Hayvanların görsel algısı nasıl çalışır?
Hayvanların görsel algısı, onların çevrelerini algılamaları ve diğer canlılarla etkileşim kurmaları için hayati öneme sahiptir. Görsel algılarının nasıl çalıştığının anlaşılması, hayvanların davranışlarını ve hayatta kalma stratejilerini anlamamıza yardımcı olur.
Görsel algı, hayvanların çevrelerindeki görsel uyarıcıları nasıl algıladığını ve yorumladığını ifade eder. Bu, cisimleri, renkleri, hareketleri ve diğer nesneleri algılayarak, onlara uygun bir şekilde tepki vermelerini sağlar.
Birçok hayvan türü, görmeleri gereken çevresel faktörler ve avcılar ya da avlar gibi tehlikeli unsurlarla etkileşime girmeleri gereken durumlar göz önüne alındığında, görsel algılarına büyük önem verirler. Bu algılar, hayvanların avlanma, eş bulma, tehlikelerden kaçınma ve diğer hayatta kalma faaliyetleri için kritik öneme sahiptir.
Hayvanların görsel algısı, türlerine, yaşadıkları çevreye ve avlanma veya kaçınma stratejilerine göre farklılık gösterebilir. Bu, onların hayatta kalabilmeleri için vazgeçilmez bir adaptasyon mekanizmasıdır.
Hayvanların renkleri nasıl algıladığı araştırıldı
Hayvanların renkleri nasıl algıladığı uzun zamandır merak konusuydu. Yapılan araştırmalar, hayvanların renklerle farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Örneğin, köpeklerin renk körü olduğu bilinmektedir. Köpeklerin renk algıları, gözlerindeki fotoreseptör hücrelerinin sayısının ve farklı renk dalgalarını algılayabilme kapasitelerinin sınırlı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple köpekler, dünya üzerindeki renkleri farklı şekillerde algılarlar.
Buna karşın, kuşların renk algısı oldukça gelişmiştir. Özellikle kuşlar dünya üzerindeki renkleri oldukça canlı bir şekilde algılayabilirler. Yapılan araştırmalar, kuş gözlerinin farklı renk dalgalarını algılayabilme kapasitesinin yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu sayede kuşlar, birbirinden farklı renkteki nesneleri oldukça net bir şekilde algılamaktadırlar.
Renk algısının farklılıklarının, hayvanların morfolojileri ve yaşam alanları ile doğrudan ilişkili olduğu düşünülmektedir. Yılanların renk algısı da bu duruma güzel bir örnektir. Yılanlar, genellikle toprak, kum ve yaprak örtülerine uyum sağlamak adına bu renkleri algılayabilme kapasitesine sahiptirler. Bu sayede yılanlar, avlarını yakalamak için gizlenme yeteneklerini renk algıları sayesinde oldukça iyi bir şekilde kullanabilirler.
Genel olarak hayvanların renkleri nasıl algıladığı konusundaki araştırmalar, hayvanlar aleminin çeşitliliğini ve adaptasyon kabiliyetini bir kez daha ortaya koymaktadır. Farklı türlerin renk algıları, yaşam savaşı ve avlanma yetenekleri üzerinde doğrudan etkili olmaktadır.
Hayvan gözleri ve şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Hayvanların gözleri, türlerine göre farklılık gösterir. Örneğin, etobur hayvanların genellikle diğer hayvanlara göre daha büyük ve yuvarlak gözleri vardır. Bu, avlarını karanlıkta daha iyi görmelerine yardımcı olur. Ayrıca, avcı hayvanların, daha iyi derinliği algılayabilmek adına yan yana genişletilmiş gözleri vardır.
Bunun yanı sıra, gece avcısı hayvanlar genellikle büyük gözlere sahiptir. Bu gözlerin yapısı, daha az ışıkla görebilmelerini sağlar. Ayrıca, avlarını daha iyi takip edebilmek ve avlanırken daha başarılı olabilmek için daha keskin bir şekilde odaklanabilmelerini sağlar.
