Son konular

Hz Muhammedin guzel ahlakı ile ilgili ornekler

zeberus1234

Yeni Üye
Tepkime
10
Yaş
36
Coin
2
Peygamber efendimizin guzel ahlakı ile ilgili ornekler
Peygamberimizin ornek ahlakı


Allah'ın en sevgili kulu, son ve en buyuk Peygamber Hz Muhammed (sas) bir saadet guneşi olarak doğdu Kurumuş topraklar su ile yeşerdiği gibi Peygamberimizin gelmesiyle insanlık yeniden hayat buldu

O'nun kalblere yerleştirdiği iman ışığı sayesinde kalblerden yanlış inanclar silindi, cehaletin yerine ilim, zulmun yerine hak ve adalet, kin ve duşmanlığın yerine insan sevgisi, acımasızlığın yerine şefkat ve merhamet geldi Gercek anlamda islam kardeşliği kurularak toplum barış ve huzura kavuştu

İnsanlara dunya ve ahirette mutlu olmanın aydınlık yolunu gosteren Peygamberimiz, oğrettiği ahlak ilkelerini once kendisi uygulayarak en guzel ornek oldu

Yuce Allah Kur'anı Kerimde Peygamberimiz hakkında: «Ve sen elbette yuksek bir ahlaka sahipsin» (65) buyurarak O'nun cok yuksek ahlak sahibi bir şahsiyet olduğunu bildirmiştir

O, ahlakını Kur'an'dan almış, butun iyilikleri kendisinde toplamıştır Saygıdeğer eşi Hz Aişe'ye Peygamberimizin ahlakının nasıl olduğu sorulduğunda O, şu cevabı vermiştir:

«O'nun ahlakı Kur'an idi» (66)

O'nu Yuce Allah yetiştirdi ve insanlığa ornek olsun diye ozel olarak terbiye etti Bu konuda Peygamberimiz şoyle buyuruyor: «Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi guzel yaptı» (67)

O, dravranışları ve ustun kişiliği ile insanlık icin en guzel ornektir

Bununla ilgili olarak Allah Teala Kur'anı Kerimde:

«Andolsun Allah'ın elcisinde sizin icin uyulması gereken guzel ornek vardır» (68) buyurmuş ve O'nun yaşayışını ornek almamızı istemiştir

Musluman olarak bizim gorevimiz, Peygamberimizin ahlak ve fazilet dolu hayatını iyice oğrenmek ve O'nun ahlaki davranışlarını ornek alarak yaşamaktır

Şimdi kısaca Peygamberimizin yaşayışını ve ahlaki davranışlarını birlikte oğrenmeye calışalım:

Peygamberimizin Doğruluğu

Peygamberimiz, doğruluk ve durustluğun en guzel orneği idi O, cocukluğundan itibaren doğruluktan ayrılmamış, hic yalan soylememiştir Peyganmberliğinden onceki genclik doneminde doğruluğu ve guvenilir kişiliğinden dolayı kendisine, «Muhammedu'lEmin» yani, «Guvenilir Muhammed» denilirdi Duşmanları bile O'nun doğruluğunu kabul etmiş, kendisine yalancı diyememişlerdi

Peygamber olduğu zaman Mekke'de halkını İslam'a davet icin toplamıştı Safa tepesine cıkarak orada taplananlara: «Ey Kureyş halkı! Size bu dağın arkasından bir duşman ordusunun geldiğini soylesem bana inanır mısınız?» dedi, orada bulunanlar:

«Hepimiz inanırız, cunku sen omrunde yalan soylemedin» diye cevap verdiler Bu toplululğun icinde Peygamberimizin en azılı duşmanları da vardı Onlar da Peygamberimizin doğruluğunu itiraf etmişti

Peygamberimiz kendisi doğru sozlu olduğu gibi bizim de doğru olmamızı ve yalancılıktan sakınmamızı istemiş ve şoyle buyurmuştur: «Doğruluktan ayrılmayınız, cunku doğruluk iyiliğe goturur, iyilikde cennete iletir İnsan doğru soyledikce ve doğruyu aradıkca Allah yanında doğrular zumresine yazılır Yalandan sakının, cunku yalan kotuluğe goturur, kotulukde cehenneme surukler, insan yalan soyledikce ve yalan peşinden koştukca Allah yanında yalancı olarak yazılır» (69)

