zeberus1234
Yeni Üye
HASAN HİLMİ EFENDİ
On dokuzuncu yuzyıl Anadolu velilerinden İsmi Hasan Hilmi olup, babasıAbdullahUmmi, dedesi Hasan Efendidir 1825(H1240) senesinde Kastamonu iline bağlı Azdavay ilcesinde doğdu 1911 (H1329) senesinde İstanbul'da vefat etti Kabri, Suleymaniye Camii bahcesindedir
Ummi yani okuma yazma bilmemesine rağmen gonul ehli veli bir zatın oğlu olan Hasan Hilmi Efendi, Kur'anı kerim okumayı, sarf, nahiv ve temel dini bilgileri memleketinin alimlerinden oğrendi Ummi Abdullah Efendi oğlunu daha fazla ilim tahsil etmesi icin İstanbul'a gonderdi MahmUd Paşa Medresesine yerleşen HasanHilmi Efendi, fıkıh, tefsir, hadis ve diğer ilimleri Nevşehirli Buyuk Ahmed Hazım Efendi ile Kucuk Ahmed Hazım Efendilerden okudu Her iki hocası da ona icazet verdiler Bu sırada Ahmed bin Suleyman Ervadi'nin İstanbul'a gelip Ayasofya Camiinde iki sene okuttuğu hadis derslerine Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi ile birlikte devam etti
Hasan Hilmi Efendi, Babı ali karşısındaki Fatıma SultanCamii muezzinliğine talib oldu Dersleri
ne devam ettiği medreseye de yakın olan bu camiyi kısa zamanda tamir ettirdi Onceden pek cemaati bulunmayan bu caminin cemaati fazlalaştı Genc yaşta gonullu olarak talib olduğu bu caminin baş muezzinliğine getirildi
Bir Cuma gunu cemaattan yaşlı bir zat, Hasan Hilmi Efendiye, Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'yi kasdederek; Nerededir oğlum o piri zaif?diye sordu Hasan HilmiEfendi; Dergaha gitti biraz sonra gelircevabını verdi Bu konuşmanın bitimini muteakip Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi geldi Yaşlı zat ona donup; Hazret!O dergah nerededir? Bize goster Gittiğin doğru yola biz de gitmek isterizdeyince, Gumuşhanevi; Benim esas hocam ve feyiz pınarım burada değiller Burada sohbet şeyhim Abdulfettahı Akri hazretleri var O da nisbetini hocamın şeyhinden almıştır Sizleri kendilerine takdim ve teslim edeyimbuyurdu Sonra hep birlikte Abdulfettah Efendinin huzUrı alilerine cıkıp, ona talebe oldular Boylece ilk olarakAbdulfettahı Akri hazretlerine talebe olan Hasan Hilmi Efendi, ondan feyz aldı Sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi Abdulfettahı Akri hazretlerinin vefatı uzerine Ahmed bin Suleyman elErvadi'nin irşad, insanlara doğru yolu anlatma izni verdiği Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'ye bağlandı Tasavvuf yolundaki ilerlemesini onun hizmet ve sohbetinde tamamladı Tasavvuf yolunda olgunlaşıp insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatma vakti gelince; Henuz gerekli olgunluğa kavuşmadığı ve hilafete hak kazanmadığıduşuncesiyle bir muddet Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin gozu onunden kaybolarak gizlenmeye calıştı Bu sırada karşılaştığı ve kendileri ile sohbet ettiği alim ve veli zatlar onun yanlış hareket ettiği, bu takdirin kendine değil, hocasına aid olduğunu beyan ettiler Gafletten kurtularak, hocasına donmesini ve ona teslim olmasını tavsiye ettiler Yaptıklarına pişman olan Hasan Hilmi Efendi, hocasının hizmetine devam etti ve olgunluğa ulaştı Hocası ona icazet ve hilafet verdi
Hasan Hilmi Efendi 1863 senesinde hocası Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi ile birlikte Hicaz'a giderek hac vazifesini yerine getirdi ve sevgili Peygamberimizin kabri şeriflerini ziyaret etti Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin ikinci haccı ve uc yıl muddetle Mısır'da kaldığı sırada hem en kıdemli halifesi hem de sırdaşı olarak Hasan Hilmi Efendiyi yerine vekil tayin etti İstanbul'da hocasının talebelerine ders verdi ve insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatarak, dunyada ve ahirette saadete kavuşmaları icin gayret etti
Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi Mısır donuşunde talebelerini birbirlerine muhabbetle bağlı gorunce hepsini toplayıp; Ey Hasan Hilmi Efendi! Ey Şerif! Sizde letafet dolu feyz gorduğumden butun kardeşlerimi sana ısmarladımdiyerek Hasan Hilmi Efendiye verilen hilafetin vekaletten, asalete dondurulduğunu ilan etti
Hasan Hilmi Efendi hocasının izni ile bir muddet Geyve'ye insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatmak uzere gitti Burada bir medrese inşa ettirerek hadis okuttu Medresenin yanında yaptırdığı dergahta, insanlara Allahu tealanın rızasına ulaştıran yolun esaslarını anlattı Ancak hocası Gumuşhanevi hazretleri ihtiyarlığı ve zayıflığı sebebiyle vazifesini yurutmekte gucluk cektiği icin, Hasan Hilmi Efendiyi İstanbul'a davet etti Dergahını ona teslim etti Talebelerine de kendi yerini HasanHilmi Efendiye bıraktığını bildirerek ona teslim ve tabi olmalarını istedi Hasan Hilmi Efendi hocasının vekili olarak irşad hizmetlerini yurutup, Nakşibendiyye yolunun gereklerini yerine getirdi Boylece daha hocasının sağlığında vazifesini ustlenen HasanHilmi Efendi, 1893 (H1311) senesinde Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin vefatı uzerine bu vazifeyi asil olarak yurutmeye başladı
Hocasının vefatından sonra on sekiz yıl fiilen ders okutan, İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatan Hasan Hilmi Efendi, dergahında hadis oğretti Senede iki defa hatmetmeyi usUl haline getirdiği RamUzu'lEhadis kitabını okuttu Onun sohbetinde ve ilim meclisinde, Mehmed ZahidKevseri başta olmak uzere Ezineli Mehmed HulUsi Efendi gibi yuzlerce zat yetişti Yetiştirdiği talebelere icazet verdi
Hasan Hilmi Efendi 1896 (H1314) senesinde yerine Safranbolulu İsmail Necati Efendiyi vekil bırakarak hacca gitti Mekkei mukerremeye giderek hac vazifesini yerine getirdi Hac esnasında başka İslam memleketlerinden gelen alim ve velilerle karşılaşıp sohbette bulundu Sonra Medinei munevvereye giderekPeygamber efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem kabri şeriflerini ziyaretle şereflendi Burada kaldığı sırada Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi hazretlerinin talebelerinden Hafız Ahmed Ziyauddin Efendiye misafir oldu On sekiz gun Peygamber efendimizin Ravzai mutahherasında halvet ederek manevi feyzlerinden istifade etti
Medinei munevverede bulunduğu sırada on beş bin kuruşu fakirlere ve ihtiyac sahiplerine dağıttı Boylece pekcok kimsenin de duasını aldı Vazifelerini tamamladıktan sonra İstanbul'a dondu
İstanbul'da bulunduğu sırada her gun dergahına gelen yuzlerce kimseye vaz ve nasihat ederek onların kurtuluşları icin calıştı
Hayatı boyunca elli altı halife yetiştiren Hasan Hilmi Efendi, omrunun son zamanlarında irşad hizmetlerini yani talebe yetiştirmek ve insanlara İslamiyeti anlatmak faaliyetlerini yerine getiremez duruma gelince, Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin halifelerinden Safranbolulu İsmail Necati Efendiyi yerine vekil tayin etti