Diğer yandan, otobur hayvanların gözleri genellikle yan yana yerleştirilmiştir. Bu yapı, geniş bir alanı görmelerini ve avcıların yaklaştığını daha hızlı fark edebilmelerini sağlar. Ayrıca, bu göz yapısı avcıları daha iyi görebilmelerine yardımcı olur.
Sonuç olarak, hayvanların gözleri türlerine ve yaşam tarzlarına göre farklılık gösterir. Bu göz yapıları, hayvanların avlanma, korunma ve hayatta kalma becerilerine doğrudan etki eder.
Hayvanların gece görme yetenekleri nasıl işler?
Gece görme yetenekleri, hayvanların geceleri avlanma, yol bulma ve etkileşim kurma yetenekleri açısından son derece önemlidir.
Hayvanlar, az ışıkta görebilmek için çeşitli adaptasyonlar geliştirmişlerdir. Örneğin gece gören hayvanlar, retinada daha fazla çubuk hücresi bulundurur ve bu sayede daha az ışıkta da görüşlerini koruyabilirler. Aynı zamanda gece gören hayvanların gözlerinde bulunan reflektif tabakalar da ışığı yansıtarak görüş açılarını genişletir.
Bu özellikler sayesinde gece avcısı hayvanlar karanlıkta avlarını tespit edebilir ve avlanabilirler. Bunun yanı sıra, geceleri hareket halinde olan hayvanlar da düşmanlarından kaçmak için bu özel görme yeteneklerini kullanır.
Bu nedenle, hayvanların gece görme yetenekleri, doğadaki hayatta kalma mücadelesinde hayati bir rol oynamaktadır.
Hayvanların hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine çalışmalar
Hayvanların çevrelerindeki hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine yapılan çalışmalar, bilim insanlarının uzun süredir merak ettiği bir konudur. Bu araştırmalar, hayvanların gözleri, beyinleri ve algı sistemleri hakkında önemli ipuçları vermektedir.
Özellikle böceklerin, kuşların ve yırtıcı hayvanların hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine yapılan çalışmalar, büyük ilgi uyandırmaktadır. Örneğin, bir sineğin hızlı bir şekilde hareket eden bir nesneyi nasıl takip ettiği ve avlamak için nasıl reaksiyon gösterdiği konusundaki araştırmalar, bilim insanlarına değerli bilgiler sunmaktadır.
Hayvanların hareketli objeleri algılaması sadece avlanma ve avcılardan kaçma üzerine odaklı değildir. Aynı zamanda çiftleşme, yuva yapma ve beslenme gibi temel davranışlarını da etkilemektedir. Bu nedenle, bu konudaki araştırmalar hayvan davranışı üzerinde derinlemesine bir anlayış sunmaktadır.
Bilim insanlarının yürüttüğü çalışmalar, hayvanların çevrelerindeki hareketli objeleri algılama şekillerinin, insan algısından oldukça farklı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu farklılık, hayvanların yaşam alanlarında hayatta kalabilmeleri ve avlanabilmeleri için hayati önem taşımaktadır.
Hayvanların görsel iletişim şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Hayvanların görsel iletişim şekilleri, türlerine ve yaşadıkları çevreye bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bazı hayvanlar, beden dillerini kullanarak iletişim kurarken, diğerleri renkli desenler veya sesler kullanabilir. Bu iletişim şekilleri arasındaki farklılıklar, hayvanların avlanma, eş bulma ve tehlikelerden kaçma gibi birçok doğal davranışlarını etkilemektedir.
Bazı hayvanlar, görsel iletişim için beden dillerini kullanır. Örneğin, kuşlar kanat çırparak veya tüylerini kabartarak diğer kuşlarla iletişim kurarlar. Aynı şekilde, bazı balık türleri renkli desenler oluşturarak eş bulma amacıyla iletişim kurarlar. Bu şekilde, görsel iletişim türleri türler arasında ve yaşadıkları ortama göre farklılık gösterebilir.
Bununla birlikte, bazı hayvanlar seslerini veya titreşimleri kullanarak iletişim kurar. Örneğin, filler uzak mesafelerde birbirleriyle iletişim kurmak için alt frekansta sesler çıkarabilirler. Deniz memelileri ise su altında titreşimler yoluyla birbirleriyle iletişim kurabilirler. Bu iletişim şekilleri, hayvanların yaşadıkları ortama ve doğal davranışlarına göre değişiklik gösterir.
