Harf İnkılabının Başarıya Ulaşması İçin Neler Yapılmış?
Harf inkılabının başarıya ulaşması için neler yapılmıştır?
HARF DEVRİMİ
Bilindiği gibi cumhuriyetin kuruluşundan itibaren inkılap hareketleri hız kazanmış ve bir çok alanda yenilik yapılmıştır. Başta eğitim olmak üzere siyasal, kültürel, hukuksal ve ekonomik alanlarda yapılan yenilik hareketleri değişime ivme kazandırmış ve toplumsal yapıyı etkilemiştir.
İnkılap hareketlerinde ülkenin ihtiyaçlarının göz önüne alındığı ve batı medeniyetinin hedeflendiği görülmektedir. Bu nedenle çağın gerisinde kalan ve batı uygarlığı yolunu tıkayan her alan köklü bir değişime uğramıştır. Eğitim ve kültür alanında kendini gösteren ve toplumsal yapıyı etkileyen gelişmelerin başında ise dil alanındaki gelişmeler gelmektedir. Bu alandaki gelişmeler Harf Devrimi ile sonuçlanmış, böylece dilde reform yapılmasını ve Türkçe’nin zengin, milli ve bilim dili haline gelmesini sağlamıştır.
Cumhuriyet Öncesinde Türk Dilinin Durumu
Her dilde olduğu gibi Türk yazı dili de çeşitli safhalardan geçmiş ve gelişim göstermiştir.Arapça ve Farsça’dan büyük ölçüde etkilenmiş, çoğunlukla bu dillerin kelimelerini alarak karma bir dile dönüşmüştür.
Osmanlı Devleti’nin çökmeye başlamasıyla, bozulan düzeni yeniden kurmak ve düşünce hayatında batıya dönerek yeni uygarlığın gidişine ayak uydurmak amacıyla bir takım ıslahat hareketlerine başlanılmıştır. Tanzimatın getirdiği yeni düzenlemeler içerisinde batı kültürünü tanıyan Osmanlı aydınları tarafından ( bilhassa edebiyat çevrelerinde) Osmanlıca’ya karşı tepkiler dile getirilmiştir. Tanzimat dönemi sonrasında Servet-i Fünun ve Meşrutiyet dönemlerinde edebiyatçıların çoğu ağırlaşan Osmanlıca’ya karşı yeni bir dil uslup arayışlarına girmişlerdir. Şinasi, Muallim Naci, Ahmet Cevdet Paşa gibi şahsiyetler yazı dilinin sadeleşmesini söyleyen şahsiyetlerdir. Ancak Tanzimat’tan Cumhuriyet’e gelene dek dil ve alfabenin ıslah edilmesi gerektiği söylenilmiş, fakat pek yol alınamamıştır. 20. yy’a gelindiğinde çağın milliyetler çağı olması dolayısıyla toplumumuzda bir milliyet şuuru uyanmaya başlamış bunun neticesinde de dilde Türkçeleşme akımı hızlanmıştır ( Aktaş, 2004, 339).
Cumhuriyete kadar, Arap kültürü etkisiyle, Arap dili ve grameri ile türetilmiş uzmanlık terminolojileri (ıstılâhları)’nı kullanıyorduk. Büyük Atatürk, batılılaşma yolunda, batı terminolojilerini millileştirmeyi de dikkate alarak dilimize kazandırmış, böylece batı bilimine kolaylıkla ayak uydurmak ve batı uygarlığına yetişmek için, ulusumuza büyük bir atılım hızı kazandırmıştır ( Olcayto, 1998, 111-112).
Harf inkılabının başarıya ulaşması için neler yapılmıştır?
HARF DEVRİMİ
Bilindiği gibi cumhuriyetin kuruluşundan itibaren inkılap hareketleri hız kazanmış ve bir çok alanda yenilik yapılmıştır. Başta eğitim olmak üzere siyasal, kültürel, hukuksal ve ekonomik alanlarda yapılan yenilik hareketleri değişime ivme kazandırmış ve toplumsal yapıyı etkilemiştir.
İnkılap hareketlerinde ülkenin ihtiyaçlarının göz önüne alındığı ve batı medeniyetinin hedeflendiği görülmektedir. Bu nedenle çağın gerisinde kalan ve batı uygarlığı yolunu tıkayan her alan köklü bir değişime uğramıştır. Eğitim ve kültür alanında kendini gösteren ve toplumsal yapıyı etkileyen gelişmelerin başında ise dil alanındaki gelişmeler gelmektedir. Bu alandaki gelişmeler Harf Devrimi ile sonuçlanmış, böylece dilde reform yapılmasını ve Türkçe’nin zengin, milli ve bilim dili haline gelmesini sağlamıştır.
Cumhuriyet Öncesinde Türk Dilinin Durumu
Her dilde olduğu gibi Türk yazı dili de çeşitli safhalardan geçmiş ve gelişim göstermiştir.Arapça ve Farsça’dan büyük ölçüde etkilenmiş, çoğunlukla bu dillerin kelimelerini alarak karma bir dile dönüşmüştür.
Osmanlı Devleti’nin çökmeye başlamasıyla, bozulan düzeni yeniden kurmak ve düşünce hayatında batıya dönerek yeni uygarlığın gidişine ayak uydurmak amacıyla bir takım ıslahat hareketlerine başlanılmıştır. Tanzimatın getirdiği yeni düzenlemeler içerisinde batı kültürünü tanıyan Osmanlı aydınları tarafından ( bilhassa edebiyat çevrelerinde) Osmanlıca’ya karşı tepkiler dile getirilmiştir. Tanzimat dönemi sonrasında Servet-i Fünun ve Meşrutiyet dönemlerinde edebiyatçıların çoğu ağırlaşan Osmanlıca’ya karşı yeni bir dil uslup arayışlarına girmişlerdir. Şinasi, Muallim Naci, Ahmet Cevdet Paşa gibi şahsiyetler yazı dilinin sadeleşmesini söyleyen şahsiyetlerdir. Ancak Tanzimat’tan Cumhuriyet’e gelene dek dil ve alfabenin ıslah edilmesi gerektiği söylenilmiş, fakat pek yol alınamamıştır. 20. yy’a gelindiğinde çağın milliyetler çağı olması dolayısıyla toplumumuzda bir milliyet şuuru uyanmaya başlamış bunun neticesinde de dilde Türkçeleşme akımı hızlanmıştır ( Aktaş, 2004, 339).
Cumhuriyete kadar, Arap kültürü etkisiyle, Arap dili ve grameri ile türetilmiş uzmanlık terminolojileri (ıstılâhları)’nı kullanıyorduk. Büyük Atatürk, batılılaşma yolunda, batı terminolojilerini millileştirmeyi de dikkate alarak dilimize kazandırmış, böylece batı bilimine kolaylıkla ayak uydurmak ve batı uygarlığına yetişmek için, ulusumuza büyük bir atılım hızı kazandırmıştır ( Olcayto, 1998, 111-112).