Hilal-i Ahmer Cemiyeti-(Kızılay)

SoruCevap

Üye
Çözümler
1
Tepkime
62
Yaş
36
Coin
256,936
Hilali Ahmer Cemiyeti nedir
Osmanlıda Hilali Ahmer Cemiyeti
Osmanlıda kızılay

Hilali Ahmer (Kızılay) Cemiyeti
Cemiyet halinde yaşayan insanlar arasında fakir, zengin, muhtac ve sakatların bulunması gayet normaldir İlahi dinler, insanlar arasında yardımlaşmayı, muhtacların elinden tutulmasını emrettiğinden, inananlar arasında bu hususlar tam yerine getirilmiştir İnsanlar bunlara uymakta gucluk cıkarınca, idareciler kanUni mueyyideler ile bazı hususlarda mecbUriyetler getirmişlerdir Avrupalılar, insanlar arasındaki manevi bağların azaldığı 19 asırda yardımlaşmayı sağlamak, harp zamanındaki yaralılara bakmak icin cemiyetler kurdular Kurdukları bu cemiyete Salibi Ahmer adını verdiler Daha sonra bu cemiyet Kızılhac adını aldı

İslamiyetin ilk yıllarında ve daha sonraki harplerde ihtiyac duyulduğu zaman kadınlar savaşa katılır, yaralıları tedavi ederlerdi Nitekim Uhud savaşında hazreti Fatıma savaşta yaralanan Peygamber efendimizin yaralarını bizzat sarıp tedavi etmişti Sonraları kurulan İslam devletlerinde yardımlaşma ve harp yaralılarını tedavi, ceşitli şekillerde yapıldı

Selahaddini EyyUbi 1192 yıllarında Ucuncu Haclı Seferinde, Saint Jean Şovalyelerinin Musluman Turk karargahına gelerek Hıristiyan yaralıları ile meşgul olmalarına, tedavi etmelerine izin vermişdi

Birinci Napolyon, 1798 tarihinde Akka Kalesini muhasara ettiği zaman, ordusunda veba cıkıp yayılmış ve hastalığa karşı caresiz kalınca, duşmanı olan Musluman Turklerden yardım istemek zorunda kalmıştı O zamanki bir Fransız eserinde şoyle yazılmaktadır: “Turkler ricamızı kabul ederek hekimlerini yolladılar Bunlar tertemiz giyinmiş, ak yuzlu kimselerdi Evvela dua etdiler ve sonra ellerini bol su ve sabun ile uzun uzadıya yıkadılar Hastalarda zuhUr eden hıyarcıkları neşterle yardılar İcindeki sıvıyı akıtarak yaraları tertemiz yıkadılar Sonra hastaları ayrı ayrı yerlere koydular ve sağlamların mumkun olduğu kadar onlara yanaşmamasını tenbih ettiler Hastaların elbiselerini yakıp yeni elbiseler giydirdiler En nihayet ellerini yıkadılar ve hastaların bulunduğu yerlerde od ağacı yakarak tekrar dua ettiler Bizden hicbir ucret veya hediye kabul etmeden yanımızdan ayrıldılar

Osmanlı ordusunun ozel hekimbaşısı vardı Harpte hekimbaşı maiyeti ile beraber ordunun gittiği yere gitmek mecbUriyetindeydi

İnsanlara merhamet etmeyene, Allahu teala yardım, merhamet etmez

Allah'ın sevdiği ev, yetim bulundurulan ve ona iyilik yapılan evdir

İnsanların en iyisi insanlara hizmet edendir

Kalbinde merhameti olmayanın imanı yoktur

Hadisi şerifleri Muslumanların merhametli, hayırsever olmalarını emretmektedir Dinimizde zekat vermek farzdır Sadaka ise durumu musaid olanların ihtiyac sahiplerine yaptıkları yardımlardır Osmanlı Devletinde vakıflar, aşhaneler insanlara hizmetin en guzel misalleridir

Muslumanlar arasında İslamiyetle başlayan, felaketzedelere, muhtaclara ve yaralılara yardım, Avrupa'da 19 yuzyılda ve kısmen ortaya cıkmıştır İnsanların isteyerek bu işe koşmamaları Avrupa'da yardım yapılabilecek idari teşkilatlar kurmayı mecbur etmiştir Zira muhtaclara, kazazedelere yardım elini uzatmak, bir inanc gereğidir İnanclar zayıflayıp bu iş yapılmadığı zaman bir kuruluşa ihtiyac duyulur

Osmanlılarda, kurulduğu yıllardan beri belli bir sistem ve kural icinde muhtaclara, kazazedelere, yaralılara yapılan yardım, 1877 yılında teşkilatlandırılıp bir cemiyet şekline geldi

1877'de beyaz uzerine kırmızı hilal bayrak sembol kabUl edilerek Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti kuruldu 1923'te Turkiye Hilali Ahmer Cemiyeti, 1935'te Turkiye Kızılay Derneği adlarını aldı

Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti, 1877'deki OsmanlıRus Savaşında, cephe gerisinde 9 seyyar hastahane, İstanbul'da 4 hastahane acarak buralarda 25 bin yaralı ve hasta askere baktı 1897'deki TurkYunan Harbinde cemiyet 2 hastahane vapuru kiralayarak yaralı ve hasta askerleri İstanbul'a taşıyıp tedavi etti

İstanbul'da baş gosteren kolera salgını ve 1911'deki buyuk Aksaray yangını Hilali Ahmer'in barış yıllarında kayda değer ilk ve geniş faaliyetleri oldu Bundan sonra arka arkaya gelen Trablusgarb, Birinci ve İkinci Balkan harpleriyle, Birinci Dunya Harbi, Hilali Ahmerin uc kıta uzerindeki aralıksız, cok geniş ve sıkışık, fedakarlıklarla dolu uzun bir devresini teşkil eder
 

Create an account or login to comment

You must be a member in order to leave a comment

Create account

Create an account on our community. It's easy!

Log in

Already have an account? Log in here.

Üst Alt