Sonuç olarak, hayvanların görsel iletişim şekilleri türlerine, yaşadıkları ortama ve doğal davranışlarına bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu görsel iletişim türleri, hayvanların avlanma, eş bulma, sürüdeki konumlarını belirleme ve tehlikelerden kaçma gibi doğal davranışlarını etkileyerek, türler arasındaki iletişimde büyük bir rol oynamaktadır.
Hayvanların görsel algısı insanlarla nasıl benzerlik gösterir?
Hayvanların görsel algısı, insanların algısı ile oldukça benzerlik göstermektedir. Hem insanlar hem de hayvanlar, çevrelerindeki nesneleri ve etrafındaki dünyayı gözlemlemek için görsel algılarını kullanırlar. İnsanların gözleri gibi, bazı hayvanların da gece görme yetenekleri bulunmaktadır. Örneğin, kedilerin gözlerinde bulunan yansıma tabakası onlara karanlık ortamlarda daha iyi görmelerini sağlar.
Bunun yanı sıra, insanlarla birçok hayvan türü arasında renk algısı konusunda da benzerlikler bulunmaktadır. Bazı araştırmalar, hayvanların da bazı renkleri algılamakta ve diğerlerini algılayamamakta olduğunu göstermektedir. Örneğin, ineklerin kırmızı rengi algılayamadığı bilinmektedir. Benzer şekilde, insanlar da bazı renklere karşı duyarsız olabilirler.
Ayrıca, görsel iletişim şekilleri de insanlarla hayvanlar arasında benzerlik gösterir. Örneğin, birçok memeli hayvan, vücut dillerini ve yüz ifadelerini kullanarak iletişim kurar. Bu durum, insanların duygularını ve düşüncelerini ifade etmekte kullandığı görsel iletişim şekillerine oldukça benzerlik gösterir.
Sonuç olarak, hayvanların görsel algısı insanların algısıyla birçok benzerlik taşımaktadır. Bu benzerlikler, hem görsel algıların evrimsel bir şekilde nasıl geliştiğini anlamamıza hem de hayvanlarla daha iyi iletişim kurmamıza yardımcı olabilir.
Sık Sorulan Sorular
Hayvanların görsel algısı nasıl çalışır?
Hayvanların görsel algısı, retinada bulunan fotoreseptör hücreleri sayesinde çalışır. Bazı hayvanlar renkleri algılayabilirken, bazıları sadece siyah beyaz görüntüleri algılayabilir.
Hayvanların renkleri nasıl algıladığı araştırıldı
Bazı hayvanların gözlerinde bulunan koni hücreleri, renkleri algılamalarını sağlar. Örneğin, arılar mavi ve mor tonları algılayabilirken, kırmızıyı algılayamaz.
Hayvan gözleri ve şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Farklı hayvan türlerinin göz yapıları farklılık gösterir. Bazı hayvanlar geniş görüş açısına sahipken, bazıları daha odaklanmış bir görüşe sahiptir.
Hayvanların gece görme yetenekleri nasıl işler?
Gece avcısı olan hayvanların gözlerinde bulunan fotoreseptör hücreleri, düşük ışık seviyelerinde bile çevreyi algılamalarını sağlar.
Hayvanların hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine çalışmalar
Yapılan çalışmalar, bazı hayvanların hareketli objeleri daha hızlı algıladığını ve bu yeteneklerini avlanma veya kaçma durumlarında kullandıklarını göstermektedir.
Hayvanların görsel iletişim şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Bazı hayvanlar, renkli tüyleri veya danslarıyla görsel iletişim kurarken, bazıları vücutlarındaki desenleri kullanarak iletişim kurar.
Hayvanların görsel algısı insanlarla nasıl benzerlik gösterir?
İnsanların görsel algısı, hayvanlarınkine benzer şekilde retina üzerindeki fotoreseptör hücreleri aracılığıyla çalışır. Ancak renk algısı ve görüş açısı farkları bulunmaktadır.
