Yorgun ve isteksiz misiniz? Kendinizi halsiz ve güçsüz mü hissediyorsunuz?
Nedenlerini bilirseniz daha mı güzel hissedeceksiniz bilemeyiz lakin en azından kendinize biraz daha düzgün bakıp korunmanıza yardımcı olabilir tahminen aşağıdaki haberler...
Olağanda metabolizmamız ter, idrar, dışkı, teneffüs ve safra aracılığı ile vücudu toksinlerden arındırır. Ama vücudumuzda ve muhitimizdeki olumsuz faktörlerin giderek artması bu vazifesini alanına getirmesine köstek olur ve hormonsal ve fizyolojik dengesizliklere, hudut sistemi bozukluklarına, direnç kaybına, geçmişe dönüşü olmayan illetlere (kanser) neden olabilirler..
Topraktan, sudan, soluduğumuz havadan, aldığımız besinlerden bize geçen kimyasal toksik ve zehirleyici hususlar, vücudumuzdaki enfeksiyonlarla uğraş sonrası oluşan ve dışarı atılamayan zararlı atıklar, çevresel kirlilik ile bize ulaşan tarım ilaçları, böcek öldürücüleri, hormonlar, petrol eseri yakıtların atıkları, hanelerde kullanılan temizleyiciler, kuru temizleme hususları ve benzerleri... vücut direncimizin azalmasına, yok olmasına neden olurlar. Öte yandan besin yoluyla geçen zararlı unsurlar bağırsak floramızı bozarak bağırsaklarımızın olağan hizmetini yapamaz hale gelmesine neden olurlar. Ruhsal ve fizikî gerilimler de toksin tesiri yapmaktadır.
Biorezonans terapileri ile detoks:
Bünyemizde biriken ve kronik illetlere neden olan bütün bu zararlı unsurlardan, ağır metal ve toksin birikimlerinden Biorezonans terapileriyle arınmak mümkündür.
Öncelikle hücre sıhhatini kazanmayı amaçlayan Biorezonans terapileri sağlıklı ve dinç bir ömür için vücuda dışarıdan bilinçli bir biçimde yardım edebilmemizi ve organizmadan toksinlerin atılmasını sağlar.
Tedavi detaylı anemnez ve kinezyolojik muayeneden sonra başlar. Ortalama 4-6 seanslık Biorezonans terapi programı ile vücuttan temizlenebilen toksik unsurlar şunlardır:
Civa / Amalgam (Siyah) Dolgular: Vücuttaki civa birikimi birbirinden bağımsızmış üzere duran birçok kronik illetin asıl sebebi olduğu artık anlaşılmıştır. Civa vücudumuzda yağ dokusunda birikir. Yağ dokumuz ise hudut sistemimizin, dimağımızın, böbreklerimizin, akciğerlerimizin, salgı bezlerinin ve gayrı birçok değerli organımızın yapıtaşıdır.
Birçok şahısta civa birikimini tetikleyen faktör dişlerdeki amalgam dolgulardır. Diş dolgusu olarak kullanılan amalgam civalı bir bileşiktir. İçeriğinde civa, gümüş ve gayrı birtakım metaller bulunur. Ağız içindeki amalgam dolgular (bazen tek bir amalgam dolgu bile) “ağız içi pil” denilen elektriksel aktiviteyi oluşturur. Milivolt ve mikroamper cinsinden ölçülen bu aktivite amalgamdan iyonlaşmanın (yani civa salınımının) göstergesidir. Bu ölçüm biorezonans cihazıyla kolaylıkla yapılabilmektedir.
Kurşun: Vücutta yerleşen bir başka değerli ağır metal de kurşundur. Yağ dokusunda birikir. Birçok farklı organ sistemi üzerinde meseleler yaratır. His durumda bozulmalar, hatırlama güçlükleri, depresyon eğilimi ve psikiyatrik meseleler ve kronik yorgunluk hali, umum halsizlikler az ya da çok kurşun birikimiyle bağlantılıdır. Kurşunun vücudumuza girişi soluduğumuz havadan, içtiğimiz sudan, yediğimiz sebzelerden ve gayri besinlerden oluşmaktadır.
Cadmiyum: Pillerin içerisinde, otomotiv ve öteki endüstride kullanılan ve çevresel kirlilik sonucu vücudumuzda biriken bir ağır metaldir. Sigaranın içinde de bulunur. Çinko ve selenyum üzere bizi istenilmeyen illetlerden koruyan ve bağışıklık sistemimizi güçlendiren yeterli metallerin emilimini azaltır.
