hz muhammedin çalışmaya verdigi önem,
peygamberimizin çalışmaya verdiği önem,
hz muhammedin çalışmakla ilgili hadisleri
Hz. Peygamber (s.a.v.)in İş Hayatı Ve Çalışmaya Verdiği Önem
Nimetlerini insanın hizmetine sunan Yüce Allah, insana rızkını temin etmesi için çalışmayı tavsiye etmiştir. Çalışmasının karşılığı olarak da bir çok nimet bahşedeceğini vaad etmiştir. Kur’an’ı Kerim’de “Muhakkak ki insan için ancak çalışmasının karşılığı vardır” buyuran Cenab-ı Rabbül Alemin çalışmadan bir netice elde edilemeyeceğini belirtmiştir. Buna en güzel misali iki cihan serveri Hz. Peygamber’i gösterebiliriz. Daha gençlik yıllarında ticarete atılan, halkın arasında güven ve dürüstlük örneği olan, emin sıfatına mazhar olan Hz. Peygamber (s.a.v.) çalışmasının karşılığında, aklını en iyi kullanması sayesinde insanların medarı iftiharı olmuştur. Ticaret kervanlarından yüksek kazançlar elde etmiş, hak sahiplerine haklarını vererek doğruluğun örneğini bizzat göstermiştir.
Eğer insan çalışmasında hile yapar, kazancına haram karıştırırsa o zaman Peygamber Efendimizin ikazıyla karşılaşacaktır. “Bir Müslüman’ı aldatan yahut zarar veren veya hile yapan bizden değildir” buyurarak “İnsanın malını nereden kazanıp, nereye harcadığından, kıyamet günü sorguya çekileceğini” bildiren Hz. Peygamber, buna mukabil doğru olanlar için de “Ticarette doğruluktan ayrılmayan kıyamet gününde peygamberlerle beraber olacaktır” müjdesini vermiştir.
Çalışmanın en güzeli ve en faziletlisi helalinden kazanıp helal yemektir. Başkalarına muhtaç olmadan, kendi el emeği ile kazanmak en iyi çalışma şeklidir. Peygamberimiz “Kişinin yediği en hayırlı yemek, elinin emeği ile kazandığı yemektir. Allah’ın peygamberi Davut (A.S.) da elinin emeği ile geçinirdi” buyurmuşlardır.
Çalışırken gaflete düşmeden, başlanılan işi yarım bırakmadan yapmak gerekir. Çalışanın hakkını hemen vermek yüce dinimizin emrettiği bir prensiptir. Nitekim Peygamber Efendimiz bu hususla ilgili olarak “Çalışanın emeğinin karşılığını alnının teri kurumadan veriniz” buyurmuşlardır. Ayrıca çalışırken gösterişe kaçmadan, Allah’ın rızasını gözeterek yapılan iş hem bereketli olur, hem de Allah’ın sevgisinin kazanılmasına vesile olur. Bu konuda Nebi (s.a.v.) den şu hadisleri nakletmek istiyorum. “Evinden çocuklarının rızkını kazanmak için çıkan Allah yolundadır. İhtiyar anne ve babasının ihtiyaçlarının karşılamak için çıkan Allah yolundadır, kendi ekmeğini kazanmak için çıkan da Allah yolundadır. Eğer gösteriş için çıkmış ise o zaman şeytanın yolundadır.”
Sadece dünyada bir çıkar gözeterek çalışmak doğru değildir. Ahiret için de çalışmak Müslüman’ın şiarı olmalıdır. Onun ücreti ise ahirette kat kat fazlasıyla verilecektir. Hz. Muhammed (s.a.v.)e peygamberlik verildikten sonra görevinin icabı olarak insanları hak dine çağırmış, bütün zorluklara rağmen hakkı bildirmiş, eziyet ve işkencelere aldırmadan vazifesinden taviz vermemiştir. Mescıd-i Nebevi’nin yapılmasında bizzat bir işçi gibi çalışarak taş taşımış Müslümanlara örnek olmuştur. “Çalışmak ibadettir” buyurarak çalışmaya teşvik etmişlerdir.
İnsan için çalışmak hem dünya hem de ahiret için olmalıdır. Çünkü iki taraf için de çalışan huzur ve mutluluğa kavuşur. Aile ve çocuklarının rızkını temin etmek nasıl bir zorunluluk ise ahiret için çalışmak da öyledir. Kur’an’ı Kerim’de “Allah’ın sana verdiğinden ahiret yurdunu iste, ama dünyadan da nasibini unutma” buyuran Cenab-ı Allah böyle yapanların mükafatlandırılacağını bildiriyor. Rasul-ü Ekrem (A.S.) da “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışın” buyuruyor.