O, yalandan hic hoşlanmaz, yalancıları sevmezdi

Peygamberimiz bir şey hakkında soz verdimi verdiği sozde mutlaka durur, gereğini yerine getirirdi

O, kurtuluşun doğrulukta olduğunu bildirmiş, doğruların kıyamet gununde peygamberlerle beraber olacağını haber vermiştir

Peygamberimize insanların hayırlısı kimdir diye soruldu

Peygamberimiz: «Her temiz kalbli ve doğru sozlu olanlardır» (70) buyurdu

Peygamberimizin Merhameti

Peygamberimizin kalbi şefkat merhamet ve insan sevgisi ile dolu idi, Yuce Allah Kur'anı Kerim'de O'nun hakkında şoyle buyuruyor:

«Ey Muhammed! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gonderdik» (71)

O'nun şefkat ve merhameti, hayatının her doneminde acıkca gorulur, merhametle dolu olan kalbi hep iyilik icin carpardı Kimseye bir kotuluk dokunmasını, hic kimsenin incinmesini istemezdi

Saygıdeğer eşi Hz Hatice ile amcası Ebu Talip Peygamberimize cok yardımcı olmuşlardı Kısa aralıklarla her ikisi de vefat edince İslam duşmanları Peygamberimize eziyeti artırdılar Bunun uzerine Peygamberimiz ilk muslumanlardan olan Zyed b Harise ile birlikte Mekkeden ayrılarak Taif halkını İslama davet etmeye gitti Taifliler İslamı kabul etmedikleri gibi Peygamberimizi taşa tuttular Zeyd, atılan taşlardan Peygamberimizi korumak icin vucudunu siper etti Atılan taşlardan Peygamberimizin ayakları yaralandı, kan icinde kaldı, yuruyemiyecek duruma geldi ve yol kenarında bir uzum bağına sığınmak zorunda kaldı

O'nun bu derece sıkıntıya duşmesi uzerine Yuce Allah Cebrail'i gondererek, dağlar meleğinin emrinde olduğunu ve ne dilerse onu bu meleğe emredebileceğini bildirdi Bunun uzerine dağlara emreden Melek Peygamberimize seslenerek selam verdi ve:

«Sen ne dilersen emrine hazırım, eğer şu iki dağın Mekkeliler uzerine cokerek birbirine kavuşmasını ve muşrikleri tamamiyle ezmesini istersen onu da emret» dedi

Peygamberimiz eğer isteseydi, kendisine acımasız bir şekilde saldıranlar ve O'nu kanlar icinde bırakanlar bir anda yok edilecekti Fakat Peygamberimiz, cok uzuntulu olduğu durumda bile sevgi ve merhamet dolu kalbi onların cezalandırılmalarına razı olmamış ve Meleğe şoyle demişti:

Hayır ben onu istemem, ben isterimki Allah, bu muşriklerin soyundan yalnız Allah'a ibadet eden ve Allah'a hicbir şeyi ortak koşmayan insanlar meydana cıkarsın» (72)

Peygamberimiz, insanlara ve diğer canlılara merhamet gosterenlere Yuce Allah'ın merhametle karşılık vereceğini bildirerek şoyle buyurmuştur:

«Merhamet edenlere Allah da merhamet eder, siz yeryuzundekilere merhamet ediniz ki, goktekiler de size merhamet etsin» (73)

Merhametsizler hakkında da şu uyarıda bulunmuştur:

«Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz» (74)

O, sevgi ve yardıma muhtac olan yetimlerle ozellikle ilgilenir, muslumanlara da, yetimlere merhamet gosterilmesini tavsiye ederdi

Peygamberimiz, sadece insanlara değil hayvanlara karşı da şefkat ve merhamet gosterirdi O, susayan bir kediye kendi eliyle su icirmiş, hayvanların ac bırakılmamasını, onlara iyi davranılmasını emretmiştir Bir sahabi diyor ki: Peygamberimizle beraber bir yolculuk yapıyorduk Bir ihtiyacım icin ayrılmıştım Orada iki yavrusu olan bir serce kuşu gordum ve yavrularını aldım Serce peşimden gelerek yavruları icin cırpınıp bağırmaya başladı Bunu goren Peygamberimiz:

«Bu kuşu yavru acısı ile sızlandıran kimdir? Yavrusunu ona verin» (75) dedi

Peygamberimizin Comertliği

Peygamberimiz insanların en comerdi idi Kendisinden bir şey isteyen hic kimseyi boş cevirmez, eline ne gecerse ihtiyacı olanlara dağıtır, «Ben ancak dağıtıcıyım, veren Allah'tır» derdi Bununla beraber dilenciliği sevmez, dilenenlere bundan kurtulmaları icin calışıp kazanmanın yollarını gosterirdi

Ashaptan Cabir (ra) diyor ki: Peygamberimiz kendisinden istenilen bir şeye asla yok dememiştir (76)

Bir gun Peygamberimize bir parca kumaş hediye edilmiş, O'da bunu kabul etmişti Buna ihtiyacı da vardı Yanında oturanlardan biri «Bu ne iyi kumaş» deyince, Peygamberimiz kumaşı ona bıraktı

O, yoksulları, ihtiyac sahiplerini kendinden cok duşunur, acları doyurur, kendisi ac kalırdı Peygamberimiz, maddi imkanlara sahip olduğu zamanlarda da sade bir hayat yaşamış, kendisi icin bir şey bırakmamış, elindekileri muhtaclara dağıttığı icin ac yattığı zamanlar cok olmuştur Eşi Hz Aişe diyorki:

«Peygamberimiz, uc gun peşpeşe karnını doyurmamıştır İsteseydi doyururdu Fakat yoksulları doyurup kendisi ac kalmayı tercih ederdi» (77)

İşte kalbi, insan sevgisi, şefkat ve yardım duygusu ile carpan Sevgili Peygamberimizin comertliği boyle idi ve bir omur boyu boyle devam etmiştir

Peygamberimizin Alcakgonulluluğu

Peygamberimiz hem vekarlı hem de cok alcak gonullu idi Asla buyukluk taslamaz, bir yere gittiği zaman kendisine ayağa kalkılmasını ve elinin opulmesini bile istemezdi Bir defasında adamın biri elini opmek isteyince Peygamberimiz elini geri cekmişti Bir meclise gittiği zaman boş bulduğu yere oturur, ayaklarını başkalarına karşı uzatmazdı

O, şoyle buyurmuştur:

«Kim musluman kardeşine alcak gonullu davranırsa Allah onu yukseltir Kim kibirlenir, ustunluk taslarsa Allah onu alcaltır» (78)

Peygamberimiz; zengin, fakir ayırımı yapmaz, kendisini bir hizmetci davet etse bile, giderdi Yoksul ve fakirlerle birlikte oturup yemek yer, en fakir kimselerin evlerine giderek hal ve hatırlarını sorardı Hastaları ziyaret eder, iyileşmeleri icin dua ederdi Hasta olan bir yahudi gencini de ziyaret etmişti

Başkaları konuşurken sozlerini kesmez, onları dinlerdi Hayatı son derece sade idi Kendisine ikram edilen yemeği severek yerdi Sevmediği bir yemek olursa yemez, fakat yemeği asla kotulemezdi Peygamberimiz kendisine fazla hurmet edilmesini ve aşırı şekilde ovulmesini uygun bulmazdı

Peygamberimizin Hoşgorusu ve Bağışlayıcılığı

Peygamberimiz, guler yuzlu, yumuşak huylu ve son derece nazik idi Kaba ve kırıcı değildi Ağzından kırıcı bir soz cıkmazdı O, omrunde hic kimseye kotu soz soylememiş, kırıcı bir davranışta bulunmamış ve kimseyi azarlamamıştır

On yıl Peygamberimizin hizmetinde bulunan Enes (ra) diyor ki: «Peygamberimiz bana hicbir gun ofbile demedi Yaptığım bir şey icin bunu niye yaptın, yapmadığım bir iş icin de niye yapmadın diye beni azarlamadı» (79)

Gorduğu kusurları kimsenin yuzune vurmazdı Arzu edilmeyen yanlış bir davranış gorduğu zaman, «Bazıları şoyle yapıyor, şoyle soyluyor, halbuki bunlar doğru değildir» gibi umumi sozlerle nasihat eder ve boylece kimseyi utandırmadan kusur ve hataları duzeltirdi Kendisine bir şey ikram edilse az da olsa onu kucumsemez, ona değer verirdi Yapılan iyiliğe karşılık verir, iyilik yapanları hayırla anardı