Omrunun son gunlerinde dergaha gelemez olduHastalanıp yatağa duştuğu zaman hicbir şey yiyip icemez oldu Bu hastalığı sırasında talebelerine yazdığı vasiyetini bildiren ve onların Safranbolulu Necati Efendiye tabi olmalarını isteyen kağıdı verdi Vefatından bir gun once saat 1000 civarında hastalığın şiddetinden kapanan gozlerini acarak, hanımına abdest almak ve giyinmek istediğini işaret ettiAbdest aldıktan sonra, hırkasını giyindi Sonra seccadesine kapanarak, artık bu fani alemde Allahu tealadan ayrılığın ateşine dayanamadığını bildirerek dua ve niyazda bulundu Bir saat oylece seccadede kaldı Daha sonra yatağına yatırdılar Butun gece suren Rabbine kavuşma isteği zevkinin verdiği vecd ve dalgınlık halinin ardından sabaha doğru gozlerini actı Yanında bulunanların mahzUn bakışları arasında; Benim Rahmeti Rahmana kavuşma vaktim geldi Bu rUh artık Rabbi Mecidine kavuşmayı dilerdedikten sonra derinden bir Allahdedi 10 Şubat 1911 (H24 Safer 1329) Perşembe gunu İstanbul'da vefat etti
Vefatına halifelerinden Katip MustafaFevzi Efendi tarafından şu beytle tarih duşuruldu
Ah Cenabı Hilmi kutbi zeman
Oldu bugun MUcibi daveti Rahman
Hasan Hilmi Efendinin cenaze namazı talebeleri ve sevenleri tarafından kılındıktan sonra SuleymaniyeCamii bahcesinde defnedildi Kabri sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir
Ahlak bakımından cok mazbut, tevazUda ustun derece sahibi ve comert bir zat olan Hasan Hilmi Efendi, zuhd, takva ve taatta parmakla gosterilebilecek durumdaydı Kendisine hizmet edenlere sanki bir arkadaş ve talebelerine karşı can yoldaşı gibi samimi bir davranış icinde bulunurdu Orta boylu, ak sakallı, acık kaşlı, ela gozlu, cekme burunlu, nUrani yuzlu bir zat idi Acık renkli elbise giymeyi tercih ederdi
1) Menakıbı Haseniyye; s621
2) Sefinetu'lEvliya; c2, s189
3) İrgamu'lMerid; s100104
4) EtTahrir; s34
5) Son Devir Osmanlı Uleması; c3, s281
6) RamUzu'lEhadis Tercumesi; 1 cild girişi
On dokuzuncu yuzyıl Anadolu velilerinden İsmi Hasan Hilmi olup, babasıAbdullahUmmi, dedesi Hasan Efendidir 1825(H1240) senesinde Kastamonu iline bağlı Azdavay ilcesinde doğdu 1911 (H1329) senesinde İstanbul'da vefat etti Kabri, Suleymaniye Camii bahcesindedir
Ummi yani okuma yazma bilmemesine rağmen gonul ehli veli bir zatın oğlu olan Hasan Hilmi Efendi, Kur'anı kerim okumayı, sarf, nahiv ve temel dini bilgileri memleketinin alimlerinden oğrendi Ummi Abdullah Efendi oğlunu daha fazla ilim tahsil etmesi icin İstanbul'a gonderdi MahmUd Paşa Medresesine yerleşen HasanHilmi Efendi, fıkıh, tefsir, hadis ve diğer ilimleri Nevşehirli Buyuk Ahmed Hazım Efendi ile Kucuk Ahmed Hazım Efendilerden okudu Her iki hocası da ona icazet verdiler Bu sırada Ahmed bin Suleyman Ervadi'nin İstanbul'a gelip Ayasofya Camiinde iki sene okuttuğu hadis derslerine Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi ile birlikte devam etti
Hasan Hilmi Efendi, Babı ali karşısındaki Fatıma SultanCamii muezzinliğine talib oldu Dersleri
ne devam ettiği medreseye de yakın olan bu camiyi kısa zamanda tamir ettirdi Onceden pek cemaati bulunmayan bu caminin cemaati fazlalaştı Genc yaşta gonullu olarak talib olduğu bu caminin baş muezzinliğine getirildi