KAYNAKLAR
1. Necm s. Ayet 39
2. 250 Hadis sy. 159
3. Et. Tergib vert Terhib c.1 sy. 125
4. 250 Hadis sy. 62
5. Riyazüs Salihin c.1 sy.569
6. Et Tergib vert Terhib c.2 sy. 524
7. Kasas s. Ayet 77
peygamberimizin çalışmaya verdiği önem,
hz muhammedin çalışmakla ilgili hadisleri
Hz. Peygamber (s.a.v.)in İş Hayatı Ve Çalışmaya Verdiği Önem
Nimetlerini insanın hizmetine sunan Yüce Allah, insana rızkını temin etmesi için çalışmayı tavsiye etmiştir. Çalışmasının karşılığı olarak da bir çok nimet bahşedeceğini vaad etmiştir. Kur’an’ı Kerim’de “Muhakkak ki insan için ancak çalışmasının karşılığı vardır” buyuran Cenab-ı Rabbül Alemin çalışmadan bir netice elde edilemeyeceğini belirtmiştir. Buna en güzel misali iki cihan serveri Hz. Peygamber’i gösterebiliriz. Daha gençlik yıllarında ticarete atılan, halkın arasında güven ve dürüstlük örneği olan, emin sıfatına mazhar olan Hz. Peygamber (s.a.v.) çalışmasının karşılığında, aklını en iyi kullanması sayesinde insanların medarı iftiharı olmuştur. Ticaret kervanlarından yüksek kazançlar elde etmiş, hak sahiplerine haklarını vererek doğruluğun örneğini bizzat göstermiştir.
Eğer insan çalışmasında hile yapar, kazancına haram karıştırırsa o zaman Peygamber Efendimizin ikazıyla karşılaşacaktır. “Bir Müslüman’ı aldatan yahut zarar veren veya hile yapan bizden değildir” buyurarak “İnsanın malını nereden kazanıp, nereye harcadığından, kıyamet günü sorguya çekileceğini” bildiren Hz. Peygamber, buna mukabil doğru olanlar için de “Ticarette doğruluktan ayrılmayan kıyamet gününde peygamberlerle beraber olacaktır” müjdesini vermiştir.
Çalışmanın en güzeli ve en faziletlisi helalinden kazanıp helal yemektir. Başkalarına muhtaç olmadan, kendi el emeği ile kazanmak en iyi çalışma şeklidir. Peygamberimiz “Kişinin yediği en hayırlı yemek, elinin emeği ile kazandığı yemektir. Allah’ın peygamberi Davut (A.S.) da elinin emeği ile geçinirdi” buyurmuşlardır.
Çalışırken gaflete düşmeden, başlanılan işi yarım bırakmadan yapmak gerekir. Çalışanın hakkını hemen vermek yüce dinimizin emrettiği bir prensiptir. Nitekim Peygamber Efendimiz bu hususla ilgili olarak “Çalışanın emeğinin karşılığını alnının teri kurumadan veriniz” buyurmuşlardır. Ayrıca çalışırken gösterişe kaçmadan, Allah’ın rızasını gözeterek yapılan iş hem bereketli olur, hem de Allah’ın sevgisinin kazanılmasına vesile olur. Bu konuda Nebi (s.a.v.) den şu hadisleri nakletmek istiyorum. “Evinden çocuklarının rızkını kazanmak için çıkan Allah yolundadır. İhtiyar anne ve babasının ihtiyaçlarının karşılamak için çıkan Allah yolundadır, kendi ekmeğini kazanmak için çıkan da Allah yolundadır. Eğer gösteriş için çıkmış ise o zaman şeytanın yolundadır.”
Sadece dünyada bir çıkar gözeterek çalışmak doğru değildir. Ahiret için de çalışmak Müslüman’ın şiarı olmalıdır. Onun ücreti ise ahirette kat kat fazlasıyla verilecektir. Hz. Muhammed (s.a.v.)e peygamberlik verildikten sonra görevinin icabı olarak insanları hak dine çağırmış, bütün zorluklara rağmen hakkı bildirmiş, eziyet ve işkencelere aldırmadan vazifesinden taviz vermemiştir. Mescıd-i Nebevi’nin yapılmasında bizzat bir işçi gibi çalışarak taş taşımış Müslümanlara örnek olmuştur. “Çalışmak ibadettir” buyurarak çalışmaya teşvik etmişlerdir.
İnsan için çalışmak hem dünya hem de ahiret için olmalıdır. Çünkü iki taraf için de çalışan huzur ve mutluluğa kavuşur. Aile ve çocuklarının rızkını temin etmek nasıl bir zorunluluk ise ahiret için çalışmak da öyledir. Kur’an’ı Kerim’de “Allah’ın sana verdiğinden ahiret yurdunu iste, ama dünyadan da nasibini unutma” buyuran Cenab-ı Allah böyle yapanların mükafatlandırılacağını bildiriyor. Rasul-ü Ekrem (A.S.) da “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışın” buyuruyor.
KAYNAKLAR
1. Necm s. Ayet 39
2. 250 Hadis sy. 159
3. Et. Tergib vert Terhib c.1 sy. 125
4. 250 Hadis sy. 62
5. Riyazüs Salihin c.1 sy.569
6. Et Tergib vert Terhib c.2 sy. 524
7. Kasas s. Ayet 77