zeberus1234
Yeni Üye
Halil Nuri Yurdakul Mazlumoğulları'ndan Kolağası Halil Efendi'nin oğludur. 1898 yılında Bor'da doğmuş, 1918'de harbiyeyi bitirmiştir. Mondros Mütarekesi yapıldığı sırada teğmen rütbesinde idi. Vatanın tehlikede olduğu o dönemde Milli Mücedele gizli teşkilatına girdi. Yakalanma tehlikesi karşısında maiyeti ile birlikte Anadolu'ya geçti.
Yunan kuvvetleri 22 Haziran 1920 tarihinde Ayvalık-Aydın hattında genel bir taarruza geçmişti. Beş tümen kadar olan bu kuvvet karşısında direnebilmek çok güçtü. Nitekim kısa zamanda Bursa'yı ele geçirdiler. Milli güçler mahalli erattan meydana geliyordu. Onlar da düşmanın zulmünden çoluk çocuğunu daha içerilere kaçırma telaşına düştüler. Bu bölgede henüz güvenilir kuvvetler yoktu. Gayret genç subay*lara düşüyordu. O tarihte XX. Kolordu Komutanı olan Ali Fuat Cebesoy "Milli Mücadele Hatıraları" isimli kitabında şöyle yazıyor:
"Bozüyük'ten Bursa'ya kadar bölgeyi gözetleyecek gücümüz kalmamıştı. İlk icraat olarak Geyve'de bulunan 70. Alay'ın Karaköy'e getirilmesini ve Karaköy Boğazı'nın müdafaa vaziyetine konulmasını düşünmüştüm. 70. Alay gelinceye kadar, müdafaa mevziinin keşfi için erkân-ı harp binbaşısı Halis Bey'i oraya göndermiştim. Bu işler tamamlanıncaya kadar birkaç gün geçecekti. Bu esnada düşmanla nasıl temas edilecek ve hangi kuvvetle zaman kazanılacaktı?"
"70. Alay kumandanı Halit Bey, emir almak için Geyve'den yanıma gelmiş*ti. Fakat Bursa'dan ilerleyecek düşmanla meşgul olmak onun işi değildi. Mutla*ka o saatte bir kuvvet bulmak lâzımdı. Bu sırada karargahıma mülazım-ı sani (teğmen) Halil Nuri Efendi adında genç bir zabit müracaat ederek Bozüyük'ten toplayacağı 20-30 tüfekli ile Pazarcık'a gidebileceğini, oradaki Müdafaa-i Hu*kuk Cemiyeti Reisi Yetimoğlu'nun yardımını evvelce sağladığını söyledi. Halil Nuri Efendi, bir taraftan düşmanla temas edinceye kadar İnegöl istikametinde gi*deceğini diğer taraftan düşmanı Nazif Paşa mevkiinde oyalamak için de kafi miktarda kuvvet toplayabileceğini ileri sürüyordu. Bu genç ve cesur zabiti Bo-züyüklüler de seviyordu. Muvafakat ettim. Derhal faaliyete geçti. Ufak bir müf*reze yaptı. Eğer kafi miktar silah bulmuş olsaydı müfrezenin mevcudu belki yü*zü bulurdu. Halil Nuri Efendi aldığı emri tamamiyle ifa etti. Bir taraftan Nazif Paşa'daki müfrezesini Bozüyük ve Pazarcık'tan gelen müfrezelerle kuvvetlendi*rirken, diğer taraftan kendisi de İnegöl'e kadar ilerlemişti. Yunanlılar'in İnegöl'ü işgal edecekleri güne kadar orada kalmıştı. Bundan sonra da Nazif Paşa'daki müfrezesinin başına geçti."