Bir Cuma gunu cemaattan yaşlı bir zat, Hasan Hilmi Efendiye, Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'yi kasdederek; Nerededir oğlum o piri zaif?diye sordu Hasan HilmiEfendi; Dergaha gitti biraz sonra gelircevabını verdi Bu konuşmanın bitimini muteakip Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi geldi Yaşlı zat ona donup; Hazret!O dergah nerededir? Bize goster Gittiğin doğru yola biz de gitmek isterizdeyince, Gumuşhanevi; Benim esas hocam ve feyiz pınarım burada değiller Burada sohbet şeyhim Abdulfettahı Akri hazretleri var O da nisbetini hocamın şeyhinden almıştır Sizleri kendilerine takdim ve teslim edeyimbuyurdu Sonra hep birlikte Abdulfettah Efendinin huzUrı alilerine cıkıp, ona talebe oldular Boylece ilk olarakAbdulfettahı Akri hazretlerine talebe olan Hasan Hilmi Efendi, ondan feyz aldı Sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi Abdulfettahı Akri hazretlerinin vefatı uzerine Ahmed bin Suleyman elErvadi'nin irşad, insanlara doğru yolu anlatma izni verdiği Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'ye bağlandı Tasavvuf yolundaki ilerlemesini onun hizmet ve sohbetinde tamamladı Tasavvuf yolunda olgunlaşıp insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatma vakti gelince; Henuz gerekli olgunluğa kavuşmadığı ve hilafete hak kazanmadığıduşuncesiyle bir muddet Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin gozu onunden kaybolarak gizlenmeye calıştı Bu sırada karşılaştığı ve kendileri ile sohbet ettiği alim ve veli zatlar onun yanlış hareket ettiği, bu takdirin kendine değil, hocasına aid olduğunu beyan ettiler Gafletten kurtularak, hocasına donmesini ve ona teslim olmasını tavsiye ettiler Yaptıklarına pişman olan Hasan Hilmi Efendi, hocasının hizmetine devam etti ve olgunluğa ulaştı Hocası ona icazet ve hilafet verdi
Hasan Hilmi Efendi 1863 senesinde hocası Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi ile birlikte Hicaz'a giderek hac vazifesini yerine getirdi ve sevgili Peygamberimizin kabri şeriflerini ziyaret etti Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin ikinci haccı ve uc yıl muddetle Mısır'da kaldığı sırada hem en kıdemli halifesi hem de sırdaşı olarak Hasan Hilmi Efendiyi yerine vekil tayin etti İstanbul'da hocasının talebelerine ders verdi ve insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatarak, dunyada ve ahirette saadete kavuşmaları icin gayret etti
Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi Mısır donuşunde talebelerini birbirlerine muhabbetle bağlı gorunce hepsini toplayıp; Ey Hasan Hilmi Efendi! Ey Şerif! Sizde letafet dolu feyz gorduğumden butun kardeşlerimi sana ısmarladımdiyerek Hasan Hilmi Efendiye verilen hilafetin vekaletten, asalete dondurulduğunu ilan etti
Hasan Hilmi Efendi hocasının izni ile bir muddet Geyve'ye insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatmak uzere gitti Burada bir medrese inşa ettirerek hadis okuttu Medresenin yanında yaptırdığı dergahta, insanlara Allahu tealanın rızasına ulaştıran yolun esaslarını anlattı Ancak hocası Gumuşhanevi hazretleri ihtiyarlığı ve zayıflığı sebebiyle vazifesini yurutmekte gucluk cektiği icin, Hasan Hilmi Efendiyi İstanbul'a davet etti Dergahını ona teslim etti Talebelerine de kendi yerini HasanHilmi Efendiye bıraktığını bildirerek ona teslim ve tabi olmalarını istedi Hasan Hilmi Efendi hocasının vekili olarak irşad hizmetlerini yurutup, Nakşibendiyye yolunun gereklerini yerine getirdi Boylece daha hocasının sağlığında vazifesini ustlenen HasanHilmi Efendi, 1893 (H1311) senesinde Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin vefatı uzerine bu vazifeyi asil olarak yurutmeye başladı
Hocasının vefatından sonra on sekiz yıl fiilen ders okutan, İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatan Hasan Hilmi Efendi, dergahında hadis oğretti Senede iki defa hatmetmeyi usUl haline getirdiği RamUzu'lEhadis kitabını okuttu Onun sohbetinde ve ilim meclisinde, Mehmed ZahidKevseri başta olmak uzere Ezineli Mehmed HulUsi Efendi gibi yuzlerce zat yetişti Yetiştirdiği talebelere icazet verdi