Peygamberimiz cok vefakar idi Kendisine iyilik yapanları hic unutmaz, onları daima hayırla anardı İslamı ilk kabul eden saygıdeğer eşi Hz Hatice idi Peygamberimiz ahlak ve fazilet orneği hanımını olumunden sonra da unutmamıştır O'nu daima hayırla anar, koyun kestiğinde etinden Hz Hatice'nin yakınlarına da gonderirdi

Peygamberimiz, sutannesi ve sut kardeşlerine de saygı duyar, yakından ilgilenirdi Sutannesi Halime, kendisini ziyarete geldiği zaman O'nu «anacığım, anacığım» diye karşılamış, altına elbisesini yayarak oturtup saygı gostermişti

O, cok bağışlayıcı idi Uhut savaşında duşmanlar, Peygamberimize ok atmışlar, uzerine taş yağdırmışlar ve O'nun mubarek dişini kırıp yuzunu yaralamışlardı Onların bu davarnışlarına karşılık Peygamberimiz kotu soz soylememiş, onlara beddua etmemiştir O, yuzundeki kanları silerken şoyle demiştir:

«Allahım! Milletimi bağışla! Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar» (80)

Yuce Allah Kur'anı Kerim'de şoyle buyuruyor:

«Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret ve bilgisizlere aldırış etme» (81)

Peygamberimiz kendisine karşı yapılan kotulukleri bağışlamış, eline fırsat gectiği halde kimseden intikam almamıştır Ancak başkalarının haksızlığa uğramasına ve zarar gormesine razı olmamış, hak ve adaletin yerini bulmasına ozen gostermiştir Şuphesiz şahsımıza karşı işlenen kusurları, yapılan haksızlıkları bağışlayabilmek yuksek bir duygudur

Peygamberimizin Cesareti

Peygamberimizin ozelliklerinden biri de yuksek bir cesarete sahip oluşudur O, insanları İslama davet ettiği zaman tek başına idi İlk yıllarda muslumanlığı kabul edenlerin sayısı da azdı Karşısında İslam'ı yok etmek isteyenlerin sayısı cok, maddi gucleri fazla idi

Peygamberimiz kutsal gorevini yaparken buyuk tehlikelerle karşılaştı Duşmanlar O'nu oldurmek, İslam guneşini sondurmek icin korkunc planlar yaptılar Guclu ordularla muslumanlara saldırdılar Fakat Peygamberimiz bunların hicbirinden yılmadı, umitsizliğe kapılmadı, gorevine devam etti

O'nun hayatında pekcok cesaret ve kahramanlık ornekleri vardır O, gerektiğinde, sabır, kararlılık, cesaret ve kahramanlıkta da muslumanlar icin en guzel ornek olmuştur

Peygamberimizin Misafirseverliği

Peygamberimizin ustun vasıflarından biri de misafirseverliğidir Uzaktan yakından kendisini gormeye gelenlerin sayısı coktu O, misafirlerini en iyi şekilde ağırlar, onlara bizzat kendisi hizmet ederdi Peygamberimiz, musluman olmayan misafirlerine de aynı şekilde davranırdı

O, misafirlerle ilgili olarak şoyle buyurmuştur:

«Allah'a ve ahiret gunune inanan misafirine ikram etsin» (82)

Peygamberimizin Temizliği

Peygamberimizin yaşayışı sade ve temiz idi Bedenini daima temiz tutar, elbiselerinin temizliğine cok dikkat ederdi Dişlerinin temizliğine ayrı bir onem verir ve dişlerini temizlemek icin, o devirde bir ceşit diş fırcası olan misvak kullanırdı Ashabına da diş temizliğini tavsiye ederdi

Peygamberimiz pislikten hic hoşlanmazdı Ashabına camiye temiz gelmelerini soylerdi Bir defasında ustu başı pis ter kokusu ile camiye gelenlere: «Yıkandıktan sonra gelseniz daha iyi olurdu» buyurmuştur

Peygamberimizin İbadeti

Peygamberimiz, her işini tam bir duzen icinde yapardı İbadet zamanları, dinlenmek icin ayırdığı saatler belli idi Vakitlerini boş gecirmez, her dakikasını faydalı bir işle değerlendirirdi

