Hz Muhammed (s.a.v) Mirac Gecesinde Gördüğü Kadınlar
Hz. Emir-ül Mü'minin Ali'den (A.S) şöyle nakledilmiştir:
'' Birgün ben ve Fatıma (S.A) Resul-i Ekrem'in (S.A.V) huzuruna vardığımızda,
ALLAH Resulü çok ağlamıştı. Ben ya Resulullah, dedim.
Canım sana feda olsun nedir seni ağlatan ?
Şöyle buyurdu:
'' Beni göklere miraca götürdüklerinde, ümmetimden bazı kadınları gördüm ;
işte onların haline ağlamaktayım.
Bir kadını saçından asılı bir halde beyni kaynarken gördüm.
Bir diğerini, dilinden asılıyken, boğazına cehennemin pis kokulu
kaynar suyundan döktüklerini gördüm.
Bir başkasını göğüslerinden asıldığını ,
birisinin kendi vücudunun etini yediği halde altından alevler yükseldiğini gördüm.
Bir diğerini, ellerinin ayaklarına bağlandığı bir vaziyette
yılanların ve akreplerin kendisine musallat olduğunu gördüm.
Bir başka kadını gördüm ki, kör,sağır ve dilsizdi.
Aynı zamanda ateşten bir sandığın içerisine koyulmuş,
beyni burnundan dökülüyor ve vücudunu cüzam ve sedef hastalığından parça parça olmuştu.
Bir kadını ise ateş tandırında ayaklarından asılı bir vaziyette gördüm.
Bir başkasını gördüm ki vücudunun etlerini önden ve arkadan
ateşten olan makaslarla kesiyordu.
Bir kadın ise yüzünü ve ellerini yaktığı halde bağırsaklarını yiyordu.
Bir diğerini gördüm ki başı domuz başı,
gövdesi ise eşek gövdesi gibiydi ve tülü türlü azabın içerisindeydi.
Bir başkasını köpek şeklinde gördüm ki, arkasından verdikleri
ateş ağzından çıkıyor,başına ve bedenine ise melekler ateşten balyozlarla vuruyorlardı .''
Hz. Fatıma (A.S) dönüp'' ey benim habibim ve gözümün nuru,
hangi amellerinden dolayı ALLAH-u Teala onları bu azaplara müptela kılmıştı?''
diye sorunca, şöyle buyurdu:
'' Kızım, saçından asılan kadının suçu ; saçını namahremlere karşı kapatmaması idi.
Dilinden asılan kadın, diliyle kocasına eziyet eden birsiydi.
Göğüslerinden asılan kadının suçu, kocasını cinsel münasebetten alıkoymaktı.
Ayağından astıkları kadın, kocasından izinsiz dışarıya çıkıp giden kadındı.
Kendi vücudunun etini yiyen kadıın suçu, yabancılar için süslenmek idi;
elleri ayaklarına bağlanan ise, kendini ve elbiselerini tutmayarak, cenabet guslü etmeyip, necislerden vücudunu uzak tutmamak ve namazını hafife almaktı.
Kör ve dilsizin suçu şuydu ki, zinadan hamile kalıp o çocuğu kocasına isnad ediyordu.
Vücudunun etini makasladıklari kimse ise, insanlar rağbet etsinler diye , vücudunu insanlara gösteren kimseydi.
Yüzünü ve vücudunu yaktıkları halde bağırsaklarını yiyen kadın ,nikahsız kadın ve erkekleri birbirine ulaştırıp , günah işlemelerine vesile olan kadındı.
Baş domuz bedeni ise eşek bedeni olanın suçu , söz taşıma ve yalancılık idi.Köpek şeklinde olan ve altından ateş verdikleri kadın ; şarkıcı ve hased eden kimseydi.
Bütün bunları anlattıkta sonra şöyle buyurdu ALLAHın Resulü (S.A.V):
''yazıklar olsun kocasını kızdıran kadına .
Ne mutlu kocasını kendisinden razı olan kadına !''