Hasan Hilmi Efendi 1896 (H1314) senesinde yerine Safranbolulu İsmail Necati Efendiyi vekil bırakarak hacca gitti Mekkei mukerremeye giderek hac vazifesini yerine getirdi Hac esnasında başka İslam memleketlerinden gelen alim ve velilerle karşılaşıp sohbette bulundu Sonra Medinei munevvereye giderekPeygamber efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem kabri şeriflerini ziyaretle şereflendi Burada kaldığı sırada Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi hazretlerinin talebelerinden Hafız Ahmed Ziyauddin Efendiye misafir oldu On sekiz gun Peygamber efendimizin Ravzai mutahherasında halvet ederek manevi feyzlerinden istifade etti
Medinei munevverede bulunduğu sırada on beş bin kuruşu fakirlere ve ihtiyac sahiplerine dağıttı Boylece pekcok kimsenin de duasını aldı Vazifelerini tamamladıktan sonra İstanbul'a dondu
İstanbul'da bulunduğu sırada her gun dergahına gelen yuzlerce kimseye vaz ve nasihat ederek onların kurtuluşları icin calıştı
Hayatı boyunca elli altı halife yetiştiren Hasan Hilmi Efendi, omrunun son zamanlarında irşad hizmetlerini yani talebe yetiştirmek ve insanlara İslamiyeti anlatmak faaliyetlerini yerine getiremez duruma gelince, Ahmed Ziyauddin Gumuşhanevi'nin halifelerinden Safranbolulu İsmail Necati Efendiyi yerine vekil tayin etti
Omrunun son gunlerinde dergaha gelemez olduHastalanıp yatağa duştuğu zaman hicbir şey yiyip icemez oldu Bu hastalığı sırasında talebelerine yazdığı vasiyetini bildiren ve onların Safranbolulu Necati Efendiye tabi olmalarını isteyen kağıdı verdi Vefatından bir gun once saat 1000 civarında hastalığın şiddetinden kapanan gozlerini acarak, hanımına abdest almak ve giyinmek istediğini işaret ettiAbdest aldıktan sonra, hırkasını giyindi Sonra seccadesine kapanarak, artık bu fani alemde Allahu tealadan ayrılığın ateşine dayanamadığını bildirerek dua ve niyazda bulundu Bir saat oylece seccadede kaldı Daha sonra yatağına yatırdılar Butun gece suren Rabbine kavuşma isteği zevkinin verdiği vecd ve dalgınlık halinin ardından sabaha doğru gozlerini actı Yanında bulunanların mahzUn bakışları arasında; Benim Rahmeti Rahmana kavuşma vaktim geldi Bu rUh artık Rabbi Mecidine kavuşmayı dilerdedikten sonra derinden bir Allahdedi 10 Şubat 1911 (H24 Safer 1329) Perşembe gunu İstanbul'da vefat etti
Vefatına halifelerinden Katip MustafaFevzi Efendi tarafından şu beytle tarih duşuruldu
Ah Cenabı Hilmi kutbi zeman
Oldu bugun MUcibi daveti Rahman
Hasan Hilmi Efendinin cenaze namazı talebeleri ve sevenleri tarafından kılındıktan sonra SuleymaniyeCamii bahcesinde defnedildi Kabri sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir
Ahlak bakımından cok mazbut, tevazUda ustun derece sahibi ve comert bir zat olan Hasan Hilmi Efendi, zuhd, takva ve taatta parmakla gosterilebilecek durumdaydı Kendisine hizmet edenlere sanki bir arkadaş ve talebelerine karşı can yoldaşı gibi samimi bir davranış icinde bulunurdu Orta boylu, ak sakallı, acık kaşlı, ela gozlu, cekme burunlu, nUrani yuzlu bir zat idi Acık renkli elbise giymeyi tercih ederdi
1) Menakıbı Haseniyye; s621
2) Sefinetu'lEvliya; c2, s189
3) İrgamu'lMerid; s100104
4) EtTahrir; s34
5) Son Devir Osmanlı Uleması; c3, s281
6) RamUzu'lEhadis Tercumesi; 1 cild girişi