Hayvanların görsel algısı, onların çevrelerini algılamaları ve diğer canlılarla etkileşim kurmaları için hayati öneme sahiptir. Görsel algılarının nasıl çalıştığının anlaşılması, hayvanların davranışlarını ve hayatta kalma stratejilerini anlamamıza yardımcı olur.
Görsel algı, hayvanların çevrelerindeki görsel uyarıcıları nasıl algıladığını ve yorumladığını ifade eder. Bu, cisimleri, renkleri, hareketleri ve diğer nesneleri algılayarak, onlara uygun bir şekilde tepki vermelerini sağlar.
Birçok hayvan türü, görmeleri gereken çevresel faktörler ve avcılar ya da avlar gibi tehlikeli unsurlarla etkileşime girmeleri gereken durumlar göz önüne alındığında, görsel algılarına büyük önem verirler. Bu algılar, hayvanların avlanma, eş bulma, tehlikelerden kaçınma ve diğer hayatta kalma faaliyetleri için kritik öneme sahiptir.
Hayvanların görsel algısı, türlerine, yaşadıkları çevreye ve avlanma veya kaçınma stratejilerine göre farklılık gösterebilir. Bu, onların hayatta kalabilmeleri için vazgeçilmez bir adaptasyon mekanizmasıdır.
Hayvanların renkleri nasıl algıladığı araştırıldı
Hayvanların renkleri nasıl algıladığı uzun zamandır merak konusuydu. Yapılan araştırmalar, hayvanların renklerle farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Örneğin, köpeklerin renk körü olduğu bilinmektedir. Köpeklerin renk algıları, gözlerindeki fotoreseptör hücrelerinin sayısının ve farklı renk dalgalarını algılayabilme kapasitelerinin sınırlı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple köpekler, dünya üzerindeki renkleri farklı şekillerde algılarlar.
Buna karşın, kuşların renk algısı oldukça gelişmiştir. Özellikle kuşlar dünya üzerindeki renkleri oldukça canlı bir şekilde algılayabilirler. Yapılan araştırmalar, kuş gözlerinin farklı renk dalgalarını algılayabilme kapasitesinin yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu sayede kuşlar, birbirinden farklı renkteki nesneleri oldukça net bir şekilde algılamaktadırlar.
Renk algısının farklılıklarının, hayvanların morfolojileri ve yaşam alanları ile doğrudan ilişkili olduğu düşünülmektedir. Yılanların renk algısı da bu duruma güzel bir örnektir. Yılanlar, genellikle toprak, kum ve yaprak örtülerine uyum sağlamak adına bu renkleri algılayabilme kapasitesine sahiptirler. Bu sayede yılanlar, avlarını yakalamak için gizlenme yeteneklerini renk algıları sayesinde oldukça iyi bir şekilde kullanabilirler.
Genel olarak hayvanların renkleri nasıl algıladığı konusundaki araştırmalar, hayvanlar aleminin çeşitliliğini ve adaptasyon kabiliyetini bir kez daha ortaya koymaktadır. Farklı türlerin renk algıları, yaşam savaşı ve avlanma yetenekleri üzerinde doğrudan etkili olmaktadır.
Hayvan gözleri ve şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Hayvanların gözleri, türlerine göre farklılık gösterir. Örneğin, etobur hayvanların genellikle diğer hayvanlara göre daha büyük ve yuvarlak gözleri vardır. Bu, avlarını karanlıkta daha iyi görmelerine yardımcı olur. Ayrıca, avcı hayvanların, daha iyi derinliği algılayabilmek adına yan yana genişletilmiş gözleri vardır.
Bunun yanı sıra, gece avcısı hayvanlar genellikle büyük gözlere sahiptir. Bu gözlerin yapısı, daha az ışıkla görebilmelerini sağlar. Ayrıca, avlarını daha iyi takip edebilmek ve avlanırken daha başarılı olabilmek için daha keskin bir şekilde odaklanabilmelerini sağlar.
Diğer yandan, otobur hayvanların gözleri genellikle yan yana yerleştirilmiştir. Bu yapı, geniş bir alanı görmelerini ve avcıların yaklaştığını daha hızlı fark edebilmelerini sağlar. Ayrıca, bu göz yapısı avcıları daha iyi görebilmelerine yardımcı olur.