Cenab-ı Mevlâ Hazretlerine kendisine layık kul, Peygamber Efendimiz Hazretlerine layık ümmeteylesin...Amin
Hz. Emir-ül Mü'minin Ali'den (A.S) şöyle nakledilmiştir:
'' Birgün ben ve Fatıma (S.A) Resul-i Ekrem'in (S.A.V) huzuruna vardığımızda,
ALLAH Resulü çok ağlamıştı. Ben ya Resulullah, dedim.
Canım sana feda olsun nedir seni ağlatan ?
Şöyle buyurdu:
'' Beni göklere miraca götürdüklerinde, ümmetimden bazı kadınları gördüm ;
işte onların haline ağlamaktayım.
Bir kadını saçından asılı bir halde beyni kaynarken gördüm.
Bir diğerini, dilinden asılıyken, boğazına cehennemin pis kokulu
kaynar suyundan döktüklerini gördüm.
Bir başkasını göğüslerinden asıldığını ,
birisinin kendi vücudunun etini yediği halde altından alevler yükseldiğini gördüm.
Bir diğerini, ellerinin ayaklarına bağlandığı bir vaziyette
yılanların ve akreplerin kendisine musallat olduğunu gördüm.
Bir başka kadını gördüm ki, kör,sağır ve dilsizdi.
Aynı zamanda ateşten bir sandığın içerisine koyulmuş,
beyni burnundan dökülüyor ve vücudunu cüzam ve sedef hastalığından parça parça olmuştu.
Bir kadını ise ateş tandırında ayaklarından asılı bir vaziyette gördüm.
Bir başkasını gördüm ki vücudunun etlerini önden ve arkadan
ateşten olan makaslarla kesiyordu.
Bir kadın ise yüzünü ve ellerini yaktığı halde bağırsaklarını yiyordu.
Bir diğerini gördüm ki başı domuz başı,
gövdesi ise eşek gövdesi gibiydi ve tülü türlü azabın içerisindeydi.
Bir başkasını köpek şeklinde gördüm ki, arkasından verdikleri
ateş ağzından çıkıyor,başına ve bedenine ise melekler ateşten balyozlarla vuruyorlardı .''
Hz. Fatıma (A.S) dönüp'' ey benim habibim ve gözümün nuru,
hangi amellerinden dolayı ALLAH-u Teala onları bu azaplara müptela kılmıştı?''
diye sorunca, şöyle buyurdu:
'' Kızım, saçından asılan kadının suçu ; saçını namahremlere karşı kapatmaması idi.
Dilinden asılan kadın, diliyle kocasına eziyet eden birsiydi.
Göğüslerinden asılan kadının suçu, kocasını cinsel münasebetten alıkoymaktı.
Ayağından astıkları kadın, kocasından izinsiz dışarıya çıkıp giden kadındı.
Kendi vücudunun etini yiyen kadıın suçu, yabancılar için süslenmek idi;
elleri ayaklarına bağlanan ise, kendini ve elbiselerini tutmayarak, cenabet guslü etmeyip, necislerden vücudunu uzak tutmamak ve namazını hafife almaktı.
Kör ve dilsizin suçu şuydu ki, zinadan hamile kalıp o çocuğu kocasına isnad ediyordu.
Vücudunun etini makasladıklari kimse ise, insanlar rağbet etsinler diye , vücudunu insanlara gösteren kimseydi.
Yüzünü ve vücudunu yaktıkları halde bağırsaklarını yiyen kadın ,nikahsız kadın ve erkekleri birbirine ulaştırıp , günah işlemelerine vesile olan kadındı.
Baş domuz bedeni ise eşek bedeni olanın suçu , söz taşıma ve yalancılık idi.Köpek şeklinde olan ve altından ateş verdikleri kadın ; şarkıcı ve hased eden kimseydi.
Bütün bunları anlattıkta sonra şöyle buyurdu ALLAHın Resulü (S.A.V):
''yazıklar olsun kocasını kızdıran kadına .
Ne mutlu kocasını kendisinden razı olan kadına !''
Cenab-ı Mevlâ Hazretlerine kendisine layık kul, Peygamber Efendimiz Hazretlerine layık ümmeteylesin...Amin