Nedenlerini bilirseniz daha mı güzel hissedeceksiniz bilemeyiz lakin en azından kendinize biraz daha düzgün bakıp korunmanıza yardımcı olabilir tahminen aşağıdaki haberler...
Olağanda metabolizmamız ter, idrar, dışkı, teneffüs ve safra aracılığı ile vücudu toksinlerden arındırır. Ama vücudumuzda ve muhitimizdeki olumsuz faktörlerin giderek artması bu vazifesini alanına getirmesine köstek olur ve hormonsal ve fizyolojik dengesizliklere, hudut sistemi bozukluklarına, direnç kaybına, geçmişe dönüşü olmayan illetlere (kanser) neden olabilirler..
Topraktan, sudan, soluduğumuz havadan, aldığımız besinlerden bize geçen kimyasal toksik ve zehirleyici hususlar, vücudumuzdaki enfeksiyonlarla uğraş sonrası oluşan ve dışarı atılamayan zararlı atıklar, çevresel kirlilik ile bize ulaşan tarım ilaçları, böcek öldürücüleri, hormonlar, petrol eseri yakıtların atıkları, hanelerde kullanılan temizleyiciler, kuru temizleme hususları ve benzerleri... vücut direncimizin azalmasına, yok olmasına neden olurlar. Öte yandan besin yoluyla geçen zararlı unsurlar bağırsak floramızı bozarak bağırsaklarımızın olağan hizmetini yapamaz hale gelmesine neden olurlar. Ruhsal ve fizikî gerilimler de toksin tesiri yapmaktadır.
Biorezonans terapileri ile detoks:
Bünyemizde biriken ve kronik illetlere neden olan bütün bu zararlı unsurlardan, ağır metal ve toksin birikimlerinden Biorezonans terapileriyle arınmak mümkündür.
Öncelikle hücre sıhhatini kazanmayı amaçlayan Biorezonans terapileri sağlıklı ve dinç bir ömür için vücuda dışarıdan bilinçli bir biçimde yardım edebilmemizi ve organizmadan toksinlerin atılmasını sağlar.
Tedavi detaylı anemnez ve kinezyolojik muayeneden sonra başlar. Ortalama 4-6 seanslık Biorezonans terapi programı ile vücuttan temizlenebilen toksik unsurlar şunlardır:
Civa / Amalgam (Siyah) Dolgular: Vücuttaki civa birikimi birbirinden bağımsızmış üzere duran birçok kronik illetin asıl sebebi olduğu artık anlaşılmıştır. Civa vücudumuzda yağ dokusunda birikir. Yağ dokumuz ise hudut sistemimizin, dimağımızın, böbreklerimizin, akciğerlerimizin, salgı bezlerinin ve gayrı birçok değerli organımızın yapıtaşıdır.
Birçok şahısta civa birikimini tetikleyen faktör dişlerdeki amalgam dolgulardır. Diş dolgusu olarak kullanılan amalgam civalı bir bileşiktir. İçeriğinde civa, gümüş ve gayrı birtakım metaller bulunur. Ağız içindeki amalgam dolgular (bazen tek bir amalgam dolgu bile) “ağız içi pil” denilen elektriksel aktiviteyi oluşturur. Milivolt ve mikroamper cinsinden ölçülen bu aktivite amalgamdan iyonlaşmanın (yani civa salınımının) göstergesidir. Bu ölçüm biorezonans cihazıyla kolaylıkla yapılabilmektedir.
Kurşun: Vücutta yerleşen bir başka değerli ağır metal de kurşundur. Yağ dokusunda birikir. Birçok farklı organ sistemi üzerinde meseleler yaratır. His durumda bozulmalar, hatırlama güçlükleri, depresyon eğilimi ve psikiyatrik meseleler ve kronik yorgunluk hali, umum halsizlikler az ya da çok kurşun birikimiyle bağlantılıdır. Kurşunun vücudumuza girişi soluduğumuz havadan, içtiğimiz sudan, yediğimiz sebzelerden ve gayri besinlerden oluşmaktadır.
Cadmiyum: Pillerin içerisinde, otomotiv ve öteki endüstride kullanılan ve çevresel kirlilik sonucu vücudumuzda biriken bir ağır metaldir. Sigaranın içinde de bulunur. Çinko ve selenyum üzere bizi istenilmeyen illetlerden koruyan ve bağışıklık sistemimizi güçlendiren yeterli metallerin emilimini azaltır.