Sonuç olarak, hayvanların gözleri türlerine ve yaşam tarzlarına göre farklılık gösterir. Bu göz yapıları, hayvanların avlanma, korunma ve hayatta kalma becerilerine doğrudan etki eder.
Hayvanların gece görme yetenekleri nasıl işler?
Gece görme yetenekleri, hayvanların geceleri avlanma, yol bulma ve etkileşim kurma yetenekleri açısından son derece önemlidir.
Hayvanlar, az ışıkta görebilmek için çeşitli adaptasyonlar geliştirmişlerdir. Örneğin gece gören hayvanlar, retinada daha fazla çubuk hücresi bulundurur ve bu sayede daha az ışıkta da görüşlerini koruyabilirler. Aynı zamanda gece gören hayvanların gözlerinde bulunan reflektif tabakalar da ışığı yansıtarak görüş açılarını genişletir.
Bu özellikler sayesinde gece avcısı hayvanlar karanlıkta avlarını tespit edebilir ve avlanabilirler. Bunun yanı sıra, geceleri hareket halinde olan hayvanlar da düşmanlarından kaçmak için bu özel görme yeteneklerini kullanır.
Bu nedenle, hayvanların gece görme yetenekleri, doğadaki hayatta kalma mücadelesinde hayati bir rol oynamaktadır.
Hayvanların hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine çalışmalar
Hayvanların çevrelerindeki hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine yapılan çalışmalar, bilim insanlarının uzun süredir merak ettiği bir konudur. Bu araştırmalar, hayvanların gözleri, beyinleri ve algı sistemleri hakkında önemli ipuçları vermektedir.
Özellikle böceklerin, kuşların ve yırtıcı hayvanların hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine yapılan çalışmalar, büyük ilgi uyandırmaktadır. Örneğin, bir sineğin hızlı bir şekilde hareket eden bir nesneyi nasıl takip ettiği ve avlamak için nasıl reaksiyon gösterdiği konusundaki araştırmalar, bilim insanlarına değerli bilgiler sunmaktadır.
Hayvanların hareketli objeleri algılaması sadece avlanma ve avcılardan kaçma üzerine odaklı değildir. Aynı zamanda çiftleşme, yuva yapma ve beslenme gibi temel davranışlarını da etkilemektedir. Bu nedenle, bu konudaki araştırmalar hayvan davranışı üzerinde derinlemesine bir anlayış sunmaktadır.
Bilim insanlarının yürüttüğü çalışmalar, hayvanların çevrelerindeki hareketli objeleri algılama şekillerinin, insan algısından oldukça farklı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu farklılık, hayvanların yaşam alanlarında hayatta kalabilmeleri ve avlanabilmeleri için hayati önem taşımaktadır.
Hayvanların görsel iletişim şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Hayvanların görsel iletişim şekilleri, türlerine ve yaşadıkları çevreye bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bazı hayvanlar, beden dillerini kullanarak iletişim kurarken, diğerleri renkli desenler veya sesler kullanabilir. Bu iletişim şekilleri arasındaki farklılıklar, hayvanların avlanma, eş bulma ve tehlikelerden kaçma gibi birçok doğal davranışlarını etkilemektedir.
Bazı hayvanlar, görsel iletişim için beden dillerini kullanır. Örneğin, kuşlar kanat çırparak veya tüylerini kabartarak diğer kuşlarla iletişim kurarlar. Aynı şekilde, bazı balık türleri renkli desenler oluşturarak eş bulma amacıyla iletişim kurarlar. Bu şekilde, görsel iletişim türleri türler arasında ve yaşadıkları ortama göre farklılık gösterebilir.
Bununla birlikte, bazı hayvanlar seslerini veya titreşimleri kullanarak iletişim kurar. Örneğin, filler uzak mesafelerde birbirleriyle iletişim kurmak için alt frekansta sesler çıkarabilirler. Deniz memelileri ise su altında titreşimler yoluyla birbirleriyle iletişim kurabilirler. Bu iletişim şekilleri, hayvanların yaşadıkları ortama ve doğal davranışlarına göre değişiklik gösterir.