Peygamberimiz, Allah'ın en sevgili kulu olduğu halde Allah'tan cok korkar, kıyamet gununden endişe ederdi

O, her an Allah'ı anar, ibadetten cok buyuk haz duyardı Geceleri kıldığı namazlarda uzun sure ayakta durmaktan ayakları bile şişerdi Eşi Hz Aişe O'nun bu durumunu gorunce:

Ey Allah'ın RasUlu! Allah, senin gecmiş ve gelecek gunahlarını bağışladığı halde kendine nicin bu kadar zahmet ediyorsun? deyince, Peygamberimiz O'na şu cevabı vermiştir:

«Allah'a şukreden bir kul olmıyayım mı?» (83)

Peygamberimizin Aile Hayatı

Peygamberimiz ornek bir aile reisi idi O, hanımlarına karşı cok nazik bir eş, cocuklarına karşı da şefkatli bir baba idi Peygamberimiz ev işlerinde hanımlarına yardım eder, evin ihtiyaclarını carşı ve pazardan alarak eve kendisi getirirdi O, ne kadın ne de hizmetci hic imseyi dovmemiş ve incitmemiştir

Peygamberimizin evi, dunyadaki aile yuvalarının en mutlusu idi Bu yuvada kavgagurultu yoktu Huzur vardı Peygamberimiz evde daima guler yuzle hareket eder, hanımlara karşı kırıcı soz soylemez, kaba davranışta bulunmazdı O, muslumanların da aynı davranışta bulunmasını istemiş ve şoyle buyurmuştur:

«Sizin en hayırlınız, kadınlarına karşı iyi davranandır»

Peygamber Efendimiz, erkeğin, eşinin davranışlarını hoşgoru ile karşılamasını da istemiş ve şu tavsiyede bulunmuştur:

«Bir kimse eşine nefret etmesin; cunku hoşuna gitmeyen huyları varsa, buna karşılık hoşlanacağı huyları da vardır» (84)

Peygamberimizin Cocuk Sevgisi

Peygamberimiz cocukları cok severdi Onları kucağına alıp okşar, sevgi ve şefkatle operdi Peygamberimiz, torunları Hz Hasan ve Hz Huseyin'i opuyordu Orada bulunan bir adam bunu gorunce;

Benim on cocuğum var, onların hic birini opmuş değilim, dedi

Peygamberimiz ona:

«Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz» buyurdu

Peygamberimiz namaz kılarken sevgili torunları Hasan ve Huseyin omuzlarına cıkardı O, ibadet halinde bile cocukların bu davranışını hoş karşılar, oyunlarına engel olmazdı

Bir yerde otururken kızı Hz Fatma gelince, ayağa kalkar, O'nun alnından oper ve O'nu yerine oturturdu O sadece kendi cocuklarını ve torunlarını değil, kimin cocuğunu gorurse onunla konuşur, hatırını sorar ve severdi, cocuklara, hoşlarına giden şeyler vererek sevindirirdi O, musluman olmayan kimselerin cocuklarını da sevip okşardı

Peygamberimiz, cocuklarla cok ilgilenirdi Bir defa cocuklar arasında koşu duzenledi, kendisi de yarışın sona ereceği noktada durdu Koşarak yanına gelen cocukları optu ve kendilerine hediyelerini verdi (85)

Peygamberimiz, cocuklarla ilgili şu oğutlerde bulunmuştur:

«Allah'tan korkun cocuklarınız arasında adaletli davranın»(86)

«Şuphesiz ki Allah, cocuklarınız arasında opucuklerinizde de eşit davranmanızı sever» (87)

Ozet olarak Peygamberimiz; ici ve dışı tertemiz, kalbi; şefkat ve merhamet duyguları ile dopdolu, başkalarını kendinden cok duşunen, omrunu insanlığın kurtuluşu icin harcayan buyuk bir Peygamber, en ustun ahlaki faziletleri kendinde toplayan ornek bir şahsiyet idi

Ne mutlu, O'nun gosterdiği aydınlık yoldan gidenlere

Ne mutlu, O'nun yaşayışını ve ahlaki davranışlarını ornek alanlara

alıntı
 
Üst Alt