflattı. Kralların etkisi güçlenince merkezi yönetimlerde kuvvetlendi.Bunların arasındaki rekabet ise,yeni deniz yollarının bulunması,coğrafi keşiflerin yapılması gibi sonuçlar üzerinde etkili oldu. Feodalitenin zayıflaması ile köylüler ser- bestleştiler.Çiftçilerin sosyal tabaka olarak etkisi çoğaldı.Ayrıca ticaret yoluyla zenginleşen şehir halkıi burjuvalar olarak sosyal ve siyasi alanlarda önemlerini artırdılar.
Ekonomik Sonuçlar
Haçlı seferlerinin sebeplerinden biri,Doğu’ nun eriştiği büyük zenginlikten pay almaktı. Haçlılar bu amaca doğrudan doğruya ulaşamadılar. Ancak, kağıt, cam , demir, deri sanayilerini tanıdılar ve bunları ülkelerine götürdüler.Ayrıca Doğu’daki yüksek hayat seviyesi,haçlıların dönüşünde Avrupa’ da da uygulanmaya başlandı .Bunun sağlanması için girişilen gayretler ekonomiye genel bir canlılık getirdi.Seferler sonunda doğu ile batı arasınsaki ticari ilişkiler arttı. Haçlı ordularını doğuya taşıyan Venedik,Cenova, Napli gibi şehirler bu işten büyük servet edindiler. Böylece siyasi ektileri arttı ve zengin devletler haline geldiler.
Dini Sonuçlar
Papalık, Haçlı seferlerini körüklerken.Doğudaki zaferlerin,gücünü büsbütün artıracağı- nı umuyordu.Başlangıcta bu yönde bir gelişme görüldü .Ancak,sonraki seferlerin başarısız olması kilisenin etkisini azalttı.Derebeylerini büyük ölçüde ortadan kaldırdıran kralların gücü artarken kilisenin ki geriledi. Böylece taassup biraz azaldı ve edebiyat başta olmak üzere sanat alanında serbestlik görüldü. Buda Avrupa’da yeni akımları ortaya çıkardı.
Bilim ve Teknik Açısından
İslam dünyasındaki bilgi birikimi,Sicilya ve İspanya üzerinden Avrupa’ ya akarken Haçlı Seferleri yoluyla da tanınıp öğrenildi.Barut,pusula, kağıt, dokuma, sanayi ve basım araçları Avarupa’ya geçti. Bunların her biri ayrı ayrı alanlarda bilim ve teknik gelişmelerine yol açtı. Kültür hayatı canlandı.
Alıntı