Hz Muhammedin Gençliği,
Peygamberimizin Çocukluğu Ve Gençliği,
Hz Muhammed'in Çocukluğu
Hz Muhammed'in Çocukluğu Ve Gençliği
Peygamberimiz 20 Nisan 571 yılında Mekke'de doğdu. Doğduğu gece cihan nur ile doldu. Kisra'nın sarayının direkleri sarsıldı, ateşe tapanların tapındıkları ateş söndü. Bunlar battim yıkılacağına, dalalet bulutlarının paramparça olacağına işaretti. Peygamberimiz hem baba hem de anne tarafından faziletçe üstün bir sülaleden geliyordu. Soyu Hz. İbrahim'e dayanıyordu. Kendi ifadesine göre sevgili Peygamberimiz Ademoğulları soylarının en temizinden yaratılmıştı. Dört yıl kadar Sa'd kabilesinden Halime'nin yanında kalan Peygamberimiz oraya bereketin girmesine sebep olmuştu. Altı yaşında iken annesi Amine ile Medine'ye gitti, akrabaları ve babasının kabrini ziyaret etti. Dönüşte annesi de ölmüştü ve altı yaşında bulunan sevgili Peygamberimiz hem babadan hem de anadan yetim kalmıştı.
Peygamberimiz (s.a.v.) annesi ve dedesinin ölümünden sonra 8 yaşından itibaren amcası Ebu Talib'in yanında kaldı ve çocukluk yıllarını Ebu Talib'in yanında geçirdi. Ev işlerinde ona yardım etti, amcasının keçilerini güttü. Ebu Talip ailesi, Peygamberimizi çok sevmişlerdi. 12-13 yaşmda iken Ebu Talip yeğenini de bir ticaret kervaniyle Suriye'ye doğru götürdü. Busra yakınlarında Rahip Bahira onlarla görüştü ve Hz. Muhammed'in heklenen Peygamber olduğunu anladı. Ebu Talib'e Efendimizi korumakta dikkatlı olmasını hatırlattı. Reygamberimiz 14 yaşmda iken Kureyş ile Hevazin kabileleri arasında cereyan eden Ficar savaşına Abdülmuttalip oğullarını temsilen katıldı. Ancak kendisi ok atmadı. Atılan okları toplayıp amcalarına verdi.
Peygamberimiz ticaretle uğraşan bir ortamda ve bu işle meşgul olan bir aile çevresinde yetişmişti. Gençlik çağına geldiğinde akranları arasında dürüstlüğü ile temayüz etmiş ve dikkatleri üzerine çekmişti. Böylece ticaret alanında kolaylıkla iş bulabilmişti. Nitekim Hz. Hatice'nin büyükçe bir kervanında Suriye'ye alıp götürdü. Üç ay sonra iyi bir kazançla dönüyor ve Hz. Hatice'nin dikkatini de çekiyordu. Nihayet iki taraf yakınlarl ile aile yuvası kurulmuş oldu. Hz. Hatice kendisini isteyen pek çok zengini reddetmiş, buna karşılık yoksul fakat azimli, çalışkan ve dürüst olan Peygamberimizi seçmişti. Bu sırada Hz. Hatice 40, Hz. Muhammed ise 25 yaşındaydı. Peygamberimizin Hz. Hatice'den "Kasım ve Abdullah adlı oğullarıyle; Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma adlı kızlan" dünyaya geldi. ibrahim ise Mısırlı Mariye'den doğdu. Oğulları küçükken öldüler, Fatıma dışında öteki kızları da Peygamberimizden önce öldüler.
Yıkılan Ka'be tamir edilirken sıra karataşı (Haceru'l-Esved'i) köşesine koymaya gelince kabile reisleri işi kavgaya dökmüşlerdi. Ancak bu konuda hakem olan sevgili Peygambeimiz taşı yaygının ortasına koyup kabile başkanlarına taşıttı ve köşeye gelince kendi eliyle yerleştirdi. Böylece herkes taşımış oluyordu ve hiç bir kabile başkanı tek başına "Bu işi ben yaptım" diye övünemiyecekti. Kavga nihayete ermişti.
