Son konular

Halk Bilimi Ne Demek Ülkemizde Halk Bilimi Çalışmaları Nelerdir

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
56
Yaş
36
Coin
256,936
Türkiye’de Halk Bilimi Çalışmaları,
Halk Bilimi Nedir Kısaca Bilgi,


Halk Bilimi

Bir ülkede yaşayan halkın kültürünü, dilini, yaşayışını inceleyen, sınırlayan ve bu konuda araştırmalar yapan bilim dalına halkbilim denir. Folklor olarak da bilinmektedir.

Folklor kelimesi Fransızca’dan Türkçe’ye geçmiştir. Folk, halk; lort, bilim anlamına gelir. Folk kelimesinin bir diğer anlamı ise töre, gelenek ve görenektir. Folklor, 1800’lü yılların sonundan itibaren bir bilim dalı haline gelmiştir. Bu dönemden itibaren çeşitli halklara ait kültürlerin maddi manevi unsurları araştırılmış, destanlar, öyküler gibi halk edebiyatına ait ürünler incelenmiştir.

Yine 18. yy’dan itibaren İngiltere, Fransa ve Almanya’da o kültürlere ait halk hikayeleri ve şiirler incelenmiştir. Folklorla ilgili malzemelerin toplanması sonucu ilk etnografya müzeleri açılmaya başladı. Açılan ilk müze Fransa’da açıldı. 1889’da ilk halkbilim kongresi toplandı. Halkbilim dergileri yayımlandı, halkbilim enstitüleri kuruldu. Halkbilimi üzerine çeşitli fikir akımları ortaya çıktı. Avrupa’da çok değerli halkbilim uzmanları ve öğretim üyeleri yetişti. Bunlardan bazıları: İngiltere’de: G.L. Gömme, Andrew Lang, J.G. Frazer; Fransa’da: Paul Delarue, Patrice Coirault, Arnold Van Gennep; İtalya’da: G.Pitre; Portekiz’de: T. Braga ve Leite’dir.

Türkiye’de Halk Bilimi Çalışmaları

Avrupa’dan bir asır sonra Türkiye coğrafyasında da halkbilimi üzerine çalışmalar başladı. Kaşgarlı Mahmut, Evliya Çelebi ve Dede Korkut gibi yazarların eserleri incelemeye alındı. Elyazmaları, halk öyküleri toplandı. Bununla birlikte yine yöresel kıyafetler ve gereçler de incelendi. Tanzimat dönemi yazarları önemli halkbilim adamları haline geldi. Şinasi, Ahmet Mithat Efendi gibi aydınlar halkbilimi üzerine çalışmalar yaptı. Halkbilim kelimesini ilk kullanan ve bu kelimeyi Türkçe’ye kazandıran ülkemizin yetiştirdiği ilk sosyologlardan Ziya Gökalp’tir. Aynı tarihlerde Fuad Köprülü ve Rıza Tevfik Bölükbaşı gibi tarihçi ve yazarlar da halkbilim üzerine yazılar yazdı.

Cumhuriyet idaresinin bütün yurtta yayılması, halkçılık ilkesinin meclisçe kabulu gibi etkilerden sonra dağınık bir şekilde devam eden halkbilim çalışmaları da hız kazandı ve çalışmalarda göreceli bir başarı kaydedildi. Etnografya Müzesi’nin açılması, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin kurulması halkbilim alanında yapılan reformlardır. Bu kurumların halkbilimi incelemelerinde 17. yüzyılda Anadolu’da bu alanda çalışmış Macar sosyolog Kunos’un incelemeleri etkili oldu. 1925 yılında Milli Eğitim Bakanı olan Rıza Nur, bakanlıkta bir kültür dairesini kurarak bu çalışmalara desteğini gösterdi.

1927 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı, hoca ve öğrencilerinin Anadolu gezilerinde bu yörelere ait türkülerin derlemesi yapıldı. Yok olmakta olan türküler ve ağıtlar yeniden düzenlendi ve yok olmaktan kurtarıldı. Aynı yıl Ankara’da Türk Halk Birliği Derneği kuruldu. Dernek, çeşitli şehirlerde şubeler açarak halkbilim çalışmalarını çıkardığı dergi ve makaleler sayesinde halka duyurmaya başladı.

1932’de Türkocakları yerine Halkevleri kuruldu. Halkevleri kapandığı 1950 yılına kadar çalışmalarını sürdürdü. 1955’de Fuad Köprülü, Türk Halk Sanatları ve Ananelerini Tetkik Cemiyeti adından bir dernek kurdu. Derneğin ismi 1973’de Folklor Araştırmaları Kurumu olarak değiştirildi. 1976’da araştırmalarını sergilediği bir yıllık çıkardı. 1981’de İhsan Hınçer ödülleri dağıttı.

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1966’da MEB’e bağlandı. Türkiye’de halkbilim çalışmaları daha çok kurulan dernekler üzerinden devam etti. Altmışlı yıllardan itibaren İstanbul ve Ankara Üniversiteleri de bu çalışmalara destek vermek amacıyla ilgili fakültelerde yeni kürsüler açarak akademik katkılar sunmaya başladı. Kültür Bakanlığı 1973 yılında Uluslararası Folklor Konferansı’nı ardından ’75 yılında kongresini düzenledi. 1981’de kongrenin ikincisi düzenlenerek dünya’nın dört bir yanından araştırmacılar programlara katıldı.

Halk bilimi alanında tanınmış eserleri bulunan yazarlar: Fuat Köprülü, Hamit Zübeyr Koşay, Sadettin Nüzhet Ergun, Abdülbaki Gölpınarlı, Pertev Nailî Boratav, Abdülkadir İnan, Şükrü Elçin, Mehmet İhsan Hınçer, M. Şakir Ülkütaşır, M. Halit Bayrı, Tahir Alangu, Ömer Asım Aksoy, Vehbi Cem Aşkun, Eflatun Cem Güney, Hikmet Dizdaroğlu olarak sıralanabilir.
 
Üst Alt