Sonuç olarak, hayvanların görsel iletişim şekilleri türlerine, yaşadıkları ortama ve doğal davranışlarına bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu görsel iletişim türleri, hayvanların avlanma, eş bulma, sürüdeki konumlarını belirleme ve tehlikelerden kaçma gibi doğal davranışlarını etkileyerek, türler arasındaki iletişimde büyük bir rol oynamaktadır.
Hayvanların görsel algısı insanlarla nasıl benzerlik gösterir?
Hayvanların görsel algısı, insanların algısı ile oldukça benzerlik göstermektedir. Hem insanlar hem de hayvanlar, çevrelerindeki nesneleri ve etrafındaki dünyayı gözlemlemek için görsel algılarını kullanırlar. İnsanların gözleri gibi, bazı hayvanların da gece görme yetenekleri bulunmaktadır. Örneğin, kedilerin gözlerinde bulunan yansıma tabakası onlara karanlık ortamlarda daha iyi görmelerini sağlar.
Bunun yanı sıra, insanlarla birçok hayvan türü arasında renk algısı konusunda da benzerlikler bulunmaktadır. Bazı araştırmalar, hayvanların da bazı renkleri algılamakta ve diğerlerini algılayamamakta olduğunu göstermektedir. Örneğin, ineklerin kırmızı rengi algılayamadığı bilinmektedir. Benzer şekilde, insanlar da bazı renklere karşı duyarsız olabilirler.
Ayrıca, görsel iletişim şekilleri de insanlarla hayvanlar arasında benzerlik gösterir. Örneğin, birçok memeli hayvan, vücut dillerini ve yüz ifadelerini kullanarak iletişim kurar. Bu durum, insanların duygularını ve düşüncelerini ifade etmekte kullandığı görsel iletişim şekillerine oldukça benzerlik gösterir.
Sonuç olarak, hayvanların görsel algısı insanların algısıyla birçok benzerlik taşımaktadır. Bu benzerlikler, hem görsel algıların evrimsel bir şekilde nasıl geliştiğini anlamamıza hem de hayvanlarla daha iyi iletişim kurmamıza yardımcı olabilir.
Sık Sorulan Sorular
Hayvanların görsel algısı nasıl çalışır?
Hayvanların görsel algısı, retinada bulunan fotoreseptör hücreleri sayesinde çalışır. Bazı hayvanlar renkleri algılayabilirken, bazıları sadece siyah beyaz görüntüleri algılayabilir.
Hayvanların renkleri nasıl algıladığı araştırıldı
Bazı hayvanların gözlerinde bulunan koni hücreleri, renkleri algılamalarını sağlar. Örneğin, arılar mavi ve mor tonları algılayabilirken, kırmızıyı algılayamaz.
Hayvan gözleri ve şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Farklı hayvan türlerinin göz yapıları farklılık gösterir. Bazı hayvanlar geniş görüş açısına sahipken, bazıları daha odaklanmış bir görüşe sahiptir.
Hayvanların gece görme yetenekleri nasıl işler?
Gece avcısı olan hayvanların gözlerinde bulunan fotoreseptör hücreleri, düşük ışık seviyelerinde bile çevreyi algılamalarını sağlar.
Hayvanların hareketli objeleri nasıl algıladığı üzerine çalışmalar
Yapılan çalışmalar, bazı hayvanların hareketli objeleri daha hızlı algıladığını ve bu yeteneklerini avlanma veya kaçma durumlarında kullandıklarını göstermektedir.
Hayvanların görsel iletişim şekilleri nasıl farklılık gösterir?
Bazı hayvanlar, renkli tüyleri veya danslarıyla görsel iletişim kurarken, bazıları vücutlarındaki desenleri kullanarak iletişim kurar.
Hayvanların görsel algısı insanlarla nasıl benzerlik gösterir?
İnsanların görsel algısı, hayvanlarınkine benzer şekilde retina üzerindeki fotoreseptör hücreleri aracılığıyla çalışır. Ancak renk algısı ve görüş açısı farkları bulunmaktadır.