Alıntı
Peygamberimizin Çocukluğu Ve Gençliği,
Hz Muhammed'in Çocukluğu
Hz Muhammed'in Çocukluğu Ve Gençliği
Peygamberimiz 20 Nisan 571 yılında Mekke'de doğdu. Doğduğu gece cihan nur ile doldu. Kisra'nın sarayının direkleri sarsıldı, ateşe tapanların tapındıkları ateş söndü. Bunlar battim yıkılacağına, dalalet bulutlarının paramparça olacağına işaretti. Peygamberimiz hem baba hem de anne tarafından faziletçe üstün bir sülaleden geliyordu. Soyu Hz. İbrahim'e dayanıyordu. Kendi ifadesine göre sevgili Peygamberimiz Ademoğulları soylarının en temizinden yaratılmıştı. Dört yıl kadar Sa'd kabilesinden Halime'nin yanında kalan Peygamberimiz oraya bereketin girmesine sebep olmuştu. Altı yaşında iken annesi Amine ile Medine'ye gitti, akrabaları ve babasının kabrini ziyaret etti. Dönüşte annesi de ölmüştü ve altı yaşında bulunan sevgili Peygamberimiz hem babadan hem de anadan yetim kalmıştı.
Peygamberimiz (s.a.v.) annesi ve dedesinin ölümünden sonra 8 yaşından itibaren amcası Ebu Talib'in yanında kaldı ve çocukluk yıllarını Ebu Talib'in yanında geçirdi. Ev işlerinde ona yardım etti, amcasının keçilerini güttü. Ebu Talip ailesi, Peygamberimizi çok sevmişlerdi. 12-13 yaşmda iken Ebu Talip yeğenini de bir ticaret kervaniyle Suriye'ye doğru götürdü. Busra yakınlarında Rahip Bahira onlarla görüştü ve Hz. Muhammed'in heklenen Peygamber olduğunu anladı. Ebu Talib'e Efendimizi korumakta dikkatlı olmasını hatırlattı. Reygamberimiz 14 yaşmda iken Kureyş ile Hevazin kabileleri arasında cereyan eden Ficar savaşına Abdülmuttalip oğullarını temsilen katıldı. Ancak kendisi ok atmadı. Atılan okları toplayıp amcalarına verdi.
Peygamberimiz ticaretle uğraşan bir ortamda ve bu işle meşgul olan bir aile çevresinde yetişmişti. Gençlik çağına geldiğinde akranları arasında dürüstlüğü ile temayüz etmiş ve dikkatleri üzerine çekmişti. Böylece ticaret alanında kolaylıkla iş bulabilmişti. Nitekim Hz. Hatice'nin büyükçe bir kervanında Suriye'ye alıp götürdü. Üç ay sonra iyi bir kazançla dönüyor ve Hz. Hatice'nin dikkatini de çekiyordu. Nihayet iki taraf yakınlarl ile aile yuvası kurulmuş oldu. Hz. Hatice kendisini isteyen pek çok zengini reddetmiş, buna karşılık yoksul fakat azimli, çalışkan ve dürüst olan Peygamberimizi seçmişti. Bu sırada Hz. Hatice 40, Hz. Muhammed ise 25 yaşındaydı. Peygamberimizin Hz. Hatice'den "Kasım ve Abdullah adlı oğullarıyle; Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma adlı kızlan" dünyaya geldi. ibrahim ise Mısırlı Mariye'den doğdu. Oğulları küçükken öldüler, Fatıma dışında öteki kızları da Peygamberimizden önce öldüler.
Yıkılan Ka'be tamir edilirken sıra karataşı (Haceru'l-Esved'i) köşesine koymaya gelince kabile reisleri işi kavgaya dökmüşlerdi. Ancak bu konuda hakem olan sevgili Peygambeimiz taşı yaygının ortasına koyup kabile başkanlarına taşıttı ve köşeye gelince kendi eliyle yerleştirdi. Böylece herkes taşımış oluyordu ve hiç bir kabile başkanı tek başına "Bu işi ben yaptım" diye övünemiyecekti. Kavga nihayete ermişti.
Alıntı