Halil Nuri'nin düşmanı durdurduğunu öğrenen ve umumi vaziyeti bildiren ra*porunu dikkatle dinleyen Mustafa Kemal Paşa, yaveri Muzaffer Kılıç Bey'e dö*nerek, "Çocuk bir sigara ver. Bu çocuk vaziyeti kurtardı" demiş ve hemen Anka*ra'ya dönmüştür. Bu fedakârane hizmet meclis kürsüsünden de dile getirilmiştir.
Harp tarihinde önemli yeri olan Halil Nuri, Sakarya'da yaralanmış ve savaş*tan sonra harbiyeye öğretmen olarak tayin edilmiştir. Bundan sonra muhtelif as*keri görevleri sırasında çeşitli kültür hizmetleri ifa etmiştir.
Tasavvurlarını gerçekleştirmek için 1932 senesi sonlarına doğru Niğde'de bulanan 41. Alay'a yüzbaşı rütbesi ile tayinini yaptırır. Talebelik yıllarından be*ri Bor'da bir kütüphane kurmayı düşünmekte idi. Uzun müddettir topladığı ki*taplarını kamyonlarla Bor'a getirtir. Belediye Meclis Salonu'na 5000 ciltlik ilk kütüphaneyi açar. Bununla kalmaz Altunhisar, Çukurkuyu, Kemerhisar ve Ulukış*la'da da okuma odaları tesis eder.
Boş zamanlarında kar-kış demeden Bor'a koşar. Bir kaynaşma, bir uyanış sağlamak üzere konferanslar verdirir, spor kulübü, atış poligonu, arkeoloji müzesi, çocuk bahçesi ve köycülük bürosu kurar. Okullara trampetler temin eder. Haftada bir gün milli oyunlar tertip eder. Bor gençlik marşı için yarışma açar. Birinci gelen Talat Gün' ün şiiri bestelenir.
Halil Nuri Yurdakul yalnız memleketine hizmet vermemiş, Erciş, Zincidere, Pozantı, Dörtyol'da da kitaplık, müze, yol açma, cami inşası gibi birçok işlere ön ayak olmuştur.
1950 seçimlerinde Niğde Milletvekili olarak meclise girer. 1954 yılında Emekli Sandığı İdare Heyeti'ne getirilir.
Halil Nuri Yurdakul 28 Şubat 1970 tarihinde hayata veda etmiştir. Acıgöl Mezarlığı'nda metfundur.
Yunan kuvvetleri 22 Haziran 1920 tarihinde Ayvalık-Aydın hattında genel bir taarruza geçmişti. Beş tümen kadar olan bu kuvvet karşısında direnebilmek çok güçtü. Nitekim kısa zamanda Bursa'yı ele geçirdiler. Milli güçler mahalli erattan meydana geliyordu. Onlar da düşmanın zulmünden çoluk çocuğunu daha içerilere kaçırma telaşına düştüler. Bu bölgede henüz güvenilir kuvvetler yoktu. Gayret genç subay*lara düşüyordu. O tarihte XX. Kolordu Komutanı olan Ali Fuat Cebesoy "Milli Mücadele Hatıraları" isimli kitabında şöyle yazıyor:
"Bozüyük'ten Bursa'ya kadar bölgeyi gözetleyecek gücümüz kalmamıştı. İlk icraat olarak Geyve'de bulunan 70. Alay'ın Karaköy'e getirilmesini ve Karaköy Boğazı'nın müdafaa vaziyetine konulmasını düşünmüştüm. 70. Alay gelinceye kadar, müdafaa mevziinin keşfi için erkân-ı harp binbaşısı Halis Bey'i oraya göndermiştim. Bu işler tamamlanıncaya kadar birkaç gün geçecekti. Bu esnada düşmanla nasıl temas edilecek ve hangi kuvvetle zaman kazanılacaktı?"
