Hüsâmeddîn Pârisâ Belhî

zeberus1234

Yeni Üye
Tepkime
10
Yaş
36
Coin
2
Hüsâmeddîn Pârisâ Belhî

HÜSÂMEDDÎN PÂRİSÂ BELHÎ

Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin yüksek talebelerinden ve halîfelerinden. Mevlânâ Hüsâmeddîn de denilmektedir. Hal tercümesi hakkında fazla bilgi bulunmayan Hüsâmeddîn Pârisâ, dokuzuncu asrın ikinci yarısında vefât etti. Kabri Belh şehrindedir.

Hâce Hüsâmeddîn, önceleri Şâh-ıNakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin talebelerindendi. Şâh-ı Nakşibend, bunun mânevî terbiye ve yetişmesini Hâce Alâeddîn-i Attâr'a bırakınca, artık Alâeddîn-i Attâr'ın derslerine devâm etti. O büyük zâtın huzur ve sohbetinde bulunmakla kemâle gelip, zamânının velîlerinden oldu.

Dînimizin emir ve yasaklarına riâyet etmekte son derece gayretli ve titizdi. Haramlardan çok sakınmakla birlikte, şüphelileri de terkederdi. Teheccüd, işrak ve duhâ namazlarını hiç terketmezdi. Çok kerâmetleri görülmüştür.

Hâce Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri şöyle anlatır: "Bir zaman hocam Yâkûb-i Çerhî'nin sohbetinde bulunmak üzere yanına gidiyordum. Belh'te Hüsâmeddîn Pârisâ'ya rastladım. BanaNakşibendiyye yolunu kendilerinden öğrenmem ve benimsemem için telkinde bulundular. Mevlânâ Yâkub'un hizmetine erişmek niyetinde olduğum için kabul etmedim. Israrda devâm ettiler. İçim çekmedi. Nihâyet; "Öyleyse râzı olun da size bu tarîkatın husûsî yolunu göstereyim. Şâyet bâzı tâlipler bu yolda terbiye edilmek için size başvuracak olursa, her şey malûmunuz olsun..." dediler.

Oradan ayrılıp Taşkend'e geldiğimde, bu yolda bulunmak arzusunda olan bâzı kimseler yanıma gelerek, bu yolun husûsiyetlerini anlatmamı istediler. Ben de, HâceHüsâmeddîn'in bana anlattıklarını onlara anlattım. Böylece Belh şehrinde HâceHüsâmeddîn'in bana bu yolun husûsiyetlerini ısrarla anlatmasındaki hikmet meydana çıkmış oldu. Bu hâlin, onun bir kerâmeti olduğunu anladım."

Yine Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri anlatır: "Hüsâmeddîn Pârisâ zamânını iyi değerlendirir ve hiç bir ânını boşa geçirmezdi.Sabah namazından ikindiye kadar insanlara nasîhat eder, onların suâllerine cevap verirdi. İkindi namazından sonra husûsî odasına çekilir, sabaha kadar ibâdet ve tâatla meşgûl olurdu."

Mevlânâ Hüsâmeddîn Pârisâ Belhî buyurdu ki: "Yemeğe ve her hayırlı işe başlarken Besmele okumak lâzımdır. Terk olunmamalıdır. Her hayırlı işe Besmele ile başlamak, gafleti giderip, Allahü teâlâyı hatırlamaya vesîledir."

1) Reşehât Ayn-ül-Hayât (Arabî); s.78
2) Reşehât Ayn-ül-Hayât (Osmanlıca); s.143
3) El-Hadâikü'l-Verdiyye; s.614
4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.12, s.98
 

Similar threads

  • Soru
Şâh-ı Nakşibend Muhammed Behâeddîn-i Buhârî'nin yetiştirdiği büyük velîlerden. Taşkend ile Semerkand arasında bulunan Ferket kasabasına bağlı Menâr köyünde doğdu. Orada yetişti. Oraya nisbetle Menârî denilmiştir. Kaynak eserlerde doğum ve vefât târihleri tesbit edilememiş ise de, on beşinci...
Cevaplar
0
Görüntüleme
25
  • Soru
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Muhammed, lakabı Hâfız-ı Buhârî ve Pârisâ'dır. 1355 (H.756) senesindeBuhârâ'da doğdu. 1419 (H.822) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti. İlim öğrenmek için medrese tahsîline başlayıp, zamânının âlimlerinden ders alarak, hadîs ve fıkıh ilmini öğrendi. Bu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
36
  • Soru
Buhârâ'da yetişen büyük velîlerden. Hâce Alâüddîn-i Attâr hazretlerinin talebesi veSa'düddîn Kaşgârî'nin hocasıdır. İsmi, Mevlânâ Nizâmeddîn Hâmûş'tur. Doğum ve vefât târihleri bulunamamıştır. Sekizinci asrın ortalarında doğup, dokuzuncu asrın ortalarında, doksan yaşlarında vefât ettiği...
Cevaplar
0
Görüntüleme
37
  • Soru
Hindistan'da yetişen büyük velîlerden. İsmi, Hüsâmeddîn Ahmed'dir. Babası ilimler hazînesi meşhûr Kâdı Nizâmüddîn Bedahşî'dir. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 1634 (H.1043) senesinde vefât etti. Kabri, Delhi'de HâceBâkî-billah hazretlerinin türbesinin yanındadır. Hazret-i Hâce Muhammed...
Cevaplar
0
Görüntüleme
40
  • Soru
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Nûr Muhammed Pütnî olup, doğum ve vefât târihleri kat’î olarak bilinmemektedir. On yedinci asrın ortalarında vefât etti. Rivâyet edilir ki: Nûr Muhammed, önceleri zâhirî ilimleri tahsîl etmekle meşgûl idi. Zâhirî ilimlerdeki tahsîlini tamamladıktan sonra, tasavvuf...
Cevaplar
0
Görüntüleme
23
Üst Alt