"70. Alay kumandanı Halit Bey, emir almak için Geyve'den yanıma gelmiş*ti. Fakat Bursa'dan ilerleyecek düşmanla meşgul olmak onun işi değildi. Mutla*ka o saatte bir kuvvet bulmak lâzımdı. Bu sırada karargahıma mülazım-ı sani (teğmen) Halil Nuri Efendi adında genç bir zabit müracaat ederek Bozüyük'ten toplayacağı 20-30 tüfekli ile Pazarcık'a gidebileceğini, oradaki Müdafaa-i Hu*kuk Cemiyeti Reisi Yetimoğlu'nun yardımını evvelce sağladığını söyledi. Halil Nuri Efendi, bir taraftan düşmanla temas edinceye kadar İnegöl istikametinde gi*deceğini diğer taraftan düşmanı Nazif Paşa mevkiinde oyalamak için de kafi miktarda kuvvet toplayabileceğini ileri sürüyordu. Bu genç ve cesur zabiti Bo-züyüklüler de seviyordu. Muvafakat ettim. Derhal faaliyete geçti. Ufak bir müf*reze yaptı. Eğer kafi miktar silah bulmuş olsaydı müfrezenin mevcudu belki yü*zü bulurdu. Halil Nuri Efendi aldığı emri tamamiyle ifa etti. Bir taraftan Nazif Paşa'daki müfrezesini Bozüyük ve Pazarcık'tan gelen müfrezelerle kuvvetlendi*rirken, diğer taraftan kendisi de İnegöl'e kadar ilerlemişti. Yunanlılar'in İnegöl'ü işgal edecekleri güne kadar orada kalmıştı. Bundan sonra da Nazif Paşa'daki müfrezesinin başına geçti."
Halil Nuri'nin düşmanı durdurduğunu öğrenen ve umumi vaziyeti bildiren ra*porunu dikkatle dinleyen Mustafa Kemal Paşa, yaveri Muzaffer Kılıç Bey'e dö*nerek, "Çocuk bir sigara ver. Bu çocuk vaziyeti kurtardı" demiş ve hemen Anka*ra'ya dönmüştür. Bu fedakârane hizmet meclis kürsüsünden de dile getirilmiştir.
Harp tarihinde önemli yeri olan Halil Nuri, Sakarya'da yaralanmış ve savaş*tan sonra harbiyeye öğretmen olarak tayin edilmiştir. Bundan sonra muhtelif as*keri görevleri sırasında çeşitli kültür hizmetleri ifa etmiştir.
Tasavvurlarını gerçekleştirmek için 1932 senesi sonlarına doğru Niğde'de bulanan 41. Alay'a yüzbaşı rütbesi ile tayinini yaptırır. Talebelik yıllarından be*ri Bor'da bir kütüphane kurmayı düşünmekte idi. Uzun müddettir topladığı ki*taplarını kamyonlarla Bor'a getirtir. Belediye Meclis Salonu'na 5000 ciltlik ilk kütüphaneyi açar. Bununla kalmaz Altunhisar, Çukurkuyu, Kemerhisar ve Ulukış*la'da da okuma odaları tesis eder.
Boş zamanlarında kar-kış demeden Bor'a koşar. Bir kaynaşma, bir uyanış sağlamak üzere konferanslar verdirir, spor kulübü, atış poligonu, arkeoloji müzesi, çocuk bahçesi ve köycülük bürosu kurar. Okullara trampetler temin eder. Haftada bir gün milli oyunlar tertip eder. Bor gençlik marşı için yarışma açar. Birinci gelen Talat Gün' ün şiiri bestelenir.
Halil Nuri Yurdakul yalnız memleketine hizmet vermemiş, Erciş, Zincidere, Pozantı, Dörtyol'da da kitaplık, müze, yol açma, cami inşası gibi birçok işlere ön ayak olmuştur.
1950 seçimlerinde Niğde Milletvekili olarak meclise girer. 1954 yılında Emekli Sandığı İdare Heyeti'ne getirilir.
Halil Nuri Yurdakul 28 Şubat 1970 tarihinde hayata veda etmiştir. Acıgöl Mezarlığı'nda metfundur.